output
stringlengths 62
421
| instruction
stringlengths 497
47.6k
| input
stringclasses 1
value |
---|---|---|
Bursaspor'un bir puan önüne geçen Sarı-Lacivertliler 'Başkentli kardeşi'nden ciddi ciddi çekiniyor | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Şampiyonluk yarışında bitime 3 hafta kala Bursaspor'un bir puan önüne geçen Sarı-Lacivertliler, Beşiktaş'a çelme takan Timsah'ın 'Başkentli kardeşi'nden ciddi ciddi çekiniyor Kasımpaşa galibiyetiyle 'şampiyonluk yürüyüşü'nü 'koşu'ya dönüştürüp, Bursaspor'un bir adım önüne geçen Fenerbahçe camiasında herkes pazar gecesinden itibaren bu hafta Şükrü Saracoğlu Stadı'nda Eskişehirspor ile oynayacağı karşılaşmadan sonra gelecek hafta deplasmanda oynanacak Ankaragücü maçını düşünmeye başladı. Bunun temel nedeni ise Bursaspor ile Ankaragücü'nün iki kardeş kulüp olması. 28. haftada Ankaragücü ile Beşiktaş arasında oynanan ve 'Şampiyon Bursaspor' sesleriyle inleyen 19 Mayıs Stadı'nda Siyah-Beyazlı takıma takılan 'çelme', Sarı-Lacivertlilerin endişelerini adeta korkuya dönüştürüyor. MELİH GÖKÇEK VE ÜMİT ÖZAT Ankaragücü ile Fenerbahçe arasında oynanacak karşılaşmaya başka şekilde dikkat çeken çevreler de var. Bu çevreler Ankaragücü Başkanı Ahmet Gökçek'in babası Melih Gökçek'in Fenerbahçe Kulübü kongre üyesi, antrenör Ümit Özat'ın da Fenerbahçe'nin eski kaptanı olmasının sıkıntı yaratacağını ifade ediyorlar. Bu arada Ankaragücü Asbaşkanı Ayhan Atalay, ligin 33. haftasında oynanacak Ankaragücü-Fenerbahçe maçının hakem atamasıyla ilgili olarak bugün bir basın toplantısı düzenleyecek. Ayhan Atalay, Merkez Hakem Kurulu'nun Ankaragücü-Fenerbahçe maçına atamayı düşündüğü hakemle ilgili bazı duyumlar aldıklarını, kendilerini rahatsız edecek bu isimler nedeniyle bugün bir basın toplantısı düzenleyeceğini söyledi. | |
İngiltere'nin yayın organı New York Times Kürt sorununu dünya bsınının gündemine oturttu | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: " New York Times gazetesi, BDP'nin itaatsizlik kampanyasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için "gerçek bir demokrasi sınavı" olarak görüldüğünü öne sürdü. "Atatürk'ten sonra en güçlü lider" olarak nitelediği Erdoğan'ın, "son dönemde gazeteciler, yazarlar ve eleştirenlere yönelik baskılar nedeniyle yurt içinde ve dışında artan eleştirileri çektiği" yorumunu da yapan gazete, Türkiye'deki gelişmelerin, Mübarek'ten halkını dinlemesini isteyen Erdoğan ve Türkiye'nin itibarı için "mahcup edici bir meydan okuma" oluşturduğunu savundu. Yüksek Seçim Kurulu'nun(YSK) Kürt adaylarına ilişkin tartışmalı kararı ve bunu izleyen protesto gösterileri, Kürt sorununu yine dünya basınının gündemine oturttu. New York Times gazetesi, BDP'nin itaatsizlik kampanyasının Erdoğan için "gerçek bir demokrasi sınavı" olarak görüldüğünü savundu. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, "son dönemde gazeteciler, yazarlar ve eleştirenlere yönelik baskılar nedeniyle yurt içinde ve dışında artan eleştirileri çektiği" yorumunu da yapan gazete, Türkiye'deki gelişmelerin, Mübarek'ten halkını dinlemesini isteyen Erdoğan ve Türkiye'nin itibarı için "mahcup edici bir meydan okuma" oluşturduğunu öne sürdü. New York Times gazetesi, Landon Thomas Jr. İmzasıyla ile yayımladığı Diyarbakır kaynaklı geniş haberinde "Kürtler, Türkiye'de Haklar ve Saygı için Harekatı Yineledi" başlığını kullandı. Başlangıç cümlelerine Diyarbakır'da 5 bin Türk'e seslenen imamın Kürkçe olarak "Hiç kimse, Allah'ın bize verdiği, kendi dilimizi okullarımızda veya camilerimizde konuşma hakkını reddedemez" sözlerini yer veren gazete, Türk devletinin 12-15 milyon Kürdün dilinin okullarda, camilerde ve devlet dairelerinde kullanılmasına hala izin vermediğine dikkat çekildikten sonra şöyle denildi: "Arap Baharı'nın yaşandığı bu dönemde Türkiye'nin daima huzursuz Kürtleri, Türk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1923 yılından beri mücadele verdikleri, gerçek temsil özgürlüğü ve ana dilinde eğitim görme hakkını sağlamak için yeni bir çaba başlattı. Geçmişte bu tür çabaların gerisindeki en büyük güç kanlı bir gerilla savaşı iken şimdi ise, Kürt liderlerinin sadece komşu ülke Suriye ile Mısır, Yemen ve Libya'daki gelişmelerden değil, aynı zamanda ABD'de 1960 yıllarındaki sivil haklar mücadelesinden ilham aldığını söyledikleri bir sivil itaatsizlik kampanyasıdır." "ERDOĞAN, ATATÜRK'TEN SONRA EN GÜÇLÜ LİDER" New York Times gazetesi, 12 Haziran'da genel seçimlerin yapılacağına işaret ederek "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dindar muhafazakar hükümet Haziran'da ülke çapındaki seçimler için hazırlanırken BDP'nin öncüğünü yaptığı bu yeni iddialı kampanya, Sayın Erdoğan için bir gerçek bir demokrasi sınavı olarak görülüyor" yorumunu yaptı. Gazete Erdoğan ile ilgili şu görüşleri dile getirdi: "Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra Türkiye'nin en güçlü ve bölgede en etkili lideri olarak görülen ve Türkiye'yi ekonomik bir dinamoya dönüştüren Sayın Erdoğan, son dönemde gazeteciler, yazarlar ve eleştirenlere yönelik baskılar nedeniyle yurt içinde ve dışında artan eleştirileri çekti." "KAYGILAR YKS'NIN KARARIYLA ARTTI" Bu tür kaygıların, YSK'nın 12 bağımsız adayın adaylıklarını iptal etmesi üzerine arttığını, YSK'nın kararını gözden geçirmiş olmasının Kürtlerin öfkesini yatıştırıp yatıştırmayacağının belli olmadığını da yazan gazete, "Bütün bunlar, Mısır'daki ayaklanma sırasında eski lideri Hüsnü Mübarek'ten halkına dinlemesini isteyen Sayın Erdoğan ve genel olarak bölgenin en gelişmiş demokrasisi olan Türkiye'nin prestiji için mahcup edici bir meydan okuma anlamına geliyor" değerlendirmesini de yaptı. "KÜRTLERİN MAKUL VE KABUL EDİLMESİ ZOR TALEPLERİ" Haberde Kürt partisinin daha önce altı defa kapatıldığına da işaret edildikten sonra Kürtlerin "Dil ve temsil hakları gibi makul" taleplerinin yanı sıra Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması gibi "kabul edilmesi güç" taleplerini de öne sürmesinin "Hareket içerisinde sandık aracılığı ile değişim isteyenler ile bunu daha şiddetli yollarla elde etmeyi tercih edenler arasındaki gerilimlerin yansıması" olarak yorumlandı. Türkiye'de Kürtlerin taleplerini aşırı bulan Türklerin ifadelerinin de aktarıldığı haberde "Erdoğan'ın bir destekçisi" olarak nitelediği İstanbul'daki bir taksi sürücüsünün Abdullah Öcalan'ın idam edilmediği için ateş püskürdüğüne dikkat çekilerek, hükümetin aşrı olsa da bu yöndeki görüşlere hassas olduğu çünkü PKK'ya tavizleri ihanet gibi gören çok sayıda Türkü uzaklaştırma lüksü bulunmadığı" savunuldu. Türk hükümetinin Kürtlere yönelik olarak attığı, Kürtçe tv gibi adımlara dikkat çeken NYT "Ancak seçim öncesi gerilimler artarken ileride bir adım oluşturan bu küçük önlemler, daha hızlı ve cesur değişiklikleri hedefleyen kampanyanın altında kaldı" ifadelerini de kullandı | |
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin erken seçim çağrısı sonrası gündeme gelen 'Seçimde ittifak yapılmasına izin verilecek mi?' sorusuna yanıt verdi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Devlet Bahçeli'nin erken seçim sonrası Ankara'da büyük hareketlilk yaşandı. Ülkenin gündemin, değiştiren Bahçeli'nin seçim çağrısıyla ilgili AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar açıklama yaptı. Tayyar, sosyal medya hesabı Twitter'dan olası bir erken seçimde ittifakların yapılıp yapılamayacağı ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Seçim sisteminde yapılan değişikliklerin ilk seçimde uygulanmasının önünde 'süre' engeli yok. 16 Nisan referandumunda '1 yıllık süre' şartı, sadece bu seçime özgü olarak askıya alınmıştı. Dolayısıyla ittifak dahil seçim sistemindeki değişiklikler, erken seçimde uygulanabilecek." YAPILAN DEĞİŞİKLİLER GEÇERLİ OLMAYACAK: Tayyar'ın aktardığına göre 'Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz' kanunu olası bir erken seçimde geçerli olmayacak. Yani şu madde geçerli olmayacak, erken seçim mümkün: "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz." 'BAHÇELİ'YE CEVAP VERMEDİ' Tayyar, Bahçeli'nin açıklamasının ardından partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Anayasa değişikliği 2019 Kasım seçimlerinde yürürlüğe girecek" ifadesini de şöyle yorumladı: "Cumhurbaşkanımızın grup konuşmasındaki '2019' vurgusu, Bahçeli'ye cevap değildir. Nihai karar, partimizin yetkili kurullarındaki değerlendirmeler ve cumhurbaşkanımızın MHP lideriyle yapacağı görüşmeden sonra netleşir." | |
HATAY için iftar vakti bugün kaçta giriyor teravih namazı için yatsı ezanı kaçta okunuyor? Hatay iftar vakitleri ile birlikte Kadir Gecesi'nde teravih namazı kılmak isteyenlere ezan saatlerini de listeledik. İşte Hatay imsakiyesi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Bu gece Kadir Gecesi. Camiler Kadir Gecesi dolayısıyla teravih namazına akın edenlerle dolup taşacak. Peki Hatay için bugün teravih namazı saat kaçta başlıyor? Hatay Ramazan imsakiyesinde iftar vakti ile birlikte sahur saatlerini ve sabah, öğle, akşam ve yatsı ezanı saatlerini bulacaksınız. Kadir Gecesi namazı kaç rekat nasıl kılınır? Hatay 2017 yılı Ramazan imsakiyesine göre bugünkü iftar saatleri ile teravih namazı saatleri şöyle; 2017 yılı fitre ne kadar? Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, bu yılki Fitre'yi de belirledi. Bir kişinin asgari geçim tutarı hesaplarak belirlenen fitre 2017 yılı için 16 TL olarak açıklandı. Oruç tutmayanların verdiği fidye miktarı da her gün için 16 lira. Kadir Gecesi duası Peygamberimizin okuduğu özel dua Kadir Gecesi mesajları | |
Meteoroloji uyarıyor, sıcaklar giderek artacak. Şanlıurfa ve Antalya'da sıcak hava rekor kırarken uzmanlar dikkatli olunması konusunda uyarıyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Aşırı sıcaklar Türkiye'yi esir aldı! Şanlıurfa'da 31 Temmuz'a kadar kamuda sıcak havadan etkilenebilecek memurlar idari izinli sayılırken, Antalya'da hissedilir sıcaklık 40 dereceye kadar yükseldi. Sıcak hava nemle birleşince Antalya'da göz gözü görmedi! Bugün öğle saatlerinde hava sıcaklığının 35 derece olduğu Antalya’da, yüzde 83’lere kadar yükselen nem oranı, hissedilir sıcaklığı 40 derecenin üstüne çıkardı. Kentin dünyaca ünlü Konyaaltı Plajı da bunaltıcı nem nedeniyle sakin bir gün yaşadı. ŞANLIURFA’DA HASTA, ENGELLİ VE HAMİLE MEMURA SICAK İZNİ VERİLECEK Şanlıurfa Valiliği, 31 Ağustos tarihine kadar, meteoroloji tarafından Şanlıurfa için ’tehlikeli sıcaklık’ uyarısı yapılacağı günlerde, kamu kurumlarında görev yapan; kronik hasta, engelli ve hamile memurların idari izinli sayılmaları için kurum ve kuruluş amirlerine yetki verdi. Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada 31 Temmuz'a kadar memurlar idari izinli sayılırken, 31 Ağustos tarihine kadar memurların izinli sayılması için kurum ve kuruluş amirlerine yetki verildi. BOLU'DA SICAK HAVA TATİLİ Bolu'da sıcak hava nedeniyle kamuda çalışan engelliler, hamileler, yaşlılar ve kronik rahatsızlığı bulunanlar, valilikçe 2 gün idari izinli sayılacak.Valilikten yapılan yazılı açıklamada, sıcaklıkların olumsuz etkileri nedeniyle kamuda çalışan engelliler, hamileler, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunanların İl Hıfzıssıhha Kurulu kararınca bugün ve yarın idari izinli sayılacağı belirtildi. KONYA’DA SICAKTAN CADDE VE SOKAKLAR BOŞALDI Nefes almayı bile güçleştiren yüksek nemden kaçan halk kapalı alanlarda klimalarla serinlerken, yabancı turistler ise sahilde denize girerek nemden kurtulmaya çalıştı. Gençler ise denizde su oyunları oynayarak zaman geçirdi. Arkadaşlarını, ellerinin üzerine çıkartarak havaya fırlatan gençler, ıslak eğlencenin keyfini yaşadı.Bolu'da sıcak hava nedeniyle kamuda çalışan engelliler, hamileler, yaşlılar ve kronik rahatsızlığı bulunanlar, valilikçe 2 gün idari izinli sayılacak.Valilikten yapılan yazılı açıklamada, sıcaklıkların olumsuz etkileri nedeniyle kamuda çalışan engelliler, hamileler, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunanların İl Hıfzıssıhha Kurulu kararınca bugün ve yarın idari izinli sayılacağı belirtildi. Konya’da aşırı sıcak nedeniyle cadde ve sokaklar boşalırken, dışarı çıkanlar ise parklarda ve yeşil alanlardaki gölgelik alanlarda serinlemeye çalıştı.Sıcak nedeniyle sokaklar ıssızlaşırken, dışarıya çıkmayı tercih edenlerin mekanı da park ve yeşil alanlar oldu. Yeşil alanlardakilerden bazıları ağaçların gölgesi altında uyuyarak, bazıları da süs havuzlarına ayaklarını sokarak serinlemeye çalıştı. Çocuklar ise tehlikeli olmasına rağman süs havuzlarında yüzerek serinledi. Sıcaklar insanlar kadar hayvanları da olumsuz etkiledi. Parktaki kuğular, süs havuzundaki fıskıyelerin yanında durarak serinlemeye çalıştı. SICAKLIKLAR HAFTA SONUNA KADAR SÜRECEK Türkiye’yi etkisi altına alın bunaltan sıcaklar Diyarbakır’da da hayatı olumsuz etkiliyor. Gölgede 43 dereceye ulaşan sıcaklık nedeniyle Diyarbakırlılar zorunlu olmadıkça sokağa çıkmadı. Kentin ana caddeleri ve sokaklarında az sayıda kişiye rastlanırken, dışarıya çıkanlar da serinlemek için gölge olan yerleri tercih etti. Diyarbakır, Şanlıufra, Mardin, Batman, Şırnak Siirt’i kapsayan Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri, kuvvetli sıcak hava dalgasının hafta sonuna kadar bölgede etkili olacağını açıkladı. Hava sıcaklığının hafta sonuna kadar artarak süreceğini belirten yetkililer, sıcaklığın mevsim normallerinin 3 ile 10 ederce üzerinde tahmin edileceğini söyledi.Yetkililer, kuvvetle sıcak hava dalgası nedeniyle, özellikle kronik hastalığı olanlar, yaşlılar ve çocukların saat 10.00 ile 16.00 arasında güneşte kalmamalarını istedi. | |
Burdur'un Bucak ilçesinde meydana gelen kazada hayatını kaybedenlerin kimlikleri belirlendi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Burdur'un Bucak ilçesinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 5 kişinin isimleri belirlendi. Bucak'a bağlı Boğazköy mevkisinde karşı yönden gelen yolcu otobüsüyle çarpışan otomobilde ölen 5 kişinin, Zeliha (43), Hüseyin (50) ve Sultan Yavuz (20), Zekiye (43) ve Ceyhan Beyhan (26) olduğu öğrenildi. Cesetler otopsi yapılmak üzere Bucak Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, otobüs şoförü Mesut Demirkan gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Antalya'dan Burdur yönüne gitmekte olan 06 JET 52 plakalı yolcu otobüsünün, Bucak'a bağlı Boğazköy mevkisinde karşı yönden gelen 07 D 8316 plakalı otomobille çarpışması sonucu 5 kişi hayatını kaybetmişti. | |
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Suriye ve Mısır’daki katliamlara sessiz kalan batı ülkelerini sert bir dille eleştirdi. Bozdağ, “Suriye’de... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Suriye ve Mısır’daki katliamlara sessiz kalan batı ülkelerini sert bir dille eleştirdi. Bozdağ, “Suriye’de öldürülenler gayri Müslimler olsaydı acaba iki senedir bu ölüm makinesi öldürmeye devam etseydi, uluslararası toplum seyirci kalmayı sürdürür müydü?” diye sordu. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Hukuk Eğitimi Programı Dedeman Oteli’nde düzenlendi. Programa, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç ve çok sayıda davetli katıldı. Programda konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, uluslararası hukukun durumunun ortada olduğunu ve dünyanın uluslararası hukukun hiçe sayıldığı bir dönemden geçildiğini vurguladı. Suriye’de temel insan hakkının çiğnenmesinden öte kitlesel katliamların işlenmek suretiyle, kimyasal silah kullanmak suretiyle bütün dünyanın gözü önünde cinayetlerin işlendiğini kaydeden Bozdağ, dünyanın gözü önünde canlı yayında insanlık suçunun işlendiğini söyledi. Cinayetlere her gün yenisini ekleyen Esad yönetimi karşısında uluslararası toplumun sessizliğini koruduğunu sözlerine ekleyen Bozdağ, “110 binin üzerinde ölen olduğuna ilişkin haberler var. İki yıldır bir yerde yangın var, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gençler, hastalar ve masum insanlar bütün insanlığın gözü önünde öldürülüyor. Yurtlarını terk etmiş olanlar, yurdu içinde kaçak göçek yaşayanlar var ve en son kullanılan kimyasal silahla öldürülen insanların fotoğraflarını, görüntülerini hep seyretmişsinizdir. Yani görüntüleri seyredince insanlığından utanmayan var mı? Böyle kanı donmayan var mı? Olabilir mi böyle bir manzara ama artık bu manzaralar bizim gerçeğimizdir” diye konuştu. “SURİYE’DE GAYRİ MÜSLİMLER ÖLDÜRÜLSEYDİ AVRUPA SESSİZ KALIRMIYDI” BM, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve insan haklarına ilişkin diğer uluslararası sözleşmelerin ana hedefinin insanı ve onu haklarını korumak olduğunu dile getiren Bozdağ, insanın en birinci hakkının yaşama hakkı olduğunu vurguladı. İnsanların yaşama hakkının korunmadığında, insanların yaşama hakkını teminat altına alınmadığında insanların başka haklarını koruma iddiasının hiçbir anlama kalmayacağını belirten Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti: “Kimyasal silah kullanıldı hala konuşuyoruz. Hala siyasal hesaplar yapıyoruz. Eğer bu kimyasal silah kullanımı karşısında bir adım atılmazsa bundan sonra başka kimyasal silahlarlar kullanıldığı zaman adım atılmayacağı anlamına da gelir. Başkaları da cesaret bulabilir. Bugün Esad yapıyor, yarın başka zalim başka yerde benzer bir şey yapabilir. Orada da o zaman binlerce insan hayatını kaybedebilir. Onun için eğer insan hakları varsa, uluslararası hukuk dediğimiz hukuk varsa bu hukukun namusunu korumak evvela BM’nin vazifesidir. Uluslararası toplumun ve insan olar herkesin birinci derece vazifesidir. Suriye’de öldürülenler gayri Müslimler olsaydı acaba iki senedir bu ölüm makinesi öldürmeye devam etseydi, uluslararası toplum seyirci kalmayı sürdürür müydü. Eğer başka birileri olsaydı acaba başka mı olurdu. Onun için insan haklarına ilişkin Avrupa sözleşmesi, BM, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Müslümanlar öldürüldüğünde hayat hakkı, insanın yaşam hakkı ihlal edilmez diye bir hüküm mü içeriyor. Hayır. Fakirler öldürüldüğünde insan hakları ihlal edilmez diye bir hüküm mü içeriyor. Diktatörlerin olduğu yerde diktatörler kendi vatandaşlarına kimyasal silah kullandığında insan hakları ihlal edilmez diye bir hüküm mü içeriyor. İçermiyor. Öyleyse uluslararası hukukun namusunu da korumak, insanın yaşamam hakkını korumak, insana ait bütün değerleri korumak üzere ihdas edilmiş olan hukuk, ihdas edilmiş olan uluslararası örgütler ve bunları korumak ve gereğini yerine getirmekle yükümlü olduğunu söyleyen ülkelerin daha fazla bu alanda yapılan haksızlıklara seyirci kalmaması lazım. Kalırsa ne olur bu katliamlara kendileri yapmasa bile engelleme kudreti oldukları halde engellemedikleri için bundan mesul olurlar.” “TÜRKİYE’NİN SURİYE VE MISIR KONUSUNDAKİ TAVRI NETTİR” Türkiye’nin Suriye konusunda duruşunun çok net olduğunu ve Mısır’da da uluslararası hukukun çizdiği çizgiler içerisinde pozisyonunu belirlediğini ifade eden Bozdağ, Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu değerler ekseninde Türkiye’nin pozisyonunu belirlediğini söyledi. Türkiye’nin Avrupa Birliği değerlerini ülkeye kazandırmak için büyük mücadeleler verdiklerini de sözlerine ekleyen Bozdağ, “Vermeye devam ediyoruz ama ortaya çıkan hadiselere bakıldığı zaman bugün Avrupa Birliği’nin kendi ihdas ettiği değerler konusunda çok büyük bir kriz yaşadığını görüyoruz. Avrupa Birliği’nin değerleri arasında yaşam hakkı kutsaldır. İnsan hakları kutsaldır. Milletin iradesi esastır. Demokrasi esastır. Bütün bunlara bakıldığında AB’nin üzerine bina edildiği değerlerin insan eksenli bir yapı olduğunu ortaya koyuyor. Ama Mısır’da yaşananlara bakıldığında insan hakları, demokrasi ve milli irade katledildi, askeri bir darbe yapıldı. Buna darbe dahi denemedi. Pek çok ülkede demedi. Burada ne demek lazımdı; uluslararası hukuk ne diyor sa onu demek lazımdı. Dendi mi, denmedi. AB değerleri ne söylüyorsa onu demek lazımdı. Dendi mi, denmedi. Peki insana ait değerler ne diyorsa onu demek lazımdı. Dendi mi, denmedi ve arkasından 200 kişi Ramazan ayında Sabah namazı vaktinde şehit edildi. Arkasından bini aşkın insan başka bir katliama muhatap bırakıldı. Eğer darbeye darbe denmiş olsaydı, bunu yapanlara karşı tavır alınmış olsaydı emin olun bu cinayetler işlenmezdi. Belki darbe yapmak isteyenler insan haklarına ilişkin yeri geldiğinde manganda kül bırakmayan ülkelerin ve uluslararası toplumun bu konudaki ihmal karlığından öte cesaretlendirici yaklaşımları olmamış olsaydı bu darbeye dahi teşebbüs etmezlerdi” diye konuştu. “BİZİM DURUŞUMUZ MURSİ’NİN YANINDA DEĞİLDİR, DEMOKRASİDEN YANA BİR DURUŞTUR” Türkiye olarak Mısır’da demokrasi, insan hakları ve milli iradeden yana tavır koyduklarının altını çizen Bozdağ, demokrasiyi ve milli iradeye katledenlerin karşısında durduklarını vurguladı. Bozdağ, “Bizim bur karşı duruşumuzu bazı çevreler ‘Türkiye Mursi’nin yanında duruyor’ diye adlandırdı. Sadece Müslümanları destekliyor diye eleştiriyorlar ve büyük bir çarpıtmayı yapıyorlar. Bizim karşı duruşumuz, bizim duruşumuz Mursi’nin yanında bir duruş değildir. Bir kez daha bunu ifade etmek isterim. Sayın Başbakanımızda ifade etti. Bizim duruşumuz demokrasiden yana bir duruştur. İnsan haklarından yana bir duruştur. Haktan hukuktan yana bir duruştur. Milli iradeye saygıdan ve onu korumaktan yana bir duruş olmuştur. Eğer seçime kazanan Mursi değil de onun rakibi Ahmet Şefik olsaydı ve bu darbe Şefik’e karşı yapılmış olsaydı Türkiye’nin durumu yine aynı olurdu. Biz yine darbecilerin karşısında dururduk. Biz yine demokrasiden ve insan haklarından yana tavır korduk. Suriye’de tavrımızda öyledir, Mısır’daki tavrımızda öyledir, başka yerlerdeki tavrımızda öyledir. Bunlar çıkar eksenli tavırlar değildir. İlkesel tavırlardır, insan haklarından, hukuktan yana tavırlardır” şeklinde konuştu. “YALNIZ OLAN BAŞINI KUMA GÖMENLERDİR” Avrupa Birliği Bakanı Bağış ise yaptığı konuşmada, dünyada uluslararası hukukun ayaklar altında olduğunu söyledi. Suriye’de ufacık çocukların kitlesel imha silahlarıyla katledildiğini ifade eden Bağış, dünyada demokrasi beşiği olarak kabul edilen ülkelerin tecavüze uğrayan Mısır demokrasinin karşısında adeta sessizliği oynadığını vurguladı. Uluslararası hukukun maalesef üzerine düşeni yapmadığını kaydeden Bağış, “Ama bir Türkiye var ki, bir vicdan var ki bütün dünyaya burada bir yanlış var, buna mutlaka parmak basılması ve bu yanlışın düzeltilmesi gerekir diyor. Kimileri de bunu Türkiye’nin ‘yalnızlaşması’ olarak adlandırıyor. Bizim Endonezya’ya kadar adalet uğruna, hukuk uğruna yardım göndermiş bir ecdadın torunlarıyız. Biz göç eden kuşlar için vakıf kurmuş ecdadın torunlarıyız. Tabi ki dünyadaki bu haksızlıklara, zalimlere, katliamlara ve darbecilere hep birlikte dur demek durumundayız. Yanlış olan, yalnız olan Türkiye değildir. Yalnız olan başını kuma gömenlerdir” diye konuştu. “YÜZ MİLYONLAR UMUDUNU TÜRKİYE’YE BAĞLAMIŞ” Programa yurt dışından katılan katılımcılara seslenen Bağış, “İşte bu yüzden uluslararası hukuk konusunda sizin sadece vatandaş ve soydaşlarımızın sorunlarına değil, umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca insanın sorunlarını da gittiğiniz ülkelerde, yaşadığınız ülkelerde haykırmak için çok önemli bir mesuliyetiniz olduğunu vurgulamak istiyorum” dedi. (İHA) | |
Yozgat'ta tur otobüsünün devrilmesi sonucu 40 kişi yaralandı. Antalya'da ise yolcu otobüsü kayalığa çarptı. Kazada 2 kişi öldü, 5 kişi ise yaralandı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Yozgat'ta tur otobüsünün devrilmesi sonucu 40 kişi yaralandı. Antalya'da ise yolcu otobüsü kayalığa çarptı. Kazada 2 kişi öldü, 5 kişi ise yaralandı. Yozgat, Çorum ve Antalya'da meydana gelen trafik kazalarında 5 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı. Yozgat'ta tur otobüsünün devrilmesi sonucu 40 kişi yaralandı. Antalya'da ise yolcu otobüsü kayalığa çarptı. Kazada 2 kişi öldü, 5 kişi ise yaralandı. Yine Yozgat'ta dün gece yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda, kontrolden çıkan yolcu otobüsünün şarampole devrilmesi sonucu 3 kişi öldü, 5’i ağır, 30 kişi de yaralandı. Yozgat, Akdağmadeni ve Sorgun Devlet Hastanelerine kaldırılan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Otobüstekilerin, Sivas'ta türbe ziyareti yaptıktan sonra İstanbul'a dönmek için yola çıktığı öğrenildi. Çorum'da ise yine yolcu otobüsü tarlaya devrildi. Kazada 1'i ağır 21 kişi yaralandı. | |
Ankara ve İzmir elektrikler ne zaman gelecek diye beklerken haberler iyi değil. Enerji bakanlığı ve bakandan son dakika elektrik kesintisi açıklaması var. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: İZMİR ve Ankara için elektrikler ne zaman gelecek sorusunun yanıtı muallak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı elektrik kesintileriyle ilgili saat 16.00'da son dakika bir açıklama yaptı. Bakan Taner Yıldız ise Ankara ve İzmir'de elektrik kesintisi sorununun devam ettiğini duyurarak 'elektrikler ne zaman gelecek' beklentisinde olanlara iyi haberler vermedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından elektrik kesintilerine ilişkin saat 16.00'da yazılı bir açıklama yapıldı. Elektrik kesintisi açıklamasında "Söz konusu kesintinin ülkemiz enerji tedariki ve arz güvenliğiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Sosyal medyada veya çeşitli kurumlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmemeli. Doğru bilginin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Kriz Merkezimiz tarafından kamuoyuyla paylaşılacağını ifade etmek isteriz" denildi. Kesintilere ilişkin çalışmaların devam edildiği belirtilerek, "Elektrik sistemimizde Türkiye genelinde bugün saat 10.36 itibarıyla bir elektrik kesintisi meydana gelmiştir. Olayın meydana geldiği andan itibaren Ankara'da TEİAŞ'ın Milli Yük Tevzi merkezinde bir kriz masası oluşturulmuştur. Bu masada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TEİAŞ, EÜAŞ ve TEDAŞ yetkilileri; tüm elektrik sistemimizi an be an takip etmekte; dağıtım şirketleri, santraller, trafo merkezleriyle bilgi alışverişi anlık olarak yapılmaktadır" denildi. ELEKTRİKLER NERELERDE GELDİ? Trakya, Karadeniz, Doğu Anadolu bölgelerinde kısmen enerjisiz yer kalmadığı vurgulanarak, "Kesintinin sebepleri üzerinde çalışma devam etmekle birlikte Kriz Merkezi'nin öncelikli amacı sistemin hızlı bir şekilde toparlanması ve enerjisiz yerlerin normale dönmesi olmuştur. Bu kapsamda şu ana kadar yapılan çalışmalar neticesinde Trakya, Karadeniz, Doğu Anadolu bölgelerinde hemen hemen enerjisiz yer kalmamıştır. İç Anadolu, Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde kesinti olan yerlere en kısa süre içerisinde elektrik verilmesine dönük çalışmalar sürmektedir" ifadeleri kullanıldı. İSTANBUL ELEKTRİK KESİNTİSİ SON DURUM İstanbul'un yüzde 80'ine elektrik verildiği belirtilerek, "İstanbul'un yüzde 80'ine elektrik verilmiş, metro ve tramvay gibi toplu ulaşım araçlarına da enerji sağlanmıştır" denildi. ELEKTRİK KESİNTİSİNİN SEBEBİ NE? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Kriz Merkezi tarafından yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilerek, "Söz konusu kesintinin ülkemiz enerji tedariki ve arz güvenliğiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca kesintiyle ilgili basında, sosyal medyada veya çeşitli kurumlar tarafından yapılan açıklamalara kamuoyumuzun itibar etmemesini, doğru bilginin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Kriz Merkezimiz tarafından kamuoyuyla paylaşılacağını ifade etmek isteriz" ifadelerine yer verildi. BAKAN YILDIZ: ANKARA VE İZMİR'DE SORUN VAR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisinin nedenine ilişkin şu ana kadar kesin bir tespit bulunmadığını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a refakaten bulunduğu Slovakya'da Türkiye'deki elektrik kesintisiyle ilgili yeni bir açıklama yaptı. Yıldız, "Arkadaşlarımla sürekli haberleşiyoruz ve Gölbaşı'ndaki merkezimizden Türkiye'nin dört bir yanıyla alakalı bütün işlemler tamamlanmaya çalışılıyor. Şu anda Trakya'da, Karadeniz'de, Doğu Anadolu'da problemli yerimiz pek kalmadı. İzmir'de problemimiz var. İzmir'de frekansların senkron haline gelmesiyle bir sıkıntı var. Arkadaşlarımız onu aşmaya çalışıyorlar. İstanbul'da şu anda yüzde 90'lar seviyesine geldik. Çok büyük bir problem kalmayacak inşallah İstanbul'da. Ankara'da problemlerimiz var. Onu da inşallah önümüzdeki saatlerde çözmeye gayret ediyor ve çalışıyoruz" diye konuştu. "SİBER SALDIRI DEMEK İÇİN ERKEN" Elektrik kesintisinin nedenine ilişkin kesin bir durumun tespit edilip edilmediği sorulan Yıldız, "Şu ana kadar hayır. Teknik bir gerekçeyle mi, tekraren söylüyorum, yoksa üzerinde bir manipülasyon, üzerinde bir oynama mı oldu, işletme hatasından mı kaynaklandı, yoksa yani şu anda çok fazla bu cümle dolaşıyor, bir siber yapıdan mı kaynaklanıyor bunların her birisini şu anda söylemek için erken. Ama birçok birim itibariyle buna bakıyoruz. Bunlar da ihtimal dışında değil diyemeyiz" şeklinde konuştu. | |
Son günlerde yaşanan terör saldırıları sonrası Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 4 yeni şube kuruldu | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Emniyet Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatında İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde iki, Terörle Mücadele Daire Başkanlığı ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında birer yeni şube kuruldu. Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatında 4 şube müdürlüğü kurulması, İçişleri Bakanlığı'nın 25 Şubat 2016 tarihli yazısı üzerine, 27 Eylül 1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanun'un 16. maddesine göre Bakanlar Kurulunca 14 Mart 2016'da kararlaştırıldı. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde iki, Terörle Mücadele Daire Başkanlığı ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında birer yeni şube kuruldu. | |
SAT timlerinin imamı olduğu ortaya çıkan BDDK uzmanı Kemal Işıklı tutuklanarak cezaevine atıldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Fethullahçı Terör Örgütü tarafından yeltenilen 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Marmaris'te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast için Marmaris'e giden SAT timlerinin imamı olduğu ortaya çıkan BDDK uzmanı Kemal Işıklı tutuklanarak cezaevine gönderildi. BİLGİSAYARI SIFIRLAMAK İSTEDİ SAT timlerinde görevli Ö.D.'nin İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen soruşturma çerçevesinde itiraf içerikli ifadesi ve yer göstermesi üzerine Çekmeköy'deki evinde önceki gün kıskıvrak yakalanan Kemal Işıklı, kendisini almaya gelen İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine kapıyı 5 dakika geç açmıştı. Işıklı'nın bu sırada bilgisayarındaki bilgileri sıfırlamaya çalıştığı belirlendi. Bilgisayar incelemeye alındı. 2011'DE İMAM OLDU Vatan'daki emniyet yerleşkesine getirilen BDDK'cı Işıklı, önemli itiraflarda bulundu. Paralel yapının imamı olduğunu kabul eden Işıklı, kendisine bağlı SAT komandoları ile ilgilenme görevi verildiğini söyledi. SAT personeli ile düzenli sohbet toplantıları yaptığını kabul eden Işıklı, yapı ile tanışmasının 1998 yılında Sabah Dershanesi'ne gidişi ile başladığını 2011 yılında da imam pozisyonuna yükseldiğini kendisine SAT'çı astsubayların bağlandığını kaydetti. ACİL ÇAĞIRILDIM 15 Temmuz'dan bir süre önce tatilde olduğu Kayseri'den üstü olan imamdan gelen talimat üzerine İstanbul'a geldiğini, yine talimat üzerine SAT komandolarını tek tek evine davet ettiğini belirten Kemal Işıklı, üst abisinin tek tek görüştüğü SATçılara "Kemal diye birisi gelecek ne derse yapın" diye talimat verdiğini kaydetti. Bu talimatın darbede görev almaları talimatı olduğunu anlamadığını ileri sürdü. TERÖR ÖRGÜTÜ VE DARBE Fethullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu belirtilen Kemal Işıklı'nın darbeye teşebbüs suçuna da karıştığı belirlenince tutuklanarak cezaevine atıldı. Kemal Işıklı'ya BDDK'daki işinden de el çektirildiği belirlendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15 Temmuz darbe girişimin FETÖ tarafından tezgahlandığını en net şekilde ortaya koyan bu bağlantı ile ilgili olay ile ilgili soruşturmayı derinleştirerek sürdürdüğü öğrenildi. | |
AB ülkelerinin büyükelçiliklerine yemek verdi. Yemekte Avrupa Parlamentosu'nun raporunu eleştirdi. "Gözü kör mü' dedi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Konutu'nda AB ülkelerinin büyükelçilerine verdiği yemek sırasında yaptığı konuşmada Avrupa Parlemantosu'na seslenerek "Bu AP?nin gözü kör müdür Allah aşkına. Eğer bu adaleti görmezden gelirlerse bu adalet bir gün onlara da lazım olacaktır" dedi. Bu sözler üzerine Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış şaşkın bakışlarla Erdoğan'a baktı. Erdoğan şöyle konuştu: TÜRKİYE AB'NİN ÇOK İLERİSİNDE "Türkiye'nin Avrupalılığını tartışmanın zamanı çoktan geçti. Demokratikleşme, kalkınma ve dış politikaya ilişkin olarak cesur kararlar alma notasında Türkiye'nin AB üyesi birçok ülkeden ileri olduğunu söyleyebilirim. Özellikle temel hak ve özgürlükler konusunda bazı ülkelerde yürütülen tartışmalar kaygı vericidir. Türkiye bugünlerde krizden çıkışa yönelik çok ciddi sinyaller vermeye başladı. Büyüme yeniden hız kazandı. Ekonomiyle birlikte demokratikleşme alanında da tarihi adımlarımız oldu. Değişim kararlılık ister, en önemlisi de cesaret ister. ENGELLERE BOYUN EĞMEDİK 7 yıl boyunca direnç hissettik. Attığımız her adımın karşısına çıkanlar oldu. Hükümet olarak önümüze çıkarılan engellerini hiçbirisine boyun eğmedik, sorunların üzerine gittik. Elbette değişimi bir anda gerçekleştirmek mümkün değildir. Tabu olarak görülen birçok mesele bugün konuşuluyor. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DIŞARIDA YANLIŞ AKSETTİRİLİYOR Türkiye'nin birçok meselesi oluşturulmuş yapay korkular nedeniyle gündeme dahi getirilemiyor. Hukuk dışı yapılanmalarla mücadelemiz devam ediyor. Milli Birlik ve Kardeşlik olarak ifade ettiğimiz Demokratik açılım sürecini kararlılıkla sürdürüyoruz. Türkiye'de basın özgürlüğü konusundaki tartışmalarını Avrupa'ya farklı şekilde aksettirildiğini düşünüyoruz. Herkes eleştirilebilir. Eleştiri eleştiri sınırlarını açıp yaptığımız sadece hukuka başvurmak ve hak aramakdır. Bir kısım yargı kararlarının basın özgürlüğüne müdahele olarak yansıtılmasını yanlış buluyorum. KIBRIS'TA ÇABAMIZ SÜRÜYOR Demokratikleşme adımlarının ne tür bir muhalefe maruz kaldığını eminim takip ediyorsunuz. AB'ye ve bu çerçevedeki reform çabalarına diğer siyasi partilerin nasıl yaklaştığını yakından izliyor ve görüyorsunuz. Kıbrıs'ta müzakere sürecinin adil ve kalıcı bir çözüme en kısa zamanda çalışması için anavatan ve garantör olarak çabamız sürüyor. Bugüne kadar Kıbrıs Rum tarafının olumsuz tavrını koruduğunu gördük. Önümüzdeki kısa dönem süreç için hayati önemdedir. TÜRK YUNAN İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR AŞAMA ÜMİT EDİYORUM Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Papandreu mektubuma yanıt vermiştir. Biz hükümet olarak iki ülke arasında önemli bir işbirliği zemini bulunduğunu iddia ediyoruz. Önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek üst düzey ziyaretlerin Türk-Yunan ilişkilerinin yeni bir aşamaya girmesine vesilesi edeceğini ümit ediyorum. AP'NİN GÖZÜ KÖR MÜDÜR? AP raporu esas itibariyle tek taraflı gerçeklerle bağdaşmayan ve tarafımızdan kabulu mümkün olmayan metinlerin yer aldığı bir metindir. Kıbrıs'ta devam eden müzükareler ve Türk tarafının yapıcı gayretleri hiçe sayılmış ve sorunla ilgili gerçekler görmezden gelinmiştir. Bu müzakerelerde kaçan taraf her zaman Güney Kıbrıs Rum yönetimi olmuştur. Referrandumda Annan Planına Türk tarafının çoğu destek vermiştir. AP'nin gözü kör müdür? Biraz gözlerini açsınlar. Bu adaleti bunlar görmezden gelirlerse bu adalet birgün onlara da lazım olacaktır. Bu tavır büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. AP'nin yeni yasama dönemindeki bu ilk sınaaında iç politika sahiplerine yenik düştüğünü görmekten üzüntü görüyoruz. Türkiye bazı çevrelerin tüm engelleme çabalarına rağmen AB'ye üyelik hedefleri doğrultusnda kararlıkla yürüyecektir. Türkiye'nin AB ile ilgili kararlığınını ve Avrupalılığını tartışmak yanlıştır. Bizim gayretlerimiz ve özverimizin devam edeceğinden kimsenin şüphe duymaması gerekir." | |
Dünya ekonomisindeki büyüme tahminini aşağı çeken Uluslararası Para Fonu, Euro krizi nedeniyle dünya ekonomisinin 'tehlike bölgesinin içinde' olduğunu açıkladı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Dünya ekonomisindeki büyüme tahminini aşağı çeken Uluslararası Para Fonu IMF, Euro Bölgesi'ndeki kriz nedeniyle dünya ekonomisinin 'tehlike bölgesinin tam içinde' olduğunu açıkladı. Euro Bölgesi'nde bu yıl 'orta dereceli bir durgunluk' yaşanacağını belirten örgüt, Euro Bölgesi'nde ekonominin yüzde 0,5 küçüleceğini bildirdi. IMF, geçen Eylül ayındaki değerlendirmesinde Euro Bölgesi'nde ekonominin yüzde 1,6 büyüyeceğini tahmin etmişti. Euro Bölgesi'nin en büyük ve güçlü ekonomisi olarak görülen Almanya'da ekonominin yüzde 0,3 büyüyeceğini tahmin eden IMF, daha önce yüzde 1,3'lük bir büyüme bekliyordu. Fransa için büyüme tahminiyse, yüzde 1,4'ten, yüzde 0,2'ye çekildi. IMF, özellikle İspanya ve İtalya’da ekonominin küçüleceğini tahmin ediyor. Ancak IMF, istihdam ve imalatta son alınan rakamların pozitif olması nedeniyle, ABD ekonomisi için yaptığı yüzde 1,8'lik tahmini değiştirmedi. Örgüt, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle, Asya'daki kalkınmakta olan ekonomilerin Euro Bölgesi'ndeki krizden etkilenebileceğini bildirdi. IMF'nin açıklamasında, "Kalkınmakta olan ülkeler geçen yıl büyük ekonomilerde yaşanan şoklara ve gelişmelere karşı direnç gösterdi. Ama son göstergeler olumsuz ve iş yapma ikliminin bozuldu" denildi. IMF, Avrupa'yı bekleyen en büyük mücadelenin yeniden güven sağlamak ve Euro Bölgesi'ndeki krize son vermek olduğunu belirtti. | |
Akdeniz beşik gibi sallanayama devam ediyor. Akdeniz'de 4,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Akdeniz açıklarında 4,2, 4,2 ve 3,6 büyüklüklerinde üç deprem kaydedildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 17.11'de Akdeniz açıklarında denizin yaklaşık 5 kilometre derinliğinde 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu depremin ardından saat 17.16'da 3,6, saat 17.34'te de 4,2 büyüklüklerinde iki deprem daha oldu. AYRINTILAR GELİYOR... | |
Ata Demirer'den geçen kasımda boşanan Özge Borak, haftasonu Arnavutköy Any'de bir gençle beraberdi. İddiaya göre Borak, o gençle aşk yaşıyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Özge Borak, haftasonu Arnavutköy Any'de bir gençle beraberdi. Ata Demirer'le 2 yıllık evlilikleri geçen kasımda tek celsede biten Özge Borak'ın aşk orucunu bozduğu konuşuluyor. Güldür Güldür gösterisi ve Balım müzikalinde rol alan Borak, cuma gecesi Arnavutköy Any'de arkadaşlarıyla sohbette görüntülendi. Keyfi bir hayli yerinde olan Borak'ın yanındaki gençle samimiyeti gözlerden kaçmadı. Müzikalden mi arkadaşı? Kahkahasıyla ortamı neşelendiren oyuncu ve arkadaşları bir süre sonra kendilerini çeken kamerayı fark etti. Suratları asılan grup kameranın çekim yapmasını istemedi. Gazetecilerin gittiği gören Borak ve arkadaşı daha sonra içeri geçti. İkilinin çevredekilerin bakışlarına aldırış etmeden samimi görüntüler verdiği öne sürüldü. Borak'ın yanındaki oyuncu gençle Balım Müzikali'nde beraber çalıştığı ifade edildi. | |
Instagram 'a bir yeni güncelleme daha geldi. Dünyanın en popüler sosyal paylaşım sitelerinden biri olan Instagram, yeni güncellemesiyle hikayeler özelliğine yeni bir boyuta taşıyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Instagram ,yeni getirdiği güncelleme ile hikayeler kısmına farklı bir özellik kattı. Anket ve sorular özelliğini DM'ye taşıyan Instagram, kullanıcıların kararsız kaldıkları konularda istedikleri takipçilerine açık uçlu ya da çoktan seçmeli sorular sormasına imkan sağlıyor. Daha öncesinde bu özellik biraz kısıtlı ve kişiselleştirilemiyordu. Bir konu hakkında sadece bir kişinin fikrini merak ettiğinizde bir anket oluşturmak ya da soru sormak için hikayeyi tüm takipçileriniz ile paylaşmanız gerekiyordu. Haliyle bu durum da tüm gizliliği ortadan kaldırıyor. Instagram, bu durumu düzeltmek için Instagram Direct’e soru sorma ve anket oluşturma özelliği ekledi. Artık yalnızca paylaştığınız hikayelerde değil, Direct üzerinden paylaştığınız gönderilerde de anket ya da soru oluşturabileceksiniz. PEKİ DİRECT ÜZERİNDEN NASIL PAYLAŞIM YAPILACAK? Direct üzerinden soru ya da anket oluşturmak isteyen kullanıcılar, öncelikle Instagram Direct penceresini açmalı ardından anket ya da soru göndermek istediği kişinin yanında bulunan kamera ikonuna dokunmalı. Ekranı yukarı kaydırın ve bir anket ya da soru oluşturun. Artık paylaşımı oluşturmuş oldunuz. | |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli erken seçim istedi, gündemi belirleyen isim oldu. Bahçeli'nin siyasete damga vuran bu çıkışı ilk değildi belki de son olmayacak. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yine gündem belirledi. Erken seçim isteyen MHP liderinin bu sürprizi çıkışı ilk değil. Yakın dönem Türk siyasi hayatının kilometre taşlarının döşenmesinde Bahçeli'nin kuşkusuz izleri bulunuyor. Hükümette olsa da olmasa da, aldığı kararlarla siyasetin şekillenmesindeki payı yadsınamaz bir gerçek. Gelin onlara kısaca bir göz atalım. 2002'DE ERKEN İSTEDİ BARAJ ALTINDA KALDI: 1999 seçimlerinden sonra yılında kurulan Anasol M iktidarının ömrünü de belirleyen kendisiydi. Sallanan koalisyon hükümetine darbeyi vuran Bahçeli oldu. 8 Temmuz 2002'de Bursa'da Kocayayla Türkmen Kurultayında erken seçim çağrısı yaptı. Diğer ortakların bu karara uymasıyla birlikte 3 Kasım'da yapılan genel seçimde AK Parti iktidarı olmuş, MHP baraj altında kalmıştı. GÜL'E ÇANKAYA YOLUNU AÇTI: 367 kriziyle kilitlenen 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde anahtar yine Bahçeli'nin elindeydi. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle sonuçlanan Genel Kurul’a katılmasıyla krizi aşan isim yine Bahçeli olmuştu. Kurban Bayramı tatili tarihleri 26 Ağustos'ta seçim mi var? Bahçeli'nin erken seçim çağrısına CHP'den bomba yanıt! Bahçeli'nin erken seçim çağrısına AK Parti'den ilk tepki.... AK PARTİ'YE 1 KASIM ZAFERİ GETİREN YOLUN BAŞINDA O VARDI: AK Parti'nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 haziran 2015 seçimleri sonrası Bahçeli'nin izlediği siyaset, AK Parti'yi iktidar koltuğunda tuttu. CHP'nin başbakanlık teklifi bile ettiği koalisyon formüllerine kapıyı kapadı ve AK Parti'ye zafer getiren 1 kasım seçimlerinin yolunu açtı. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ BAHÇELİ İLE GELDİ: Bahçeli'nin bir diğer gündem belirleyen açıklaması da başkanlık sisteminde oldu. AK Parti'nin umudunu kestiği ortamda sahneye çıkan Bahçeli, 11 Ekim 2016 tarihli grup toplantısında "İlk olarak AKP, hazırda tuttuğu veya üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM'ye getirmelidir." diyerek cumhurbaşkanlığı sisteminin yolunu açmıştı. SON BOMBASI ERKEN SEÇİM: Türkiye'nin "bekaa sorunu" gerekçesiyle AK Parti ile cumhur ittifakına giren Bahçeli herkesi ters köşeye yatırdı. Partisinin grup toplantısında "Türkiye'nin bu şartlarda 3 Kasım 2019'u beklemesi mümkün değildir" diyen MHP lideri, 26 Ağustos tarihinde erken seçim yapılmasını istedi. Gündemi değiştiren bu açıklamayı kimileri "sonun başlangıcı", kimileri de "kaos tezgahçılarına darbe" olarak görüyor. Bu gelişme nasıl okunursa okunsun Bahçeli, siyasi tarihe "gündem belirleyen isim" olarak yerini çoktan aldı bile... İnternethaber/Oktay Sağlam | |
Yurtdışındaki Twitter kullanıcıları dün güne Küba'nın efsanevi lideri Fidel Castro'nun ölüm haberi ve fotoğrafının şokuyla başladı | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: . İlk başta emaille yayılan haber sonra Twitter'a düşünce, hızla geniş kitlelere ulaştı. Özellikle ABD'de yaşayan Kübalılar arasında sevince neden olan haberin doğruluğunu teyid etmekse bir türlü mümkün olmadı. Habertürk'te yer alan habere göre, her ne kadar haberi yalanlamak için Castro bir şekilde halkın ya da ekranın karşısına çıkıp yaşadığını göstermese de habere şüpheyle yaklaşanlar da mevcut. Öte yandan Kübalılar olaya hiciv katmayı eksik etmiyor; blog yazarı Yoani Sánchez "Eğer Castro ölmüş olsaydı bunu herhalde en son biz Kübalılar öğrenirdik o yüzden bize haberin gerçekliğini sormanız saçma" diye yazdı. Ölüm haberi bir çok dolandırıcı ve hackera da fırsat yarattı. Ölüm haberi ile ilgili spam emailler ve Twitter'da virüs içeren linkler paylaşılmaya ve kullanıcılar için ciddi tehlikeler içermeye başladı. Fidel Castro'nun hayatta olup olmadığı bir türlü tespit edilemediği için bu konunun sosyal medyanın gündemini gittikçe artan bir şiddetle meşgul etmesi bekleniyor. Uzmanlar kullanıcıları emin olmadıkları linkleri ve emalleri açmamaları konusunda uyarıyor. | |
İstanbul'da akşam trafiği Avrupa Yakası'nda başlayan yoğunluk, Anadolu Yakası'na kadar uzanıyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: İstanbul'da akşam trafiği Avrupa Yakası'nda başlayan yoğunluk, Anadolu Yakası'na kadar uzanıyor. İstanbul'da akşam saatlerinde trafik yoğunluğu yüzde 78'e kadar ulaştı. Avrupa Yakası'nda başlayan yoğunluk, Anadolu Yakası'na kadar devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Kontrol Merkezi'nin son uyarıları ise şu şekilde: - Tem FSM Avrupa-Anadolu Yönü sağ şerit araç arızası bölgedeki trafiği yoğunlaştırmaktadır. - Tem Kurtköy Kavşak-Sultanbeyli Yönü sol şerit Trafik kazası (hasarlı). 1 şerit trafiğe kapalı. Ekip Sevk Edildi. -D100 Ambarlı-Parseller Yönü sol şerit Trafik kazası (hasarlı). 1 şerit trafiğe kapalı. Ekip Sevk Edildi. -Büyükdere Cad. Sanayi Mah.-Levent Yönü sağ şerit Trafik kazası (yaralanmalı). 1 şerit trafiğe kapalı. Kazaya Müdahale Ediliyor. -Tem Sultanbeyli Çeşme-Sultanbeyli Hamidiye Yönü sol şerit Trafik kazası (yaralanmalı). 1 şerit trafiğe kapalı. Kazaya Müdahale Ediliyor. | |
Sebahat Tuncel, KCK ve PKK tutuklu ve hükümlülerinin cezaevlerinde sürdürdüğü açlık grevine destek amacıyla yapılan eylemin sonlandırılmasında konuştu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: BDP İstanbul Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel'in de aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kişilik BDP'li grup, saat 11.00'de Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na yakın bir alanda toplandı. Basın açıklamasından önce şarkı söyleyip halay çeken grup adına basın açıklamasını Kibriye Evren yaptı. "Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılsın, Anadilde eğitim ve savunma hakkı tanınsın" pankartı önünde basın açıklamasını okyan Evren, Kürt annelerinin coşkulu bayram geçiremediğini belirterek, Kürt annelerinin bayramı cezaevi önlerinde karşıladığını söyledi. Evren, 46 gündür cezaevinde açlık grevinde olanlara destek verdiklerini ifade ederek, "Arkadaşlarımız Kürt dilinde eğitim ve savunma hakkı istiyor. Barışın temsilcisi Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanmasını istiyor. Bu zor değil. Öcalan ile diyaolog kurmak zor değil. Arkadaşlarımızın taleplerini sahipleniyoruz. Gelin ölümleri hep beraber durduralım" şeklinde konuştu. SİZ VURDUNUZ DA BİZ ÖLMEDİK Mİ? Yakını KCK Davası'nda tutuklu bulunan Gülperi İrbersan da Kürtçe yaptığı konuşmasının sonunda, "Artık yeter iki tarafta kan kusuyor" diye konuştu. "Baskılar bizi yıldırımaz" sloganlarının atıldığı eylemde bir konuşma yapan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de "Size hak olan bize hak olan ne varsa onun aynısını istiyorlar. Bunun verilmesine ne mani, önündeki engel ne. Doğuştan sahip olunan haklar hiçbir pazarlığın hiçbir müzakerenin konusu olamazlar. Bugün insanların doğuştan sahip oldukları hakkı vermek zorundasınız. Uzunca bir süre bu açlık grevi görülmedi. Sebebi açlık grevinin kendisi değildi. Sebebi bu taleplerin biliniyor olmasıydı. Bize layık gördükleri tek şey gaz, bomba ve zindan. Buradan sesleniyorum. Siz vurdunuz da biz ölmedik mi? Bu halkın en iyi bildiği şey ölmek. Çünkü binlerce evlandını toprağa verdi. Tıpkı asker ve polis anneleri gibi. Bu yolun yol olmadığını bilin" diye konuştu. ZİNDANLARDA ÖLÜMÜNE DİRENİŞ VAR BDP İstanbul Miletvekili Sebahat Tuncel de "Çarşamba gününden bugüne burada cezaevideki ölüm oruçlarına destek vermek için açlık grevindeyiz. Biz aslında demokratik bir eylemle sesimizi duyurmaya çalıştık. Zindanlarda ölümüne bir direniş var. Bugün sayısı 700 bini bulan arkadaşlarımız kendi bedenini ölüme yatırmış durumda. Ama cezaevi koşulları için değil kendi sorunları için değil Türkiye'nin geleceği için. Kürt sorunun çözümü için kendi bedenini hiç gözlerini kırpmadan ölüme yatırmış durumdalar. Biz onların sesini en azına kamuoyunda görünür kılmak açısında bu dayanışma eylemine başladık" dedi. İÇERİDE ÖLÜME BİR DİRENİŞ VAR Tuncel sözlerini şöyle sürdürdü: "Adalet Bakanı geçenlerde Sincan Cezaevi'ne gitti. Bu olumlu adımdır ama bunun sonrasını bekliyoruz. Adalet Bakanı şöyle dedi: 'Komuoyu oluşmuştur artık açlık grevini bırakın.' Bakırköy Cezevi'nde bulunan arkadaşlarımız şöyle ifade ediyorlar: 'Biz kamuoyu yaratmak için değil Kürt sorunun çözümü için bedenimizi ölüme yatırdık. Bu sorun artık çözülsün istiyoruz. Bu ülkede anadilde eğitim ve savunma yapmak istemenin artık bir suç olmasından çıkmasını istiyoruz. Bütün halkların birarada yaşamasını istiyoruz' diyorlar. İçerde ölümüne bir direniş var." KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ MÜMKÜN Hükümeti eleştiren Tuncel, "Eğer birlikte yaşamak istiyorsak, yeni bir hukuk oluşturmak istiyorsak o zaman yapılması gereken bir şey var. Ret, inkar ve asimilasyon politikasından vazgeçeceksiniz. Birlikte yaşamanın hukukunu birlikte oluşturacaksınız. Türkiye'de Kürt sorunun çözümü mümkün. Bunun için siyasi irade gereklidir. Bu siyasi irade BDP'de var. Blok vekillerinde var. Bu siyasi irade ne yazık ki AKP hükümetinde yok. Eğer Başbakan bu siyasi iradeyi gösterirse bu ülkede savaş ve çatışma her an durabilir. Başbakan, Esad'a ateşkes çağrısında bulunuyor, ama kendi ülkesinde yaşanan savaşa hiçbir şey demiyor " şeklinde konuştu. Tuncel, "Ölüm oruçlarının durdurulmasını talep ediyoruz. Taleplerin kabul edilmesini istiyoruz. Cezaevlerinden tabut çıkmasına izin vermeyeceğiz. Ya onlarla birlikte özgürlüğe gideceğiz ya da onlarla birlikte ölümü göze alıyoruz. Ya özgürlük ya özgürlük " diyerek sözlerini tamamladı. Anadilde eğitim olmadığı gerekçesiyle çocuklarını 3 yıldır okula göndermediğini söyleyen Hıdır Ercan, "Anadilde eğitim için mücadelemizi sürdürüyoruz" diye konuştu. Grup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı. Yaklaşık 1 haftadır süren eylemlerde zaman zaman gerginlikler olmuş poliste gruba müdahale ederek dağıtmıştı. Dün yapılan eylem sırasında ise E-5'teki metrobüs yoluna 3 ses bombası atılmıştı.Büyük paniğin yaşandığı patlamalarda ölen yada yaralanan olmamıştı. | |
Altın fiyatları Kapalıçarşı'da bugün yükselişe devam ediyor. Çeyrek altın fiyatı bugün 171 lira, cumhuriyet altını ise 694 lira oldu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Altın fiyatları iki gündür süren yükselişine bugün de devam ediyor. Altın fiyatlarının yükselmesi sonrası uzmanlardan uyarı geldi: Ucuz altın fiyatlarına kanmayın! Kapalıçarşı'da bugün altın fiyatları şöyle: Gram altın fiyatı bugün 104.15 lira, çeyrek altın fiyatı 171 lira, tam altın fiyatı 677 lira, cumhuriyet altın fiyatı 694 lira. İstanbul Kapalıçarşı'da alınıp satılan altın türlerinin, önceki ve bugün itibarıyla kapanış fiyatları (TL) şöyle: ÇARŞAMBA PERŞEMBE Alış Satış Alış Satış 24 Ayar Külçe Altın(Gr.) 104,00 104,35 103,75 104,15 Cumhuriyet Ata Lira 681,00 696,00 680,00 694,00 22 Ayar Bilezik(Gr.) 94,64 101,81 94,41 101,61 Lira(Tam) Ziynet 656,00 678,00 655,00 677,00 Yarım Ziynet 328,00 341,00 327,00 340,00 Çeyrek Ziynet 163,00 171,00 163,00 171,00 UCUZ ALTIN FİYATLARINA KANMAYIN! Adana Kuyumcular Odası Başkanı Oğuz Başman, fiyatının yükselmesini fırsat bilerek, bazı dolandırıcıların sahte ya da ayarı düşük altını satmaya çalıştıkları uyarısında bulundu. Başman, altının onsunun bin 200 doları, gramının da 104 lirayı aştığını söyledi. Gramının artmasıyla cumhuriyet altınının 680, çeyrek altının 172 lirayı bulduğuna dikkati çeken Başman, "Şu sıralar vatandaşlarımız alımdan çok, elindeki altını satma eğilimine yöneldi. Altın alacaklar ise fiyatların normale dönmesini umarak alma işini erteliyor ancak düğün hediyesi için almak zorunda kalanları ise dolandırıcı tehlikesi bekliyor" diye konuştu. Dolandırıcıların çeşitli yöntemlerle insanları kandırmaya çalıştığını ileri süren Başman, şunları kaydetti: "Dolandırıcılar, merdiven altı imalathanelerde üretilen sahte ya da düşük ayarlı altını vatandaşa gerçek gibi satmaya çalışıyor. Öyle ki kuyumcular bile bazen bu tür altını gerçeğinden ayırt etmekte zorlanıyoruz. Dolandırıcılar, maddi sıkıntı içinde olduklarını ve ellerindeki altını piyasa fiyatından 5-10 lira daha ucuza verebileceklerini söyleyerek insanları kandırıyor. Bizim bile ayırt etmekte zorlandığımız bu altını alan vatandaşlar, kandırıldıklarını çok sonra anlayabiliyor. Bunu yaşamak istemeyenler altın alırken mutlaka tanıdık sarrafa ya da kuyumcuya gitmeli." | |
Geçtiğimiz günlerde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Fotoğraf sanatçısı Ara Güler için Galatasaray Meydanı'nda tören düzenleniyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Ara Güler'in Türk bayrağına sarılı tabutu, törenin yapılacağı sahneye getirildi. Törene Güler'in çok sayıda seveni katılırken, sevenleri tabutu başında fotoğraf sanatçısını andı. Meydandaki törenin ardından Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi'nde de tören düzenlenecek. Tören sonrası Güler, Şişli Ermeni Mezarlığında toprağa verilecek. Öte yandan törenin düzenlendiği Galatasaray Meydanı'nın hemen yanında 'Ara Güler Sokağı' olması ise dikkat çekti. (Ulusal yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. Türkiye'nin tanığı pek çok isim yazar kadrosunda yer almakta. Okur yorumlarının yanı sıra açık görüş köşesinden mesleki yazılara ve blog yazarlarına yer vermektedir. Açık görüşte 20'ye yakın uzman yazar olarak yer almaktadır. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 12 site yer almaktadır. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde güncel haberler ile birlikte, politika, sağlık, magazin, spor, memur ve eğitim ile son dakika haberleri yer alıyor.) | |
Kahramanmaraşlı tarihçi Yalçın Özalp, soykırım iddialarında bulunan Ermenilerin sadece Kahramanmaraş çevresinde 1895 ila 1920 yılları arasın... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Kahramanmaraşlı tarihçi Yalçın Özalp, soykırım iddialarında bulunan Ermenilerin sadece Kahramanmaraş çevresinde 1895 ila 1920 yılları arasında yüz bini aşkın asker ve tespit edilemeyen boyutta sivili katlettiğini bildirdi. Sözde soykırım iddialarında bulunan Ermenilerin, 1895 ile 1920 yılları arasında uyguladığı mezalim kan donduruyor. Ermeni tehcirinin yüzüncü yılı dolayısıyla 2015 yılı için lobi faaliyetlerine hız veren Ermenilerin, belirtilen 25 yıllık süre içerisinde sadece Kahramanmaraş’ta yüz bini aşkın asker ve belirlenemeyen miktarda sivili katlettiği ifade ediliyor. Ömrünü Ermeni mezalimi ve Kahramanmaraş Milli Mücadelesi üzerine araştırmalar yaparak geçiren tarihçi Yalçın Özalp, mevcut belgelerle birlikte Ermeni katliamlarının uluslararası kamuoyuna anlatılması gerektiğini söyledi. 1895 yılında Zeytun (Süleymanlı) isyanını çıkartan Ermeni Çetecilerin sadece bu dönemde 13 bini asker 20 bin kişiyi katlettiğini dile getiren Özalp, bu rakamların çete lideri Agasi’nin hatıratında da yer aldığını vurguladı. Osmanlı askerleri tarafından yakalanan, ancak dış devletlerin baskısı nedeniyle Tulon limanında Fransızlara teslim edilen Agasi’nin 1897 yılında kaleme aldığı hatıratında bu katliamının teferruatlı olarak anlatıldığını belirten Özalp, şöyle konuştu: “1895 yılındaki isyanı çıkaran Ermeni çete reisi Agasi isimli zat ki, benim Ermeni İntikam Alayı Maraş’ta isimli kitabımda bu kişinin resmi de vardır. Bu kişi 1897 yılında hatıratını yazacak. Hatıratının 711’nci sayfasında aynen şu cümleyi kullanıyor, ‘Müslümanlardan 13 bini asker olmak üzere 20 bin kişiyi katlettik, bizim zayiatımız sadece 127 kişidir.” Rakam çok çok orijinal. Rakam doğru veya yanlış ama hatıratın aslı elimde. Bu rakamın o hatıratta bulunması bizim nasıl bir tedbir almamız gerektiğini belirtecek unsurlar taşıdığı kanaatindeyim. Şimdi böyle denilen bir durumda bu cümleyi, bu eseri dünyanın tüm dillerine çevirerek kamuoyuna sunmamız gerekir. Ama ne yazık ki bizim Maraşlının bile bundan haberi yok. Biz bu konuyu dünya kamuoyuna anlatmak istiyorsak işte elimizde bir numaralı vesika. Agasi’nin Fransızca olarak 1897 yılında yazılmış bulunan hatıratı.” Ermenilerin katliamlar sırasında yardım derneklerini bile kullandığını kaydeden Özalp, “Bu Ermenilerin isyanlarında gayet safiyaneki aslı bende bulunan şu mühür Ermeni Çocuk Esirgeme Kurumu’na aittir. Bu mührün yer aldığı Ermeni Çocuk Esirgeme Kurumu adı altında memleketi perişan etmişler, ortalığı birbirine katmışlar. Silah deposu olarak kullandıkları bu kurumlarla binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmuşlar” diye konuştu. “DEDELERİM, DERİSİ YÜZÜLEREK VE YAKILARAK KATLEDİLDİ” 1915 yılında Kahramanmaraş’ın Fındıcak bölgesindeki isyanda annesinin babasının ve onun kardeşinin Ermeniler tarafından vahşice katledildiğini belirten Özalp, o döneme ait Nüfus Müdürlüğü’nün vefayat defterlerinde yaptığı araştırmalarda binlerce insanın benzer şekilde öldürüldüğünü dile getirdi. Olayın tanıklarından Ahmet Yetim isimli vatandaşla Eskişehir’e gidip konuşma fırsatı bulduğunu kaydeden Özalp, şöyle devam etti: “1915 yılında Fındıcak bölgesinde Ermenilerin çıkartmış bulunduğu isyan sırasında annemin babası Ali Kavas Kamil Efendi ve amcası Ahmet Bedevi Efendi Ermeniler tarafından katledilmiştir. Bunu Eskişehirli Ahmet Yetim isimli gazi aynen şöyle anlattı, ‘Ali Kavas Kamil Efendi isyan eden Ermenilerle konuşmaya gider ancak kapıdan çıkarken atar vururlar, bacağından asarlar ve derisini yüzmeye başlarlar. Kardeşi Ahmet Bedevi Efendi ‘ne yapıyorsunuz’ diye dışarı çıkınca ona da ateş ederler, onu da koltuk altlarından çınara bağlarlar ve altına ateş vererek yarı beline kadar canlı canlı yakarlar. Ben bunları Ahmet Yetim’in yanı sıra annemin dayısı Mazman Mustafa’dan da ağlaya ağlaya anlatırlarken dinledim. Ermeni mezalimini size anlatabilmek için bu tek vesika bile yeter. Nasıl öldürüldüklerinin de hikayesini ilave edersek, bu işin nasıl yapıldığının hakikati ortaya çıkar.” “İNTİKAMIMI BU ESERLERİ YAZARAK ALDIM” Dedelerinin intikamını almak için bu konular üzerine araştırmalar yapıp, kitaplar yazdığını vurgulayan Özalp, ulaştığı rakamların ise yürek sızlattığının söyledi. Ermeni isyanları sırasında yüz bini aşkın insanın hunharca katledildiğini işaret eden Özalp, “1895 yılında ölenleri biraz evvel Ermeni militanın ifadesiyle belirttik. 1915’te Birinci Cihan Harbi’nin en kızgın zamanında ise Suriye cephesinden Cemal Paşa’nın gönderdiği 35 bin asker şehit olmuştur. 35 bin asker Ermeniler tarafından şehit edilmiştir. Sivili bilemiyorum, sivilin tespitini yapabilmemiz imkansızdır. Bir de Maraş harbi esnasındaki şehitlerimizi katarsanız, benim hesaplarıma göre Maraş’ta Ermeniler tarafından yüz bini geçkin Müslüman asker ve tespit edemediğimiz kadar insan katledilmiştir. İşte ben dedemin intikamını almak için bunları yazdım” ifadelerini kullandı. MARAŞ OLAYLARINDA DA ERMENİ PARMAĞI Ermenilerin tarihten günümüze 125 kez isyan ettiğini söyleyen Özalp, 1895 yılına kadar olanların bağımsızlık amacı taşımadığını kaydetti. Arazi ve su gibi nedenlerle çıkan isyanların ilk kez 1895 yılında bağımsızlık isyanına dönüştüğünü vurgulayan Özalp, onbinlerce insanın ölümüne neden olan bu ayaklanmanın ardından Ermenilerin 1978 yılında bir kez daha tarih sahnesine çıkarak kanlı yüzlerini gösterdiğini söyledi. 1978 yılında Kahramanmaraş’ta çıkan olayların da müsebbibinin Ermeniler olduğunu savunan Özalp, “Garbiz Altınoğlu isimli vatandaş sandık cinayeti işlemiştir. Umumi bir aftan çıkmıştır. Maraş olayları sırasında da en aktif rolü oynamıştır. Nurhak’ta yakalanmıştır ve Adana Sıkı Yönetim Komutanlığı tarafından mahkeme edilmiştir. Son Maraş olaylarının da bir Ermeni isyanı olduğu hakkındaki eserimi de kim basacaksa hodri meydan. Bunları evlad-ı vatana öğretmek zorundayız. Ama öğretemezsek yeni yeni Maraş olaylarıyla, yeni yeni Ermeni isyanlarıyla karşı karşıya kalıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı. (İHA) | |
Siirt'te 4 kez ev değiştirmelerine rağmen Toprak ailesinin kullandığı eşyalar, bilinmeyen bir nedenle yanıyor | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Halılar alev alıyor kıyafetler kül oluyor... Yaşanan bu olay 16 Eylül 2011'de vizyona giren Türk gerilim, gizem ve korku filmi olan Karadedeler olayını akıllarda getirdi. Siirt'te Torak ailesinin başına gelenlere duyan inanmıyor. Valiliği harekete geçiren olayda 4 kez ev değiştirmek zorunda kalan ailenin evindeki eşyalar cayır cayır yanıyor. Yaşanan korkunç olayı değerlendiren Müftü Faruk Arvas ise bu olayın içinde cinlerin olabileceğini söylüyor. Siirt'te yaşayan Toprak ailesinin oturduğu evdeki eşyaların 4 ayda yaklaşık 300 defa yandığı iddia edildi. Yaşananlar nedeniyle aile 4 kez ev değiştirmek zorunda kaldı. Kameralar önünde alev alan halı ve evin bir kısmı korkuya neden oldu. Siirt'in Evren Mahallesi'nde ikamet eden Toprak ailesinin yaşadığı ve görenleri adeta dehşete düşüren olay nedeniyle başta valilik olmak üzere, Siirt Üniversitesi ve İl Müftülüğü de harekete geçti. Evin sahibi Zeki Toprak, yaptığı açıklamada, ramazan ayının son 10 gününde evlerindeki eşyaların yanmaya başladığını belirtti. O günden sonra kullandıkları eşyaların sürekli yandığını anlatan Toprak, şunları söyledi:''Bu olay nedeniyle evimi Cizre'ye götürdüm. Eşyalarımız orada da yandı. Irak'tan hoca getirdim ancak bir yararı olmadı. Tekrar Siirt'e geri geldik. Burada başka bir eve taşındık. Orada da eşyalarımız yandı. Başka bir eve taşındık, orada da yandı. Bu güne kadar 4 ev değiştirdik. Artık kimse bize ev vermek istemiyor. Şimdi babamın evine sığındık. Buzdolabının içi yanıyor, eşyalarımız yanıyor. Bu güne kadar evimizde 300'den fazla yangın çıktı. Bunlardan dördünü itfaiyenin yardımıyla söndürdük. Bizim olduğumuz vakitte eşyalar yanmıyor. Ancak çıktığımız an eşyalar yanmaya başlıyor. Psikolojimiz bozuldu. Her gün dua ediyoruz.'' SINIFTA EŞYALARI YANDI Öte yandan ailenin 5. sınıfta okuyan kızları Melek'in kullandığı eşyaların da sınıfta yandığı ileri sürüldü. Melek'in şimdiye kadar montu, kitapları ve oturduğu sıranın örtüsü henüz belirlenemeyen bir nedenle tutuştu.Yaşananlar karşısında çok korktuğunu belirten Melek, ''Ben akşam montumu eve götürdüm. Sabah annem 'Montun nerede?' diye sordu. Aradım bulamadım. Okula geldim, arkadaşlarım bana 'montun burada yanmış' dedi. Okulda kitaplarımı masanın altına koyuyorum bir süre sonra yanarken buluyorum'' dedi.Sınıf öğretmeni Erhan Yıldız da, sınıftaki olaylar nedeniyle öğrencilerin psikolojisinin bozulduğunu anlattı. Yaşananlara anlam veremediklerini kaydeden Yıldız, şöyle dedi:''Bu olay ilk meydana geldiğinde çocuklar sınıfta yangın çıktığını söylediler. Sınıfta çocuklardan biri yaramazlık yapmıştır diye düşündüm. Olay ile ilgili sınıfta genel bir arama yaptık. Fakat sınıfta çocuklar üzerinde herhangi bir yakıcı madde bulunmadı. Daha önce evlerinde benzer şeyler olduğu söylenmişti ama hurafe gibi gelmişti, inanmamıştık. Melek'in velisini çağırdık, görüştük. Velisi evlerinde günde bu olayın 3-4 defa tekrarlandığını söyledi. Okulda da 4-5 defadır yangın çıkıyor.'' ANLAM VEREMEDİK Vali Ahmet Aydın, yaptığı açıklamada, ailenin durumunu öğrendikten sonra kendilerini hocalarla birlikte ziyaret ettiğini söyledi.Ailenin derdine deva olmaya çalıştıklarını ifade eden Vali Aydın, şöyle konuştu:''Aileyi ben de ziyaret ettim. İlk önce inanamadım aniden ateş yanıyor, yan tarafta öbür tarafta yangın oluyor. Evine gittiğimde baktığımda bir sürü battaniye ve yatakların yandığını gördüm. Gerçekten fizik ötesi bir olay, anlam veremedik. İzah edemediğimiz bir nokta var. Evde tüp ve ateş yakamadıkları için aileye günde 3 öğün sıcak yemek vermeye başladık. Bu yangın devamlı oluyor. Çocuk okula gidiyor, okul yanıyor. Sınıftaki sırası askıya astığı montu yanıyor. Bu noktada biz de uğraşıyoruz, inşallah dertlerine deva buluruz.''Siirt Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Murat Erman da olayın çok yönlü araştırılması gerektiğini belirterek, ''Bir vatandaşımızın evinde 300'ün üzerinde yangın veya yanma hadisesi meydana geldiğinden haberdarız. Bu olayın çok yönlü olarak araştırılması gerekmektedir. Arkadaşlarımız bu konu ile ilgili çeşitli bilim dallarından akademisyenleri görevlendirmek suretiyle konunun bilimsel yönünü araştırmak üzere harekete geçmiş bulunmaktadırlar'' dedi. CİNLER Mİ? Müftü Faruk Arvas ise kendilerine de intikal eden olayın mahiyetini tam olarak bilmediklerini kaydederek, şöyle dedi:''Ben aileye şunu ifade ettim. İnancımıza göre, cin diye bir varlığın olduğundan haberdarız. Zariyat Suresi 56'ıncı ayeti kerimede 'Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk yapsınlar diye yarattım' denilmektedir. Ayrıca Cin Suresi'nde başlı başına Allah'u teala hazretleri cinlerin varlığından bahsetmektedir. Yine Felak Suresi'nde, 'Yarattığının şerrinden sana sığınırım' yani demek ki bu cin dediğimiz varlıkların bir kısmının iyi varlıklar olduğunu aynı zamanda onların kötülerinin de olabileceğini öğrenmekteyiz. Etrafına fayda sağlayan olduğu gibi zarar verenin de olduğunu görmekteyiz. Bu hadiseyi gerçekleştirenler onlar mı değil mi bilemeyiz ancak bunun onlar tarafından yapılmış olabileceğini aileye aktardım.'' Öte yandan aile fertlerinin cep telefonuyla evden görüntü aldığı sırada halı ve evin bir kısmının kendiliğinden alev aldığı görülüyor. | |
Devrimci Karargah Örgütü'ne yardım iddiasıyla tutuklanan eski emniyet müdürü Avcı meslekten atılma noktasına geldi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Haliç'te Yaşayan Simonlar isimli kitabından sonra büyük tartışmalara neden olan, daha sonra Devrimci Karargâh terör örgütüne 'yardım ve yataklık'tan tutuklanan eski polis müdürü Hanefi Avcı meslekten atılıyor. İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişleri, hazırladıkları raporda, Avcı hakkında iki ayrı ceza talep etti. Raporlarda 'terör örgütüne yardım ve yataklık'ta bulunduğu iddia edilen Avcı'nın polislik mesleğinden ihracı istendi. Avcı hakkında ikinci bir suçlama ise basına verdiği demeçler nedeniyle geldi. Bu suçlama nedeniyle de Avcı hakkında, ihraç cezasının bir altı olan 24 ay kıdem durdurma talep edildi. Müfettişlerin hazırladığı rapor önümüzdeki günlerde Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu'nda ele alınacak. Kurul müfettişlerin talebi doğrultusunda Avcı'ya verilecek cezayı karara bağlayacak. Bu arada, Hanefi Avcı hakkında yeni iddialar gündeme geldi. Müfettişler Avcı'nın Eskişehir Emniyet Müdürlüğü döneminde karısı Şenay Avcı'ya şoförlü makam aracı tahsis ettiğini, kendisine tahsis edilen hizmet aracını da özel işlerinde kullanarak Taşıt Kanunu'na aykırı davrandığını saptadı. Avcı'nın aynı dönemde Polis Evi'nde görevli bir personeli Emniyet Müdürlüğü lojmanında da usulsüz çalıştırdığı da ortaya çıkarıldı. | |
İSTANBUL Mecidiyeköy'de içinde yolcu olan halk otobüsü bir otomobile ardından köprü ayağına çarptı. Kazada çok sayıda kişi yaralandı. Yaralılar ambulanslarla çevre hastanelere kaldırıldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: İSTANBUL Mecidiyeköy'de Ortaköy seferini yapan halk otobüsü, trafiğin en yoğun olduğu bölgede önce bir otomobile, ardından da köprüyü ayağına çarptı. Can pazarının yaşandığı kazada çok sayıda kişi yaralandı. Karayolunda uzun araç kuyruğu oluşurken, yaralılar ambulanslarla hastanelere taşındı. Kaza, saat 20.00 sıralarında Mecidiyeköy Dereboyu Caddesi Levent istikametinde meydana geldi. Şişli'den Ortaköy seferini yapmak üzere hareket eden DT2 numaralı 34 HY 3543 plakalı halk otobüsü, önce aynı yöndeki 34 FR 3330 plakalı otomobile çarptı. Kazanın ardından sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği halk otobüsü, D-100 Karayolu köprü ayağına çarptı. Can pazarının yaşandığı kazada otobüste bulunan birçok yolcu yaralandı. Trafiğin en yoğun olduğu saatte meydana gelen kazanın bildirilmesiyle olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, ilk müdahalelerinin ardından yaralıları çevredeki hastanelere kaldırdı. Kaza nedeniyle Levent istikametinde uzun araç kuyrukları oluştu. | |
Ziynet Sali, Amerikalı söz yazarı ve şarkıcı Marshall ile düet yaptığı “Magic” şarkısı için kamera karşısına geçti. Verdiği cesur pozları da Instagram hesabından paylaştı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Sali'nin cesur pozları kısa sürede binlerce beğeni aldı. Ziynet Sali, Magic şarkısının tanıtımı için kasım ayının başında bir parti düzenlemişti. Ziynet Sali, Marshall ile çıkan aşk dedikodularına, "Londra'da hazırladığım single'ım için dünyada birçok ünlüyle işbirliği yapan Anthony Marshall ile çalışıyorum. Kendisi ile iş ve dostluk ilişkisinden başka bir yakınlığım yoktur. Nokta." diyerek cevap vermişti. | |
Mali'nin güneyinde halk Fransız ordusunu kurtarıcı olarak görüyor. Bamako Fransız bayraklarıyla donatıldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Fransa’nın, 12 Ocak’ta Mali’nin kuzeyinde denetimi ele geçiren ayrılıkçı direnişçilere yönelik başlattığı saldırı sonrasında başkent Bamako’da Fransa bayrakları dalgalanmaya devam ediyor. Fransa’nın gerçekleştirdiği askeri müdahale sonrasında bu ülkeye karşı sevgi besleyen Malililer evlerine ve iş yerlerine Fransa ve Mali bayraklarını yan yana asıyor. Saldırıyla birlikte başta Bamako olmak üzere özellikle ülkenin güney kesimlerinde Fransa bayrakları satışında adeta patlama yaşandı. Bunu fırsat bilen kimi çevreler piyasaya binlerce Fransa bayrağını sürdü. Başkent Bamako'nun önemli birçok noktasında Fransa bayrakları göze çarpıyor. Bu işten günlük kazançlarını çıkarmak isteyenler de köşe başlarında Fransa bayrakları satıyor. | |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçimleri öncesi NTV canlı yayınında soruları yanıtladı. CHP lideri Muharrem İnce'nin adaylığı konusunda da çarpıcı bir iddiada bulundu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçimlerinin ikinci tura kalacağını düşündüğünü; ancak sahada Muharrem İnce'ye olan ilginin seçimlerin ilk turda sonuçlanacağını gösterdiğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, seçimi kazanmaları halinde de bakanlar kurulunun tamamen İnce tarafından belirleneceğini kaydetti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçimleri öncesi NTV canlı yayınında soruları cevapladı. Muharrem İnce'nin toplumun her kesimini kucakladığını söyleyerek, adaylık sürecini de başarıyla yerine getirdiğini ifade etti. İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları: "Allahın izniyle Cumhurbaşkanlığını alacağız, parlamentoda da çoğunluğu sağlayacağız. Millet İttifakı bizim demokrasi tarihimizde atılmış en önemli ittifaklardan birisidir. Türkiye’nin geleceği esas alınarak, demokrasi esas alınarak ve bu millet için çalışmak ve bir araya gelmek için güç birliği yapıldı. Bunun sonucu hep birlikte alacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda bir demokrasiyi getireceğiz. Bildirgemizin açıklandığı gün söylemiştim, biz ayrıca bütün etkenlerden arınmış herkeisn bağımsız iradesiyle bir araya geldiği bir sivil anayasa yapacağız. "İKİNCİ TURA KALDIĞI TAKDİRDE ALACAKTIR" Böylece bu ülkeye demokrasi, özgürlükle rnaısl gelirmiş, sosyal devlet nasıl olurmuş, insanın yoksulluğu nasıl sömürülemezmiş, insana nasıl değer verilirmiş, işi, aşı nasıl vereceğiz, geleceğin Türkiye’sii nasıl inşa edeceğiz inşallah 25 Haziran’da Türkiye bunların tamamını daha geniş ve yetkili olarak anlatacağız bütün Türkiye’ye ve dünyaya. Cumhurbaşkanlığında birinci turda Muharrem beyin alacağını düşünüyorum. Ben ikinci tur için diye düşünüyordum ama sahada gördüğü ilgi, vatandaşla arasında kurduğu diyalog, sevevenlliği giderek artıyor, toplumun gözünde güven veren imaj çiziyor dolayısıyla ikinci tura kalsa dahi alacaktır. MUHARREM İNCE CHP'DEN FAZLA OY ALIRSA CHP'DE NELER OLUR? Yorumlar yapılabilir. Muharrem Bey'i önce bir cumhurbaşkanı yapalım. Muharrem Bey keşke daha fazla oy alsa. Muharrem Bey başarılı bir süreç izliyor. Diğer partilere oy veren vatandaşların oyunu da alıyor. Sadece CHP'den oy alsa seçilemez zaten. Muharrem Bey hiçbir ayrım yapmadı. Herkesi kucaklıyor. Dolayısıyla her kesimin Muharrem Bey'e oy vermesini istiyoruz zaten. "İLK İŞ OHAL KALKACAK" Muharrem Bey seçilince ilk işi OHAL'i kaldıracak. Bir şöforün oğlu gelip Cumhurbaşkanlığı makamına oturacaktır. "BAKANLAR KURULU LİSTESİNİ SEÇİLİRSE MUHARREM BEY BELİRLEYECEK" Bakanlar Kurulu listesini kim belirleyecek, tabii ki Muharrem Bey seçilince o belirleyecek. Parlamento'da bir kan değişimi her zaman gerekiyor. Havuz medyası "CHP'de tasfiye" diye başlık atıyor, iktidar partisinde milletvekilleri listelere giremeyince "AK Parti'de değişim" oluyor. Muharrem Bey ile hiçbir sıkıntı yaşamadık. Listeyi başkan yardımcılarıyla birlikte yaptık. Tepkiyi anlıyorum ama artık geride kalmalı. "O BELGELER HER YERDE VARDI" Eren Erdem Bey ile görüştüm. MİT TIR'ları ile parti sözcümüz basın toplantısı yapmıştı. Elindeki belgeleri milletvekillerine ve basın mensuplarına dağıttı. Eren Erdem oradan aldım diyor, basın toplantısından aldı, doğru. O belgeler her yerde vardı. 17 internet sitesinde görüntüler yayınlandı. Sitelerden kaldırılmasıyla ilgili savcılığın yazısı var. 17 internet sitesinde yayınlanan şeyi bir iktidar partisi görmüyorsa kördür. Bu da devlet sırrı oluyor, böyle devlet sırrı olur mu . Herkes biliyor, bu nasıl devlet sırrıdır. Bunu Eren Erdem'e yurtdışı yasağı konulması ayıptır. "TÜRK LİRASI FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİ GİDİYOR" Dolar yerinde duruyor, Türk Lirası değer kaybediyor. Türk lirası durmadan değer kaybettiği için freni patlamış kamyon gibi gidiyor. Dolarda spekülasyon yapan varsa devlet yapanı bulmalı. Türkiye şu anda yönetilmiyor. Dış güçler değil Türkiye'nin yönetilmemesi sorun." | |
Kulp’ta PKK’lı diye ateş açarak 1 askeri şehit eden 1 askeri de yaralayan 4 korucu ‘terör şartları nedeniyle’ beraat etti | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: 17 Ocak 2010’da, bir grup PKK’lının Kulp’a bağlı Sinda mezrasında oldukları yönünde istihbarat alan Kulp Asayiş Bölük Komutanlığı’na bağlı birlikler, korucularla birlikte operasyona çıktı. PKK’lıları pusuya düşürmek için hazırlık yapan birlik ve korucular, ağaç ve patika yoldan sesler gelmesi üzerine, iddialarına göre önce “dur” ihtarında bulundu. Ancak seslerin yaklaşması üzerine askerler ve korucular patikaya doğru ateş açtı. Ateşe ateşle karşılık verilmesi üzerine çatışma çıktı. Operasyondan dönen birlikten Uzman Çavuş Serkan İpek’in şehit oldu, Uzman Çavuş Kenan Çevik de ağır yaralandı. 15 HAPİSLERİ İSTENDİ Olay yerinden, ölen ve yaralanan askerlerin vücutlarından çıkan kovanlar ve mermiler üzerinde yapılan kriminal inceleme sonunda, iki askerin korucular Y.E., K.E., U.E. ve S.E.’nin silahlarından çıkan kurşunlarlar vurulduğu sonucuna varıldı. Korucular hakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 yıldır devam eden dava sonuçlandı. Savcılık, sanıkların içinde bulundukları teyakkuz ortamında karanlıkta yaklaşan kişileri terörist sanıp silahlarını mevzuatın ön gördüğü biçimde ateşlediklerini belirtterek ceza verilmemesi talebinde bulundu. Savcılık, bu talebine CMK’nın 223/3-c maddesinde yer alan “meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması” gerekçesini gösterdi. Korucular da komutanlarının emri doğrultusundahareket ettiklerini, terörist bekledikleri istikametten gelenlere uyarıda bulunmalarına rağmen kendilerine ateş açıldığını söyledi. BİR ANDA ATEŞ AÇILDI Talimatla ifade veren ve olaydan yaralı kurtulan Çevik ise ikaz ve uyarı yapılmadan bir anda üzerlerine ateş açıldığını söyledi. Korucuların bağlı olduğu birlikte görevli bir rütbeli ise talimat ifadesinde, koruculara pusu görevi verdiklerini ve teröristlerin mezraya sızacakları yönünde duyum aldıklarını belirtti. Tanık sıfatıyla ifadeleri alınan 5 asker de korucuları doğrular nitelikte ifade verdi. Jandarma Alay Komutanlığı’ndan gelen yazıda da korucuların bölük komutanın emriyle operasyona çıkartıldığı belirtildi. Mahkeme, sanıklar hakkında her ne kadar taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan dava açılmış ise de bölgedeki terörle mücadeledeki operasyon şartları dikkate alındığında olayın meşru savunmada mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan kaynaklanan sınırın aşılması şeklinde gerçekleştiğini belirtti. Mahkeme, hukuka uygunluk nedeni bulunduğundan CMK.223/3-c maddesi uyarınca sanıklara ceza verilmesine yer olmadığına oy birliğiyle karar verdi. EMSAL OLABİLİR Kararın, “terörle mücadeledeki operasyon şartları” nedeniyle “meşru savunma” kapsamında değerlendirilmesi, korucuların, karşıdakilerin terörist olduklarını düşünerek, “dur” ihtarına uymadıkları gerekçesiyle ateş açtıkları savunmasına itibar edilmesi akıllara Uludure’de savaş uçakları tarafından PKK’lı oldukları sanılarak öldürülen 34 köylüyü getirdi. Uludere’de de Genelkurmay köylülerin üzerine terörist sanılmaları, askerlerin uyarılarına rağmen teröristlerin geçtiği bölgede bulunmaları nedeniyle ateş açıldığını açıklamıştı | |
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Bismil ilçesine bağlı Türkmenhacı köyünü ziyaret etmek üzere geldiği Diyarbak... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Bismil ilçesine bağlı Türkmenhacı köyünü ziyaret etmek üzere geldiği Diyarbakır Havaalanı’nda bir vatandaşın çözüm süreci ile ilgili protestosu ile karşılaştı. Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Türkmenhacı köyünü ziyaret etmek için kente gelen CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, havaalanı çıkışında gazetecilere açıklama yapmadan önce bir vatandaşın çözüm süreci ile ilgili protestosu ile karşılaştı. Havaalanı çıkışında bir vatandaş Kamer Genç’e seslenerek, çözüm sürecine destek vermemesini eleştirdi. Genç ise, vatandaşın eleştirisine, "’Çözüm sürecinin ne olduğu belli değil’ diyerek yanıt verdi. Türkmenhacı köyüne hareket etmeden önce gazetecilerin soruların yanıtlayan CHP’li Genç, köyde bir takım arazi anlaşmazlığının olduğunu ve yerinde tespit etmek üzere kente geldiklerini söyledi. Genç, "Köylüler benim özellikle gelmemi istediler. İşçi Partili arkadaşlarla beraber Türkmenhacı köyünü ziyaret edeceğiz. Köyde vatandaşların sorularını dinleyeceğiz. Koşullarımız el verdiği şekilde çözüm üreteceğiz. Türkmenhacı köylülerinin arazi konusunda büyük bir haksızlığa uğradığını biliyoruz" dedi. "BAŞBAKAN’IN AĞLAMASINI YADIRGADIM" Çözüm sürecinin ne olduğunun belli olmadığını kaydeden Genç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşam bir katıldığı bir televizyon programında Mısır’da ısır’da öldürülen Müslüman Kardeşler liderlerinden Muhammed el-Bilteci’nin kızı Esma’ya, babasının yazdığı bir şiiri dinlerken ağlamasını yadırgadığını ifade eti. Genç, "Tayyip Erdoğan, kılıktan kılığa giren biri. Sıra geldi mi, ağlıyor, insanları tehdit ediyor. Dün akşam Başbakan’ın televizyonda ağladığını gördük. Demek ki, Mısır’da ölen kızı için mektup yazan birinin mektubunu okuyacak kadar vakti vardır Başbakanın. Ben ağlamayı yadırgadım. Türkiye’de o kadar acı çekildi. Güvenlik güçleri, 18-20 yaşlarındaki gençleri öldürürken, en ufak bir acı duymayan, ’polisimiz destan yazdı’ diyen kişinin çıkıp da sahte gözyaşı dökmesini hayretle karşılaşıyorum. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında hepimiz kardeşçe yaşamamız gerekiyor. Burada yaşayan tüm halkların bir tek menfaati var, o da emperyalist uşaklara köle olmadan, özgürce ve bağımsızca yaşamaktır. Bunun da tek yolu, birbirimizi öldürmeyeceğiz, silaha başvurmayacağız. Bu memlekette eksik olan demokrasidir. Demokrasi sorunu ülkedeki tüm halkları etkiliyor. Laik Türkiye devleti bütünlüğünü koruyarak, demokrasinin standardını yükselterek, her şeye çare bulabiliriz" dedi. Genç, yaptığı açıklamanın ardından beraberindeki heyetle Bismil ilçesine bağlı Türkmenhacı köyünü hareket etti. | |
TRABZON'da hakkında yakalama kararı bulunan zanlı, oy kullanmak için geldiği okulda gözaltına alındı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Trabzon'un Arsin ilçesinde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan şüpheli, oy kullanmaya geldiği salonda yakalandı. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, soruşturma kapsamında aranan, örgütle irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan Alparslan Koleji'nin ortaklarından E.Ö'nün yakalanması için çalışma başlattı. E.Ö'nün, Atatürk İlkokulunda oy kullanacağını belirleyen ekipler, sandığın bulunduğu salona gelen zanlıyı gözaltına aldı. Emniyete götürülen E.Ö'nün işlemleri sürüyor. | |
Bu kaçıncı anket oldu bilmiyorum. Ben artık hesabın ucunu kaçırdım. Sonuncusu dün Gezici isimli bir araştırma şirketi yapmış. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Bu kaçıncı anket oldu bilmiyorum. Ben artık hesabın ucunu kaçırdım. Sonuncusunu dün Gezici isimli bir araştırma şirketi yapmış. Bir yerlerden gözünüze ilişmiştir belki de. İlişmediyse de ben size anlatayım. Uğur Dündar anketi yorumladığı yazısında AK Parti'nin düşüşte olduğunu, CHP'nin ise uçuşa geçtiğini salık veriyor. Yazının yayınlandığı internet sitelerinde yer alan okur yorumlarına bir göz atttım. Aboooov... Dersiniz ki seçim olmuş, AK Parti devri kapanmış, CHP iktidara gelmiş! Öyle tuhaflıklar var ki, Uğur Dündar bu anketi gerçek bir cesaret ve hatta tuhaf bir cüretle nasıl oldu da köşesine taşıdı şaştım kaldım. Usta gazeteci kabuslar gören CHP seçmenine öyle bir tablo çiziyor ki inanamazsınız. Kabustan sonra görülen mutluluk rüyaları olur ya. Tam da öyle bir şey.. Garibanların sevinmesi boşuna değil hani.. Anketteki tüm saçmalıkları buraya nakledip sizi bunaltmak istemiyorum. Sadece 3-5 kısa paragraf var. Buraya aktarayım niye saçmalık dediğimi daha iyi anlamanız için... *** Seçmene "Bugün genel seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?" diye sorulmuş. Sonuçlar şöyle: AK Parti: Yüzde 41, CHP: Yüzde 26, MHP: Yüzde 20, BDP: Yüzde 9.2, Diğer partiler: Yüzde 2.5 Toplamını hesaplıyorsunuz, yüzde 99.2'lik bir sonuç çıkıyor? Geriye kalan 0.8'lik oylar kime gitti? İnek içti! İnek nerede? Dağa kaçtı herhalde! Peki yerel seçimlerde kime oy verirsiniz diye sormuşlar bu kez hayali seçmene... Şöyle sonuçlar çıkmış: AK Parti'nin oy oranı yüzde 34, MHP'nin oy oranı yüzde 28, CHP'nin oy oranı yüzde 25, BDP'nin oy oranı yüzde 8.2, diğer partiler 4.3 Bunu da topladığınızda yüzde 99.5 gibi bir sonuç çıkıyor. Geri kalan yüzde 0.5 nerede? O da bir muzun sırtında Afrika'ya iltica etti herhalde! Yine Uğur abinin sunduğu anket sonuçlarına göre AK Parti'nin seçmeni CHP'ye kayıyormuş! AK Partililer CHP'ye niye kayıyormuş, nasıl kayıyormuş, neden durup dururken kayıyormuş ben çözemedim. Gün boyu cevap bulmam gereken soru olarak aklımı kurcalayıp durdu bu durum! Diğer kayma çeşitlerini anlamam ama, gördüğüm o ki, seçmen 10 yıldır CHP'ye fırçayı her fırsatta kayıyor. Eğer kastedilen diğer kayma çeşitlerinden biriyse, sanırım Uğur abi ona açıklık getirir ileride. Neticede kek, börek, çörek yapımında sahtekarlık yapanlara vakti zamanında az fırça kaymadı! Gelelim anketteki diğer ayrıntıya.. Yaşları 8 ila 27 arasında değişen gençlerin büyük bölümü de MHP’ye kayıyormuş! İşte burada tehlikeli bir durum var! Geçtiğimiz seçimin kaderini değiştiren de işte bu 8 yaş ve üstü çocuklardı! Hatırlarsınız, hiç üşenmeden altlarına bezlerini bağlamış, büyük bir coşkuyla seçim sandıklarına koşmuş ve AK Parti lehine sandıkları patlatmışlardı! Neden? Çünkü AK Parti büyüklere kömür makarna verirken onları da ihmal etmemiş, daha doğar doğmaz zıbınsa zıbın, mamaysa mama, biberonsa biberon. Ne var ne yok onları ikna etmek için dağıtmıştı. E sen çocuğu ihmal edersen kayacak bir parti bulacak elbet! Son bir hamleyle mahalle aralarına park yapmaya çalışsan da artık onları ikna etmen mümkün değil Tayyip beeeey, boşuna çırpınma! *** İşin şakası bir yana... Eğer bu anketin sonuçlarına inanacak kadar hastaysanız gidin tedavi olun! Ya da, son 7 seçimde anketler ne söylemiş, AK Parti ne almış dönüp bakın. Sahi son genel seçimler öncesi yapılan anketlere göre CHP iktidardaydı değil mi? *** Bilesiniz ki sırf laf olsun diye yapılmıyor bu anketler. Amaç başka... Seçim günü sonuçlar açıklanmaya başlandığında, "Seçim sonuçları hileli. Anketler böyle söylemiyordu" denilerek yeni bir kaos planını devreye sokmak amaçları. Bu bir psikolojik harp ve haydutlar boş durmayacak! Son 7 seçimdir tattıkları yenilgiyi bu kez kabullenmeye razı değiller. Ama öyle ya da böyle razı gelecekler! Bakın buraya yazıyorum. Siz bu anket sonuçlarının üzerine AK Parti lehine 10 puan koyarak hesaplarınızı yapın. Benimki bir temenni değil tahmin! 11 yıldır görüyor, izliyorum. Yine aynısı olacak. Neden mi? Çünkü bu ülkenin insanı bahtının ipini bir kez sıkı sıkıya yakaladı. Kolay kolay da bırakmaz! Konuştuğum herkes, yorumlarını gerek sosyal medyadan, gerekse gazetelerden takip ettiğim milyonlarca seçmen, Cumhuriyet tarihinin en zorlu seçimiyle yüzleşmeye ve görevini yerine getirmeye hazır. Bu görev, bir ulusun özgülüğünü sarsılmaz bir inançla karara bağlama görevidir. Özal'a, Erbakan'a ve hatta Ecevit'e oynanan oyunun Erdoğan'a oynanmasına bu kez izin verilmeyecek. Bu hevesle yola çıkanlara ne oturacakları bir taht, ne de başlarına koyacakları bir taç sunulmayacak! Eğer illa bu anketlere inanmak istiyorsanız, yüzünüzdeki yapmacık neşeyi sakın bozmayın, mutluluk maskesini de sakın ha çıkarmayın. Şimdilik bu sonuçları cennetten gelen bir esinti gibi hissedin. Nasılsa seçimden sonra cehennem azabanız yeniden başlayacak! | |
Gölhisar ilçesinde, 205 kilogram at eti ele geçirildi, olayla ilgili bir kişi gözaltına alındı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Gölhisar İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, kaçak et kesimi yapıldığı ihbarı üzerine Yusufça Mahallesi'ndeki bir alana operasyon düzenledi. Operasyonda, kasaplık yaptığı belirtilen A.B, bir atı parçalara ayırırken yakalandı. Jandarma ekipleri, çevrede yaptığı aramada otomobilin içinde dilimlere ayrılarak paketlenmiş halde 205 kilogram at eti ile çevrede 2 ata ait parçalar buldu. Gözaltına alınan A.B'nin jandarmadaki ifadesinde, at etlerini satmayı düşündüğünü söylediği öğrenildi. Zanlı, sevk edildiği mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. | |
MHP'li Faruk Bal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı yerden yere vurdu! | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: TBMM Genel Kurulunda, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısının görüşmelerine başlandı. Tasarıyla ilgili çok ağır eleştiriler yönelten CHP ve MHP'li üyeler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı taraflı davranmakla suçladı. Kılıç'a en ağır eleştiri ise yine kendisi de bir hukukçu olan MHP'li Milletvekili Faruk Bal'dan geldi. Tasarının tümü üzerindeki CHP Grubu adına konuşan Mersin Milletvekili İsa Gök, tüm diktatörlüklerde mutlaka ''yargıyı ele geçirme eyleminin olduğunu'' söyledi. ''Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) ele geçirilmesi aşamasının Türkiye'de başarıyla sonuçlandığını'' savunan Gök, bu konuda halka gerçeklerin anlatılmadığını ileri sürdü. Yeni oluşan HSYK'nın yaptığı seçimler sonucunda Yargıtayda kadın üye sayısının yüzde üçün altına düştüğünü belirten Gök, ''Yargıtay tarihinde ilk kez, bu bağımsız olduğu iddia edilen HSYK döneminde bu kadar az kadın üye seçildi. Çünkü kadınların bu toplumda yeri yok'' diye konuştu. Tasarının görüş alınmadan doğrudan Meclise sevk edildiğini öne süren Gök, Anayasa değişikliğinde yer almayan konuların da tasarıda yer bulduğunu savundu. Gök, ''Siz Anayasa Mahkemesini tümüyle siyasetin emrine alırsanız, mahkeme Türk ulusunun değil AKP'nin mahkemesi olur. Bunun ise yargıya yapılacak en büyük ihanet olduğunu söyledik ama dinletemedik'' dedi. "DİKTADAN YANASINIZ'' MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da ''9 yıldan beri iktidarda olan AKP; yandaş sermaye, yandaş basın yarattı, devlet memurları içinde militanca hareket eden bir güruh yarattı'' diyerek, iktidarın bu üç alanda yarattığı değeri korumak için Anayasa değişikliği yaptığını savundu. Bal, ''AKP, yüksek yargının eleştirilen ön bahçe, arka bahçe tartışmasında, kendisinden brifing alan bir yargı kurumu yarattı. Hukuk devleti kavramı olduğu gibi çöktü. Başbakan'ın kendisini savcı, anamuhalefet liderinin avukat ilan ettiği bir yargı düzeninin bağımsız ve tarafsız olması düşünülemez'' dedi. ''Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın siyasi partilere ahlak ve erdem dersi vermeye kalkacak kadar haddini aştığını'' ileri süren Bal, ''Anayasanın ilk 3 maddesinin bile değiştirilebileceğini söyleyerek AKP'nin de önünde gitmiştir. Bu Anayasa Mahkemesi Başkanı'na nasıl güveneceğiz? Anayasa Mahkemesinin siyasallaşmış haliyle Türkiyede güçsüz, gücü kontrol edilmeyen bir millet iradesi yaratılmak isteniyor. Kontrolsüz her güç diktadır, zorbadır, hiçbir zaman demokratik toplum değerleriyle bağdaşmaz'' diye konuştu. Tasarıyı eleştiren Bal, şöyle konuştu: | |
Başbakan David Cameron, danışmanlık ve eğitim hizmeti vermek üzere 75 İngiliz askerinin Ukrayna'ya gideceğini açıkladı. Askeri desteğin Moskova'ya "Batı Kiev hükümetinin yanında durmakta kararlı" mesajı verdiği yorumu yapılıyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: İngiltere Ukrayna'ya, Rusya yanlısı ayrılıkçılarla savaşan askerleri eğitmek üzere birlik göndereceğini açıkladı. Başbakan David Cameron, danışmanlık ve eğitim hizmeti verecek birliğin önümüzdeki birkaç hafta içinde Ukrayna'ya gideceğini söyledi. Buna göre 75 İngiliz askeri dört grup halinde Ukrayna'ya gidecek ve çatışma bölgesine ilaç, taşıma, istihbarat ve askeri destek sağlayacak. Cameron'ın konuşması sırasında Rusya yanlısı ayrılıkçılar bir açıklama yaparak, Doğu Ukrayna'daki ağır silahları, ateşkes kapsamında geri çektiklerini belirttiler. Ancak Kiev, ayrılıkçıların açıklamalarına şüpheyle yaklaşıyor. Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin, ayrılıkçıların ağır silahları stratejik olarak önemli olan Mariupol limanına taşımasından endişelendiğini söylüyor ve "Sınırdan geçen her şey - paralı askerler, silahlar, ağır silahlar, her şey - Rusya'dan geliyor. Böyle gelişmiş füze savarları ya da benzer silahları nereden alacaksınız? Ben bu duruma şüpheyle yaklaşıyorum ve çoğu zaman da bu silahlar, modern Rus silahları oluyor" dedi. Cameron konuşmasında ateşkese de vurgu yaparak, ayrılıkçıların ateşkesi ihlali halinde Rusya'ya yaptırımların artacağını söyledi. Rusya'ya 'Kiev'in yanındayız' mesajı BBC savunma muhabiri Jonathan Marcus, ilk defa eğitim amaçlı bir birliğin Ukrayna'ya gideceğine dikkat çekiyor. ABD'nin de eğitim hizmetine birkaç hafta içinde başlayacağını kaydeden Marcus, "ABD ve İngiltere öncülük ettiğinde, diğer NATO ülkeleri de onları takip edecektir" yorumunda bulunuyor. BBC muhabiri, bu eğitimlerin Moskova'ya "Batı Kiev hükümetinin yanında durmakta kararlı" mesajı verdiğini söylüyor. Şimdilik Ukrayna'ya silah satma gibi bir gündemin olmadığını ve Cameron'ın da bunu vurguladığını belirten Marcus, "Ancak ateşkes sekteye uğrarsa, Washington silah tartışmalarını yine gündeme getirecektir" diyor. | |
Meditasyonun, beyin sinir hücreleri arasındaki iletişim ağı üzerinde etkili olduğu bildirildi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Bilim adamları, sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmada, düzenli olarak yapılan meditasyonun, insan beyninin korku, psikolojik rahatsızlıklar ve dikkat sorunlarıyla ilgili bölümünde olumlu etki yarattığını gördü. Araştırmada, beynin algılama ve otokontrol ile ilgili kesimleri arasındaki iletişimin de daha güçlü olduğu tespit edildi. MEDİTASYON AĞRILARA DA ETKİLİ Araştırmayı yürüten, Yale Üniversitesinden Judson Brewer, düzenli meditasyonun ağrılara karşı etkili olabildiğini, sigara ve benzeri maddelerin bağımlılığından kurtulmada da fayda sağlayabildiğini belirtti. Brewer, yaptıkları araştırmada, meditasyonun özellikle Default Mode Network (DMN) olarak adlandırılan iletişim ağı üzerinde etkili olduğunu gördüklerini ifade etti. | |
Bayat ekmeği getir, taze ekmeği götür kampanyası fırıncıların bazılarının tepkisine neden oldu | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası’nın ekmek israfını önleme kampanyası kapsamında bayat ekmeklerin fırınlarda tazeleriyle değiştirilmesi önerisine Fırıncılar Odası’ndan itiraz geldi. “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası" kapsamında bayat ekmeklerin taze ekmekle değiştirilmesi önerisi fırıncıları ikiye böldü.Öneriyi ortaya atan Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Cihan Kolivar, vatandaşların fırınlara yarım veya dilimlenmiş ekmek getirmeleri halinde bile tazesiyle değiştirebileceklerini söyledi. Çalışmanın sendikalarına bağlı 2 bin 200 fırında 20 Şubat’ta başlayacağını belirten Kolivar, “Birisi almazsa diğerine gitsin vatandaş. Böyle olunca o fırıncı da mutlaka müşteri kaybetmemek için bu kampanyamıza destek verecektir'' ifadelerini kullandı. Sendika Genel Sekreteri’nin bu sözlerine itiraz eden Fırıncılar Odası Başkanı Fahri Özer, NTV'ye açıklamalarda bulundu. 'ENGELLEME DEĞİL DESTEKLEME' Kendilerinin buna onay vermeyeceklerini dile getiren Özer, fırınların bayat ekmekleri kullanamayacağını söyledi. Fikrin istişare edilmeden ortaya atıldığını söyleyen Özer, şunları kaydetti: "Planlanmış bir şey yok ortada. Biz bu bayat ekmekleri aldık çöpe attık, tazelerini verdik. Aradaki farkı eğer sendika karşılayacaksa, bu işin maddi boyutu. Ama bu israfı engelleme değil destekleme kampanyasıdır. Bayat ekmekleri gerek ızgaralarda gerek tavalarda ısıtıp tüketebiliyoruz. Şimdi bayat ekmeği hemen fırına götürüp yenisini alacağız ve böylece israf birse iki olacak. Evlerimizde bayat ekmek tüketilirken şimdi tüketilmez hale gelecek. Fırına iade edilen ekmek de direk çöpe gidecektir. Kampanyayı hijyen açısından değerlendirirsek; aldığımız ekmekleri sattıktan sonra sorumluluğu bizden çıkar. Bu ekmeğin satıldıktan sonra hangi koşullarda saklandığınız bilemeyiz. Üzerlerine farklı yerlerden mikroplar bulaşmış ekmekler, üretilen yeni ürünlerde kullanılırsa vatandaşı zehirlemeyecek mi? Yalnızca İstanbul'da değil, Türkiye'de hiçbir fırıncı bu kampanyaya uymayacaktır. Bu vatandaşı karşımıza almak anlamında değil, israfı daha da artıracağı içindir." | |
MHP binasına asılan ve üzerinde "Hırsızlık Oğuldan Babaya Değil! Babadan Oğul'a Geçer" yazılı pankart polis tarafından söküldü. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: MHP Zeytinburnu İlçe Başkanı Reşat Ok, resmi bir talimat olmadığı için itfaiyenin müdahale etmediği pankartın polisler tarafından hukuksuz bir şekilde indirildiğini iddia etti. MHP Zeytinburnu İlçe Başkanlığı binasına, '17-25 Aralık rüşvet ve hırsızlık haftası' sebebiyle astığı pankart polislerce asılı olduğu yerden indirildi. Polis yetkililerinin birkaç kez sözlü olarak indirilmesini talep ettiği pankart, resmi bir yazı olmadığı gerekçesiyle 5 saat boyunca ilçe binasında asılı kaldı. Bu süre içerisinde olayı haber alan partililer ilçe binasına akın etti. Olası bir taşkınlık ihtimaline karşı, bölgeye Çevik Kuvvet polisi sevk edildi. Resmi bir yazı olmadığı gerekçesiyle partililerin indirmeyi reddettiği pankart için olay yerine itfaiye ekibi çağrıldı. Parti binası önünde bir süre bekleyen itfaiye ekipleri, resmi yazı olmaması sebebiyle pankarta müdahale etmedi. Bunun üzerine itfaiye merdivenine çıkan iki polis pankarta müdahale etti. Müdahale sırasında partililer İstiklal Marşı okuyup, Recep Tayyip Erdoğan'ın pankarta konu olan konuşmasını megafonla dinletti. Gemilerde talim var şarkısını da dinleten partililer, pankartın alınması esnasında "Hırsız var" diye bağırdı. MHP Zeytinburnu İlçe Başkanı Reşat Ok, yaşananların tamamen hukuksuz ve yasal dayanağı olmadığını söyledi. Ok, "Emniyet yetkilileri bununla ilgili bize sarih bir belge sunamadılar. Tamamen siyasal iktidarın baskısıyla Türk polisinin yapmış olduğu bir işlem. Hiçbir yasal dayanağı yok. Buradaki vatandaşlarımız da buna şahit oldular. Kesinlikle bize herhangi bir belge ibraz edilemedi. Sadece savcının şifahi talimatı denilerek geçiştirildi. İtfaiye yetkilileri, savcının talimatı olmadan harekete geçmek istemediler. bu işin içerisinde yer almak istemediler. O yüzden de polis memurları aldı pankartı." açıklamasını yaptı. Pankartın indirilmesi üzerine polis ekipleri ve partililer ilçe binası önünden ayrıldı. | |
ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde eczane personeli olarak çalışan Enver Türkmen’in (43) önceki gün 4 eczacıyı öldürmesiyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Önceki gün birlikte çalıştığı 4 eczacıyı öldüren eczane personeli Enver Türkmen’in tabancasını bir süredir hastanedeki çekmecesinde tuttuğu öğrenildi. Bir hastane personelinin savcılığa “Çekmecede silahı var. Aleyhinde ifade verdiğim için beni tehdit ediyor” demesine rağmen durum görmezden gelinmiş. Türkmen’in, bulundurma ruhsatı olan silahını iş yerindeki çekmecesinde tuttuğu kaydedildi. Aynı eczanede daha önce teknisyen olarak çalışan İrfan Ö.’nün 13 Mayıs’ta Türkmen’in kendisini ölümle tehdit ettiğini belirterek Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu, dilekçesinde “Şüpheli Enver Türkmen, silahını eczanede çekmecesinde saklamaktadır. Şüphelinin kendisi hakkında yürütülen soruşturmada tanıklık yapmış olmam sebebiyle şahsımı iki defa alenen tehdit etmiş olması, ayrıca silah bulundurması sebebiyle can güvenliğimin tehlikede bulunması sebebiyle şüpheliden şikâyetçiyim” dediği öğrenidi. Savcılık, yapılan suç duyurusunda Türkmen hakkında takipsizlik kararı vermişti. 'ELİF SEN ÇIK' Enver Türkmen’in silahını çekerek eczacıların olduğu odaya girdiği, hematoloji bölümünde görevli Elif Y.’yi “Elif sen çık” diyerek odadan gönderdiği, daha sonra eczacılar Özler Kiriş, Gürsu Ulaşan, İlknur Yüce ve Hikmet Türk’ün üzerine kurşun yağdırdığı öğrenildi. REKTÖRE ODADAN TEPKİ Eczanedeki katliamın ardından Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’in yaptığı “her yerde oluşabilecek bazı uyuşmazlıklar” şeklindeki açıklamalarına İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu tepki gösterdi. Oda’nın yayımladığı “Bak Rektör” başlıklı metinde “Hiçbir hastanede bir personel belinde silahı ile dolaşamaz. Hiçbir hastanede hakkında tutanak tutulan bir personel inatla o birimde tutulmaya devam edilemez” denildi. KRİZİN NEDENİ EKSİK KIRMIZI REÇETELİ İLAÇLAR Katliama kadar giden krizin nedeninin kayıp kırmızı reçeteli ilaçlar olduğu ortaya çıktı. Hastanenin fizik tedavi bölümü dekanlığının, eczanede ilaç alım-satımlarda usulsüzlük yapıldığı ve kırmızı reçete ile satılan bazı ilaçların eksik olduğu iddiaları üzerine soruşturma başlattığı öğrenildi. Eksik ilaçlardan Türkmen sorumlu tutulurken, öldürdüğü 4 eczacının da soruşturmada tanık olarak ifade verdikleri belirlendi. Türkmen’in hakkında tanık olarak ifade veren eczacıları bu nedenle tehdit ettiği bildirildi. | |
NASA'nın yaptığı bir çalışmaya göre, dünyanın sıcaklığı fazlasıyla arttı, 2011 en sıcak yıllardan biri.. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'ya bağlı New York'taki Goddard Uzay Çalışmaları Enstitüsü, 1880'den günümüze dünyanın sıcaklığının nasıl değiştiğini gösteren bir video yayınladı. Videoda haritayla dünyanın ortalama sıcaklığının değişimi renklerle gösteriliyor. Endüstrinin gelişimi, araçların artışı, sera gazı emisyonu artışıyla sıcaklık yükseldi, 1970'lerde zirveye çıktı. 2011'deki ortalama sıcaklık 20. yüzyıla göre 0.92 daha sıcak. James Hansen isimli uzman, "La Nina akıntısının güçlü etkilerine rağmen, 2011 kayıtlara geçen 10 en sıcak yıldan biri" dedi. | |
'Çiftlik Bank'tan aldığım 200 bin lirayı devlete iade etmek istiyorum' demişti ve parayı iade etti. Ancak başı hala dertten kurtulmadı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Çiftlik Bank kurucuları, makine imalatçısı Fatih Yalçınkaya'ya ambalaj makinesi yaptırmış, parasını da peşin vermiş, sonra makineyi almadan ortadan kaybolmuştu. Fatih Yalçınkaya, CNN TÜRK'te ''Bir garip Çiftlik Bank hikayesi'' başlığıyla yer alan haberde ''Çiftlik Bank'tan aldığım 200 bin lirayı devlete iade etmek istiyorum" demişti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, bu haberin ardından devreye girdi. Yalçınkaya, savcılığa ifade verdi ve parayı da iade etti. Ancak başı hala dertten kurtulmadı. Konya'dan bir avukat, 143 bin 832 lira alacaklı olduğunu iddia etti. Konya 4. İcra Müdürlüğü kapısını çaldı, makineye haciz koyuldu. Fatih Yalçınkaya ise bu olayın üzerine haczin bir an önce kaldırılmasını istedi. Parayı da Mehmetçik'e bağışlayacağını açıkladı. | |
Taze damat Tatlıses, doktorunun izniyle ilk geceyi eşiyle beraber hastanede geçirdi. Balayının ilk sabahı ise kahvaltıda canı ne isterse yemesine müsaade edildi | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: İbrahim Tatlıses, 12 yıldır beraber olduğu Ayşegül Yıldız ile, salı akşamı tedavi gördüğü Romatem Darüşşafaka'da evlendi. Çift, ilk gecelerini hastanede hazırlanan özel bir odada geçirdi; dün sabah ise güne manda kaymağından Anzer balına kadar, sadece kuş sütünün eksik olduğu bir kahvaltıyla başladı. ORGANİK KAHVALTI Doktoru, tedavi süresince yurdun dört bir köşesinden gönderilen yiyecek, içecekleri Tatlıses'in tüketmesine izin vermemişti. Ancak balayı sabahı ünlü türkücüye organik olan her şey serbestti. Sanatçınınn doktoru Köksal Holoğlu, "İbrahim Bey'i bu evlilik çok mutlu etti. Evlilik onu motive edip tedavi sürecini olumlu etkileyecek" dedi. Holoğlu, ünlü türkücünün yaşadığı rahatsızlığın cinsel hayatını etkileyip etkilemediğine dair soruya ise "İbrahim Bey her yönden sağlıklı bir birey" yanıtını verdi. İŞTE LİSTE Köy yumurtası Urfa peyniri Anzer balı Manda kaymağı Zeytin Köy yoğurdu | |
Adıyaman’da, motosikletin arka kısmındaki kafesten düşen tavuk karayolunu birbirine kattı. Sahibi karayolunda uzun süre tavuğu kovaladı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Yoğun trafiğin olduğu Adıyaman Atatürk Bulvarı'nda ilerleyen motosikletin arkasında kuş, civciv ve tavukların olduğu kafesin kapağı açılınca bir tavuk aşağıya düştü. Neye uğradığını şaşıran tavuk, trafiğin yoğun olduğu karayolunda ilginç görüntülere neden oldu. Vatandaşların ikazı ile tavuğun düştüğünü öğrenen motosiklet sahibi, kaçan tavuğun peşinden koşarak yakalamaya çalıştı. Uzun süre tavuğu kovalayan vatandaş büyük çaba sarf etti. Karayolunda araç tehlikesine rağmen süren kovalamaca ilginç görüntülere sahne oldu. (Ulusal yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. Türkiye'nin tanığı pek çok isim yazar kadrosunda yer almakta. Okur yorumlarının yanı sıra açık görüş köşesinden mesleki yazılara ve blog yazarlarına yer vermektedir. Açık görüşte 20'ye yakın uzman yazar olarak yer almaktadır. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 12 site yer almaktadır. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde güncel haberler ile birlikte, politika, sağlık, magazin, spor, memur ve eğitim ile son dakika haberleri yer alıyor.) | |
İspanyol medyası, Suriye'de kayıp olduğu bildirilen üç İspanyol gazetecinin kaçırıldığının düşünüldüğünü bildirdi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Antonio Pampliega, Jose Manuel Lopez ve Angel Sastre Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde çalışıyordu. İspanyol basın meslek örgütü FAPE, üç gazeteciden, Türkiye üzerinden Suriye'ye girdikleri 10 Temmuz tarihinden kısa bir süre ardından haber alınamadığını belirtti. İspanyol Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada sorundan haberdar olunduğu ve olayın üzerine 'çalışıldığı' belirtildi. Bugüne kadar bazı Batılı gazetecileri kaçıran ve öldüren IŞİD, Halep'in kuzeyi ve doğusundaki bazı bölgeleri kontrol ediyor. Halep'te üç yıldan fazla bir süredir hükümet güçleri ve silahlı muhalif gruplar arasındaki çatışmalar sürüyor. | |
Rusya'dan Sibirya'ya havalanmak üzere olan uçak, havanın -52 dereceye düşmesi nedeniyle fren balataları donunca, yardımına yolcuları yetişti. Yolcular uçağı arkadan ve kanatlarından iterek havalanmasına yardımcı oldu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Rusya'da Sibirya seferi yapmak üzere olan uçağın fren balataları soğuk hava nedeniyle donunca, yolcular inip uçağı arkadaşından iterek havalandırmaya çalıştı. Rus RIA Novosti haber ajansı, uçağın Rusya'nın Igarka kentinden kalkış yapma hazırlığında olduğunu, fakat hava sıcaklığının -52 dereceye düşmesi nedeniyle havalanamadığını bildirdi. The Siberian Times gazetesinin haberine göre de çoğu vardiyalı işçi olduğu belirtilen yolcular da, evlerine dönüş saatleri gecikmesin diye uçağın havalanması için arkadan itme teklifinde bulundu. Katekavia havayollarına ait uçak daha sonra havalandı ve güvenlik bir şekilde Krasnoyarsk'a indi. Batı Sibirya toplu ulaşım dairesinde görevli yetkili Oksana Gorbunova, RIA Novosti'ye yaptığı açıklamada, "İlk bilgilere göre, hava sıcaklığı -52 dereceye düştü ve uçağın iniş takımındaki fren balataları park halindeyken dondu" dedi. Gorbunova, "Çekici, uçağı taksi yoluna çekemedi. Yolcular da, uçağın gövdesine zarar verebileceği için yasak olmasına rağmen uçağı arkadan iterek yardım etmeye karar verdi" diye konuştu. Savcılar, havaalanının, havayolları şirketinin, mürettebatın veya yolcuların herhangi bir uçuş güvenliği kuralını delip delmediğini soruşturuyor. Kuzey Kutup dairesinin yaklaşık 161 kilometre kuzeyinde bulunan Igarka'da ortalama sıcaklık genellikle -30 derece oluyor. Yılda yaklaşık 100 bin yolcu ağırlayan havaalanını çoğunlukla Kutup bölgelerindeki petrol ve doğalgaz yataklarında çalışan işçiler kullanıyor. | |
Ortaköy'de 39 kişinin öldüğü gece kulübü saldırısı davasında sanık Masharipov duruşmaya katılmak istemedi. Mahkeme ise talebin reddine karar verdi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina'da yılbaşı gecesi düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin, aralarında saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov'un da bulunduğu 45’i tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın altıncı duruşması başladı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, aralarında Masharipov'un da bulunduğu 42 tutuklu ile 6 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva ile imam nikahlı eşi Fransız vatandaşı Tene Traore, SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Duruşmada 7 tercüman da hazır bulundu. Mahkeme heyeti gelen evrakları ve tanık beyanlarını okudu. Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, sanık Masharipov'un duruşmaya katılmama talebi olduğunu ifade ederek, talebin reddine karar verdiklerini belirtti. Bunun üzerine söz alan Masharipov'un avukatı Atanur Demir, "Masharipov müşteki ve yakınlarının sözlü taciz, hakaret ve tehditlerinden çekindiği için duruşmaya katılmak istememiş olabilir. Mahkemeden müştekileri bu konuda uyarmasını, uyarılara rağmen hakaret ve tehditte bulunan varsa tutanak tutup suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum." ifadelerini kullandı. Gelen evrakların okunmasının ardından müştekilerin dinlenilmesine geçildi. Müşteki Burcu Sarıca, yılbaşını kutlamak için eğlence mekanına gittiğini, saat 11.30 sıralarında mekana girdiğini, 01.15'te silah seslerinin gelmeye başladığını söyledi. Kendisinin şanslı olduğunu ifade eden Sarıca, "Ben kurtuldum, ölen 39, yaralanan 79 kişi için sanıkların en ağır cezayla cezalandırılmasını istiyorum. Ailem ve ben psikolojik olarak zor zamanlar geçirdik. Cam bölümlü salondaydım. Merdivenlere çok az mesafe vardı. Bu yüzden avantajlı bir konumdaydım." diye konuştu. "CEHENNEM GİBİYDİ" Müşteki Günel Huseynova da emniyetteki ifadelerini tekrar ettiğini belirterek, saat 11.30 sıralarında Reina'ya giriş yaptığını kaydetti. Herkesin koşuşturmaca içinde olduğunu belirten Huseynova , "Arkadaşım benden eğilmemi istedi. Tam eğileceğim sırada kolumdan vuruldum. Silah sesleri durmadı, devam etti. O anki 7-8 dakika cehennem gibiydi. Kolumdan mermi girdi, çıktı. Vücudumda kalan iz ve ölen insanlar için bu sanıkların en ağır cezayla cezalandırılmasını istiyorum." ifadelerini kullandı. Yanında yaralanan bir kişinin hayatını kaybettiğini belirten Huseynova, "Ben oradan sağ çıkacağımı düşünmüyordum. Orada silahların ardından patlama olacağını düşündüm. Sanık sürekli tekbir getiriyordu." dedi. Saldırıda hayatını kaybeden Kerim Akyil'in babası Ali Akyil, müşteki Günel Huseynova'ya mekanın girişinde polis olup olmadığını sordu. Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ ise burada yargılanın devletin olmadığını, bu yöndeki ifadeleri kabul etmediklerini belirtti. "MASHARİPOV BENİM SAĞIMDA KOŞUYORDU" Müşteki Duygu Karabulut da eğlence mekanına saat 01.15 sırlarında gittiğini, kapıda beklediğini söyledi. İçeri girdiğinde silah sesleri duyduğunu ifade eden Karabulut, "Kafamı sağıma çevirdiğimde yanımdaki kişinin etrafa ateş ettiğini gördüm. Masharipov benim sağımda koşuyordu. Soluna dönse beni vuracaktı. Gölge karartı şeklinde görüyordum, silah ondan büyük duruyordu." dedi. Lavabo gibi bir yere girdiğini, bir kabinin içinde 11 kişi saklandıklarını kaydeden Karabulut, saldırının bitmesinin ardından mekanda birçok kişinin yaralı olduğunu gördüğünü söyledi. Duruşma salonunda bulunan ekrana sanık Masharipov’un yansıtılmasının ardından, üye hakimin "Yanınızda koşan kişi bu sanık mıydı?" sorusu üzerine müşteki Karabulut, "Evet.. Karartı şeklinde de olsa yandan görünüşü o." yanıtını verdi. Duruşma müştekilerin dinlenilmesiyle sürüyor. İDDİANAMEDEN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, olayda hayatını kaybeden biri polis 39 kişi "maktul", 60'ı yabancı uyruklu 122 kişi "mağdur" ve "müşteki" olarak yer alıyor. İddianamede, aralarında saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov'un da bulunduğu çoğunluğu yabancı uyruklu 57 sanık bulunuyor. İddianamede, saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçu ve olayda ölen 39 kişi için ayrı ayrı olmak üzere 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Masharipov hakkında ayrıca, "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, olayda yaralanan 79 kişi için "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan bin 540 yıldan 2 bin 370 yıla kadar ve "Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçundan da 7,5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. İddianamede, terör saldırısının planlayıcılarından İlyas Mamaşaripov, Abdurrauf Sert, Ali Jameel Mohammed ile saldırıyı gerçekleştiren Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva için de "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçu ve olayda ölen 39 kişi için ayrı ayrı olmak üzere 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, olayda yaralanan 79 kişi için "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan yine bin 540 yıldan 2 bin 370 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede, terör örgütü içine "kadı" olarak görev yaptığı belirtilen Yasser Mohammed Salem Radown için de "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Diğer sanıklar hakkında da "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. | |
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde onarım çalışmaları nedeniyle belirlenen tarihler arasında her iki yönde sağ şeritler kapalı olacak. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: "Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet (FSM) Köprülerinin Büyük Onarım ve Yapısal Takviyesi" çalışmaları kapsamında FSM Köprüsü'nde "kedi yolları" imal edilecek. Çalışmalar, 17 Ekim-15 Aralık'ta Asya-Avrupa yönü sağ şeritte, 16 Aralık-30 Ocak'ta da Avrupa-Asya yönü sağ şeritte yapılacak, diğer şeritler araç trafiğine açık olacak. İstanbul Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Karayolları Genel Müdürlüğü I. Bölge Müdürlüğü tarafından kontrolü yapılan ve yüklenici firmaca yapımı devam eden "Boğaziçi ve FSM Köprülerinin Büyük Onarım ve Yapısal Takviyesi" çalışmaları kapsamında FSM Köprüsü'nde kedi yolları imal edileceği belirtildi. Çalışmaların, FSM Köprüsü'nde 17 Ekim ile 15 Aralık arasında Asya-Avrupa yönü sağ şeritte, 16 Aralık ile 30 Ocak arasında da Avrupa-Asya yönü sağ şeritte yapılacağı, diğer şeritlerin araç trafiğine açık olacağı kaydedildi. 22.00-06.00 ARASI Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Belirtilen tarih aralıklarında her iki yönde, hem Asya-Avrupa Kuzey yönünde hem de Avrupa-Asya Güney yönünde sağ şeritlerin akşam 22.00-06.00 saatleri arasında trafiğe kapatılması öngörülmektedir. Sınav günleri dikkate alınarak sınav saatlerine göre trafik akışı sağlanacak şekilde çalışmalar düzenlenecektir. Ayrıca, FSM Köprüsü'nde yukarıda belirtilen çalışmalar süresince, gündüz trafiğin yoğun olmadığı 10.00-16.00 saatleri arasında malzeme sevkiyatı için 1-2 saat süreyle tek yönde sağ şeridin kapatılması planlanmaktadır. Söz konusu çalışmalar esnasında gerekli tüm emniyet önlemleri alınacak ve trafik işaretlemeleri yapılacaktır." Açıklamada, sürücülerin yoldaki trafik işaret ve işaretçilerine titizlikle uymaları gerektiği bildirildi. KEDİ YOLLARI NEDİR? Mekanik sistemlere gizli ulaşımı sağlayan yürüme alanlarına denir. | |
Uzay aracı ve roket üreticisi SpaceX'in "Falcon 9" roketi, taşıdığı 11 küçük uyduyu yörüngeye yerleştirdikten sonra Dünya'ya başarıyla döndü. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: SpaceX'ten yapılan açıklamada ilk kez insansız bir roketin Florida'daki Cape Canaveral üssüne dikey iniş yaptığı belirtildi. Şirketin kurucusu Elon Musk, yaz aylarındaki kazanın ardından büyük bir başarı olarak nitelediği roketin dönüşünü, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan gönderdiği "Tekrar hoş geldin bebek!" mesajıyla kutladı. Musk, gazetecilere yaptığı açıklamada da "Bu devrim niteliğinde bir an. Şimdiye kadar hiç kimse, bir roketi dikey olarak üsse döndürmeyi başaramamıştı. Gözlerime inanamadım" ifadelerini kullandı. Roketin başarısı, SpaceX'in California eyaletine bağlı Hawthorne'daki merkezinde de büyük sevinç yarattı. SpaceX çalışanları, Falcon 9'un inişini sevinç çığlıkları atarak izledi. SpaceX'in 28 Haziran'da Uluslararası Uzay İstasyonu'na malzeme taşıması için fırlattığı Falcon 9 roketi havada infilak etmişti. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), uzay mekiklerinin 2011'de emekliye ayrılmasının ardından UUİ'ye ikmal için SpaceX şirketiyle anlaşmıştı. | |
2019 yılı AGİ ücretleri 3. kez toplanan komisyonda belli oldu. Binlerce işçi rahat bir nefes aldı. Asgari ücret zammı ile birlikte Asgari Geçim İndirimi (AGİ) arttı. Buna göre, bekar için Asgari Geçim İndirimi 191 TL'ye çıktı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: AGİ 2019 yılında yeni asgari ücret ve işsizlik maaşıyla birlikte zamlandı. 2019 yılı için asgari ücret brüt 2 bin 558 lira, net 2 bin 20 lira olarak belirlendi. Asgari ücret 417 liralık zamla geçen yıla oranla yüzde 26,05 artmış oldu. Yeni asgari ücretle birlikte 2019 yılı AGİ ödemeleri de arttı. Bekarlar için AGİ ödemesi 152 lira, evliler için ise 182 liraydı. Asgari ücret brüt 2 bin 558 lira olunca, AGİ en düşük tutarı 191,85 TL - en yüksek tutar 326,15 TL oldu. YENİ AGİ ÜCRETLERİ : AGİ tutarı 2018 yılında 152,21 ile 258,76 lira arasındaydı. Yeni asgari ücretle birlikte AGİ 2019 yılında en düşük 191,85 TL - en yüksek tutar 326,15 TL oldu. İşte tüm çalışanların 2019 yılı AGİ ödemeleri: Bekar 191.85 Evli eşi çalışmayan 230.22 Evli eşi çalışmayan 1 çocuklu 259 TL Evli eşi çalışmayan 2 çocuklu 287,78 TL Evli eşi çalışmayan 3 çocuklu 326,15 TL Evli eşi çalışmayan 4 çocuklu 326,15 TL Evli eşi çalışmayan 5 çocuklu 326,15 TL Evli eşi çalışan 191,85 TL Evli eşi çalışan 1 çocuklu Evli eşi çalışan 2 çocuklu Evli eşi çalışan 3 çocuklu 287,78 TL Evli eşi çalışan 4 çocuklu 306,96 TL Evli eşi çalışan 5 çocuklu 326,15 TL AGİ maaşa dahil mi? : Asgari geçim indirimi, çalışanın asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün gelirden düşülerek vergi dışı bırakılması ve vergi dışı bırakılan bölümün çalışana verilmesidir. İşin özü işveren tarafından devlete ödenmesi gereken verginin devlete ödenmeyip asgari geçim indirimi adı altında işveren tarafından devlet adına işçiye ödenmesidir. Asgari geçim indirimi uygulamasında işveren aracılık yapmakta olup, işçisine ödediği asgari geçim indirimini ödeyeceği vergiden düşmektedir. Asgari Geçim indirimini bilindiği gibi işveren ödüyor. AGİ MAAŞA DAHİL Mİ? : Asgari Geçim İndirimi olarak aldığınız rakam maaşa dahil değildir. İşveren maaşınızın dışında bu ücreti ödemekle yükümlüdür. AGİ ödemesini yapmayan işverenler cezaya tabi olurlar. AGİ'Yİ KİMLER ALABİLİR : -Gerçek usülde vergiye tabi olan tam mükellef gerçek kişiler, -Ücret gelirlerini yıllık beyanname ile bildiren mükellefler yani tevkifata tabi tutulmayanlar, -Gelir vergisi kanununun 61. maddesi kapsamında ücret geliri elde edenler (Sosyal Güvenlik Destekleme Primine tabi çalışan emekliler, Kurumların yönetim kadrolarında görevli olanlar) AGİ ÇOCUK YARDIMI İÇİN ŞARTLAR : AGİ çocuk sayısına göre farkediyor. Ancak çocuk ücreti dahil edilmesi için şu şartlar gerekiyor: *Mükellefle aynı adreste ikamet eden ya da mükellefin bakmakla yükümlü olduğu (Mükellef tarafından nafaka ödenenler, evlat edinilen çocuklar, ana ve babasını kaybetmiş dede ve nenesi tarafından bakılan çocuklar da dahil) -18 yaşını doldurmamış çocuklar, -Okuyan çocuklardan 25 yaşını tamamlamamış olanlar asgari geçim indiriminden faydalanılır. ÇALIŞAN ANNE BABADA AGİ KİME YATAR? : Hem anne hem de baba çalışansa çocuklar kimin üzerinden sağlık güvencesi alıyorsa o kişi çocukları için asgari geçim indiriminden faydalanabilmektedir. | |
İnsan neden sürekli sinirli olur? Kontrol edemediniz bir sinir ve stres haliniz varsa elmaelma.com'un uzman görüşleri içeren haberine bir göz atın deriz. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Uyku insanların temel ihtiyaçlarından biridir. Bazen dinlenmek için bazense çeşitli sorunlardan kaçıp kafamızı dinlendirmek için uykuya ihtiyaç duyabiliyoruz. elmaelma.com'un haberinde yer alan uzmanlar, normal uyku süresinin 7 saat olarak bilindiği günümüzde, 7 saatten fazla uyuyan insanların daha sinirli olduğunu söylüyor. Çünkü fazla uyumak kişinin psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor. Fazla uyumanın kişiye olan zararlarını Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa Güveli'den öğrendik. NORMAL UYKU SÜRESİ 7 SAAT Normal uyku süresinin ortalama 7 saat olduğunu hepimiz biliyoruz artık. Ama kişiden kişiye değişen ufak farklar olabilir. Kişiliğimiz ve uyku ihtiyacımız arasında bir bağ olduğu bir gerçektir. UYKUYU AZALTMAK YAŞAMIN VERİMLİLİĞİNİ ARTTIRIYOR! Az uyuyanlar fazla uyuyanlara kıyasla daha enerji dolu daha etkin ve daha dışa dönük insanlardır. Kendilerinden ve hayatlarından memnun oldukları gibi dış dünya ile olan iyi iletişimleri nedeniyle dışarıdaki insanlar tarafından da sevilirler. Sosyal insanlardır genellikle. Burada şunu da unutmayalım bu kadar faal bir insanın uyku ile zaman geçirmesi de kendine göre bir kayıp olarak değerlendirilebilir. Ve bu nedenle sınırlar zorlanarak az uyunmuşta olabilir. Her ne olursa olsun uykuyu azaltmanın yaşamın verimliliğini artırdığı da ortadadır. KALİTELİ VE DİNLENDİRİCİ BİR UYKU, UZUN VE KALİTESİZ UYKUDAN DAHA FAYDALI Uzun uyuyanlar ise genelde; sıkıntılı gergin, kendileri ve çevre ile sürekli kavga halinde olan, en azından eleştiri okları ile kendine ve çevreye daha fazla saldıran tiplerdir. Bununla birlikte uzun uyuyanların daha fazla REM uykusu uyudukları ve sanatçı ruhlu oldukları sanatsal yaratıcılıklarının daha iyi olduğu da unutulmamalıdır. Araştırmalar kısa uyumanın öğrenilebileceğini ortaya koymuştur. Burada daha etkin bir uyumanın öğrenileceğinden bahsetmek lazım. Kaliteli ve dinlendirici bir uyku uzun ve kalitesiz bir uykudan daha faydalı olduğunu hatırınızdan çıkarmayınız. DEPRESYON NEDENİYLE UYKU İHTİYACI ZAMAN ZAMAN ARTABİLİYOR Ancak bazen uyku ihtiyacımızı genel tıbbi durumumuzdaki bir bozukluk artırabilir. Gribal enfeksiyonlar ve diğer hastalıklar gibi. Bazen de depresyon gibi psikiyatrik rahatsızlıklar nedeniyle uyku ihtiyacı artabilir. Mani de ise azalan uyku ihtiyacı ve aşırı uyarılmışlık hali söz konusudur. Bu durumların dışında genel uyku alışkanlığımız kişiliğimizin bir aynası gibidir. Kaynak: elmaelma.com | |
Altı katlı bir binanın en üst katına tabela asmak isteyen işçiler yürekleri ağza getirdi... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Samsun'da altı katlı bir binanın en üst katına tabela asmak isteyen işçiler yürekleri ağza getirdi. En üst kata çıkan işçilerden biri vida makinesiyle kendisini boşluğa doğru sarkıttı. İşte görenleri şaşkına çeviren kareler Geride kalan iki işçi ise arkadaşlarını pantolonundan tutarak düşmesini engellemeye çalıştı. Bu tehlikeli çalışmayı gören vatandaşlar ise şaşkınlıklarını gizleyemedi. | |
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, Soçi Olimpiyatları açılışına katılan Erdoğan'ı eleştirdi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: CHP İstanbul Belediye Başkan Adayı ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Soçi'de düzenlenen Kış Olimpiyatları'na Türkiye'den 6 sporcunun gitmesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da protokolde 14. sırada bulunmasının kendisini üzdüğünü söyledi. CHP İstanbul Belediye Başkan Adayı ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, seçim çalışmaları kapsamında spor medyası ile bir araya geldi. Belediye başkanı seçildiği takdirde İstanbul'da yapacağı spor projelerini tanıtan Mustafa Sarıgül, 2024 veya 2028 yılında olimpiyatları İstanbul'a kesin olarak kazandıracaklarını söyledi. Soçi'de düzenlenen Kış Olimpiyatları'na Türkiye'den 6 sporcunun gitmesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da protokolde 14. sırada bulunmasının kendisini üzdüğünü dile getiren Sarıgül, ''Başbakanımız da oraya gidip protokolde 14. sırada bulunması, gerçekten beni, Türkiye Cumhuriyeti'nde sorumluluk taşıyan bir arkadaşınız olarak son derece üzmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak Türkiye'yi temsil ediyor. Ağırlıklı olarak oturacağı yeri bilmeli. Bilmiyorsa o törenlere kesinlikle katılmamalı'' dedi. | |
Bazı belediyelerin, müteahhitlerden alınan otopark bedellerini otopark yapımının dışında kullandıklarının tespit edilmesi, 'otopark yönetmeliği'ni gündeme getirdi... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Otopark sorununun yanlış şehircilik uygulamasından kaynaklandığını belirten uzmanlara göre en temel problem İmar Kanunu. Mevcut İmar Kanunu'nun apartman modelini baz aldığını belirten uzmanlar, uygulamanın büyük ve küçük yapılarda sıkıntı oluşturduğunu belirtiyor. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın belirlediği İmar Kanunu'ndaki otopark yönetmeliğine göre bütün yapı projelerinde otopark gösterme zorunluluğu var. Diğer şartlar ise yerel yönetimler tarafından belirleniyor. İmar Kanunu'nun sadece apartman modelinin baz alınarak oluşturulduğunu söyleyen Zambak Mimarlık Bürosu proje yöneticilerinden mimar Kadir Karakoç, kanundaki açık ve eksikliklerin yerel yönetimlerin suistimaline yol açtığına dikkat çekti. Karakoç, "Düzenlemelerde bütün yapıların apartman olacağı öngörülmüş. Kat yüksekliklerinden tutun da diğer bütün maddeler apartmana yönelik. Son dönemde birçok farklı yapı oluşmasıyla birlikte imar kanunları değişiyor, birtakım maddeler ekleniyor. Ama otopark sorunu da temelde buna dayanıyor." dedi. İmar Kanunu'na göre tek tek yapılan apartmanlar, siteler ve yüksek katlı binalar aynı otopark yönetmeliğine tabi tutuluyor. İnşaat aşamasında parselin durumuna göre ilçe belediyeleri tarafından diğer yükümlülükler belirleniyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İmar Yönetmeliği'ne göre 400 metrekareden büyük binaların projesinde otopark gösterilmesi mecburi. Gösterilemediği takdirde belediyeden alacağı hizmet karşılığında otopark bedeli ödenerek ruhsat alınıyor. Belirlenen metrekarenin uygulanabilir bir alt sınır olmadığını ifade eden Kadir Karakoç, bina sahiplerinin birçoğunun bu sebepten dolayı bedel ödediğine dikkat çekti. Karakoç, problemin çözümü için küçük parsellerde apartman başına belirlenen otopark mecburiyeti yerine, birbirine yakın apartmanları site olarak değerlendirip buna göre otopark şartı getirilmesini önerdi. Karakoç, "Küçük parsellerde araç asansörü kullanılır. Fakat maliyetten dolayı bina sahipleri buna yanaşmıyor. Onun yerine bedelini ödeyerek otopark ihtiyacını belediyenin yükümlülüğüne bırakıyor." dedi. Büyükşehir Belediyesi'nin Otopark Yönetmeliği'ne göre otopark ihtiyacı parselinde karşılanamayan alanlarda bedelinin yüzde 25'i yapı ruhsatı verilirken nakit olarak tahsil ediliyor. Kalan yüzde 75 ise ilçe belediyesi tarafından parselin otopark ihtiyacı karşılandıktan sonra alınıyor. Bu yönetmelikte, belirli bir otopark tesis edilememesi halinde ise bölge veya genel otoparktan yararlananlardan ayrıca kullanım ücreti alınamayacağı ifadesi var. İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım, belediyelerin her binanın kendi parselinde otopark yapma yükümlülüğü koyduğuna dikkat çekerek, "Çözümü parsel bazında düşünmemek gerek. Küçük parsellerin altı birleştirilerek birkaç binaya ait, yer altı otoparkı yapılmasına imkân tanınmalı." dedi. Belli bir dönemde ilçe belediyelerinin sınırlı otopark yaptırmaya izin verdiklerine işaret eden Durbakayım, "Otopark olarak gösterilen yerlerin farklı amaçlarla kullanılacağını düşünerek böyle bir uygulamaya gittiler. Bu karar ilçe belediyelerine bırakılmamalı." değerlendirmesini yaptı. İstanbul Gedikpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi'nin mimarı Gökhan Avcıoğlu ise gökdelenlerin yoğunlukta olduğu ve otopark sorununun en çok yaşandığı bölgelere dikkat çekti. Gelişmiş ülkelerde imar kanunlarında yapı türlerinin özel şartlarını içeren maddeler olduğuna dikkat çeken Avcıoğlu, "New York, Chicago gibi örneklerde gökdelenin etrafı ve alt katları kamuya aittir. Altlarından metroya geçilebilir." dedi. Avcıoğlu, bu uygulamada otopark sorununun da çözüldüğünü söyledi. Türkiye'de ise bahçe duvarlı gökdelenlerin olduğunu vurgulayan Avcıoğlu, "Bizdeki gökdelenlerde yüksek duvarların arasında bekçi kulübeleri var. Etrafta yaklaşamadığınız gökdelenler var. Gökdelen yapılarının çıkış mantığına aykırı." şeklinde konuştu. | |
İlköğretimde türbana izin verilecek mi? Herkesin kafasındaki bu soruya Bakan Çubukçu'dan yanıt geldi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Adana ve Mersin'de iki ilköğretim öğrencisinin okula türbanla girmesi girişimiyle alevlenen türban tartışmasında Milli Eğitim Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu son noktayı koydu. Çubukçu, "İlköğretime ilişkin düzenleme açık, gereği neyse o yapılıyor" dedi. Türban tartışmaları başladığını günden bu yana sessizliğini koruyan Bakan Çubukçu Radikal gazetesinden Akif Beki'ye konuştu. Beki, Bakan Çubukçu ile konuşmasını bugün gazetesindeki köşesinde aktardı. Beki'nin Çubukçu'ya dayanarak aktardığı bilgilere göre ilkokula türbanla giriş denemelerine üniversitelerdeki rahatlama ortamı ile başlanmış. Daha sonra Adana ve Mersin’e sirayet etmiş. Yayılmaya da devam ediyor. Bakan Çubukçu, "provakosyon", “Birileri kaşıyor" yorumlarına “Zamanlamayı manidar buluyorum” sözüyle karşılık veriyor. “Yükseköğretimde çözüme yaklaşılırken sosyal-siyasal iklim yumuşarken neden şimdi” diye soruyor. Beki, Bakan Çubukçu’ya, kendisini baskı altında hissedip hissetmediğini de sordu. Çubukçu, “CHP, üniversitelerde başörtüsü sorununu çözdürmek istemiyor; bu gelişmeleri kamuoyumuzun takdirine bırakıyorum” dedi. Öğrencilerin başörtüsüyle okul kapısından içeri alınmaması için bütün illere yazı gönderildiğini doğrulayan ancak bunun yeni olmadığını belirten Çubukçu yürürlükteki mevzuatın uygulandığını, yeni bir durumun söz konusu olmadığını belirterek şunları söylüyor: "İlköğretime ilişkin düzenleme ve yasalar açık, gereği neyse o yapılıyor." Beki'ye göre Bakan Çubukçu'nun üzerinde durduğu bir nokta var. O da MEB'in hiçbir gerekçeyle öğrenciyi kapıdan kovma hak ve yetkisine sahip olmadığı. Çubukçu, “Meseleye, her hal ve şartta çocuklarımızın temel eğitim hakkını korumak açısından bakmaya mecburum” diyor. Çubukçu'nun bu noktada ailelere de bir çağrısı var: “Çocuklarımız temel eğitimden mahrum kalmasın, hakları engellenmesin. Biz bunun için çaba gösteriyoruz. Sizden de duyarlılık ve anlayış bekliyorum.” | |
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye yönetimini uyararak sivil katliamların durmasını istedi | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye yönetiminden sivil halkta kayıplara yol açan operasyonlarını derhal durdurmasını talep ederek, eğer operasyonlar durmazsa bundan sonra bu süreçte atılacak adımlar konusunda konuşulacak bir şey kalmayacağını bildirdi. Bakan Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığında yaptığı kısa açıklamada, Suriye'deki son gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Perşembe akşamından bu yana Suriye yönetiminin operasyonlarının yoğunlaştığına dikkati çeken Davutoğlu, o günden bu yana Suriye yönetimi ile her düzeyde temasta bulunduklarını ve operasyonların durdurulmasını talep ettiklerini kaydetti. "Sağlıklı bir şekilde bir sürecin işlemesi için her şeyden önce akan kanın durması lazım" diyen Davutoğlu, Lazkiye'de ve diğer şehirlerde yaşananların iç işleri olarak görülmesinin söz konusu olamayacağını ve mazur görülemeyeceğini bildirdi. | |
Kiralık Aşk 18. son bölümü final sahneleri... Kiralık Aşk'ta bu hafta 23 Ekim 2015 Çarşamba akşamı yayınlanan son bölümününde neler oldu? | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Kiralık Aşk'ta bu hafta 23 Ekim 2015 Çarşamba akşamı yayınlanan 18. son bölümde Defne ve Ömer zorlukları beraber aşıyor. İz yüzünden, Ömer’le Defne’nin aşkı daha da alevleniyor! İkilinin arasındaki tutku giderek artıyor! Ancak Ömer’in başı dertte. Defne, koleksiyon kriziyle sarsılan Ömer’i yalnız bırakmıyor. Onu yeniden ayağa kaldırmak isterken, kendini Ömer’in ilham perisi olarak buluyor. Bu arada Deniz ise amacına çoktan ulaştı! Kış koleksiyonu artık onda! Passionis krizde! Bütün bunların nasıl olduğunu anlamayan Ömer, koleksiyonu verenin Sinan olduğunu öğrendiğinde acaba ne tepki verecek? İkilinin dostluğu, bu krizin üstesinden gelebilecek mi? Sinan, Sude'nin yardımı ile tüm pişmanlığını ve üzüntüsünü bırakıp ekibe destek olabilecek mi? | |
Dev elektronik şirketinin yönetim kurulu başkanı, ağabeyinin ardından kızkardeşi tarafından da babalarından kalan mirastaki bazı hisseleri sakladığı iddiasıyla tazminat talebine hedef oldu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Güney Kore'li elektronik devi Samsung'un zirvesinde kardeşler arasında patlayan miras kavgası derinleşiyor. Yönetim kurulu başkanı Lee Kun-hee hakkında, ağabeyinin ardından kızkardeşi de dava açtı. Lee Sook-hee, 70 yaşındaki ağabeyinden 169 milyon dolar talep ediyor. Lee Sook-hee'nin avukatı, açılan davanın geçtiğimiz günlerde diğer ağabeyi Lee Maeng-hee'nin öne sürdüğüne benzer iddialar içerdiğini açıkladı. Güney Kore'nin en büyük ve başarılı şirketlerinden Samsung, hâlâ kurucusu olan Lee ailesinin yönetiminde. Lee Maeng-hee, kardeşini, babaları Lee Byung-chull'un ölümü ardından bazı hisseleri saklamak ve daha sonra zimmetine geçirmekle suçlamıştı. Lee Maeng-hee, Samsung Hayat Sigortası şirketine ait sekiz milyon hissenin ve Samsung Electroncs'e ait 20 hissenin iade edilmesini talep ediyor. Lee Maeng-hee, babalarından kalan bu mirasın Lee Gun-hee tarafından üçüncü şahısların adı altında gizlendiğini, ailenin diğer bireylerini bundan haberdar edilmediğini ve bu mirasın gerçek sahiplerine dağıtılması gerektiğini savunuyor. Dava konusu olan hisselerin değerinin 600 milyon doları aştığı belirtiliyor. Samsung'dan bir sözcü ise, miras meselesinin uzun zaman önce sonuca kavuştuğu görüşünde olduklarını söyledi. Kardeşlerin babası Lee Byung-chull, kurutulmuş balık satarak başladığı iş yaşamında 1938'de Samsung'u kurmuş, 1987'de hayatını kaybettiğinde şirket dünyanın önemli devlerinden biri haline gelmişti. Şirket, 2011 yılında kârlılığında yüzde 17'lik bir artış kaydetmişti. Ölümünden sonra şirket yönetimini devralan oğullarından Lee Kun-hee, 2008'de vergi dolandırıcılığı ve güveni suistimal suçlamalarına hedef olunca görevinden ayrılmıştı. Vergi suçlarından 2009'da mahkum olan Lee, cumhurbaşkanı tarafından affedilmiş, 2010'da da şirketin başına geri dönmüştü. Lee Kun-hee, Forbes dergisi tarafından, sahip olduğu 8 milyar dolar değerindeki net mal varlığıyla, 2010 yılında Güney Kore'nin en zengin kişisi olarak ilan edilmişti. | |
İsrail polisinin Mescid-i Aksa'ya yaptığı baskınlar Gazze Şeridi'nde emniyet güçlerince protesto edildi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Gazze'deki emniyet güçleri İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarını protesto etti. Gazze'de İçişleri Bakanlığı ve Ulusal Emniyet Teşkilatı tarafından Mescid-i Aksa'ya yönelik polis baskınları nedeniyle düzenlenen gösteriye çok sayıda emniyet mensubu katıldı. Eylemde, Filistinli polisler, "Mescid-i Aksa'mızı koruyacağız" yazılı pankartlar açtı. İçişleri Bakan Vekili Kamil Ebu Mazi, eylem sırasında yaptığı konuşmada, "Mescid-i Aksa'nın kutsallığı işgalci İsrail tarafından çiğneniyor. Arap ve İslam ümmeti Mescid-i Aksa'nın korunması için derhal harekete geçmeli" dedi. Ebu Mazi, Ramallah'taki Filistin yönetiminden İsrail'le güvenlik koordinasyonunu sonlandırmasını ve Kudüs ile Mescid-i Aksa'nın korunmasına ilişkin ahlaki sorumluluğu tamamen üstlenmesini isteyerek, "Tüm Müslümanların, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya, kutsallara ve Kudüs kentine yönelik saldırılarına karşı koyması gerekir" diye konuştu. Yahudiler için yılbaşı olarak kabul edilen "Roş Aşana" tatili nedeniyle yaklaşık 50 Yahudi yerleşimci Tarım Bakanı Uri Ariel eşliğinde 13 Eylül'de Mescid-i Aksa'ya girmiş, yerleşimcilerin Aksa'ya alınmasını protesto eden ve içeri girmek isteyen Filistinlilere askerler ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle müdahale etmişti. Müdahale sırasında aralarında kadınların da bulunduğu çok sayıda kişi yaralanmıştı. İsrail askerlerinin geçen hafta postallarıyla Aksa'nın içerisine girmesi ve caminin çatısına çıkmasından bu yana gerginlik devam ediyor. | |
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Suriye'ye kaçtılar yine kovaladık. Fırat Kalkanı Harekatı ile kovaladık. Afrin'de kovaladık. Artık metal yorgunluğu yok. Afrin ile beraber şimdi diriliş hareketi yeniden başladı' dedi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il kongresine katılmak üzere gittiği Samsun'da halka hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki konuşmasında "Ne dedik, inlerine kadar kovalayacağız. Kovaladık mı, Gabar'da kovaladık. Cudi'de kovaladık. Tendürek'te kovaladık. Kovalamaya devam ediyoruz. Suriye'ye kaçtılar yine kovaladık. Fırat Kalkanı Harekatı ile kovaladık. Afrin'de kovaladık. Artık metal yorgunluğu yok. Afrin ile beraber şimdi diriliş hareketi yeniden başladı" dedi. SAMSUN'A ÜNİVERSİTE Kongredeki konuşmasında üniversite müjdesi veren Erdoğan, "Samsun'a ikinci bir devlet üniversitesi açıyoruz. Doğrudan şehrimizin ismini verdiğimiz Samsun Üniversitesi'nin kuruluşuyla ilgili karar YÖK'te alındı. Diğer aşamaları süratle geçerek kanun olarak Meclisimizden çıkacak" dedi. "İSTİLANIN ÖRNEĞİNİ BATI VERDİ" "Kimse Türk ordusuna, Türkiye'ye, 'Suriye'de istila hareketi yapıyor' diyemez. Batı, istila hareketlerinin en güzel örneklerini vermiştir" diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim dışımızdaki herkes farklı niyetlerle ve taktiklerle oradadır. Bölgede yaşayan kardeşlerimiz bu durumu gördüğü için Tel Rıfat'tan Münbiç'e, Telabyad'a, Resulayn'a kadar her yerde Türkiye'nin gelip oraları da güvenliğe, huzura, düzene kavuşturmasını isteyen mesajlar gönderiyor. İnşallah onların bu çağrılarını karşılıksız bırakmayacağız." | |
Büyükada'daki toplantıya ilişkin yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 11 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların tümünün tahliyesine karar verildi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Büyükada'da yapılan toplantıya ilişkin yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 11 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların tümünün tahliyesine karar verildi. BÜYÜKADA'da 5 Temmuz 2017'de yapılan toplantıya ilişkin tutuklu yargılanan 8 sanık, gece saatlerinde Silivri Cezaevinden çıktı. Dışarıda yakınları ve arkadaşları tarafından coşkuyla karşılanan 8 sanık daha sonra araçlarına binerek ayrıldı. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gece yarısına dek süren duruşmada sanık avukatları talepleri ve savcının görüşünün alınmasının ardından ara karar açıklandı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser, Ali Ghravi, Günal Kurşun, İlknur Üstün, Nalan Erkem, Özlem Dalkıran, Peter Frank Steudtner ve Veli Acu'nun tahliye edilmesine karar verdi. Bu sanıklardan Özlem Dalkıran ve Veli Acu hakkında, "yurt dışına çıkış yasağı"ndan oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmeden heyet, daha önce haklarında, "haftada bir gün evlerine en yakın güvenlik birimine imza verme"den oluşan adli kontrol tedbiri uygulanan tutuksuz sanıklar Muhammet Şeyhmus Özbekli ve Nejat Taştan'ın bu tedbirini kaldırarak, "yurt dışına çıkış yasağı"ndan oluşan adli kontrol tedbirine çevirdi. Heyet, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliği" kapsamında tutuklu olarak yargılanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticilerinden Taner Kılıç'ın İzmir'deki dosyasının, bu dava dosyasıyla birleştirilmesini de karara bağladı. Dava konusu toplantının yapıldığı Büyükada'daki otel müdürünün tanık olarak çağrılmasına hükmeden mahkeme heyeti duruşmayı 22 Kasım'a erteledi. ÇOŞKUYLA KARŞILANDILAR Haklarında tahliye kararı verilen 8 kişi, işlemlerinin ardından gece saat 03.30 sıralarında minibüslerle tutuklu bulundukları Silivri Cezaevi'nin önüne geldi. Burada yakınları ve arkadaşları tarafından coşkuyla karşılanan 8 sanık yakınlarına sarılarak hasret giderdiler. "NORMALLEŞMEK İÇİN ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR" Gazetecilere açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser,"Biraz normalleşmek için zamana ihtiyacımız var. Bütün arkadaşlarımızı, içerideki bütün gazetecileri ve uluslararası af örgütü yönetim kurulu başkanını da dışarı çıkartana kadar çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Avukat Murat Deha Boduroğlu ise müvekkillerinin özgürlüklerine kavuştukları için mutlu olduğunu söyledi. Tahliyenin ardından sanıklar Alman vatandaşı Peter Frank Steudtner, İsveç vatandaşı Ali Ghravi ise yabancı basına açıklamalar yaptı. Peter Frank Steudtner açıklama yaptığı sırada duygulandığı görüldü. Konuşmaların ardından tahliye edilen 8 kişi araçlarına binerek ayrıldılar. | |
Antalya İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Bora Bahçecier, kavga eden bir gruba müdahale ederken, aldığı 3 bıçak darbesiyle yaşamını yitirdi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: İl Genel Meclisi'ne ait Üçgen Mahallesi'ndeki lojmanına giden Orhan Bora Bahçecier, saat 13.30 sıralarında parkta kavga eden bir grup gördü. Gruba müdahale etmek isteyen Bahçecier, 18 yaşındaki Gültekin A.'nın bıçak darbeleriyle ağır yaralandı. Bacağından, karnından ve kalbinden 3 bıçak darbesi alan Orhan Bora Bahçecier, Atatürk Devlet Hastanesi'nde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Şüpheli Gültekin A. ve iki arkadaşı ise polis tarafından gözaltına alındı. VALİ: ELİM BİR OLAY Konu hakkında bilgi almak için Atatürk Devlet Hastanesi'ne gelen Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, elim bir olay yaşandığını belirterek, “Genel sekreterimiz Orhan beyi kaybettik. Tam tanımlayamayacağımız bir şahsın bıçak darbesiyle hayatını kaybetti. Şüpheli yakalandı. Olay bir bıçakla yaralama olayı. Lojmana yakın bir yerde yaşanan adi bir olay. Ailesine başsağlığı diliyorum" dedi. | |
Demet Akalın terör olaylarına sessiz kalan meslektaşlarına ateş püskürdü. Akalın tepkisini sosyal medya hesabından ağır sözler söyleyerek paylaştı | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Son günlerde artan terör olayları ve şehit haberlerine isyan eden pop müzik sanatçısı Demet Akalın, durumu sessiz bir şekilde takip eden ünlülere isyan etti. Dağlıca ve Iğdır’da verilen şehitlerden sonra kendisi de bir asker kızı olan Akalın, sosyal medya hesaplarından Mehmetçik Vakfı için, “Herkes üstüne düşeni yapacak, yapmalı! Ben asker kızıyım, babam trafik kazasında öldü. Devletin bağladığı maaşla büyütüldüm. O bize emanet kalan şehit çocuklarını düşünüyorum. O güzel yürekli sanatçı arkadaşlarıma o programlarını kesmeyen büyüklere sesleniyorum, bir program bedelinizi Mehmetçik Vakfı’na bağışlayın” diye yazarak, 50 bin TL bağışladığını açıklamıştı. ‘Övgü dolu sözler beklemeyin’ Twitter hesabından sessiz kalan ünlülere sert tepki veren Akalın, “Dört gün sonra uyanan popçular var. Hiçbir şey olmamış gibi. Ay iğreniyorum sizi takip ettiğim için, gördüğümde selam da vermeyeceğim, artık övgü dolu sözler de beklemeyin, ne mal olduğunuz ortaya çıktı” cümleleriyle dile getirdi. | |
Siyasi kulislerde MHP ile BBP ve SP’nin ittifak oluşturacağına ilişkin söylentiler dolaşırken, MHP’de “ittifaka” kapılar tamamen kapatıldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “kapı ve pencere açık, gelmek isteyen gelsin” sözleri doğrultusunda diğer partilerden aday olmak isteyenlere sıcak bakılacağı kaydedildi. Ancak bu konuda herhangi bir pazarlığa girilmeyecek. Milliyet'in haberine göre, kulislerde BBP ve SP’nin MHP ile teması zorladıkları dile getiriliyor. Destici, bu ittifak arayışını açık bir dille ortaya koyarken, “Seçim işbirliğine açık olduğumuzu daha önce ifade ettik” dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Bahçeli’nin yaptığı, “ittifak yok” açıklamasının kesin bir tavır olduğunu anımsatarak, “Ancak kapı penceremiz açık. Sayın Genel Başkanımızın dediği gibi isteyen gelip aday olabilir. Şimdiye kadar başka partilerle ittifakla ilgili bir çabamız olmadı. MHP’nin duruşu ve görüşü açık” diye konuştu. | |
Beykoz'da okulların adı şehitlerin isimleri ile değiştiriliyor. Şehitlerin adları okullara verilerek yaşatılmaya devam edilecek. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Beykoz'da okulların adı şehitlerin isimleri ile değiştiriliyor. Şehitlerin adları okullara verilerek yaşatılmaya devam edilecek. Beykoz Şahinkaya Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi’nin adı Şehit Ömer Halisdemir Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi olarak değiştirildi. Beykoz’da 15 Temmuz şehitlerinin isimlerini yaşatmak için oturdukları mahallelerdeki okullara şehitlerin adı verildi. Beykozlu 15 Temmuz şehidi İsmail Kefal’in adı oturduğu mahallede yer alan Çubuklu İlkokulu’na, Özel Kuvvetler Komutanlığında şehit olan Astsubay Ömer Halisdemir’in adı da Beykoz Şahinkaya Mesleki ve Anadolu Teknik Lisesi’ne verildi. Törende Ömer Halisdemir’in otobiyografisini okuyan 12. sınıf öğrencisi Görkem Yılmaz, Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş kıyafetiyle sahne aldı. Otobiyografiyi okurken duygusal anlar yaşatan Yılmaz, “Bir vatan kahramanının mektubunu okumak beni çok gururlandırdı. Hepimiz bu vatan için can vermeye hazırız.” diye konuştu. | |
Arap Baharı ile yükselen petrol fiyatları cep yakmaya devam edecek. Önümüzdeki 5 yıl kötü. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Arap Baharı'nın bölgedeki petrol ve doğal gaz yatırımlarına olumsuz etkileri nedeniyle önümüzdeki 5 yıllık dönemde petrol fiyatlarının artması bekleniyor. Türkiye Petrolleri AO Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda, petrol ve doğal gaz sektöründe beklenen gelişmeler değerlendirildi. Rapora göre, Avrupa Birliği'nin İran'dan ham petrol ve akaryakıt ithal edilmesini yasaklayan ambargo kararı İran üzerinde büyük etkisinin olması bekleniyor. Çünkü başta Yunanistan ve İtalya olmak üzere, Avrupa Birliği'nin 2011 yılında İran'dan ithal ettiği petrol miktarı İran'ın toplam ihracatının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. AB'nin, ABD ile işbirliği içinde yürürlüğe soktuğu düzenleme sadece petrol ithalatını değil, petrol sevkıyatlarının sigortalanmasını ve finanse edilmesini de yasaklıyor. İranlı yetkililer ise AB'nin yaptırımının etkilerine karşı önlem aldıklarını belirtiyor. 5 YIL DAHA SÜRECEK Upstream yatırımların yüksek risklerine rağmen orta vadede OPEC üyesi ülkelerin yaklaşık 300 milyar dolar bütçe ile 132 proje gerçekleştirmesi bekleniyor. Arz güvenliğini sağlamak amacıyla yeni upstream yatırımlara öncelik veriliyor. Arap Baharı'nın bölgedeki petrol ve doğal gaz yatırımlarına olumsuz etkileri nedeniyle önümüzdeki 5 yıllık dönemde petrol fiyatlarının artması bekleniyor. Uluslararası Enerji Ajansı projeksiyonlarında dünya enerji yatırım harcamalarının 2011- 2035 yılları arasında kümülatif 38 trilyon dolara ulaşacağı, 10 yıllık periyotta hampetrol üretimindeki artışın yüzde 90 oranında Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan sağlanacağı öngörülüyor. | |
Suriye hapishanelerinde cinsel işkence ve tecavüzün yaygın olduğu iddia ediliyor. Şimdilik soruşturulması mümkün olmayan iddiaların sahipleri BBC'ye konuştu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Suriye'deki hapishanelerde sürekli olarak cinsel şiddet uygulandığı iddia ediliyor. Şam hükümetinin yalanladığı iddiaları soruşturmak şimdilik mümkün değil. Kilise merkezli bir insan hakları grubunda çalıştığı sırada, geçen kasım ayında tutuklanan eylemci, tecavüzün tanıklarından olduğunu ve kendisine de "hayvanca" tecavüz edildiğini söylüyor. BBC muhabiri Fergal Keane'in görüştüğü bir eylemci, silah kaçırdığını ve yabancı haber kuruluşlarına görüntüler aktardığını itiraf etmeye zorlandığını anlatıyor. Hapishanede tutulduğu sırada, bir kadına tecavüz edildiğini şu ifadelerle aktarıyor: "Ona tecavüz ettikleri açıktı. Vücudundan kan geliyordu ve köşede öylece duruyordu." Görevliler tarafından dövüldüğünü ve içlerinden birinin kendisine cinsel tacizde bulunduğunu söyledikten sonra, başlarına gelenleri şöyle dile getiriyor: "Üç adam, hayvan gibiydiler. Kendimi korumaya çalıştım ama ufak bir adamım. Bana tecavüz ederlerken, 'Lütfen yapmayın, lütfen yapmayın' dedim." Tecavüzcülerin, "Esad'ın çekilmesini mi istiyorsun? Bu, Beşar Esad'ı sevmediğin için" dediğini de ifadelerine ekliyor. Şam'daki Askeri İstihbarat Filistin Şubesi'nde iki ay tutulan bir kadın da tecavüz mağdurlarından olduğunu belirtiyor. Humus'ta bir kontrol noktasında tutuklanmış. Kadınlara tecavüz sırasında sıçan ve farelerin kullanıldığını, bir kadına sıçanla cinsel işkence yapıldığını gördüğünü söylüyor: "Çığlık atıyordu. Sonra yerde kan gördük. Ona 'Bu sana yeterli mi' dediler. Onunla dalga geçiyorlardı. Izdırap çektiği belliydi. Onu görebiliyorduk. Daha sonra hiç hareket etmedi." Hapishane sorumlusu isyancılarla birlikte Diğer tanıklıklara başvurulamadığından ve BM insan hakları gözlemcilerinin Suriye'ye girişi kabul edilmediğinden, tecavüz iddialarını soruşturma imkanı yok. Mağdur olduğunu söyleyen erkeğin tutulduğu hapishanenin sorumlusu Tuğgeneral Awad Al Ali, şimdi isyancıların saflarında yer alıyor. BBC muhabirinin İstanbul'da görüştüğü eski Suç ve Asayiş şefi, bazı hapishanelerde tecavüzler olduğunu ancak kendisinin buna izin vermediğini savunuyor. "Eğer bu doğru olsaydı bununla yüzleşirdim. Çünkü ben sorumluydum ve herhangi bir ulusal veya uluslararası otorite tarafından soruşturulabilirim." diyor. İnsan Hakları İzleme örgütü, birçok mağdurun yaşadığını anlatmaktan kaçındığına dikkat çekiyor: "Birçok durumda kurbanlar utanç ve korku nedeniyle ailelerinin ve toplumun tecavüzden haberdar olmasını istemiyor." Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye ile ilgili son raporuna göre, "cinsel şiddet, Suriye'de işlenen insanlığa karşı suçlardan biri." Raporun "adil ve objektif olmadığını" öne süren Suriye hükümeti ise suçlamaları reddediyor. BM'nin insan hakları şefi Navi Pillay, cinsel şiddeti de içeren suçlamaların Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin gündemine getirilmesi çağrısı yaptı. Ancak BM Güvenlik Konseyi'ndeki bölünmeler nedeniyle böyle bir şeyin gerçekleşmesi zor. | |
MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, "Hükümetin terörle mücadelede yaptığı çalışmalara tam destek veriyoruz" dedi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Usta, beraberindeki partililerle Diyarbakır'ın Hani ilçesinde PKK'lı teröristlerce tuzaklanan patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Adnan Uluışık'ın Vezirköprü'deki ailesini ziyaret etti. Şehit yakınlarıyla bir süre sohbet eden Usta, aileye başsağlığı dileğinde bulundu. Usta, teröre karşı verilen mücadeleye destek olduklarını belirterek, "Bizler terörün bitmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Hükümetin terörle mücadelede yaptığı çalışmalara tam destek veriyoruz. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak" ifadesini kullandı. TERÖR SALDIRISINDA YARALANAN POLİSİ ZİYARET ETTİ Usta, daha sonra, İstanbul Beşiktaş'taki terör saldırısında yaralanan Çevik Kuvvet Polisi Ali Yüksel ile yine İstanbul Vezneciler'de çevik kuvvet otobüsünün geçtiği sırada teröristler tarafından düzenlenen bombalı saldırıda yaralanan Çevik Kuvvet Polisi Veysel İğci'yi ziyaret ederek sağlık durumları hakkında bilgi aldı. Ziyaretlerinde Usta'ya MHP Vezirköprü İlçe Başkanı Ahmet Özata ve partililer eşlik etti. | |
Adana’da okula gitmek için dolmuş bekleyen 12 yaşındaki kız çocuğunu kaçırmak isteyen şahıs, çocuğun çığlık atması sonucu yakalandı. <br/>Ed... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Adana’da okula gitmek için dolmuş bekleyen 12 yaşındaki kız çocuğunu kaçırmak isteyen şahıs, çocuğun çığlık atması sonucu yakalandı. Edinilen bilgiye göre, olay merkez Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 12 yaşındaki H.D. okula gitmek için Şakirpaca Caddesi’ne gelerek dolmuş beklemeye başladı. Bu arada çocuğun yanına otomobil ile yaklaşan Fuat Y. (23), "Baban gitti gel seni okula ben bırakayım" diye teklifte bulundu. Ancak kız çocuğu kabul etmeyince otomobilden inip zorla araca bindirmek istedi. Bunun üzerine kız çocuğu çığlık attı. Kızın çığlığı üzerine çevredeki kahvehanedeki vatandaşlar olay yerine koşarak zanlıyı kovalamaya başladı. Bu arada diğer vatandaşlar da olayı polise haber verdi. Şahıs ara sokaklara girerek bir eve sığındı. Bu arada olay yerine polis, zanlıyı linç etmek isteyen vatandaşları sakinleştirdi. Zanlı ise bundan faydalanarak sığındığı evden kaçtı. Ancak tedbir alan polis zanlıyı mahalleden çıkmadan yakaladı. Zanlı emniyete getirilerek sorguya alındı. Hırsızlık, uyuşturucu kullanmak ve satmak, polise direnmek gibi suçlardan 13 kaydı olduğu öğrenilen zanlının sorgusunda "Kızla arkadaş olmak istemiştim, başka bir amacım yoktu" dediği öğrenildi. Zanlı sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Kız çocuğuna ise Çocuk Şube Müdürlüğü tarafından psikolog destek verildi. (İHA) | |
Keçören Kaymakamlığı, vatandaşa ulaştırdığı yardımların her türlü ayrıntısını kayıt altında tutuyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Keçiören Kaymakamlığına bağlı Paylaşım ve Dayanışma Merkezi, ihtiyaç sahiplerinin tercihlerini bile istatistiki olarak raporluyor. Bağışlanan her ürün barkod sistemiyle kayıt altına alınıyor. İlçede bulunan ihtiyaç sahiplerine ilk 9 ay boyunca 2 milyon 878 bin TL tutarında yardımda bulunan merkezden alışveriş yapar gibi karşılıksız olarak ihtiyaçlarını alabiliyor. Şimdiye kadar 7 bin 444 kişinin yararlandığı merkezle ilgili bilgi veren Ankara'nın Keçiören Kaymakamı Mustafa Güler, "Merkezimize bağışlanan her ürün tek tek barkod sistemi ile elektronik ortamda kayıt altına alınıyor. Her an, bağış yapan kişi ve firmaların bağışlarının kime, ne zaman verildiği, insanların tercih konusundaki davranışları, en çok nelere ihtiyaç duyulduğu istatistiki bilgilere ulaşılıyor" dedi. 'Unutulmayacak Kadar Önemlisiniz' sloganıyla hareket eden merkez, vakfa kayıtlı olan ihtiyaç sahibi ailelerin 6-17 yaş arası çocukların doğum günlerini kutlamayı ihmal etmiyor. Onlara yaşlarına uygun giyim ve kitapları seçen merkez, Keçiören Kaymakamı'nın imzasıyla doğum günlerini kutluyor. | |
YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Şimşek yeni üniversiteler ve değişikliğe gidilecek sistemlerle ilgili konuştu | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Yükseköğretim Kurulu, (YÖK) Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek, 'Yeni kurulan üniversiteler tarih yazıyor' dedi. Şimşek, Atatürk Üniversitesi (AÜ) Senato Toplantı Salonu'nda düzenlenen, YÖK İştira Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Atatürk Üniversitesinin 'ağabey üniversite' olmasının sıkıntısını yaşadığını belirterek, bunlara katlanması gerektiğini söyledi. Yeni kurulan üniversitelerin imkanlarının yeterli olmamasına rağmen büyük başarı sağladıklarını anlatan Şimşek, 'Yeni kurulan üniversiteler tarih yazıyor. İmkanlarının yeterli değil buna rağmen büyük işler başardı. Özellikle altyapı, kampüsleri kurmak anlamında önemli çalışmalar yaptılar' dedi. Muş'tan başlayıp, Güneydoğu'nun bazı illerini gezdiklerini söyleyen Şimşek, Türkiye'nin her yerinde yeni kurulan üniversitelerde büyük bir gelişme olduğunu ve bu başarıda yeni rektörlerin emeğinin gözardı edilemeyeceğinini vurguladı. Birliktelik ve beraberlikle bu başarının sağlandığını ifade eden Şimşek, şunları kaydetti: 'Şuan Türkiye'de 156 üniversite var. Trabzon ve Antalya'da kurulacak iki vakıf üniversitesiyle bu sayı 158'e çıkacak. Birkaç yıl sonra üniversitelerimiz öğrenci bulmakta zorlanabilirler. 2010 yılında milli eğitimin bütün liselerinde İmam Hatip Lisesi, Anadolu Lisesi vs. liselerden toplam mezun sayısı 508 bin. YÖK'ün yarattığı kapasite ise 700 bin yani 200 bin kontenjanımız boş kaldı. Rekabetçi bir ortama giriyoruz. Farkındalığını artıran, akademik ve bilimsel gelişmeleri zamanında gören ve kendini buna göre dizayn eden üniversiteler cazibe merkezi olacaktır.' Yeni kurulan üniversitelerle birlikte artık 'dışarıda boşta kalan öğrenci' diye bir şey olmayacağına dikkati çeken Şimşek, kapasite sayısını fazla olacağını ama mezun olan öğrenci miktarı az olduğu için üniversitelerin öğrenci bulamayacağını belirtti. Özellikle özel üniversitelerin çok ciddi sıkıntılar yaşayabileceğini belirten Şimşek, 'Biz bunu çözmek için yurt dışından öğrenci gelmesini kolaylaştırdık. Gaziantep'te 900 yabancı öğrenci kayıt yaptırdı. Bu bir ilk ve çok büyük bir rakam, Trakya'daki üniversitelere 3 bin civarında yabancı öğrenci başvurdu' diye konuştu. Türkiye'de belli bir yaşa gelmiş insanların ikinci bir üniversite okumak için YÖK'e talepler geldiğini anımsatan Şimşek, 'Konu üzerinde çalışıyoruz. Sınavsız bir şekilde isteyenler ikinci bir fakülte okuyabilecekler' dedi. Şimşek, iştişare toplantısında yeni kurulan üniversitelerin sorunlarını değerlendireceklerini ve bunları YÖK'e götürüp çözümü için çalışma yapacaklarını sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ali Demir ve yaklaşık 40 üniversite rektörünün katılımıyla başlayan toplantı, basına kapalı devam etti. | |
Hükümeti kurmakla görevlendirilen AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, muhalefet partileri ile ilk tur görüşmelerini tamamladı. Koalisyon pazarlıkları Pazartesi gününden itibaren hız kazanacak. Peki ibre ne yönde? Ankara'dan İlhan Taşçı'nın haberi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yeni hükümeti kurmakla görevlendirdiği AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerinin liderleriyle görüşmelerinin ilk turunu tamamladı. Hem Davutoğlu, hem diğer liderler bu görüşmelerden bir koalisyon çıkması olasılığının imkânsızlığını dile getirmişlerdi. Taraflar açısından görüşmelerin temel hedefi nabız yoklamaydı. Onun için de buna "müzakere öncesi ön görüşme" adını uygun görüldü. Süreleri yaklaşık ikişer saati bulsa da görüşmeler, olası bir koalisyon tartışmaları için yeterli değildi. Ancak kimi zaman karşılama yerleri, kimi zaman kapalı kapılar ardında dile getirilen satır arası sözler bundan sonraki hükümet görüşmeleri ve olasılıklarına ilişkin önemli ayrıntılar içeriyordu. CHP koalisyonun neresinde? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tabanının da etkisiyle AKP koalisyonuna biraz mesafeli. Ancak hem kendi kurmaylarıyla, hem milletvekilleriyle, hem de parti örgütleriyle görüş alışverişini halen sürdürüyor. Kılıçdaroğlu'nun olası bir koalisyon sürecinin önüne de kendi deyimiyle "Kalın duvarlar örmek gibi" bir düşüncesi yok. CHP liderinin bu söylemi, olası bir koalisyona kapı aralama olarak yorumlanabilir. Bu düşüncenin partide bütün kesimlerce kabul gördüğünü söylemek güç. Parti içerisinde hem merkez yöneticisi, hem de milletvekili düzeyinde AKP-CHP koalisyonuna kapalı kapılar ardından karşı çıkanlar kadar, açık şekilde karşı olduklarını dile getiren isimler de var. CHP’de koalisyona kim karşı? Örneğin CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, seçim sonuçlarıyla birlikte koalisyon ihtimalinin belirmesinin hemen ardından yazılı açıklama ile AKP’li bir koalisyona karşı olduğunu deklare etti. CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner de olası bir AKP-CHP koalisyonu olasılığını "en istemediği ihtimal" olarak niteledi. AKP ile koalisyona mesafesiyle bilinen kimi isimlerse olası bir erken seçimde tablonun değişmeyeceğine ilişkin anketler nedeniyle kırmızı çizgilerini biraz esnetmiş görünüyor. En temel sorun 'güven' CHP açıkladığı 14 maddeyi bir kırmızı çizgi olarak olası hükümet müzakeresinde masaya getirecek. Ancak AKP’ye karşı en temel sorun olarak "güven" konusu öne çıkıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu ile yaptığı görüşmede de bu konu gündeme geldi. "AKP’nin 13 yıllık iktidarı ve uygulamaları nedeniyle bir güvensizlik ortamının oluştuğu" tespiti yapıldı ancak AKP’nin geliştireceği tavra göre bunun aşılabileceği de paylaşıldı. MHP ne istiyor, ne istemiyor? MHP’nin neleri istemediğini yazmak daha kolay. AKP ile bir koalisyona kapılarını tamamen kapattı demek çok iddialı olur. Ancak oldukça mesafeli olduğu kayda geçirilebilir. Aradaki mesafenin kapanıp kapanmayacağını belirleyecek olan ise kırmızı çizgilerini her fırsatta dile getiren MHP tarafı değil, eğer isterse AKP olacak. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinden daha az oy almış MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye Başbakanlık önermesi Bahçeli’yi kızdırmıştı: "Merakımdan soruyorum Kılıçdaroğlu? Başbakanlık makamına şahsıma lütfetme yetkisini kimden ve nasıl almıştır..." demişti Bahçeli. Bahçeli bu çıkışıyla olası bir CHP-MHP hatta dışarıdan HDP destekli hükümete kapılarını kapatmıştı. Kırmızı çizgi mi, kırmızı plaka mı? Bahçeli yalnızca CHP’ye koalisyona kapıları kapatmadı. Aynı tavrını AKP’ye karşı da sürdürdü. Davutoğlu ile yaptığı görüşmede Bahçeli hiç sözü dolandırmadan kendileri yerine AKP’nin CHP ile koalisyon kurmasını önerdi. Bahçeli neden AKP ile kuramayacaklarına gerekçe olarak ise ilk sıraya çözüm sürecini yerleştirdi. "Kırmızı plakaya" karşı sıraladığı kırmızı çizgilerinde ilk ikinci sırada ise 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarının hesabının sorulması yer aldı. Devlet Bahçeli’nin AKP ile koalisyona neden mesafeli olduğu şu cümlelerinde gizli: "Hırsızlar dışarıda gezerken biz hükümet sıralarında oturacağız öyle mi? Türklük ve Türk milleti süreç ihaneti tarafından cendereye alınmışken, biz kırmızı plakalarla gezeceğiz öyle mi? Yok böyle bir dünya!" Bahçeli neyi hedefliyor? Devlet Bahçeli’nin izlediği siyasete ilişkin iki görüş öne çıkıyor. İlk görüş, AKP ile CHP’nin koalisyon kurmasının zor olacağı, bir hükümet kurma isteğinde olan Davutoğlu’nun da yeniden MHP’ye döndüğünde Bahçeli’nin "pazarlık gücünü yüksek tutmuş" olmayı hedeflediği. İkinci görüş ise Devlet Bahçeli’nin HDP’nin barajı aşması ve Meclis’te neredeyse kendileriyle aynı pozisyona erişmesinden duyduğu rahatsızlıkla birlikte AKP’nin milliyetçi oylarını da hedefleyerek Kasım’da bir erken seçim istediği. HDP’nin gönlü kimde? Ahmet Davutoğlu’nun ilk tur görüşmelerinin son durağı HDP oldu. "HDP baraj altında kalırsa süper olur" diyen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın da Davutoğlu’nun heyetinde yer alması dikkat çekti. HDP ilk günden beri AKP’li bir koalisyona seçeneğine mesafeli. HDP için varsa yoksa çözüm süreci ve sürecin geleceği. Çözüm sürecinin koalisyon müzakerelerinden ve hükümetten bağımsız ele alınamayacağı görüşünde. HDP bu düşünceleri Davutoğlu görüşmesinde de ayrıntılı aktardı. Parti yönetimi, Davutoğlu’na CHP ile yapılacak bir koalisyona açıkça destek olacaklarını ilettiler. Meclis’te de yapıcı tavır sergileyeceklerini aktardılar. HDP, olası bir AKP-MHP koalisyonunda çözüm sürecinin sona ereceği kaygısını taşıyor. Bu nedenle CHP ile koalisyon seçeneğine daha yakın. Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş, AKP’li bir hükümete içerden ve dışardan destek vermeyeceklerini açıklamıştı. Ancak gelinen noktada bu yaklaşımın çözüm süreci konusunda alınacak tavra göre esneyebileceğini söylemek mümkün. En güçlü ihtimal ne? Cumhurbaşkanının 9 Temmuz’da Davutoğlu’na hükümeti kurma görevini vermesiyle koalisyon görüşmeleri resmen başlamıştı. 17 Temmuz Cuma günü başlayacak Ramazan Bayramı nedeniyle ikinci tur görüşmeler ancak 20 Temmuz Pazartesi gününden sonra hız kazanacak. Ondan sonra Davutoğlu’nun yeni bir hükümet kurabilmesi için yaklaşık 1 aylık bir süreci kalacak. Bu tarihten önce hükümeti kurma ihtimalinin net bir şekilde ortadan kalkması durumunda Cumhurbaşkanının yeni bir isme hükümeti kurma görevini vermesi gerekecek. Ancak bu zayıf bir ihtimal olarak görülürken, en güçlü ihtimal olarak erken seçim öne çıkıyor. | |
İsrail yönetimi Türk gemisi Mavi Marmara dahil el koyduğu gemileri bırakma kararı aldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: İsrail, Gazze'ye yardım götürürken 31 mayısta baskın düzenleyerek el koyduğu, o tarihten beri İsrail limanlarında bulunan 3 Türk gemisini serbest bırakma kararı aldı. Edinilen bilgiye göre, gemilerin serbest bırakılması ile ilgili lojistik düzenlemeler yapılarak, önümüzdeki günlerde Türk tarafına bildirilecek. Bir İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilisi de kararı doğrulayarak, "kararın tüm ilgili birimlerin onayıyla alındığını" belirtti. Yetkili, "Karar, iki ülke arasındaki ilişkileri iyileştirme ve güven tesis etme çabaları doğrultusunda alınmıştır" dedi. Konuyla ilgili resmi açıklamanın ise Ordu Sözcülüğü tarafından yapılması bekleniyor. İsrail, 31 mayıstaki baskından sonra gemi yolcularını birkaç gün tutmuş, ardından yolcuların çoğunluğu Türkiye'ye gönderilmişti. Gemilerde bulunan yardım malzemeleri de boşaltılarak, Gazze'ye iletilmek üzere sınır geçişlerine yollanmıştı. Mavi Marmara gemisi Hayfa'da, diğer iki Türk gemisi Defne ile Gazze'nin de Aşdod limanında tutulduğu belirtiliyor. | |
Avrupa Parlementosu'ndaki siyasi partiler tarafından hazırlanan ortak bir kınama metni kabul edildi. Gerekçe ise... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Hristiyanların durumu ve din özgürlüğüne ilişkin ortak karar tasarısı üzerinde anlaşan Avrupa Parlementosu'ndaki siyasi gruplar, Türkiye'yi kınamaya hazırlanıyor. AP'deki Hıristiyan Demokrat, Sosyalist ve Sol gruplarının, Hristiyanların durumu ve din özgürlüğüne ilişkin olarak kaleme aldıkları üç ayrı tasarıda KKTC'de bir kilisede Noel'de yapılmak istenen dini ayinin engellendiği gerekçesiyle Türk otoriteleri kınanıyordu. Üç tasarının birleştirilmesi için yapılan görüşmelerde beklendiği gibi mutabakat sağlandı. | |
ABD ve Avrupa cayır cayır yanıyor. Aşırı sıcaklar sebebiyle ABD'de uçuşlar iptal ediliyor. Arizona eyaletinde termometre kızarınca çok sayıda uçuş iptal edildi. Aşırı sıcaklar İngiltere'de bile asfalt eritti. Peki bu sıcaklar bize gelir mi? | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: ABD'den ve Avrupa ülkelerinden aşırı sıcak haberleri arka arkaya gelmeye başladı. ABD'nin güneybatı eyaleti Arizona'da aşırı sıcaklar nedeniyle uçaklar havalanamadı. Phoenix'te 49 dereceyi bulan hava sıcaklığı Amerikan Airlines'ın en az 50 uçuşunu iptal etmesine yol açtı. Sky Harbor Uluslararası Havalimanı'ndan iptal edilen uçuşlar, yerel saatle 15.00 ve 18.00 arasındaydı. Aşırı sıcaklar havayı inceltiyor ve incelen hava uçakların kalkışta ihtiyacı olan rüzgarı sağlayamıyor. ÖLÜM VADİSİ'NDE 53 DERECE Amerikan meteoroloji yetkilileri, California'nın Ölüm Vadisi'nde bu hafta içinde termometrelerin 53 dereceyi göstermesini bekliyor. Söz konusu nokta, Arizona'nın hemen yanında yer alıyor. Ölüm Vadisi, ABD'nin en sıcak yeri olarak biliniyor. Reuters haber ajansı, olağanüstü sıcak havanın bugün ve yarın bölgeyi kavuracağını bildiriyor. Ulusal Hava Servisi yetkilileri, bölgede yaşayanları sabah 10.00'dan itibaren dışarı çıkmamaları konusunda uyarıyor. Phoenix'teki en yüksek hava sıcaklığı 1990 yılında 50 derece olarak ölçülmüştü. AVRUPA YANIYOR ABD gibi Avrupa ülkelerinde de sıcak hava dalgası etkili oluyor. Bir yanda orman yangınları bir yanda ise asfalt eriten bunaltıcı hava var. Avrupa'da ise Portekiz'deki devasa orman yangını günlerdir söndürülemedi. En az 64 can alan alevlerin büyük bölümü kontrol altına alındı ancak beklenen yüksek hava sıcaklığı ve şiddetli rüzgarın yangını yeniden körüklemesinden korkuluyor. Aşırı sıcakların etkisli olduğu bir diğer ülke ise İngiltere... Ülkede sıcaklık sebebiyle eriyen asfalta yazı yazanlar bile var. Avrupa'nın diğer ülkelerinden gelen fotoğraflarda ise, sıcak havadan bunalanların parklarda ve nehir kenarlarında serinlemeye çalıştıkları görülüyor. TÜRKİYE'DE YANACAK Aşırı sıcaklar bize de geliyor. Ramazan Bayramı’ndan sonra sıcaklık 10 derece birden artacak. Meteoroloji 2. Bölge Müdürü Mehmet Latif Gültekin şu bilgileri verdi; -“Bu sene yaşadığımız haziran ayı, geçen iki seneye göre daha serindi ancak uzun yıllar ortalamasına göre sadece yarım derecelik bir düşüş söz konusu. Haziran ayının bitmesinde daha 10 gün var ve sıcaklık bugünden itibaren artıyor. Haziran ayının sonunda bizi sıcak günler bekliyor. Ramazan Bayramı’nda, dün yaşadığımız sıcaklığa göre en az 10 derece bir sıcaklık artışı ile karşılaşacağız”. | |
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Zambiya Cumhurbaşkanı Edgar Lungu, gerçekleştirdikleri ikili ve heyetler arası görüşmelerini ardından iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine katıldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Törende iki ülke arasında imzalanan ilk anlaşma "Lusakada Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Program Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Mutabakat Muhtırası" oldu. Anlaşma, TİKA Başkanı Serdar Çam ile Zambiya Dışişleri Bakanı Joseph Malanji tarafından imzalandı. "Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile ve Zambiya Ulusal Yayın Kurumu Arasında İş Birliği Protokolü" anlaşmasına ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Zambiya Ulusal Yayın Kurumu Genel Müdürü Richard Mwanza imza koydu. "Tarım Alanında İş Birliği Konulu Mutabakat Zaptı" anlaşması, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Zambiya Tarım Bakanı Michael Katambo tarafından imzalandı. Türkiye ile Zambiya arasındaki "Balıkçılık ve Hayvancılık Alanında İş Birliği Konulu Mutabakat Zaptı" anlaşmasını Ticaret Bakanı Pekcan ile Zambiya Balıkçılık ve Hayvancılık Bakanı Kampamba Mulenga imzaladı. İki ülke arasındaki "Turizm Alanında İş Birliği Anlaşması" Bakan Pekcan ve Zambiya Turizm ve Sanat Bakanı Charles Banda tarafından imzalandı. "Kolluk Eğitimi İş Birliği Protokolü" ve "Güvenlik İş Birliği Anlaşması"na Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Zambiya İçişleri Bakanı Stephen Kampyongo imza attı. "Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma" Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Zambiya Ticaret ve Sanayi Bakanı Christopher Yaluma tarafından imzalandı. İki ülke arasındaki "Gençlik ve Spor Alanında İş Birliği Anlaşması" Bakan Albayrak ile Zambiya Gençlik ve Spor Bakanı Moses Mawere tarafından imzalandı. "Diplomatik Pasaport Hamilleri için Vizelerin Karşılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair Anlaşma"ya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Bakan Kampyongo imza koydu. "Ormancılık Alanında İş Birliği Anlaşması" ve "Eğitim Alanında İş Birliği Anlaşması" da Bakan Çavuşoğlu ile mevkidaşı Malanji tarafından imzalandı. | |
Rusya'nın Malezya Hava Yolları'na ait uçağın düşmesindeki rolü sorgulanırken, bazı Alman siyasetçiler turnuvanın Rusya'dan alınmasının ekonomik yaptırımlardan daha etkili olacağı görüşünde. Bir ankete göre, halkın yüzde 56'sı bu fikri destekliyor. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Almanya'da bazı siyasetçiler, 2018 Dünya Kupası'nın Rusya'dan alınması çağrısında bulundu. Bu yöndeki çağrıların gerekçesi ise Rusya'nın Malezya Hava Yolları'na ait yolcu uçağının düştüğü Ukrayna'nın doğusunda ayrılıkçılara verdiği destek. Batılı ülkeler, 298 yolcusu ve mürettebatının öldüğü Amsterdam-Kuala Lumpur seferini yapan uçağı ayrılıkçıların Rusya'dan tedarik ettikleri silahlarla düşürdüğü görüşünde. Almanya'da, iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Parti'nin (CDU) önde gelen milletvekillerinden Michael Fuchs, Dünya Kupası'nın Rusya'dan alınmasının, Moskova üzerinde ekonomik yaptırımlardan çok daha etkili olacağını söyledi. Fuchs, gerekirse Almanya ve Fransa'nın turnuvaya ev sahipliği yapabileceğini belirtti. Yine CDU'dan, Hesse Eyaleti İçişleri Bakanı Peter Beuth, "Eğer (Rusya lideri Vladimir) Putin olayın aydınlatılmasında işbirliği yapmazsa, 2018 Dünya Kupası'nın Rusya'da yapılması tasavvur edilemez" dedi. Hristiyan Sosyal Birlik Partisi'nden (CSU) Stephan Mayer ise "Dünya Kupası'ndan çekilmek tabu olmamalıdır" diye konuştu. Alman Der Spiegel dergisinin kamuoyu araştırmasına göre ülkede halkın yüzde 56'sı, Dünya Kupası'nın Rusya'dan alınması fikrine destek veriyor. Hollanda'da tartışılıyor Son dünya şampiyonu Almanya'nın yanı sıra, son dünya üçüncüsü Hollanda'da, milli takımın Rusya'daki 2018 Dünya Kupası'na katılıp katılmaması tartışılıyor. Hollanda Futbol Federasyonu yetkilileri vatandaşların bu konuda çok sayıda soru sorduklarını ancak bu konuda kararı ilerde almak istediklerini söyledi. Malezya Hava Yolları'na ait uçakta 298 kişinin 193'ü Hollanda vatandaşıydı. Hollanda’da, cenazelerin ilk bölümünün getirileceği bugün ulusal yas ilan edildi. Almanya ve Hollanda'nın da üyesi oldukları Avrupa Birliği (AB) Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılara destek gerekçesi ile Rusya'ya karşı sert önlemler almaya hazırlanıyor. Mart ayında Ukrayna'ya bağlı Kırım'ı ilhak eden Rusya ise bu yöndeki iddiaları reddediyor. Yetki FIFA'da Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak bir ülkeden bu organizasyonu alabilecek tek kurum ise Dünya Futbol Federasyonları Birliği (FIFA). FIFA 2010 yılında 2018 Dünya Kupası'nı Rusya'ya, 2022 Dünya Kupası'nı ise Katar'a vermişti. Rusya'nın dışında İspanya-Portekiz ve Hollanda-Belçika ortaklıkları ile İngiltere de 2018 Dünya Kupası'na adaydı. İngiliz Sunday Times gazetesi, Katar'ın Dünya Kupası'na ev sahipliği yapabilmek için FIFA yetkililerine 5 milyon dolara varan ödemeler yaptığını iddia etmişti. FIFA Başkan Yardımcısı Jim Boyce ise Katar hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının kanıtlanması halinde, 2022'de Dünya Kupası'nın hangi ülkede düzenleneceğine dair oylamanın yenilenebileceğini söylemişti. | |
Balyoz darbe planı siyasi gerilimi yeniden yükseltti. İktidarla muhalefetin tartışmalarına bir iletişim profesörü de katıldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Nergis DEMİRKAYA İNTERNETHABER ANKARA- Bir tarafta Balyoz Darbe Planı bir tarafta ‘Türkiye’de darbe dönemleri kapanmıştır’ yorumları. Türkiye hangisine inanacağını şaşırdı. Bu şaşkınlığın gerekçesini en iyi açıklayan ise iletişim Profesörü Naci Bostancı oldu. Thing Tang kuruluşlarının bile bu tür senaryolar ürettiğine dikkat çeken Bostancı, “Ama bunu daha önce üç darbe gerçekleştirmiş ve hala elindeki imkanlarla bunu yapabilecek bir kurum yaparsa endişe etmemek mümkün değil” dedi. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Naci Bostancı ile son ortaya çıkan Balyoz Darbe Planı iddialarını nasıl okumak gerektiği üzerine konuştuk. “Planlar, ürkütücü eylemler, darbede faydalanılacak isimler listesi… ne görüyorsunuz” sorumuza Bostancı, “Kesin kanaate varmak mümkün değil, ama…” diyerek şunları söyledi: “Ortaya çıkan darbe planıyla ilgili kesin bir şey henüz yok ama ipuçları ve geçmiş tecrübeler üzerinden yorumlar yapılıyor. İsimlere bakıyoruz. Söz konusu sivil çevreler cunta içinde yer alırlar mı kesin olarak bilemeyiz ama liste çok da Allah Allah dedirten bir liste değil. Tabi bu ismi geçenlerin cuntacı oldukları ve destek verecekleri anlamına gelmiyor ama kimi yerde plan yapanlarla temas kurmuş olabilirler. Bir de toplum mühendisliği yaygın bir iştir. Benzeri örnekleri çoktur.” TSK DARBE YAPAR MI? Ortaya çıkan son darbe planı iddiası yeniden gerilimi yükseltti. TSK komutası darbelere yönelik tavrını açıkça ortaya koyuyor ama kuşkular bitmiyor. Bostancı bu durumla ilgili de şunları söyledi: “Silahlı kuvvetler Türkiye tarihinde üç kez darbe yaptı. Bunları birlikte okuduğumuzda TSK demokrasi dışı yöntemlere sahip bir karaktere sahip. 28 şubat öncesi için bunu rahatlıkla söyleriz. 28 Şubat’tan sonra bunun artık daha zayıf bir ihtimal olacağını düşünmeye başladık, ancak asker demokrasi dışı yollara başvurma anlayışından ne kadar uzaklaştı. Bu kamuoyunda bir soru işareti olarak duruyor. Özden Örnek’in günlükleri somut bir veriydi. Bunun gibi şeyler bulanıklığı arttırıyor.” ACABA KUŞKUSU Son ortaya çıkan darbe planları AK Parti’nin iktidara geldiği 2002-2003 yıllarını kapsıyor. Bostancı “Bu planlar gerçekleşmediğine göre kurgusal” diyor ama endişesini de paylaşmadan edemiyor: “Bu tür planları büyük Think-thank kuruşuları da yapar. Ama bir ordu yaparsa bunu gerçekleştirme konusunda elinde imkanlar var. Tabiî ki bundan endişelenmemek, “Acaba” kuşkusu taşımamak mümkün değil.” 2003 YILINDA DARBE ORTAMI VAR MI? Bostancı, “2003 koşullarına baktığınızda siz ne görüyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Her şeyi hukuki süreç içinde anlayacağız. Ordunun kışkırtma planları içinde yer alacağına inanmak istemiyorum. Ama şunu düşünmeden de edemiyorum. 2003 yılında Türkiye’de bir darbe ortamı yok. Yeni bir parti gelmiş. Krizden çıkılmaya çalışılıyor. Körfez savaşı kara bulutları var. Ülkenin içinde darbeye neden olacak toplumsal olaylar yok. Bu koşullarda darbe olmaz. Toplumsal ortamları elverişli hale getirmek için acaba provokasyonlar planlanmış olabilir mi? Türk ordusunca yapılmış olmasını kabul etmek istemem, ama kimi çevreler yapmış olabilir." KUSMA GİBİ İNŞA SÜRECİ Darbe planlarının ortaya çıkması Türkiye’nin geleceği için bir şans olabilir mi? Daha demokratik bir Türkiye bu tartışmaların ardından daha sağlıklı oluşturulabilir mi? Bostancı’nın bu soruya da yanıtı var. Bostancı şunları söyledi: “Türkiye yeni inşaat ve işletme süreci yaşıyor. Ama bunu kusma gibi yaşıyor. Ama kusma biçiminde ortaya çıkan inşaat süreci ölçünün kaybolduğu bir sarsılma dönemine neden oluyor. Bunlar konuşulurken kamuoyu sakin bir şekilde takip etmeli, hukukun ne diyeceğine kulak vermeli. Ülke demokratikleştikçe iktidar da demokratikleşecek.” | |
Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini’nin 49. doğum günü bugün takımın Madrid’te kamp yaptığı otelde kutlandı. <br/>Öğle yemeğinin ar... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini’nin 49. doğum günü bugün takımın Madrid’te kamp yaptığı otelde kutlandı. Öğle yemeğinin ardından futbolcular, teknik ve idari ekibin organize ettiği sürprizle Mancini’nin doğum günü pastası kesildi. Tüm futbolcular ve teknik ekip İtalyan teknik adamı tek tek kutladı. Roberto Mancini, oyuncularına yaptıkları organizasyondan dolayı teşekkür etti. | |
BBP eski lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne neden olan helikopter kazası davasında o asker serbest kaldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası soruşturması kapsamında tutuklu bulunan muvazzaf asker Nedim B, tahliye edildi. Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve olay yerinde kamera görüntülerini çektiği ileri sürülen muvazzaf asker Nedim B'nin, soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Şeref Gürkan tarafından yeniden ifadesi alındı. Gürkan, Nedim B'yi ifadesinin ardından tahliyesi talebiyle Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Mahkeme, savcının talebini yerinde bularak Nedim B'nin tahliyesine karar verdi. | |
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da emniyet mensuplarına hitap ettiği konuşmasında Avrupa Birliği, PKK ve Gülen Cemaati'ne dönük mesajları ile dikkat çekti. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Parlemantosu'na seslendi terör örgütüne verilen desteği anlattı. Örgütün silah bırakmasının dışında alternatifinin bulunmadığını söyleyen Erdoğan, Gülün için "Hocaefendi bize şah damarımızdan daha yakındır." diyen Önder Aytaç'a tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'daki iftar programında emniyet mensuplarıyla bir araya geldi. Terörle mücadele konusunda net mesajlar veren Erdoğan, örgütün silah bırakarak koordinatlarını kendilerine vermesi gerektiğini, mücadelenin bu sürece kadar devam edeceğini söyledi. İşte Erdoğan'ın sözlerinden satır başları; "PARALEL YAPI TERÖR ÖRGÜTÜYLE OMUZ OMUZA" 1980 öncesi polis teşkilatının nasıl bölündüğünü ve ülkeye zarar verdiğini çok iyi biliyoruz. Paralel yapı da işte böylesi zarar veriyor. MİT TIR'ları meselesi ihanetin sadece bilinen örneğidir. Sizler bizzat yaşadığınız için diğer örneklere çok daha vakıfsınız. Ülkenin ve milletin menfaatlerine saldırmayı kendisine görev bilen bu ihanet çetesi, dünyanın her tarafında Türkiye'nin aleyhinde çalışıyor. Gittiğimiz yerlerde paralel devlet yapılanması örgütünün üyelerinin bölücü terör örgütü mensuplarıyla, Ermeni çetecilerle omuz omuza ülkemize karşı eylem yaptıklarını görüyoruz. ÖNDER AYTAÇ'IN TWEET'İNE TEPKİ: BU KÜFÜRDÜR Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Allah'tan başka kimseyi tanımıyoruz. Aklımızı da kimseye kiraya vermeyiz. Pensilvanya'daki şah damarlarından daha yakınmış. Ne demek o ya? Bu küfürdür. Bize şah damarımızdan daha yakın olan Allah'tır. (Söz konusu cümleyi Önder Aytaç Twitter hesabından attığı bir twitte kurmuştu. Aytaç "Hocaefendi neden Türkiye'ye gelmiyor diye soruyorlar. Hocaefendi bize şah damarımızdan daha yakındır. O yaptıklarımızı görür, duyar ve bilir" diye yazmıştı.) "GÜVENLİK GÜÇLERİ BÖLGE HALKININ KALBİNİ KAZANMIŞTIR" Kendisi şehit olma pahasına masum insanların hayatını korumak için çırpınan güvenlik güçlerimizin bu hasbi tutumu bölge insanının kalbini daha fazla kazanmalarını sağlamıştır. Terör örgütünün baskı, şiddet ve kan diliyle, onun güdümündeki partinin yalan ve zehir saçan siyaset diliyle değil, gönül diliyle kurulan bu ilişki inşallah bölgede yeni bir dönemin habercisidir. "KANUN GEREKİYORSA KANUN ÇIKARTILACAK" Kanun gerekiyorsa kanun çıkartılarak, idari işlem gerekiyorsa işlem yaparak, bölgedeki belediyelerin örgütün tasallutundan kurtarılmasına ihtiyaç vardır ve bunu devlet olarak, hükümet olarak yapacağız. Hükümetin bu konuda gerekli çalışmaları, Başbakanımızla da bakanlarımızla da görüştüm, yaptıklarını ve yapmaya gayret ettiklerini gördüm, görüyorum. "SİLAHLARI GÖMÜP KOORDİNATLARI VERECEKLER" Bölge halkı terörle mücadelede güvenlik güçlerinin arkasında durdu. Güvenlik güçlerimiz de vatandaşlarımıza ihtimam gösterdi. Terörle mücadelenin sadece askerin üzerine yüklenemeyeceğini çok iyi biliyoruz. Şimdi askerimiz kırsaldaki teröristi, polisimiz de kenttekileri ortadan kaldırmak için mücadele ediyor. Ya silahlarını bırakacaklar, gömecekler. Koordinatlarını da verecekler. Ya da bu topraklardan çekip gidecekler. "AVRUPA PARLAMENTOSU'NA SESLENİYORUM" Buradan Avrupa Parlamentosuna sesleniyorum: Sizler, parlamento binasının koridorlarına asmış olduğunuz o bölücü terör örgütlerinin bayraklarıyla nereye mesaj vermek istiyorsunuz, o paçavralarla nereye mesaj vermek istiyorsunuz? Bilesiniz ki bunlar Türkiye'nin gönlünü yapmanıza yetmez. Çünkü Türk milleti bunların hesabını vakti, zamanı geldiğinde gereken kişilere de sormasını bilecektir. "KAMU KURUMLARINDA PKK İLE BAĞLANTILI KİM VARSA..." Kamu kurumları içinde bölücü terör örgütüyle irtibatlı kimler varsa derhal tespit edilip, hem memuriyetten men edilmeli hem de haklarında gerekli adli işlemler yapılmalıdır. Terör örgütüne eleman kazandıran öğretmen, teröriste ilaç taşıyan sağlık memuru, örgütün propagandasını yapan memur...Bunlar asla kabul edilemez çarpıklıklardır. Bu devlet, kendi parasıyla kendi aleyhine çalışan kişileri besleyemez. Bunun için de devlet memurlarıyla ilgili mevzuatın köklü bir şekilde değiştirilmesi gerekiyor. "KİMİSİ PENSİLVANYA'YA KAÇIYOR" Devlet içinde devlet asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devlet tanımıyoruz. Bu tür gayretler içerisine girenler bilsinler ki yanlış yoldalar ve çok ciddi bir duvara toslamayla karşı karşıya kalacaklar ve zaten artık ecelleri geliyor. Kimisi kaçıyor, kimisi Pensilvanya, kimisi şurası, kimsi burası gidiyorlar, gidecekler. Başka bu işin çaresi yok. Şahsımla ilgili, arkadaşlarımla ilgili birçok tehditleri vesaireleri geliyor. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Onun için geri dönüş yok. Sonuna kadar bu işin üzerine gideceğiz." | |
Kandıra'ya yapılması planlanan Organize Sanayi Bölgesi bölge halkının tehkisini çekti. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) verimli araziler üzerine kurulacağını öne süren aralarında köy sakinlerinin de bulunduğu grup, traktörlerle eylem yaptı. İmralı Köyü Çakıl Tepesi'ne traktörleriyle gelen grup, burada ellerinde arazilerinde yetiştirdikleri ürün ve pankartlarla bir süre slogan attı. Grup adına konuşan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İl Kordinasyon Kurulu Sekreteri Nedim Kara, Kocaeli'nin ''Sanayinin Başkenti'' olduğunu ancak özensiz ve plansız sanayileşme anlayışının Kocaeli'ni yaşanması güç bir kent duruma soktuğunu ifade etti. Sanayinin kendisine ve organize hale gelmesine karşı olmadıklarını söyleyen Kara, ''Bizler ülkemizin bir çok sorunun sanayi ile çözüleceğine inanmaktayız. Ama bu demek değildir ki plansız ve özensiz sanayileşmeye ses çıkarmayacağız. Bu demek değildir ki ihtiyaç fazlası sanayi alanlarına karşı çıkmayacağız. Burada olduğu gibi sanayi için yanlış yer seçimine karşı çıkarak planlı sanayileşme talebimizi dile getiriyoruz'' dedi. | |
ISPARTA MHP milletvekilleri kim oldu 27. Dönemde meclise kimler girdi? 24 Haziran 2018 seçim sonuçları ile MHP oy oranı ve bu oy sonucu MHP'nin kaç milletvekili kazandığını ortaya koydu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: 27. Dönem Genel Seçimleri ile MHP Isparta'de kaç milletvekili çıkardı, MHP'nin oy oranı ne kadar oldu, yeni dönemde kimler meclise girdi soruları yanıt buldu. MHP Isparta milletvekilleri kesinleşmiş listesini YSK ilerleyen günlerde yayınlayacak. MHP bu seçimlerde Cumhur ittifakına dahil oldu ve Recep Tayyip Erdoğan'a cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy verdi. Saat 17.00'da sandıkların kapanıp oy tasnifinin başlaması ile Isparta seçim sonuçları da ortaya çıkmaya başladı. 24 Haziran 2018 seçimlerine Türkiye genelinde olduğu Isparta kentinde MHP'lilerin yoğun katılımı oldu. Peki Isparta MHP milletvekilleri kimler oldu? Isparta MHP Milletvekilleri ve Isparta Seçim Sonuçları için tıklayın Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için Türkiye pazar günü saat 08.00'dan itibaren sandığa gitti. 56 milyon seçmen 180 bin 65 sandıkta oy kullandı. Oy verme işlemi saat 17.00'de sona ererken herkesin merak ettiği seçim sonuçları ajanslardan son dakika haberi geçti. Türkiye 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ne AK Parti, CHP, HDP, HÜDA PAR, İYİ Parti, MHP, Saadet Partisi ile Vatan Partisi katıldı. BBP'nin adayları AK Parti, DP'nin adayları ise İYİ Parti listelerinden seçime girdi. 2018 seçimlerinde ittifaklar çekişti. Cumhur ittifakı AK Parti ve MHP milletvekillerini belirlerken Millet İttifakı oyları ise CHP, Saadet Partisi ve İyi Parti milletvekili listesini oluşturdu. MHP milletvekilleri listesi | |
Atatürk’ün direktifleriyle 1933 yılında kurulan Eskişehir Şeker Fabrikası bünyesinde üretilmeye başlanılan ‘biyoetanol’ yakıtının üretiminin... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Atatürk’ün direktifleriyle 1933 yılında kurulan Eskişehir Şeker Fabrikası bünyesinde üretilmeye başlanılan ‘biyoetanol’ yakıtının üretiminin, talep olmaması nedeniyle durduğu bildirildi. 2008 yılında Alkol Fabrikası’nın yan tesisi olarak kurulan ‘Biyoetanol Tesisi’nde, benzinli araçların çevreye olan zararını en aza indiren biyoetanol yakıtı üretilmeye başlandı. Test aşamalarının ardından üretilen 160 bin litre biyoetanol satılamayınca üretim durduruldu. O günden bugüne talep gelmemesi nedeniyle kapılarına kilit vurulan tesisin üretime devam etmesi halinde, yurt dışından alınan ham petrol miktarında azalma olacağı ve Türkiye’nin dövizde kar yapacağı belirtildi. Konuyla alakalı açıklamalarda bulunan Etanol ve Biyobenzin Üretim Müdürü Kimya Yüksek Mühendisi Dr. Kamil Aya, fabrika bünyesinde bulunan tesisin günlük ortalama üretim kapasitesinin 62 bin 500 litre olduğunu, biyoetanol yakıtında yüzde 99.8 alkol, binde 2 de su bulunduğunu söyledi. Benzinli araçlarda kullanılan ‘biyoetanol’ yakıtının çevre dostu olduğunu aktaran Dr. Aya, “Biyoetanol, benzinli araçlarda kullanılmaya başlandı. 2013 yılından itibaren yüzde 2, 2014 yılında yüzde 3, 2015 yılında ise bu oran yüzde 4 olacaktır. Biyoetanolün özelliği; benzinli araçlarda yandığı zaman karbonmonoksit ve karbondioksit vermemesi, su buharı vermesidir. Dolayısıyla çevreye olumlu etki yapmaktadır. Bir diğer özelliği de kullandığınız biyoetanol miktarı kadar dışarıdan benzini veya ham petrolü daha az almamızdır. Bu sayede de döviz tasarrufu sağlanmaktadır” dedi. “BİYOETANOLE PAZAR BULAMAYINCA ÜRETİMİ DURDURMAK ZORUNDA KALDIK” Aya, biyoetanole pazar bulamadıkları için tesisteki üretimi durdurmak zorunda kaldıklarını ama bugün talep olması halinde üretime hemen başlayabileceklerini de anlatarak şöyle devam etti: “Biz bu tesisimizde 2008 yılında deneme üretimi yaptık ve 160 bin litre biyoetanol ürettik. Daha sonra biyoetanol pazar bulunup satılamadı. Ardından da üretimi durdurmak zorunda kaldık ama talep olursa tesisimiz hazır ve her an biyoetanol üretebiliriz. Bugün üretimi başladığımız takdirde yıllık ortalama 17 ila 20 milyon litre biyoetanol üretebiliriz. Bu ürünü bizden petrol firmaları yani benzin üreten firmalar talep edebilir, başka firmalar değil.” (İHA) | |
Günün önemli gelişmelerini sizin için derledik.<br/><br/> <br/>Fasıl krizi aşıldı<br/><br/>Ankara - Dışişleri Bakanı Davutoğlu, AB müzakere ... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Günün önemli gelişmelerini sizin için derledik. Fasıl krizi aşıldı Ankara - Dışişleri Bakanı Davutoğlu, AB müzakere sürecindeki fasıl krizinin aşıldığını söyledi. Davutoğlu, “Faslın ertelenmesi ve yeniden görüşülmesi söz konusu değildir. 22’nci fasıl açılmıştır” diye konuştu. “Erdoğan twitter polisliğine soyundu" Ankara - Başbakan Erdoğan’ın mitinglerde kullandığı dilin ayrımcı ve tehdit dolu olduğunu savunan MHP lideri Bahçeli, "Öğretmenleri azarlamış, öğrencileri haşlamıştır; twitter polisliğine soyunmuştur" dedi. Sürücü polisi bıçakla kovaladı Pekin - Çin’de, polisin ceza kesmek istediği motosiklet sürücüsünün tepkisi sert oldu. Sokak ortasında birbirlerini tokatladılar Adana - Adana’da sokak ortasında bir kadın ile erkek, aralarında çıkan tartışma sırasında birbirlerini tokatladı. Markette inanılmaz kaza Şanghay - Çin’in Şanghay kentindeki bir süpermarkette inanılmaz bir kaza yaşandı. Hareket eden heykelin gizemi çözülemiyor Manchester - Manchester Üniversitesi’ne ait müzede sergilenen Firavun heykelinin kendi başına hareket etmesi, korkuya neden oldu. Kameralar tarafından da kaydedilen olayla ilgili şu ana kadar mantıklı bir açıklama getirilemedi. Kuğu ailesi trafiği tıkadı Polonya’da trafiğe aldırış etmeden dakikalarca yolun ortasında yürüyen kuğu ailesi, görenleri hayrete düşürdü. (İHA) | |
Çin'in süper bilgisayarı Tienhı-2, dünyanın en hızlı bilgisayarı unvanını koruyarak altıncı kez birinci oldu. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Çin'in süper bilgisayarı "en hızlı" unvanını korudu PEKİN (AA) - Şinhua ajansının haberinde, yılda iki kez hazırlanan dünyanın en hızlı 500 süper bilgisayarı listesinde Çin'in saniyede 33,86 petaflop işlem yapılan bilgisayarı Tienhı-2'nin, saniyede 17,59 petaflop işlem yapabilen ABD yapımı Titan'a göre neredeyse iki kat hız farkıyla zirvedeki yerini koruduğu belirtildi. ÇİN YÜKSELİŞİNİ SÜRDÜRDÜ Saniyede 1 katrilyon işlem gücü olarak tanımlanan petaflop, dünyanın en hızlı bilgisayarlarının erişebildiği hız birimi olarak ifade ediliyor.Çin’in Savunma Teknolojileri Ulusal Üniversitesi tarafından tasarlanan Tienhı-2, Guangzhou’daki Ulusal Süper Bilgisayar merkezinde yer alıyor. ABD, 2013'teki listede 265 olan süper bilgisayar sayısını kasım ayı itibariyle 201'e düşürdü. Çin ise aynı süreçte süper bilgisayar sayısını 109'a çıkararak son yıllardaki yükselişini sürdürdü. Fen bilimleri, malzeme bilimleri, atmosferik bilimler, ekonomi ve kirlilikle mücadele gibi alanlarda kullanılmaya başlanan Tienhı-2'nin, işlem yapan mikro devrelerinin dışında bağlantı ve işletim sistemi, ön uç işlemciler ile yazılımı dahil birçok parçası Çin tarafından geliştiriliyor. ABD ve Almanya’daki bilgisayar uzmanlarınca 1993'ten bu yana haziran ve kasımda olmak üzere yılda iki defa hazırlanan ''Top 500'' listesi, bu alanda otorite olarak dikkate alınıyor ve dünya genelinde en hızlı süper bilgisayarların listesini belirliyor. | |
Dergi, daha önce Kuzey Irak'taki kampların imha edilmesine rağmen, PKK militanlarının daha kalabalık olarak gelmeye devam ettiklerini yazdı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Economist dergisi, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK kamplarını hedef alan hava saldırılarından fazla sonuç alamayacağını öne sürdü. Derginin analizinde özetle şöyle deniyor: "Bölgede yaklaşık 3 bin Kürt köyünün boşaltılıp yıkıldığı, muhaliflerin işkence gördüğü ve yargısız infaz kurbanı olduğu 1990'lı yıllarınkini hatırlatan bir manzara var. Ama o tarihten beri, Erdoğan iktidarı altında Türkiye'deki 14 milyon Kürt'ün koşulları daha iyi oldu." "Devletin Kürtlerle ilişkisinde yaptığı "hataları" ilk kabul eden lider olan Erdoğan, bir dizi önemli reformla, Kürtlerin yasaklı ana dilleri üzerindeki sınırlamaları hafifletti, yoksul bölgelere para döktü ve PKK'nın hapisteki lideri Öcalan'la gizli görüşmeler başlattı. 2009'da PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak bir anlaşma, olasılık dahilindeydi." "Ancak bir dizi PKK saldırısından sonra bu çöktü. Ama hükümet, 12 yıldır hapiste olmasına rağmen PKK üzerindeki hakimiyeti büyük ölçüde koruyan Öcalan'la konuşmaya devam etti. Geçtiğimiz ay militanlar şiddeti tırmandırıp 40'dan fazla asker ve polisi öldürünce her şey değişti." 'ABD rahatsız' Türkiye'nin operasyonlarda 100 kadar militanın öldürüldüğü açıklamasını PKK'nın reddettiğini, Türkiye'nin de operasyonlarda Kuzey Iraklı sivillerin öldüğü yolundaki haberleri örgüt propagandası olarak nitelediğini hatırlatan Economist, şöyle devam ediyor: "PKK'ya karşı savaşında Ankara'yı destekleyen ABD'nin rahatsızlığı da artıyor. Türkiye ile Iraklı Kürtler arasındaki ilişkilerin iyi olması ABD'nin Irak'ta istikrarı sağlama çabaları açısından hayati önem taşıyor. Ama Türkiye, saldırıları sürdürmekte ısrar edeceğini söylüyor. Türkiye, bu operasyonlardan ne elde etmeyi umabilir. Muhtemelen çok fazla bir şey değil. Daha önceki sınır ötesi operasyonlarda PKK'nın kamplarına zarar verildi, birçok militan öldürüldü. Ama militanlar, daha kalabalık olarak gelmeye devam ediyorlar." "Orduyla polis arasındaki koordinasyon eksikliği ve iletişim de işleri kolaylaştırmıyor. Kürt sorunun sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini kabul eden Erdoğan, reformlara devam edeceğini açıklamıştı. Ama Başbakan'a yakın kişiler, Kürtlerin ısrarlı taleplerinden usandığını söylüyor." BDP'nin talepleri BDP'nin talep listesi bölgesel özerklik, Kürtçe eğitim, PKK savaşçıları için af ve sadece PKK'lıları değil tüm muhalifleri hapse gönderen yasaların kaldırılmasını da içeriyor. Erdoğan, yeni anayasada bu taleplerin bazılarına yer vermek zorunda kalacak. Ancak üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Erdoğan bu taleplerin tümünü karşılasa bile şiddetin durmayacağını söylüyor." "Bölgedeki gerçek sıkıntılardan güç alarak ortaya çıkan PKK, o zamandan bu yana Avrupa ve Orta Doğu'ya yayılan, örgütlü suçla ve Türk güvenlik güçleri içindeki yozlaşmış unsurlarla bağlantısı olan karmaşık bir şebekeye dönüştü. Suriye ve İran da PKK'yı Türkiye'ye karşı koz olarak kullandı." "Türk istihbaratı Çukurca saldırısını Suriyeli bir PKK komutanının planladığını söylüyor. Ilımlı bir isim görülen ve Türkiye'yle sonuçsuz kalan anlaşma için çaba harcayan Karayılan da kayıp. Karayılan'ın İranlıların elinde olduğu söyleniyor. Ama tüm bu spekülasyonlar içinde bir gerçek öne çıkıyor: Kürtler ve sorunları daha uzun süre gündemde olacak." | |
BATMAN İmsakiye'sine göre ilk sahur saat kaçta, imsak vakti ne zaman giriyor? Batman ilk teravih namazını bu akşam kılacak. Batman 2017 yılı diyanet imsakiyesine göre sahur vakitleri, teravih namazı ve iftar saatleri. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Ramazan ayı 27 Mayıs cumartesi günü ilk oruçla başlıyor. Bu akşam ilk teravih namazı için camiler dolacak, ilk sahura da gece kalkılmış olacak. Peki Batman 2017 Ramazan İmsakiye'sine göre ilk sahur yani imsak vakti saat kaçta giriyor, ilk gün iftarı saat kaçta olacak? Diyanet İşleri Başkanlığı sitesinden İmsakiyeleri yayınladı. Batman İmsakiyesi'ne göre bu yıl 17 saati aşkın süre oruç tutulacak. İlk oruçlar en uzunları olacak, 21 Haziran 2017 tarihinden sonra iftar daha erken saatte olmaya başlayacak. İmsakiye 2017 Batman takvimine göre ilk sahura 26 Mayıs 2017 cumayı 27 Mayıs Cumartesi'ye bağlayan gece saat 03.07'de kalkmış olacak, ilk iftar vakti ise 27 Mayıs cumartesi günü saat 19.36'te olacak. Batman 2017 İmsakiye'sine göre ilk haftanın sahur ve iftar saatleri şöyle; Coğrafi konumları nedeniyle dünyada en fazla süreyle orucu İskandinav ülkelerinde yaşayan Müslümanlar tutacak. Norveç, Danimarka, İzlanda ve İrlanda gibi ülkelerde iftar sofrasından kalkan Müslümanlar, kısa süre sonra sahur hazırlıklarına başlayacak. Söz konusu bazı ülkelerde oruç süresi yaklaşık 22 saat olacak. Gurbetçilerin yaşadığı Avrupa ülkelerinde de oruç süresi 18 saati buluyor. Fransa, Belçika ve Hollanda'da yaşayan gurbetçiler, Türkiye'nin orucunu en geç açan ili Edirne'den bir saat sonra iftar yapacak. Soydaşların yaşadığı Sofya'da ilk iftar saat 20.59'da, Kırcaali'de 20.48'de, Dobruca'da 20.44'te, Filibe'de 20.52'de, Varna'da 20.43'te yapılacak. Batı Trakya'daki İskeçeli Müslümanlar, saat 20.48'de, Gümülcine'de ise 20.46'de oruç açacak. | |
Aksaray'da 6 katlı apartmanın bodrumundaki elektrik panosunda meydana gelen patlama sonucu çıkan yangında 6’ıncı katta mahsur kalan 6 kişi itfaiye ekiplerince kurtarılırken, dumandan etkilenen 3 kişi de hastaneye kaldırıldı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: AKSARAY'da 6 katlı apartmanın elektrik trafosunda patlamanın ardından binayı dumanlar sardı. 6'ıncı katta mahsur kalan ve dumandan etkilenen 3 kişi, itfaiye merdiveniyle kurtarıldıktan sonra hastaneye kaldırıldı. Olay, akşam saatlerinde Büyük Bölcek Mahallesi 2443 Sokakta bulunan 6 katlı Serttaşlar Apartmanı?nda meydana geldi. Binanın bodrum katındaki elektrik trafosu belirlenemeyen nedenle patladı. Patlamanın ardından en üst kata kadar çıkan elektrik kabloları ve diğer katlardaki trafolar yandı. Binayı da dumanlar kapladı. Durumu fark eden bina sakinleri itfaiyeye haber verdi. Yanan trafolar itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Dumanlar nedeniyle 6'ncı katta mahsur kalan 3 kişi itfaiye merdiveniyle kurtarıldı. Dumandan etkilendikleri içinde ambulansla Aksaray Eğitim ve Uygulama Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor. | |
"Yetenek Sizsiniz Türkiye" yarışmasının favorisi ilüzyonist Aref'i eleyerek birincisi olan Sefa Doğanay'nın ilk röportajı... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: "Yetenek Sizsiniz Türkiye" yarışmasının favorisi ilüzyonist Aref'i eleyerek birinci olan Sefa Doğanay: "Finalde kendimi yenilgiye hazırlamıştım"Milliyet gazetesinden Pelin Çini, "Yetenek Sizsiniz Türkiye"nin birincisi Sefa Doğanay'la ilk röportajı gerçekleştirdi. Sefa samimi, utangaç ve olgun bir çocuk. En önemlisi de çok aklı başında. Daha 18 yaşında olmasına rağmen ne kazandığı ödül, ne durmadan çalan telefonu ne de gelen dizi ve sinema filmi teklifleri başını döndürmemiş. Yolda yürürken üzerine atlayan insanlara da şimdiden alışmış durumda. Tek şikayeti var o da yorgunluk. Toplantılar ve TV kanalları arasında mekik dokumaktan kendine zaman ayıramıyormuş, uyku şu sıralar onun için lüksmüş. Türkiye'nin yeni yeteneği Sefa Doğanay ile yarışmaya katılma hikayesini, finalde Aref ile sahnede kaldığı an hissettiklerini ve bundan sonraki planlarını konuştuk. Taklit yapanlar genelde çocukken evde ailelerini güldürerek bu işe başlar. Siz de öyle miydiniz? Ben kendimi ön plana çıkarmaktan çok hoşlanan bir çocuk değildim. Taklit yapardım ama aile ortamlarında insanları güldürüp ilgi odağı olmazdım. Oyunculuk hayalleri kurduğum ailede bilinirdi. "İleride hobi olarak da olsa bu işi yapacağım" derdim. Nasıl bir aile sizinki? Standart Türk ailesi diyebiliriz. Mutlu ve huzurlu bir çocukluk geçirdim. Trabzon doğumluyum, liseye kadar Samsun'da yaşadım. Babam inşaat sektöründe çalışıyor, annem ev hanımı. Üç kardeşiz, ben en büyükleriyim. TAKLİT YETENEĞİNİN SIRRI Üniversitede işletme okuyorsunuz. Madem oyunculuk hayali kuruyordunuz neden konservatuvara gitmek istemediniz? Lise döneminde psikolojiye merak saldım. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünde okumayı aklıma koydum. O sırada oyunculuk kafamda hep hobi bölümünde duruyordu. Psikolog olmak istiyordum çünkü insanları çok iyi gözlemlediğimi, iyi anladığımı ve kolay çözdüğümü düşünüyorum. Ama ne yazık ki bölümü kazanamadım ve işletmeye girdim. Esasında bu gözlem yeteneği taklidin de temelinde yatan şey. Karşımdaki bir yabancının hareketlerini, mimiklerini kısa sürede hafızama kaydedebiliyorum. İlk sahne tecrübeniz "Yetenek Sizsiniz Türkiye" yarışması mı? İlkokulda ve lisede tiyatro kollarında yer aldım ama bu denli büyük bir tecrübem tabii ki olmadı. Seyircinin karşısında olmayı ve kameraları yarışma ile tanıdım. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz? Birinci sezona katılacaktım ama üniversite sınavına hazırlandığım için zaman bulamadım. İkinci sezonun başlayacağı dönem üniversite için İstanbul'a gelmiştim, koşullar uygundu, katıldım. Aklımda kazanmak da yoktu. İleride çocuklarıma anlatacağım tatlı bir anım olur diyerek girdim. Maksadım şansımı denemek ve belki birkaç kişiye sesimi duyurmaktı. Finalde de "Bu noktaya gelmek benim için büyük bir şok. Hiç beklemiyordum" dediniz... Bunca yıl kendi kendime yaptığım bir şeyleri insanların önünde yapıp da onların beni bu denli seveceğini tahmin edemezdim ki. Finalde de sahneye çıktığımda kaybetmeye kendimi çok hazırlamıştım. Kaybetsem kaderime küsmezdim ama "Bu noktaya kadar gelmişsem bende bir ışık var" der, denemeye devam ederdim. OYUNCULUK YAPMAK İSTİYORUM Telefonlarınız susmuyor. Toplantıdan toplantıya koşuyorsunuz. Bundan sonra ne olacak? Kendinize bir kariyer planı belirlediniz mi? Önceliğim okulum tabii ki. Çok inanılmaz bir teklif gelmediği sürece okul kaydımı dondurmam ve devam ederim. Tabii ki oyunculuk yapmak istiyorum. Televizyon dizisi de olabilir, sinema filmi de. Biraz da endişeliyim tabii. Sonuçta bu çok büyük bir sektör, bir sürü insan parlayıp sönüyor. Ama Acun Ilıcalı'nın bana yol gösteriyor olması kariyerim açısından endişelerimi azaltıyor. Ailem hâlâ Samsun'da, orada kalmaya da devam edecekler. Annem tabii biraz paranoyaklaştı, her dakika arıyor. Haklı kadın, hem İstanbul insanı yutan bir şehir hem tehlikeli bir sektöre balıklama atladım. "Şu an röportaja giriyorum, şimdi çekimim var" diye ona rapor veriyorum. Ama onun bana çok güvendiğini biliyorum. YARIŞMADAN SONRA KIZLARIN İLGİSİ ARTTI * "Kızlar onları güldüren erkekleri sever' lafı doğru. Şu an bir sevgilim yok ama yarışmadan sonra kızların ilgisinde kesin bir artma var. Bundan da hiç şikayetçi değilim." * "Canım sıkıldığında İstiklal Caddesi'nde yürüyüşe çıkıyorum. İnsanların arasına karışmak, o caddeyi baştan sona yürümek beni iyileştiriyor." * "Slow müzik dinlemekten hoşlanıyorum. Arabesk, pop, caz diye de ayırmam. Kulağıma hoş gelen yavaş her parçayı dinlerim." * "Twitter'ı şimdilik kullanmıyorum ama Facebook'ta hesabım var. Oradan yazılanları okuyorum." * "Kazandığım ödül 250 bin TL. Parayı daha almadım, bir süre daha beklemem gerekecek. Alınca da planım kendime bir daire satın almak. Geri kalanla da eğitim masraflarımı karşılarım." * "Erkan Petekkaya, Beren Saat, Nurgül Yeşilçay, Selçuk Yöntem ve Haluk Bilginer'e hayranım. Bir gün onlarla karşılıklı oynayabilmeyi çok isterim." * "Yetenek Sizsiniz Türkiye'nin jürisinin en önemli özelliği pozitif elektrikleri ve doğallıkları. Hülya Avşar, Ali Taran ve Acun Ilıcalı'nın karşısına çıktığınızda heyecanlanmıyorsunuz, aksine rahatlıyorsunuz. Üzerinizde 'Korkacak bir şey yok, yap performansını. Sonuçta bu dünyanın sonu değil' gibisinden bir rahatlama sağlıyorlar." * "En çok Yıldız Tilbe ve Ramiz Dayı taklitlerim beğeniliyor. İnsanlar yolda durdurup 'Yıldız'ı yapsana' diyorlar. Geçenlerde biri de 118'den numaramı bulmuş 'Nihat Doğan'ı yapsana' diye aradı." Ünlüler gibi normal insanları da taklit ediyor musunuz? Ederim arada sırada. Mesela üniversite yurdundaki hizmetli ablamızın taklidini yapardım, tüm yatakhane gülerdi. Bazen arkadaşlarımın da taklitlerini yapıyorum. Onu taklit etmem için birini birkaç kez görmem yeterli. Sesinin olmasa bile hareketlerinin aynısını yaparım. Birinci olmanızın ardından "Taklit yetenek midir?" şeklinde bir tartışma başladı. Kimileri ünlüleri taklit etmenin yetenek olmadığını söylüyor. Bu eleştiriye karşı cevabınız nedir? Bence bu sorunun cevabı içinde gizli: Yüzlerce kişinin katıldığı bir yarışmada Türk milleti beni görmüş ve birinci seçmiş ise taklit bir yetenek değil de nedir? ATA'NIN AÇIKLAMALARINDA ART NİYET YOK Bir de Ata Demirer meselesi var. Demirer sizin hakkınızda Twitter'da "Mesele taklit yapabilmek değil yeğen. Mizah sepetinin içinde taklidin çiçeklerden sadece biri olarak var olmasıdır. Yoksa, her papağan komedyen olurdu!!" dedi. Bu açıklamadan sonra Demirer'in sizi kıskandığı söylendi. Bu konudaki görüşünüz ne? Ata Demirer, Yavuz Seçkin gibi isimler komedi dalında Türkiye'nin önde gelen duayenleri. Benim de örnek aldığım kişiler. Bu işe soyunmamda tabii ki etkileri olmuştur ancak ben taklidin taklidi değilim. Ünlüleri kendi gözlemlerimden yola çıkarak özgün bir biçimde taklit ediyorum. Sevgili Ata Demirer'in açıklamalarında bir art niyet olduğunu da sanmıyorum. Büyüğümdür, bana nasihat vermek istemiş, kırılmadım. Kıskandığını da düşünmüyorum. Sonuçta ben daha yolun başında olan biriyim ve onlardan destek görmem önemli. Mesela yarışmadan sonra Yavuz Seçkin arayıp tebrik etti ardından da Twitter sayfasına "Sefa Allah vergisi yeteneğiyle kazandı" yazdı. Bu beni inanılmaz mutlu etti. "İnsanları güldürmek istiyorum" diyorsunuz. O halde akla Cem Yılmaz geliyor. Yılmaz'ı beğeniyor musunuz? Örnek aldığınız isimler arasında o da var mı? Tabii ki var. Cem Yılmaz bir yıldız, bir güneş bizler de etrafında dönüyoruz desem ona karşı hislerimi anlatmış olurum herhalde. Cem Yılmaz büyük bir isim, çok başarılı bir sanatçı. AREF KENDİ ALANINDA BİRİNCİYDİ "Yetenek Sizsiniz Türkiye" de Aref ile finale kaldınız. O haftalar boyunca yarışmanın favorisiydi. Kazanmasına garanti gözüyle bakılıyordu. Aref'i elemek de sizi şaşırtmış olmalı... Bence son 14'e kalan herkes o yarışmanın birincisi sayılır. Çünkü hepimiz farklı kategorilerdeydik, bir şekilde kıyaslanmamız da mümkün değildi, format gereği bir birinci olması lazımdı. Aref bence kendi alanında yani illüzyonda çok yetenekliydi. Eleme konusunda da inanın o an kim kazanacak hiç bilmiyorduk, ikimiz de heyecan içinde bekledik. Derken ismim açıklandı ve konfetiler tepemden aşağıya dökülmeye başladı. Yarışma sırasında yaptığı numaralar internette açıklandı. "Foyası meydana çıktı" dendi. Sizce oyların düşmesinde bu da etkili olmuş mudur? Olmuşsa da saçma çünkü adı üstünde illüzyon. Hepsinin içinde bir numara, bir göz aldanması var. Yetenek bunu başarılı sunabilmek, seyirciyi inandırabilmek... Aref'te de bu vardı. Aramızda bir rekabet ve düşmanlık da kesinlikle yok. Beni ilk tebrik eden kişi oydu. Kuliste de babası tebrik etti. | |
Suriye'deki gelişmelere ilişkin bir açıklama yapan Rusya, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'yi yeniden vurmaya hazırlandığını açıkladı. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Rusya Savunma Bakanlığı, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'yi yeniden vurmaya hazırlandığını açıkladı. Rusya Savunma Bakanlığı, ABD, İngiltere ve Fransa'yı Suriye hükümet güçlerinin kimyasal silah kullandığı bahanesiyle Suriye'yi yeniden vurma hazırlığı yapmakla suçladı. Bakanlık Sözcüsü İgor Konaşenkov, olası bir operasyonun gündemde olduğu İdlib'deki militanların da sivillere 'kimyasal silahla saldırıp' hükümeti suçlama hazırlığında olduğunu söyledi: İdlib'deki Cisr el Şuğur'da 'kimyasal saldırı' düzenlemek için Tahrir el Şam militanları klorin dolu 8 tankeri, Cisr el Şuğur'un yalnızca birkaç kilometre uzağundaki bir köye konuşlandırdı." Konaşenkov, özel bir İngiliz askeri şirketi olan Olive'in rehberliğinde, zehirli maddeleri kullanabilmek için eğitilen bir grup militanın da İdlib'e vardığını açıkladı. Konaşenkov, ABD'nin 56 kruz füzesi taşıyan USS The Sullivans destroyerini Basra Körfezi'ne, B-1B savaş uçağını da Katar'daki askeri üsse konuşlandırdığını duyurup Suriye'yi yeniden vurmaya hazır oldukları uyarısı yaptı. | |
Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmasında, LG, Sony, Bosch, Anadolu Sigorta, Axa Sigorta, Yurtiçi Kargo, Toyota, BİM, İş Bankası, Halk Bankası ve Ziraat Bankası lider kuruluşlar olarak belirlendi | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma şirketi KA Araştırma Limited tarafından yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi'nde (TMME) 81 vilayette ve 11 bin 479 müşteri görüşmesi neticesinde belirlenen sonuçlar, müşteri memnuniyetinin yeni liderlerini ortaya çıkardı. TMME, 2011 yılı 4. çeyreğinde televizyon, beyaz eşya, sağlık sigortası/kasko, ulusal kargo dağıtımı, binek otomobil, zincir marketler ve bireysel bankacılık sektörleri ölçüldü. Beyaz eşya, bireysel bankacılık ve televizyon sektörlerinde müşteri memnuniyeti artarken, sağlık sigortası/kasko sektöründe memnuniyet azaldı. Ulusal kargo, binek otomobil ve zincir marketler sektörlerinde ise müşteri memnuniyeti bir önceki sene ile aynı seviyeyi korudu. TELEVİZYONDA LG VE SONY Ulusal memnuniyet endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,5 puan artarak 76,3 olarak gerçekleşti. Dayanıklı tüketim ürünleri grubunda teknolojik gelişmelerin lokomotifi olan televizyon sektöründe Uzak Doğu menşeili firmaların kıyasıya rekabette olduğu görüldü. Televizyon sektöründe LG veSony birinciliği paylaşırken, yılın ilk altı ayında ÖTV indirimleri ile canlanan beyaz eşya sektöründe Bosch rakiplerini geride bıraktı. SİGORTA'DA ANADOLU SİGORTA Mali kuruluşlar kategorisinde de firmalar arası rekabetin yoğun olduğu görüldü. Sağlık sigortası/kasko sektöründe Anadolu Sigorta ve Axa Sigorta, bireysel bankacılık sektöründe özel bankalarda İş Bankası, kamu bankalarında ise Halk Bankası ve Ziraat Bankası müşteri memnuniyetinde lider oldular. 2011 yılının 4. çeyreğinde ölçülen diğer sektörlerde ise ulusal kargo dağıtımı sektöründe Yurtiçi Kargo, binek otomobil sektöründe Toyota, zincir marketler sektöründe BİM, TMME'nin en yüksek skorlarını aldılar. Sonuçları değerlendiren KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, ''Ulusal ekonomiye ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına hizmet etmek, ülkemizin yarınlarına katkı sağlamak için toplum ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu model ve hizmetleri geliştirmek en önemli görevlerimizdendir'' dedi. TMME'nin, ortak endeks metodolojisi ile ölçülen sektörlerde, sektör oyuncularının ihtiyacı olan tarafsız ve makro düzeyde veri açığını giderdiğini belirten Doğan, TMME sayesinde tüketicinin, pazarda faaliyet gösteren kuruluşların performanslarını takip etme imkânına ulaştığını kaydetti. Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmasında yedinci yılın tamamlandığını ifade eden Hamdi Doğan, 2011'de 25 sektörde 123 kuruluşun detaylı analizlerinin yapıldığını ve 2011 boyunca toplam 33 bin 782 adet müşteri görüşmesi gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Doğan, Türkiye'de bu kadar geniş kapsamda ve nitelikte tarafsız olarak yürütülen başka bir memnuniyet araştırması olmadığını da bildirdi | |
ABD Başkanı Donald Trump Türkiye'ye yönelik küstahça tehditlerini sürdürürken Beyaz Saray'daki kabine toplantısında, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun ettiği dua ile başlaması dikkati çekti. Pompeo, ''Ey Tanrı, babamız, ey insanın kalbini arayan, samimiyetine ve gerçeğe yaklaşmamıza yardım et" şeklinde dua etti. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da yaptığı kabine toplantısının, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun ettiği dua ile başlaması dikkati çekti. Amerikan medyasının da takip ettiği ve Trump’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantı, Bakan Pompeo’nun duasıyla başladı.Trump, bakanlara teşekkür ettikten sonra, "Toplantıya Pompeo'nun duasıyla başlayacağız." diyerek sözü Dışişleri Bakanına bıraktı. ASKERDE OKUDUĞU DUAYI DİLLENDİRDİ: Pompeo ise "Askerlik günlerinde sıkça okuduğu bir duayı okuyarak toplantıya başlamak istediğini" belirtti. ABD YÖNETİMİNDE EVANJELİK HAKİMİYETİ: ABD Başkanı Trump dindar biri olarak bilinmese de başta Başkan Yardımcısı Evanjelik Mike Pence olmak üzere kabinedeki bazı isimlerin dini ritüellerini medyanın önünde de yapmaları kamuoyunun dikkatini çekiyor. | |
Survivor'da kendini 'adanın kralı' ilan eden Nihat Doğan, yarışmanın dün akşam yayınlanan bölümünde korku dolu anlar yaşadı | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: . Köpekbalıklarıyla dolu havuzda korkutan titreyen Nihat, bakın havuzdan nasıl kaçtı. Show TV ekranlarında, Acun Ilıcalı'nın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği; şartların her hafta daha da zorlaşacağı "Survivor Ünlüler-Gönüllüler" devam ediyor. Adada düzenlenen oyunlarda Ünlüler-Gönüllüler arasındaki rekabet giderek büyüyor. Ünlüler-Gönüllüler adaları birleştikten sonra rekabet giderek büyüyor. Bu hafta yapılan dokunulmazlık oyununu Taner kazandı. Oyunu kazanan Taner, dokunulmazlık kolyesini Özge Ulusoy'a verdi. Yapılan oylama sonucunda ise Derya Büyükuncu ve Tefik sms oylamasına kalan iki isim oldu. DEV AKVARYUM "OCEAN WORLD"DE KÖPEK BALIKLARIYLA YÜZDÜLER Düzenlenen yarışmalarda verilen sürpriz hediyeler yarışmacıları heyecanlandırmaya devam ediyor. Adalar birleştikten sonra karışık gruplar halinde yarışan Ünlüler ve Gönüllüler, bireysel başarılara ağırlık verdi. Ödülün Dominik Cumhuriyeti'nin en büyük akvaryumu olan 'Ocean World'de köpek balıkları ve yunuslarla aynı suya girmek olduğunu duyan yarışmacılar bu deneyimi yaşayabilmek için hırsla yarıştı. Kaygan zemin üzerinde asılı olan topları alan yarışmacılar rakiplerinden hızlı bir şekilde ellerindeki topları potaya sokmaya çalıştı. Yarışmayı en hızlı tamamlayan Nihat Doğan, beraberinde Tefik ve Özge Ulusoy'u da alarak kendilerini bekleyen helikopterle 'Ocean World' e gitti. NİHAT DOĞAN'IN KÖPEK BALIĞI KORKUSU Dev akvaryumun içerisine giren Nihat Doğan, Tefik ve Özge Ulusoy, unutulmaz anlar yaşadı. Eğitmenler eşliğinde vatos ve köpek balıklarının yanına yanaşmaya çalışan Nihat Doğan, korku dolu anlar yaşadı. Vatos'ların vücuduna deymesinden korkan Nihat Doğan, çığlıklar atarak sudan çıkmaya çalıştı. Her seferinde Tefik'in yakalayarak tekrar havuza soktuğu Nihat Doğan, en sonunda bir yol bularak havuzun duvarından dışarı kaçmayı başardı. DOKUNULMAZLIK OYUNU Sona gelindikçe heyecan da tırmanmaya devam ediyor. Düzenlenen dokunulmazlık oyunları ise adadaki heyecanı giderek tırmandırıyor. Bu hafta düzenlenen dokunulmazlık oyununda, deniz üzerinde kurulu olan platforma çıkan yarışmacılar kütüklerin üzerinde denize düşmeden bitiş noktasına ilerlemeye çalıştı. Bitiş noktasına en hızlı ulaşan Taner, dokunulmazlık kupasını alarak yarışmayı galip tamamladı. ADA KONSEYİ TOPLANDI Düzenlenen dokunulmazlık oyununu kazanan Taner, Özge Ulusoy'u koruma altına aldı. Kalan yarışmacılar arasında yapılan oylamada ise Derya Büyükuncu sms oylamasına kalan ilk isim oldu. Kurallar gereği Derya Büyükuncu'da Tefik'in ismini söyleyerek sms oylamasına Tefik ile birlikte gitme kararı aldı. | |
Kars'ın Digor ilçesi Dağpınar beldesi belediye başkanı BDP'li Ayhan Erkmen tutuklandı | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Kars'ın Digor İlçesi'ne bağlı Dağpınar Beldesi Belediye Başkanı BDP'li Ayhan Erkmen, 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan Erzurum'da tutuklandı. İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler tarafından dün Kars kent merkezinde Cumhuriyet Caddesi'ndeki Avşin Apartmanı'ndaki dairesi ile Dağpınar Beldesindeki evi ile makamı aranan Belediye Başkanı Ayhan Erken, gözaltına alındı. Yaklaşık 7 saat süren aramalarda bazı belgelere el konulurken Erzurum'a getirilen Belediye Başkanı Erken, bugün Erzurum Adliyesi'nde Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından sorgulandı. Başkan Ayhan Erkmen, tutuklanma istemiyle Erzurum Özel Yetkili 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Mahkeme tarafından 'terör örgütüne üye olmak'tan tutuklanan Erkmen, Erzurum E Tipi Cezaevi'ne götürüldü. | |
Geçtiğimiz gün Hidayet Karaca ve Ekrem Dumanlı'nın savcılıktaki ifadelerini okurken aklıma bu dava geldi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Sanık tecavüzden yargılanmaktadır. Avukatı, savunma yapacak yer bulamayınca kendisine duruşma sırasında ne sorulsa sorulsun cevap vermemesini, duymamazlıktan gelmesni tembihler. Sanık sorulan sorulara cevap vermez. Bunun üzerine avukatı söz alır ve tarihi savunmayı yapar: "Müvekkilim olay sırasında mağdurenin çığlıkları sebebiyle geçici duyma problemi yaşamaktadır" der. Sanık bu savunma üzerine yok sayılacak bir cezaya çarptırılır. Dershane tartışması sonrası 17/25 Aralık darbe planına imza atan Gülen Grubu'na bağlı yayın organlarının başındaki bu iki isim de tıpkı uyanık avukat gibi aynı savunmayı yapıyor: "Biz sadece yolsuzlukları dile getirdik diye hükümet özgür basını susturmaya çalışıyor!" Ta başından beri söylüyorum. Bir Allah'ın kulu yolsuzluk yapılmadığını söylemiyor. Yolsuzlukla suçlanan bakanlardan bazılarının, masum olduğuna inanmayanlar çoğunlukta... Herkesin itiraz ettiği konu, paralel yapının "Yolsuzluk yapılıyor" bahanesinin arkasına sığınarak yargı cuntasını harekete geçirip darbe yapmaya çalışması... Ekrem Dumanlı'nın mahkemede yaptığı savunma ilkokul çocuklarına masal tadında. Fethullah Gülen'in Zaman gazetesiyle sohbetlerinin yayınlanması dışında bir bağının olmadığını söylüyor. Utanmasa, "Fethullah Gülen mi? O da kim?" diyecek! E işi kolay değil tabi... Gerçeği olduğu gibi anlatsa, Gülen'in direktifleri doğrultusunda atılan manşetler olduğunu söylese Hidayet Karaca gibi hapsi boylayacaktı. Hakim karşısındaki ifadesinde "Fethullah Gülen" demekle yetinirken, adliye kapısında biriken kalabalığa, "Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi" demesi bundan işte... Dumanlı'nın gözaltına alındığı günden bu yana sergilediği tavrı hepimiz yadırgamıştık. Düne kadar hep ağır abi rolünde gördüğümüz Dumanlı'nın gözaltındayken ergen eylemci ağzıyla attığı sloganlara ve serbest kaldıktan sonra adliye önünde toplanan kesime yaptığı hararetli konuşmaya anlam verememiştik. Kimsenin aklına gelmeyeni eski cemaatçi Latif Erdoğan açıkladı. Hesap o ki, İdris Bal ve İdris Naim Şahin'in kurduğu hülle partileri yakında birleşecek ve Ekrem Dumanlı bu birleşmeden doğacak yeni partinin başına geçecek! Gürlemesi, "Ey Erdoğan" demesi de bundanmış meğer... Boşuna, "Cemaat siyasi parti kurmaz" demeyin. Düne kadar, "Ne olursa olsun sokağa inmez" dediğimiz cemaat sokağa indiğine göre, siyasi parti kurmaları da yakındır. Kaldı ki en doğrusu da budur. Bir cemaatin kumpaslar, iftiralar ve darbelerle iktidarı devirmeye çalışmasındansa, partileşmesi en doğru yöntem olur. Terör örgütü olmaktansa, siyasi örgüt olmak daha iyi! "Böyle bir parti halkın gönlüne girebilir mi?" diye soruyorsanız, cevabını vereyim. Bu yapıya karşı olup Erdoğan'a oy veren yüzde 52'lik kesim sizi yanıltmasın. Seçmen sayısını yüzdeye vurduğunuzda yüzde 97'lik bir kesimin bu yapıdan tiksindiği inkar edilemez bir gerçek. Bugüne kadar bir infaz timi gibi davranan cemaat medyasının, "Özgür basın susturuluyor, sessiz kalmayın. Gelin bu ayıbı birlikte temizleyelim" çağrısına gelince... Erdoğan'a öfke duyan bazı kesimlerin bu çağrıya destek veriyor gibi görünmesine aldanmayın. Bu olay neye benzeyor biliyor musunuz? Kars Adliyesi'nde Ağır Ceza'nın Azeri kökenli reisi davanın sonunda kararı okur: "Oy balam, sana beş yıl ağır hapis cezası verdik." Sanık şaşkınlıkla sorar; "Ee, balam şimdi ben ne yapacam?" Reis yine Azeri lehçesiyle sanığa cevap verir: "Şimdi temyiz eylersin" Başkanın ne demek istediğini tam olarak anlayamayan sanık, Azeri şivesiyle cevap verir: "Ben ne temizleyecem? Sen nasıl pislettiysen öyle temizle." Cemaate destek veriyormuş gibi görünenler de bir süre sonra, "Biz niye temizleyelim. Siz pislettiniz, siz temizleyin" diyecek. | |
190 kişilik katılımla Diyarbakır’a giden İzmir heyetinin temasları sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve beraberindeki... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: 190 kişilik katılımla Diyarbakır’a giden İzmir heyetinin temasları sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve beraberindeki heyet, kısa bir kent turunun ardından Diyarbakır Valiliği’ni ziyaret etti. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak kente giden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu öncülüğündeki heyetin ilk durağı, Diyarbakır Valiliği oldu. Ziyaret öncesi Başkan Kocaoğlu ve beraberindeki heyet, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile birlikte Sur ilçesindeki Gazi Caddesi’nde kısa bir gezinti yaptı. Vatandaşların yakın ilgi gösterdiği iki başkan, yol boyunca halkla selamlaştı. Heyete Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş da eşlik etti. Ev sahibi Osman Baydemir, gezinti sırasında turistik eşya satıcısından aldığı tespihi Başkan Kocaoğlu’na hediye etti. “YEREL YÖNETİMLER VE HALKLAR BİRBİRİNİ TANIMALI” İzmir’e atanan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, konuklarını makamının girişinde karşıladı. Başkan Kocaoğlu, Vali Toprak’a, "Sizi almaya geldik Sayın Valim" dedi. Başkan Kocaoğlu ve beraberindekilere “Hoş geldiniz” diyen Vali Mustafa Toprak ise, “Ziyaretiniz bizi onurlandırdı. Çok teşekkür ediyorum. Bir ve beraber olduğumuzun anlaşılması için bu tür ziyaretler gerekiyor” ifadesini kullandı. Kocaoğlu, makamda gerçekleşen ziyaret sırasında, Diyarbakır’a uzun süredir gelmek istediklerini belirterek, “Bizim inancımıza göre yerel yönetimlerin, halkların birbirlerini tanıması, kaynaşması; sosyal, kültürel, ekonomik hayatı paylaşması, kalıcı barışın olmazsa olmazlarından. Bu ziyareti de bu yüzden gerçekleştirdik” dedi. Ziyaret anısına Vali Toprak’a İzmir Saat Kulesi motifli bir plaket hediye eden Aziz Kocaoğlu, “İzmir’deki makamınızdan baktıkça kentimizin simgesi olan bu Saat Kulesi’ni göreceksiniz” diye konuştu. Başkan Kocaoğlu ayrıca, bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışma olan Kent Arşivi ve Müzesi’nin hazırladığı İzmir Kent Ansiklopedisi’ni, hediye olarak Vali Toprak’a sundu. Toprak da Başkan Kocaoğlu’na, Diyarbakır’a özgü bakır işlemeli kahve seti hediye etti. “EXPO’DA İSTEDİĞİMİZ SONUCU ALACAĞIMIZA İNANIYORUM” Makamındaki ziyaretin ardından Vali Toprak, heyetin tamamını Diyarbakır Devlet Tiyatrosu Salonu’nda ağırladı. Burada yaptığı konuşmada İzmir’in EXPO 2020 adaylığından bahseden Toprak, “Çok az zaman kaldı. Tüm Yürütme ve Yönlendirme Kurulu üyeleri, onu sarmalayan dinamiklerle birlikte hedeflediğimiz güzel sonucu alacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu. Ziyaretten duyduğu mutluluğu da ifade eden Diyarbakır Valisi Toprak, şunları kaydetti: “Sizin bu kadim kente ziyaretiniz, teşrifiniz apayrı bir anlam taşıyor. Bütünleşme adına olumlu sonuçların olacağına inanıyoruz. Birbirimizi dinlemeli ve anlamalıyız. Aileler içinde bile bazen birbirimizi dinlemediğimiz, geçiştirdiğimiz için kırgınlıklar olabilir. Yurt sathında her birey bu eksiklerin giderilmesi için çaba göstermeli. Bu bizim sevgi borcumuzdur. Bu ziyaret aralanan kapıyı daha da açtı. İnsanların gözünün içi gülüyor.” İzmir heyetinin Diyarbakır kentine gerçekleştirdiği ziyaret programına, yerel basın da yoğun ilgi gösteriyor. (İHA) | |
7000 şubesi ile Türkiye'nin en büyük market zinciri olan A101 27 Eylül aktüel indirim kataloğu fırsatları şimdiden sosyal medyanın konusu oldu bile. Peki A101 27 Eylül broşüründe neler var ürün fiyat incelemedi haberimizde. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: A101 katalog fırsatları yine çok konuşulacak ürünlerle dolu. A101 27 Eylül aktüel kataloğu bu haftada da gıdadan, tekstile, küçük ev eşyalarına kadar birçok fırsatla dolu. Okul alışverişlerinde de velilerin dostu olan A101 kataloğunda bu haftanın yıldız ürünü Toshiba 49L2863DAT Full HD Smart LED TV ve Samsung Galaxy J7 Duo cep telefonu oldu. | |
Canlı yayında karşı karşıya gelen 2 MHP'li isim, kongre süreci üzerinden sert bir tartışmaya girdi. | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: MHP'de muhalifleri destekleyen Yılma Durak ile, Devlet Bahçeli'yi destekleyen Cemal Enginyurt, Habertürk canlı yayınında Veyis Ateş'in canlı yayın konuğu oldu. iki MHP'li arasında sert tartışmalar yaşandı. Cemal Enginyurt'un Yılma Durak'ı yalancılıkla suçlamasından sonra ortam iyice gerildi. Durak, Enginyurt'a "Sen adam mısın" dedi. Tartışmanın iyice alevlenmesinden sonra reklama gidildi. Reklam sonrası Yılma Durak'ın yayını terk ettiği görüldü. | |
Sakarya’da uyuşturucu baskınında yakalanan kişi, evlenmek için bu işi yaptığını söyledi.<br/>Sakarya polisi aldığı bir ihbar üzerine, S.T.’n... | Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster.
Metin: Sakarya’da uyuşturucu baskınında yakalanan kişi, evlenmek için bu işi yaptığını söyledi. Sakarya polisi aldığı bir ihbar üzerine, S.T.’nin Serdivan’daki ikametine baskın düzenledi. Yapılan operasyonda kullanıma hazır 5 kilo toz esrar ile birlikte uyuşturucuyu tartmak için hassas terazi, çok sayıda küçük ebatta kilitli poşet ve 15 bin TL para ele geçirildi. S.T.’nin emniyette alınan ifadesinde uyuşturucu satışını evlenebilmek için yaptığını söylediği öğrenilirken, S.T. Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çıkarıldığı doktor kontrolü sonrası adliyeye sevk edildi. (İHA) |
Subsets and Splits