anchor
stringlengths 1
961
| positive
stringlengths 2
845
|
---|---|
"[Tedbirlerin] uygulanmasıyla ilgili hiçbir sorun yoktur; biz, yasalara ve anayasaya uygunluğun garantörleriyiz." diyen rektör, yine de karşıtların ortaya attığı "anayasaya uygunluk argümanına" işaret etti.
|
"There is no question whatsoever of the [measures')] implementation; we are guarantors of legality and constitutionality," he added, while nevertheless noting the "constitutionality argument" that opponents have raised.
|
Mylopoulos, üniversitenin "sığınma rejiminin" eşsiz olduğu yönündeki yüksek sesli eleştirileri de reddetti.
|
He also dismissed vociferous criticism that the university "asylum regime" is unique.
|
Tanınmış mimar/kent planlamacısı ve yerel British Graduates Society'nin başkanı Vassilis Zotos, buna katılmıyor ve sistemi eleştiriyor.
|
Vassilis Zotos, a noted architect/town planner and president of the local British Graduates Society, disagrees and criticises the system.
|
Zotos, "Ne yazık ki, bu ülkede yüksek öğrenimi iyileştirme ve değiştirmenin tek yolu, üniversiteleri beş yıl kapatıp tekrar açmak, bu arada da yabancı üniversitelerin yan kuruluşlar işletmelerine izin vermektir." dedi.
|
"Unfortunately, the only way to improve and change higher education in this country is to close universities for five years and then reopen them; while then allowing foreign universities to operate affiliates."
|
SETimes'a konuşan Zotos, 40 yıldan uzun süre önce Londra'dan döndüğünden beri Yunan üniversitelerindeki hocalık pozisyonlarından uzak durduğunu söyledi.
|
He told SETimes that he has steered clear of teaching positions in Greek universities since his return from London more than 40 years ago.
|
Öğretim üyeleri sendikalarının mevcut eleştirileri hakkında ise Zotos, "Şu anda dünyada 65 bin Yunan üniversite öğrencisi bulunuyor ve bunların çoğu da görevdeki hükümetin kurmak istediği sistemlere kayıtlı durumda, yine de buradaki akademik camianın büyük kısmı buna karşı çıkıyor ... halkın çoğunluğu mantıklı ve sağduyu sahibi insanlardan oluşmasına karşın biz bir azınlık tarafından yönetiliyoruz; aynı [durum] üniversitelerde de mevcut." dedi.
|
As for current criticism by professors' unions, he says, "There are 65,000 Greek college students around the world at present, and most are enrolled in systems that the current government wants to institute, yet most of the academic community here is against it … the majority of the people in the country are reasonable and commonsensical, but we're governed by a minority; the same [situation] exists in the universities."
|
1980'lerin başlarında dönemin yeni seçilmiş sosyalist hükümeti tarafından geçirilmiş "sığınma yasasının" kaldırılmasının dışında, diğer reformlar arasında öğrenci seçimlerinde parti eğilimli oy pusulalarının kaldırılması, parti eğilimli öğrenci gruplarının nüfuzunu azaltmak için rektör seçimlerindeki değişiklikler, öğrencilere her sömestr kayıt yaptırma zorunluluğu, diploma alma süresine getirilen sınırlamalar, müfredat programlarının değerlendirilmesi ve belgelendirilmesi, ders kitapları ve ders notlarının İnternet ortamında yayınlanması ve birleştirilmiş bir lisansüstü öğrenim okulu kurulması yer alıyor.
|
Besides doing away with the early 1980s "asylum law" -- passed by a newly elected socialist government at the time -- other reforms include the elimination of party-affiliated ballots in student elections; changes in rectors' elections to reduce influence by party-affiliated student groups; obligatory registration by students every semester; limits on the time it takes to earn a degree; evaluation and certification of course studies; on-line publishing of textbooks and lecture notes, and establishment of a unified post-graduate studies school.
|
Diamantopoulou'ya göre, çerçeve yasası safhalar halinde uygulanacak.
|
The framework law would be implemented in stages, according to Diamantopoulou.
|
İlk safha, bugünden itibaren bir yıl içinde tamamlanacak.
|
The first will be completed a year from now.
|
Balkanlar'da uyuşturucuyla mücadele beşlisi mi?
|
An anti-drug quintet in the Balkans?
|
Rusya, uyuşturucu kaçakçılığının önünü kesmek için dört Balkan ülkesiyle -Arnavutluk, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan- ortaklık arayışında.
|
Russia is seeking to partner with four Balkan countries -- Albania, Macedonia, Montenegro and Serbia – in an effort to cut off narcotics trafficking.
|
Southeast European Times için Tiran'dan Linda Karadaku'nun haberi -- 06/09/11
|
By Linda Karadaku for Southeast European Times in Tirana -- 06/09/11
|
Rusya'nın uyuşturucu denetleme dairesi başkanına göre, Balkanlar'daki uyuşturucu kaçakçıları eroinden yılda milyarlarca dolar kazanç elde ediyorlar. [Reuters]
|
Heroin earns traffickers in the Balkans hundreds of billions of dollars a year, according to the chief of Russia's drug control agency. [Reuters]
|
Arnavutluk ve Rusya arasında 26 Ağustos Cuma günü, uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadelede işbirliği öngören bir anlaşma imzanladı.
|
Albania and Russia signed an agreement Friday (August 26th) to co-operate in the fight against drug smugglers.
|
Analistler, bu gelişmenin Moskova'nın uyuşturucuyla mücadele konusunda bölgede lider rol oynama niyetinin son işareti olduğu görüşündeler.
|
The move, analysts say, is the latest indication that Moscow intends to play a leading role in the region when it comes to the issue of combating narcotics.
|
SETimes'a konuşan eski Arnavut diplomat Genc Mlloja, "Rusya'nın bu girişimde baş keman olma amacı bellidir." dedi.
|
"The Russian attempt to be first violin in this initiative is evident," former Albanian diplomat Genc Mlloja told SETimes.
|
Anlaşma, Arnavutluk İçişleri Bakanı Buyar Nişani ile Rusya'nın Federal Uyuşturucu Denetleme Dairesi başkanı Victor Ivanov arasında imzalandı.
|
It was Albanian Interior Minister Bujar Nishani who inked the deal together with the head of Russia's Federal Drug Control Service, Victor Ivanov.
|
İki yetkili, uyuşturucu ve kaçakçıların sağlık ve güvenliğe oluşturduğu tehdide işaret etti.
|
The two officials cited health and security risks posed by drugs and traffickers.
|
Moskova, Sırbistan ve Makedonya ile de benzer anlaşmalar imzalamış bulunuyor.
|
Moscow has already signed similar drug-fighting agreements with Serbia and Macedonia.
|
Voice of Russia'nın yakın tarihli bir haberinde, ülkenin Kosova'dan geçen uyuşturucu güzergahlarını kesmek için beş ülkeden -Arnavutluk, Makedonya, Karadağ, Rusya ve Sırbistan- oluşan uluslararası bir "beşli" oluşturmak istediği bildirildi.
|
A recent Voice of Russia report said the country is seeking to form an international "quintet" of five countries – Albania, Macedonia, Montenegro, Russia and Serbia – that would act together in order to cut off drug routes going through Kosovo.
|
Haberde, "Beşlinin ortak eylemlerine cömert bir istihbarat paylaşımıyla yardım edilecek.
|
"Joint action by the quintet would be aided by generous intelligence sharing.
|
Örneğin Rusya, Afganistan'daki Amerikalı ve Afgan kaynaklardan gelen geniş bir uyuşturucu istihbaratına sahip bulunuyor.
|
Russia, for instance, possesses vast drug intelligence from American and Afghan sources in Afghanistan.
|
Girişime bugüne kadar gelen tepkiler, önerilen cephenin Ocak ayından önce kurulabileceği yönündeki umutları artırır nitelikte." deniyor.
|
The reaction to the initiative so far gives rise to hopes that the proposed front can be in place before January," the report added.
|
Girişimle ilgili potansiyel olarak sarsıcı rakamlar söz konusu.
|
The stakes are potentially staggering.
|
Ivanov Arnavut makamlarına, Avrupalı ülkelerin eroin kaçakçılığına karşı kararlı tedbirler alamamaları halinde, suç örgütlerinin eline yılda 500 milyar dolar kadar para geçebileceğini söyledi.
|
Ivanov told Albanian authorities that if European countries fail to take decisive measures against heroin trafficking, criminal groups will make as much as $500 billion per year.
|
Ivanov, "Arnavutluk bu trafiğin sonuçlarını hisseden ilk ülkelerden birisi, zira Türkiye, Bulgaristan, Makedonya ve diğer Akdeniz ülkelerinden geçen bilinen koridor, Arnavutluk'u bu trafikle karşılaşan ilk ülkelerden birisi haline getiriyor." diye de ekledi.
|
Albania "is one of the first countries that feels the consequences of this traffic, because the known corridor along Turkey, Bulgaria, Macedonia and other Mediterranean countries makes Albania one of the first countries that encounters this traffic", Ivanov added.
|
Mlloja, uyuşturucuyla mücadele konulu bu anlaşmanın, başta ülke uluslararası raporlarda sınırları "delinebilen" bir ülke olarak geçmeye devam ettiği için, Arnavutluk için "bir artı" olduğunu söyledi.
|
Mlloja said this agreement on fighting drugs "is a plus" for Albania, especially as it remains described in international reports as a country with "penetrable" borders.
|
"Priştine makamları, uyuşturucuya karşı tavizsiz bir mücadele ortaya koymadaki hazırlık ve kararlılıklarını her fırsatta dile getirmiştir." diyen Mlloja, bu makamların bunları Ivanov'a da söylediklerini de ekledi.
|
"Pristina authorities have always expressed their readiness and determination for an un-compromised fight against narco-trafficking," Mlloja says, adding that these authorities could said as much to Ivanov himself.
|
Ancak Ivanov bu geziye Priştine'yi katmadı.
|
But Ivanov excluded Pristina from his tour.
|
Arnavut televizyonu Alsat tarafından aktarılan sözlerinde Ivanov, "Avrupa ve Rusya'yı besleyen yaklaşık 375 uyuşturucu karteli bulunuyor.
|
"There are about 375 drugs cartels that supply Europe and Russia.
|
Bunların her birinin kendi logosu ve damgası var.
|
Each of them has its own logo and stamp.
|
Arnavutluk'u, Avrupa ülkelerine giden uyuşturucunun bir geçiş ülkesi olarak görüyoruz.
|
We see Albania as a transit country of drugs towards the European countries.
|
Rusya Kosova'nın bağımsızlığını tanımadı, ancak ortak teşkilatlardan alınan verilere göre, orada bir miktar uyuşturucu hazırlığı yapılıyor ve bu maddeler daha sonra kısımlara bölünüp satılıyor." dedi.
|
Russia has not recognised Kosovo independence, but according to data from the partner services, there is some preparation of narcotics there, which is later divided into portions and sold," Albanian TV Alsat quoted Ivanov as saying.
|
Söz konusu işbirliği bilgi alışverişi, suç örgütlerine saldırılar planlama ve ilgili dairelerin ortak çalışmasının koordinasyonunu kapsayacak.
|
Co-operation will include exchanges of information, planning attacks on criminal groups, and co-ordinating the joint work of respective agencies.
|
AB terörle mücadele şefi: El Kaide zayıfladı, fakat tehditler sürüyor
|
EU counterterrorism chief: al-Qaeda weakened, but threats remain
|
Usame bin Ladin'in ölümü ve diğer önemli el Kaide operatiflerinin ortadan kaldırılması örgütü zayıflatmasına karşın, tehditler devam ediyor.
|
Osama bin Laden's death and the elimination of other key al-Qaeda operatives have weakened the organization, but threats remain.
|
(The Irish Times - 06/09/11; AFP, Reuters, AP, New York Times, RTE, Global Post, CNN, Europolitics, Xinhua - 05/09/11)
|
(The Irish Times - 06/09/11; AFP, Reuters, AP, New York Times, RTE, Global Post, CNN, Europolitics, Xinhua - 05/09/11)
|
Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerine, 11 Eylül 2001'de kaçırılan yolcu uçakları çarpmıştı. [Reuters]
|
The towers of the World Trade Center were struck by hijacked commercial airplanes on September 11th 2001. [Reuters]
|
AB'nin terörle mücadele koordinatörü Gilles de Kerchove 5 Eylül Pazartesi günü yaptığı açıklamada, bugün ABD'dekine benzer terör saldırılarının gerçekleşme olasılığının düşük olduğunu söyledi.
|
Terrorist attacks similar to those in the United States a decade ago are unlikely today, the EU's counterterrorism coordinator Gilles de Kerchove said on Monday (September 5th).
|
Ancak de Kerchove, El Kaide ve bu tür örgütlerle mücadelede hala risklerle karşılaşıldığını belirterek, terörist grupların Arap Baharı sonrasında yaşanan otorite boşluklarından faydalanma olasılığını bunlara örnek gösteriyor.
|
But the fight against al-Qaeda and organisations of this type still faces risks, he warned, citing the possibility of terrorist groups taking advantage of power vacuums in the wake of the Arab Spring revolts as one.
|
ABD'de yaşanan 11 Eylül 2001 saldırılarının 10. yıldönümü münasebetiyle Brüksel'de düzenlenen bir basın toplantısında konuşan de Kerchove, "Bugün, 11 Eylül ölçeğinde ve özelliklerinde bir saldırı düzenlenmesi artık mümkün değil." diyerek şöyle devam etti: "Peki bu tehditten tamamen kurtulduğumuz anlamına mı geliyor?
|
"Today an attack of the scale and sophistication of 9/11 is no longer possible," de Kerchove said at a news conference in Brussels marking the 10th anniversary of the September 11th 2001 attacks in the United States. "Does it mean that we're completely out of the threat?
|
Muhtemelen hayır."
|
Probably not."
|
AB yetkilisine göre El Kaide'nin, lideri Usame bin Ladin'in Mayıs ayı başlarında öldürülmesi ve ağın diğer üst düzey üyelerinin ortadan kaldırılması ve karşı karşıya olduğuna inanılan maddi sorunlar yüzünden önemli ölçüde zayıfladığına inanılıyor.
|
Al-Qaeda has been significantly weakened by the killing of its leader, Osama bin Laden, in early May, the elimination of other senior members of the network and the financial problems it is believed to be facing, according to the EU official.
|
Belçikalı bir akademisyen ve eski hükümet yetkilisi olan de Kerchove, Afganistan'da NATO liderliğinde yürütülen savaş ve 11 Eylül saldırıları sonrasında güçlenen uluslararası işbirliğinin de buna katkı sağladığını söyledi.
|
The NATO-led war in Afghanistan and the reinforced international co-operation in the wake of the 9/11 attacks also contributed to this, de Kerchove, a Belgian academic and former government official, said.
|
Reuters tarafından aktarıldığına göre Brüksel'de basın mensuplarına konuşan yetkili, "Bugün, dahili anlamda on yıl öncesine kıyasla çok daha iyi donanımlı durumdayız." diyerek şöyle devam etti: "Bu, bütün planları, bütün saldırıları önleyeceğimiz anlamına gelmiyor, fakat terörizmi önleme, soruşturma ve kovuşturmada ve terör saldırılarının sonucunu en aza indirgemede çok daha verimli olmaya çalışacağız."
|
"Internally we are much better equipped today than we were ten years ago," Reuters quoted him as telling reporters in Brussels. "That does not mean we will prevent all the plots, all the attacks, but we'll try to be more efficient in preventing, in investigating and prosecuting terrorism and in minimising the consequence of the terrorist attack."
|
Bir zamanlar heybetli olan örgüte indirilen yeni bir darbenin haberi yine Pazartesi günü Pakistan'dan gelirken, ülke silahlı kuvvetleri ülkenin güneybatısındaki Ketta kentinde üç üst düzey el Kaide operatifinin yakalandığını duyurdu.
|
News of a new blow to the once mighty organisation came from Pakistan also on Monday, when the country's military announced the capture of three high-ranking al-Qaeda operatives in the southwestern city of Quetta.
|
CIA ile işbirliği içinde çalışan Pakistanlı ajanlar tarafından tutuklananlar arasında , başlıca sorumluluğu Batılı ülkelerin dünya üzerindeki çıkarlarına yönelik saldırıları planlamak olan Younis el Moritani de yer alıyor.
|
Among those detained by Pakistani agents, working in co-operation with the CIA, was Younis al-Mauritani, whose main responsibility was to plan attacks against Western countries' interests across the globe.
|
Pakistan ordusundan yapılan ve Global Post gazetesi tarafından aktarılan açıklamada, "El Moritani, Usame bin Ladin tarafından bizzat Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Avustralya'daki ekonomik öneme sahip hedefleri vurmaya yoğunlaşmakla görevlendirilmişti." ifadesi yer alıyor.
|
"Al-Mauritani was tasked personally by Osama bin Laden to focus on hitting targets of economical importance in United States of America, Europe and Australia," the Boston-based Global Post quoted the Pakistani military as saying in a statement.
|
"Petrol/doğal gaz boru hatları, enerji üreten barajları hedef almayı ve uluslararası sularda patlayıcı yüklü sürat tekneleriyle gemileri/petrol tankerlerini vurmayı planlıyordu."
|
"He was planning to target United States economic interests including gas/oil pipelines, power generating dams and strike ships/oil tankers through explosive-laden speed boats in international waters."
|
Pazartesi günü konuşan de Kerchove, El Kaide'nin 11 Eylül saldırılarına benzer saldırılar düzenleme kapasitesine artık sahip olmasa da, ufak çaplı "fırsatçı" eylemleri hala gerçekleştirebileceğini belirtti.
|
Although al-Qaeda no longer has the capacity to stage attacks similar in scope to the 9/11 ones, it is still able to carry out small-scale "opportunistic" actions, de Kerchove said on Monday.
|
Brüksel'de basın mensuplarına verdiği demeçte yetkili, bugün dünyanın karşı karşıya olduğu terör tehdidinin "çok daha karmaşık ve çok daha çeşitli" hale geldiğini kaydetti.
|
The terrorist threat the world faces today has become "much more complex and much more diversified," he told reporters in Brussels.
|
AB terörle mücadele koordinatörü, Libya'da yaşanan güvenlik boşluğunun el Kaide'nin Kuzey Afrika koluna yağma yoluyla yerden havaya füzeler de dahil olmak üzere silahlarını artırma olanağı sağlamış olabileceği, bunun da hava yoluyla seyahati tehlikeye attığı yönündeki kaygılarını dile getirdi.
|
The EU counter-terrorism co-ordinator voiced concern that the current security vacuum in Libya might have allowed members of al-Qaeda's North African branch to increase their arms arsenal by looting, including of surface-to-air missiles, potentially endangering air travel.
|
De Kerchove, "Küçük silahlar ve makineli silahlar veya son derece tehlikeli olan yerden havaya füzeler de dahil olmak üzere, silahlara erişim olanağına sahip olma olasılıkları vardı." dedi.
|
"They have had the possibility to have had access to weapons, including small arms and machine guns, or certain surface-to-air missiles which are extremely dangerous," de Kerchove said.
|
AFP'nin haberine göre koordinatörün bir diğer endişesi de, Tunus ve Mısır'ı bu yılın başlarında sallayan hükümet karşıtı gösteriler sonrasında "bu iki ülkedeki güvenlik teşkilatılarının dağılması" idi.
|
Another issue of concern for him, according to the AFP, was "the dismantling of the security services in Tunisia and Egypt" in the wake of the anti-government protests that shook the two countries earlier this year.
|
"Güvenlik boşluğunuz olamaz." diyen de Kerchove, bu tür ülkelerdeki geçiş sürecine yardım etme çağrısında bulundu.
|
"You cannot have a security vacuum," de Kerchove said, urging to help the process of transition in such countries.
|
NATO Zirvesi İstanbul'da Sona Erdi
|
NATO Summit Wraps Up in Istanbul
|
İstanbul'daki iki günlük NATO zirvesinde varılan kilit anlaşmalar arasında, Irak güvenlik güçleri için bir eğitim programı başlatılmasına ilişkin bir karar ve Afganistan'daki asker seviyelerinin yükseltilmesi yönünde bir taahhüt yer aldı.
|
Key agreements reached during NATO's two-day summit in Istanbul included a decision to launch a training programme for Iraqi security forces and a commitment to boost troop levels in Afghanistan.
|
Southeast European Times için İstanbul'dan Mustafa Azizoğlu'nun haberi - 30/06/04
|
By Mustafa Azizoglu for Southeast European Times in Istanbul - 30/06/04
|
28-29 Haziran Pazartesi ve Salı günlerinde gerçekleşen İstanbul'daki 17. NATO zirvesinde 46 devlet ve hükümet başkanı bir araya geldi. [AFP]
|
The 17th NATO summit in Istanbul was held Monday and Tuesday (28 June and 29 June), and gathered 46 heads of state and government. [AFP]
|
NATO devlet ve hükümet başkanlarının 17. zirvesi 29 Haziran Salı günü İstanbul'da sona erdi.
|
The 17th summit of NATO heads of state and government ended Tuesday (29 June) in Istanbul.
|
İki günlük etkinlikte varılan en önemli anlaşmalar arasında Irak güvenlik güçleri için bir eğitim programı başlatılmasına ilişkin bir karar ve Afganistan'daki asker seviyelerinin yükseltilmesi yönünde bir taahhüt yer aldı.
|
Among the most important agreements reached during the two-day event were the decision to launch a training programme for Iraqi security forces and a commitment to boost troop levels in Afghanistan.
|
26 üyeli İttifakın liderleri, yetkilerin ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinden Irak makamlarına beklenenden iki gün önce, Pazartesi günü devredilmesini memnuniyetle karşıladılar.
|
Leaders of the 26-member Alliance welcomed Monday's handover of power from US-led coalition forces to Iraqi authorities, two days earlier than expected.
|
Liderler, Irak hükümetine güvenlik güçlerinin eğitiminde yardım etmeyi kabul ederek Ortadoğu bölgesi genelinde işbirliği teklif ettiler.
|
They agreed to help the Iraqi government train its security forces and offered co-operation to the Middle East region in general.
|
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın eğitimlerin NATO bayrağı altında değil, İttifak üyelerinin kendi bayrakları altında yürütülmesi yönündeki ısrarları nedeniyle NATO'nun rolü hakkındaki görüş farklılıklarına rağmen anlaşma sağlandı.
|
Agreement was reached despite continuing differences over NATO's role, with French President Jacques Chirac insisting that training be conducted by Alliance members under their own flags, not NATO's.
|
İngiltere Başbakanı Tony Blair, "Burada durup 'Önceki tüm anlaşmazlıklar giderildi' dememizin hiçbir anlamı yok. Çünkü giderilmediler," şeklinde konuştu.
|
"There's no point in us standing here and saying, 'All the previous disagreements have disappeared.' They haven't," said British Prime Minister Tony Blair.
|
Yine de, zirvede NATO'nun Irak'ta yürüteceği ilk misyonun önü açıldı.
|
Nevertheless, the summit has paved the way for NATO's first mission in Iraq.
|
İttifak liderleri ayrıca, Afganistan'daki 6 bin 500 kişilik Uluslararası Güvenlik Yardım Gücüne 3 bin 500 asker daha eklemeye karar verdiler.
|
Alliance leaders also agreed to provide an additional 3,500 troops for the 6,500-strong International Security Assistance Force in Afghanistan.
|
Zirvenin son oturumuna katılan Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, NATO'ya Eylül ayında yapılacak cumhurbaşkanı ve parlamento seçimleri öncesinde ülke güvenliğinin artırılmasına yardımcı olmak üzere acil asker takviyesi çağrısında bulundu.
|
Afghan President Hamid Karzai attended the final summit session and appealed to NATO to send extra peacekeepers immediately to help improve security in his country ahead of the September presidential and legislative ballots.
|
Karzai, "Afgan halkının güvenliğe bugün ihtiyacı var, yarın değil, dedi.
|
"The Afghan people need that security today, not tomorrow," he said.
|
ABD Başkanı George W. Bush da İstanbul'da bulunduğu süre içinde Galatasaray Üniversitesi öğrencilerine hitaben bir konuşma yaptı.
|
While in Istanbul, US President George W. Bush addressed students at Galatasaray University.
|
Başkan, Ortaköy Camii ve Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan Boğaziçi Köprüsü manzarası önünde, politikalarına yönelik eleştirilere yanıt verdi ve Müslüman ülkelerinin güvenini geri kazanmaya çalıştı.
|
Against the backdrop of the Ortakoy Mosque and the Bosphorus Bridge, which links Europe and Asia, he answered criticism of his policies and sought to reassure Muslim nations.
|
"Müslüman kültürlerdeki bazı kişiler demokrasiyi en kötüsünden Batılı popüler kültür olarak tanımlamakta ve bunun parçası olmak istememektedir," diyen Bush sözlerini şöyle sürdürdü: "Özgürlüğün nimetlerinden bahsederken aklımdan geçen, ucuz videolar ve duygusuz ticari zihniyet değil.
|
"Some people in Muslim cultures identify democracy with the worst of Western popular culture and want no part of it," he said. "When I speak about the blessings of liberty, coarse videos and crass commercialism are not what I have in mind.
|
Demokratik değerlerle yüksek terbiye standartları arasında hiçbir uyumsuzluk yoktur."
|
There is nothing incompatible between democratic values and high standards of decency," Bush said.
|
Bush ayrıca Türkiye'nin AB'ye katılım hedefine de güçlü destek verdi.
|
He also strongly backed Turkey's bid to join the EU.
|
"Türkiye, Avrupalı bir güç olarak Birliğe aittir," diyen Başkan şöyle devam etti: "Sizin üyeliğiniz, her ikisinin de bir parçası olmanız dolayısıyla Müslüman dünyayla Batı arasındaki ilişkilerde önemli ilerleme sağlayacaktır."
|
"As a European power, Turkey belongs in the Union," Bush said. "Your membership would also be a crucial advance in relations between the Muslim world and the West, because you are part of both."
|
Zirvedeki diğer gelişmelerde NATO liderleri Bosna-Hersek'teki SFOR misyonunun yıl sonuna kadar bir AB gücüne devredilmesine karar verdi.
|
In other developments at the summit, NATO leaders agreed that the SFOR mission in Bosnia and Herzegovina will be handed over to an EU force by the end of the year.
|
İttifaka katılma umudu besleyen Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya son zamanlarda kaydettikleri ilerlemeden ötürü övgü toplamalarına karşın, ne zaman NATO üyesi olabilecekleri hakkında herhangi bir işaret almadılar.
|
Three countries hoping to join the Alliance -- Albania, Croatia and Macedonia -- were praised for their recent progress, but did not receive an indication as to when they might become NATO members.
|
BM Elçisi: Yeni Bir Kıbrıs Sürecinin Erken Başlaması Sakıncalı
|
UN Envoy Says Premature Launch of New Cyprus Process Inadvisable
|
BM'den üst düzey bir yetkili, şartların müzakere için elverişli olmamasını gerekçe göstererek Kıbrıs'ı yeniden birleştirme amaçlı yeni bir müzakere turu başlatmanın zamanı olmadığını söyledi.
|
Now is not the time to initiate a new round of Cyprus reunification talks, a senior UN official said Wednesday, citing unfavourable conditions for negotiation.
|
(The New York Times, i-Newswire - 23/06/05; BM Haber Merkezi, AP, The Scotsman, Kıbrıs Haber Ajansı - 22/06/05)
|
(The New York Times, i-Newswire - 23/06/05; UN News Centre, AP, The Scotsman, Cyprus News Agency - 22/06/05)
|
BM Siyasi İşler Müsteşarı Kieran Prendergast (solda), Kıbrıs ziyareti sırasında Kıbrıs Türk lideri Mehmet Ali Talat ile tokalaşırken görülüyor. [Getty Images]
|
UN Undersecretary General for Political Affairs Kieran Prendergast (left) shakes hands with Turkish Cypriot leader Mehmet Ali Talat during his trip to the divided island. [Getty Images]
|
Üst düzey bir BM yetkilisi 22 Haziran Çarşamba günü Güvenlik Konseyi'ne hitaben yaptığı konuşmada, hem Kıbrıs Rumları hem de Kıbrıs Türkleri adanın bölünmüşlüğüne son verecek bir anlaşmaya varmayı istemelerine karşın yeni bir müzakere turunu tavsiye edemeyeceğini söyledi.
|
A senior UN official told the Security Council on Wednesday (22 June) that although both the Greek Cypriots and the Turkish Cypriots want a settlement ending Cyprus's division, he could not recommend a new round of talks.
|
BM Siyasi İşler Müsteşarı Kieran Prendergast Konseye, ay başında Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye'ye yaptığı ziyaretler hakkında verdiği brifinfde, "Yoğun bir yeni süreci vaktinden önce başlatmak mahzurludur," diyerek şöyle devam etti: "Önceki ikisi gibi büyük bir başarısızlıkla veya acı verici bir çıkmazla sonuçlanacak yeni bir çabanın hiçbir olumlu etkisi olmayacaktır."
|
"Launching an intensive new process prematurely would be inadvisable," UN Undersecretary General for Political Affairs Kieran Prendergast said, briefing the Council on his stops in Cyprus, Greece and Turkey earlier this month. "Nothing positive would be served by a new effort that ended, as the previous two efforts did, in high-profile failure, or else in a frustrating stalemate."
|
Kıbrıs'ı yeniden birleştirme amaçlı son uluslararası çaba, Kıbrıs Rumlarının BM tarafından önerilen anlaşma planını ezici bir çoğunlukla reddetmeleriyle geçen yılın Nisan ayında suya düşmüştü.
|
The latest international effort to unify Cyprus collapsed in April last year, when the Greek Cypriots overwhelmingly rejected a UN-sponsored plan for a settlement.
|
Kıbrıs Türklerinin büyük çoğunluğu anlaşma önerisini kabul etmelerine karşın, 1 Mayıs 2004'te AB'ye yalnızca bu Akdeniz adasının uluslararası alanda tanınan Kıbrıs Rum kesimi katılmıştı.
|
Although the majority of Turkish Cypriots supported the proposed deal, only the internationally recognised Greek Cypriot part of the Mediterranean island eventually joined the EU on 1 May 2004.
|
Prendergast, o tarihten bu yana Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk siyasilerin aralarındaki karşılıklı anlayışı geliştirme amaçlı sürdürdükleri "samimi temaslar" da dahil olmak üzere olumlu gelişmeler yaşandığına işaret etti.
|
Prendergast noted there have been positive developments since then, including "cordial contacts" maintained between Greek Cypriot and Turkish Cypriot politicians in a bid to promote mutual understanding.
|
Prendergast sözlerinin devamında, "Başka seviyelerde de yararlı temaslar gerçekleşti; ister belirli konularda uzmanlar arasında olsun ister artık diğer tarafa geçebilen sıradan insanlar arasında," şeklinde konuştu.
|
"There are useful contacts at other levels too, whether among experts on particular subjects or among ordinary people now that they are able cross to the other side," Prendergast added.
|
Öte yandan yetkili, iki tarafın belirtilmiş konumları arasında geniş nir uçurum bulunduğunu ve karşılıklı güvenin az olduğunu söyledi.
|
On the other hand, he said, there appears to be a wide gap between the stated positions of the two parties, and mutual confidence is low.
|
Prendergast, her iki taraf da çözüm istediğini söylemesine rağmen, anlaşmaya varmak için gerekli ön şartların eksik olduğunu kaydetti.
|
Although the two parties say they want a solution, the prerequisites for achieving a deal are missing, he said.
|
"Dışarıdan yardım edilebilir, fakat anlaşmaya varmak için gerekli vizyon, cesaret ve siyasi iradeyi birleştirmesi gereken taraflardır ve bu da uzlaşma yoluyla gerçekleşebilir," diyen Prendergast şöyle devam etti: "Liderlerin öncülük etmeleri gerekir, destekçilerini izlemeleri değil."
|
"Outsiders can help, but it is the parties who must summon the vision, courage and political will needed to make a settlement, with all that this implies by way of compromise," said Prendergast. "Leaders have to lead, not just follow their supporters."
|
Konseye hitaben yaptığı konuşmada Prendergast, Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos'un, geçen yıl BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanan planda Türk tarafına "istedikleri herşeyin, hatta istediklerinden ve adil olandan fazlasının da verildiğine" inandığını söyledi.
|
Greek Cypriot President Tassos Papadopoulos believes the plan finalised by UN General Secretary Kofi Annan last year gave the Turkish Cypriot side and Turkey "nearly everything they wanted, more than they needed, and more than was fair," Prendergast told the Council.
|
BM elçisine göre Kıbrıs Türk Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da, kendi tarafının "planın parametrelerinde küçük değişiklikler yapmaya hazırlıklı olduğunu, fakat Kıbrıs Rum tarafından net ve kesin bir talep listesi almanın çok önemli olduğuna" inanıyor.
|
Turkish Cypriot President Mehmet Ali Talat, meanwhile, said that his side would be "prepared to entertain minor changes within the parameters of the plan, but he believed that it was very important to have a clear and final list of demands from the Greek Cypriot side," according to the UN envoy.
|
Talat, Güvenlik Konseyi'nin Annan'ın geçen yıl 28 Mayıs'ta hazırladığı olumlu rapora tepki vermemesi ve Kıbrıs Türkleri üzerindeki kısıtlamaları hafifletmemesinden duyduğu hayal kırıklığını da dile getirdi.
|
Talat also expressed disappointment with the Security Council's failure to react to Annan's good offices report of 28 May last year and ease restrictions on the Turkish Cypriots.
|
Annan, mevcut durum göz önüne alındığında, çözüm arayışında "son derece dikkatli" hareket etmek niyetinde olduğunu belirtti.
|
Annan has indicated that he intends to move "very carefully" in the search of a solution, given the situation.
|
Romen Kart Pazarı Sağlam Büyüyor
|
Robust Growth in Romanian Card Market
|
Romen kredi ve banka kartı pazarı son on iki ay içinde neredeyse yüzde 25 büyüme kaydetti ve daha da genişleme bekleniyor.
|
The Romanian credit and debit cards market grew in the last twelve months by almost 25 per cent, and there is still plenty of room for further expansion.
|
Southeast European Times için Bükreş'ten Razvan Amariei'nin haberi – 23/06/05
|
By Razvan Amariei for Southeast European Times in Bucharest – 23/06/05
|
Bugün itibariyle Romanya çapında yaklaşık 3 bin 100 ATM bulunurken, bu rakam iki yıl önce 2 bin 165 idi. [Getty Images]
|
There are now about 3,100 ATMs available all over Romania, compared to 2,165 two years ago. [Getty Images]
|
On yıl önce yerel bir banka Romanya'nın ilk kredi kartı uygulamasını başlattığında, Bükreş şehir merkezinde yalnızca bir dükkan elektronik ödeme kabul edebiliyordu.
|
Ten years ago, when a local bank launched Romania's first credit card, only one shop in Bucharest's downtown was able to accept electronic payments.
|
Şimdiyse Romen halkının cüzdanlarında yaklaşık 6,2 milyon kredi ve banka kartı bulunuyor ve bu rakam giderek artıyor.
|
Nowadays, there are about 6.2m credit and debit cards in Romanians' wallets and that number is climbing.
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.