Dataset Viewer
question
stringlengths 13
90
| choice1
stringlengths 20
254
| choice2
stringlengths 20
304
| choice3
stringlengths 20
332
| choice4
stringlengths 20
332
| answer
int64 0
3
|
---|---|---|---|---|---|
aba altında er yatar | Giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz. | Tanrı'dan korkmayan kimse, insana her türlü kötülüğü yapabilir. | İnsan kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır. | Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa düzeltilebilir. | 0 |
aba vakti yaba, yaba vakti aba | Gereksinimler vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman karşılanmalıdır. | Özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz. | Kötü bir iş yapmaya kararlı olan kişiyi önlemek için alınacak tedbirler yararsızdır. | Hem gereksinim duyduğu konuda yardım istiyor hem de yapılan yardımı küçümsüyor. | 0 |
abanın kadri yağmurda bilinir | Mutlu bir yaşayış kişiyi dinç kılar, mutsuz bir yaşam ise yıpratır. | Yoksulluk, açlık acıların en dayanılmazıdır. | Herkes iş yapar ama o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez. | Bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır. | 3 |
abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır | Görmemiş kişi, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuşursa bu durum kendisinin hakkıymış gibi aptalca böbürlenir. | Her zaman çıkar peşinde koşan kişi, tehlikelerden uzak kalamaz. | Kişi, bir tehlike karşısında her yerden umudu kesilip kendine güvenmekten başka çare kalmadığını anlamadıkça kurtuluş yolunu bulamaz. | Kişi ne kadar aşağılık olursa olsun, kendini benimseyip koruyana kötülük etmez. | 0 |
abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz | Verdiği sözü yerine getirmeyen kişi, sebebi sorulduğu zaman kendini savunmakta zorlanır. | Hoşa gitmeyen işlere yönelmez gibi görünen öyle kişiler vardır ki bu işlere girişince en aşırı yolu tutarlar. | Bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır. | Bir kimse sevdiği işi sürekli olarak yapmaktan bıkmaz. | 3 |
abdal tekkede, hacı Mekke'de bulunur | Bir kimsenin nasıl bir kişi olduğunu öğrenmek isteyen, arkadaşının kimliğine bakmalıdır. | İçten içe, gizlice gelişen olaylar veya duygular bir yerde patlak verir. | Herkes kendisine yakışan ve uğraştığı işle ilgili olan yerdedir. | Bir soruna aldırmamayı, ne yapılırsa yapılsın yine aynı sonuca ulaşılacağını anlatan bir söz. | 2 |
abdala kar yağıyor demişler, titremeye hazırım (durmuşum) demiş | Büyüklerin tuttuğu yol, küçüklere örnek olur. | Şaka yaparken bile incelikten ayrılmamak gerek. | Doğal yıkımlara karşı önlem alınır ama söyledikleri yalan yanlış olanı susturmaya kimsenin gücü yetmez. | Varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz. | 3 |
abdala malum olur | Hayvanın rengi dışındadır, bellidir ancak insanın ne düşündüğü, ne yapmak istediği kısacası içyüzü belli değildir. | Bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıktığında söylenen bir söz. | Bir şeyin olacağını önceden sezen kimseler için söylenen bir söz. | İçten içe, gizlice gelişen olaylar veya duygular bir yerde patlak verir. | 2 |
abdalın dostluğu köy görününceye kadar | Çıkarı dolayısıyla yakınlık gösteren kimse, işini yürütecek başkalarını bulduğunda sizinle ilgisini keser. | Güçlü bir kişi ile yüz yüze bulunduklarında ağızlarını açamayanlar, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar. | Çalışkan ve verimli kişi kendini göstermek ve yaptığı yararlı işi herkese duyurmak için sesini yükseltir. | İnsan, yapacağı işte başkasının yardımına güvenirse hayal kırıklığına uğrar. | 0 |
abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur) | Çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır. | Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir. | Hakkını aramasını bilmeyen kimsenin işi görülmez. | Tanrı dar zamanlarında kulunun imdadına yetişir. | 0 |
abdestsiz sofuya namaz mı dayanır | Yaradılıştan kötü olan kişinin şu, bu yönünü düzeltseniz de mayasındaki bozukluğu gideremezsiniz. | Başkası adına konuşmak, insanın başını derde sokar. | Kurallara, koşullara uyulmadıktan sonra bir sürü iş yapılabilir. | Bir işte geç kalan istediği şeyi elde edemez. | 2 |
acele ile menzil alınmaz | Çok çalışmasına karşın belli bir düzeyden öteye gidemiyor. | Başarabileceğinize eminseniz büyük işlere girişiniz. | Acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır. | Sürekli olarak iş değiştiren bir kimse başarı kazanamaz. | 2 |
acele ile yürüyen yolda kalır | Gerekli koşullarını yerine getirmeden bir işe başlayan kişi olumlu sonuç alamaz. | Parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar. | Az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur. | İş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez. | 3 |
acele işe şeytan karışır | Bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur. | Düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz. | Tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez. | Gereksiz görülen şey ileride gerekli olabilir. | 1 |
acele işin sonu pişmanlık | Gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan kişi durumu düzeltmek için fazla bir şey yapamaz | Acele ederek yaptığımız işten istediğimiz sonucu alamayabiliriz | İnsanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir | Bir işi görünüşte ve biçimsel olarak yapmakla o iş gerçekten yapılmış ve sonuç elde edilmiş olmaz | 1 |
acemi katır kapı önünde yük indirir | Yoksul geçimini, varlıklı keyfini düşünür. | Beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır. | Küçük bir sorunu çok kurcalar, çok deşerseniz başınıza büyük dert açarsınız. | Arkadaşların yardımıyla yapılan veya bir amaç uğruna topluca girişilen bir işten ayrılanlar zarara uğrarlar. | 1 |
acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir | Bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır. | Meraklı kimse öğrenmek istediği bilgiye ulaşabilmek için her yola başvurur, her kılığa girer. | Alanında uzman olan bir kişi, bir sorunu kolayca çözümleyebilme becerisi gösteriyorsa bu, aynı işe yıllarca verilmiş emeklerin karşılığı olarak değerlendirilmelidir. | Mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar. | 3 |
acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır | Meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz. | Gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir. | Değerli kişi veya nesneler, ne türlü uygunsuz koşullar içinde bulunurlarsa bulunsunlar değerlerini ve niteliklerini yitirmezler. | Hiç kimse başkasının acısını içinde duymaz, onun yüreğini sızlatan ancak kendi acısıdır. | 1 |
acı acıyı keser, su sancıyı | Önce verimli iken kazaya uğramış olan şeyden, artık gelir, verim beklenmez. | Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır. | Üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar. | Kişi, kendi özünü veya asıl özelliklerini değiştirmiş gibi görünse de asla değişmez. | 1 |
acı patlıcanı kırağı çalmaz | Herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez. | İnsana en yakını bile kötülük edebilir. | İşi yapmak istemeyen onu mutlaka başkasına ısmarlar. | Bir işin sonunun nasıl olacağı şimdiki gidişinden belli olur. | 0 |
acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır | Kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez. | Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur. | Zarara veya kötülüğe uğrayan kimse acısını çıkarmak için aşırı çaba harcar. | Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur. | 1 |
acıkan ne yemez, acıyan ne demez | Geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler. | İnsanın kendi yararı her şeyden önemlidir. | İşini iyi bilen kişiye zorlama gerekmez. | Bir felaket meydana geldiği anda büyük bir tepki ve panik yaratır, daha sonra durumun eski ağırlığı kalmaz. | 0 |
acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur | İnsanın kendi yararı her şeyden önemlidir. | Her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez. | Bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır. | Zor kullanan kişilerin istediğini en güçlü kimseler bile verirler. | 2 |
acıklı başta akıl olmaz | Herkes kendi bildiği gibi davranıyor, ortada düşünce birliği kalmamış. | Büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler. | Taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açıkça konuşup anlaşmaları gerekir, ayıp olur kaygısıyla başta değinilmeyen konular yüzünden sonradan araya soğukluk, kırgınlık girer. | Önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir. | 1 |
acıkmış kudurmuştan beterdir | Sen başkasına kötülük yapma yolunu tutarsan başkası da sana kötülük yapma yolunu tutar. | Uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır. | Herkes başının çaresine baksın, gücü yetmeyen ne olursa olsun. | Tanrı sabırlı kulunu sevdiği için sabırlı olmaya daha çok dikkat etmeliyiz. | 1 |
acından kimse ölmemiş | Kolay kolay gizlenemeyecek kadar büyük bir yolsuzluğu yapan kimse, sorumluluktan kurtulma yollarını önceden düşünür. | Her şeyin yenisi sevilir. | Kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur. | Akılsız kişi bugün karnını doyurunca yarını düşünmez, yan gelir yatar, keyfine bakar. | 2 |
acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur | Bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız. | Koruduğunuz kimsenin sürekli acınmasına izin verirseniz arsız olur, emeğinin karşılığını tam olarak vermediğiniz kişi de hırsız olur. | Erkek çocuk, erkeklerin yapması gereken şeyleri babasından, kız çocuk da kadınların yapması gereken şeyleri annesinden öğrenir; anne ve baba bunları bilmiyorsa çocuktan böyle şeyler beklenemez. | Kibar çevrede yetişmemiş olanlar ne kadar özenseler de kibarlığın bütün inceliklerini gösteremezler. | 1 |
acıyan uyumuş, acıkan uyumamış | İnsan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz. | Yaşlandıklarında ahlakları bozulanlar artık düzelemezler. | Kötü gereçle iyi iş görülemez. | Yardımcısı bulunmayan kişi, kendini tehlikeden koruyamaz. | 0 |
aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez | Zaman çok değerlidir, boşa harcanmamalıdır. | Bir acıyı dindirmek için gereken yardım hemen yapılmalıdır. | Güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir. | Aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister. | 3 |
aç aslandan tok domuz yeğdir | Kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar. | Asil insanla beraber bulunmak her şartta faydalıdır, en iyi şartları önüne getirse bile kötü ve bayağı insandan kaçmak gerekir. | Söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır. | Soysuz olup para kazanan, soylu olup da para kazanmayandan üstündür. | 3 |
aç at yol almaz, aç it av almaz | Parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar. | İş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız. | Tanrı dar zamanlarında kulunun imdadına yetişir. | Bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır. | 1 |
aç ayı oynamaz | Komşunun komşu üzerindeki hakkı, Tanrı'nın kul üzerindeki hakkı kadar kutsaldır. | Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir. | Toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değerli olup olmaması başkalarını ilgilendirmez. | İyilik eden kimseye zamanı geldiğinde başkaları da iyilik ederler. | 1 |
aç domuz darıdan çıkmaz | Densizce, delice iş yapanlar yaptıklarından utanacak durumda değillerdir ama ailesi, yakınları onların davranışlarından üzüntü duyarlar, utanırlar. | Kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez. | Kötü yaradılışlı aç olan kimse kime, neye zarar verdiğini düşünmeden sadece karnını doyurmaya bakar. | Herkes işine yarayan şeyi benimser. | 2 |
aç doymam, tok acıkmam sanır | Her zaman böyle olmuş, gene de böyle olacak. | Keyifli keyifli harcadığımız para, çok sıkıntı çekilerek kazanılmıştır. | Para olduğunda her güçlük yenilebilir. | Aç insan elde ettiğinden çoğunu ister, varlıklı insan ise daha fazlasını ister. | 3 |
aç elini kora sokar | Koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer. | İnsan gençliğinde yaptığı şeylerin çoğunu yaşlandığında yapamaz ve gençliğin ne denli değerli olduğunu o zaman anlar. | Kendisine çok büyük kötülük de yapsa insan kardeşinden vazgeçemez. | Aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar. | 3 |
aç esner, âşık gerinir | İnsan kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır. | Herkes içinde bulunduğu koşula göre davranır. | Bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, o işin temelini sağlam kurmalıdır. | Bir şeyin senin olduğundan kuşkun kalmaması için gereken bütün koşullar gerçekleşmelidir. | 1 |
aç gezmektense tok ölmek yeğdir | İnsanın sıkıntılı zamanı sürüp gitmez, arkasından iyi günler de gelir. | Avcılar bir av avlayabilmek için dağ demez, taş demez, günlerce taban teperler. | Herkesin bildiği gerçek inkâr edilemez. | Yoksulluk ölümden de beterdir. | 3 |
aç gözünü, açarlar gözünü | Yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın. | Yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söylediği sözün dışına çıkamaz. | Doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyleyenlerin sevilmediğini anlatan bir söz. | Sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir. | 0 |
aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun | İnsanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr gereklidir. | Yakınlık kurduğumuz kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ondan beklemeden kendimiz elde etmeye çalışmalıyız. | Üzülmenin yararı olmaz. | Kimseyi ilgilendirmeyen işleri kendi kendine karar verip yapmalısın. | 1 |
aç ile eceli gelen söyleşir | Açın gözü hiçbir şeyi görmez, karnını doyurabilmek için kendisine güçlük çıkaran bir kimseyi öldürebilir. | Zaten var olan ve herkesin işine yarayıp artan şeyin yanına aynı işi görmek üzere bir de daha zayıfını eklemek boşuna yorulmaktır. | Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır. | Kendisinden çekinilen kimsenin yüzüne karşı kimse bir şey söylemez ama arkasından herkes düşmanlık gösterilerinde bulunur. | 0 |
aç it fırın duvarını deler | Güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olağandır. | Kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir. | Aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. | Her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez. | 2 |
aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir | Yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın. | Sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir. | Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır. | Çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir. | 1 |
aç kurt aslana saldırır | Kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir. | Aç kimse karnını doyurmak için gerekirse ölümü göze alır. | Herkes kendi bildiği gibi davranıyor, ortada düşünce birliği kalmamış. | Bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır. | 1 |
aç ne yemez, tok ne demez | Güç ve yeteneğini yitiren insan, basit ve kendini bilmezlerce aşağılanır. | Yoksul kimse eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz, varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur. | Çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir. | Geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler. | 1 |
aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır | Yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır. | Güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir. | Kimi şeyler, yararlı da olsa herkese verilmez. | Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır. | 0 |
aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır | İnsanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar. | Elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitirince yok olur. | Eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir. | Bir gerçeği anlatıncaya kadar çoğu kez başa gelmedik şey kalmaz. | 0 |
aç tokun gözüne bakmakla doymaz | Kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter. | Bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer. | Kötü niyetli kimselerin ortalıktaki karışıklıklardan yararlanırlar. | Yoksul insanla ilgilenmek ancak ona yardım etmekle olur. | 3 |
aç yanında sarpın kurcalanmaz | Yeri geldiği zaman çirkin, kaba bir benzetme ile anlatıma daha etkili bir hava verilmesi saygısızca bir davranış değildir, kimse bundan alınmamalıdır. | Geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler. | Suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir. | Bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir. | 3 |
aç yanından kaç | Kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz. | Az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur. | Aç insan tehlikelidir. | Bir işin sonunun nasıl olacağı şimdiki gidişinden belli olur. | 2 |
aç yeri başka, acı yeri başka | Her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez. | Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır. | Dünyada kiminin talihi iyi, kiminin de kötü gider. | İnsanın yüreği ne denli acıyla dolu olsa da yemek yemeyi ister. | 3 |
aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış | Çığırından çıkmış olan bir işin düzeltilmesi, bu işe yol açan kimseye düşer. | Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur. | 1) Aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 2) Bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir. | Elinde fırsat varken geleceğini sağlamaya gayret göstermeyip eğlenceye, keyfe dalan kimse sonunda aç kalır ve perişan olur. | 2 |
açık ağız aç kalmaz | Bir kimse başka bir kimseyi ancak bir kez aldatabilir, diğeri bir daha aldatmasına izin vermez. | Başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak da gerekir. | Hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer. | İsteklerini uygun bir biçimde söylemesini bilen kimse, onları önünde sonunda elde eder. | 3 |
açık yaraya tuz ekilmez | Acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır. | Tanrı sabırlı kulunu sevdiği için sabırlı olmaya daha çok dikkat etmeliyiz. | Kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir. | İnsan olan, bir kimseden gördüğü iyiliğin altında kalmaz. | 0 |
açılan solar, ağlayan güler | Bir yere izinsiz girmek veya bir işe izinsiz el atmak kötü karşılanır. | Hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, gün gelir tersine döner. | Başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır. | Ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler. | 1 |
açın gözü ekmek teknesinde olur | Bir kimsenin acısı, başkalarının umurunda değildir. | Kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir. | Birçok kimse için felakete yol açan bir olay, bazı insanları ilgilendirmez. | Aç kimse karnını doyurmak için gerekirse ölümü göze alır. | 1 |
açın imanı olmaz | Nasıl ki boyu kısa olan eşeğe binmek kolaysa öksüz çocuğa kötü davranmak da onu koruyan kimse olmadığı için kolay olur. | Aç olan kimseden her türlü kötülük beklenebilir. | Tanrı bol harcayana bol, az harcayana az verir. | İnsan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır. | 1 |
açın karnı doyar, gözü doymaz | İnsan, malına gelen zarardan, canına gelmişçesine acı duyar. | Komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar. | Tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez. | Düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz. | 2 |
açın kursağına çörek dayanmaz | Bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez. | Bir ağızdan çıkan söz, başkalarının ağzına geçer, her tarafa yayılır. | Yardımcısı bulunmayan kişi, kendini tehlikeden koruyamaz. | Yoksulluk içinde bulunan kimsenin bir eksiği giderilse başka bir eksiği kendini gösterir. | 3 |
açlık ile tokluğun arası yarım yufka | Her zaman böyle olmuş, gene de böyle olacak. | Yoksul olan buna üzülmemelidir, küçücük bir şey bile en büyük ihtiyacı gidermeye yeter. | Hakkını aramasını bilmeyen kimsenin işi görülmez. | Aşağılık bir kimse bir konu üzerinde sesini yükselttiğinde aynı amacı güdenler onun etrafında toplanırlar. | 1 |
açtı ağzını, yumdu gözünü | Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir. | Öfkelenerek veya kızarak ağır sözler söyledi. | Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz. | Kişi, sonunda öleceğini de bilse kendisini sinirlendirene saldırır. | 1 |
açtırma kutuyu, söyletme kötüyü | Dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirler. | Şartlara göre uygun davranırız. | Akıllı işçi, beceremeyeceği yönetim işine el atmaz. | Kendin hakkındaki kötü düşüncelerimi veya bildiklerimi bana söyletme. | 3 |
ada bana, adayım sana | Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır. | Kişi, elde ettiği yeni ve güzel bir şeyi örselememek için büyük özen gösterir. | Sen bir kimse için fedakârlıkta bulunursan o da senin için fedakârlıkta bulunur. | Bir insan ne kadar çok çalışırsa o kadar kötü düşünceden ve kötülük yapmaktan uzak olur. | 2 |
adam adama (gene, her zaman) gerek olur | Toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez. | İnsanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur. | Dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanır, bir zengin fakirleşirken bir fakir de zenginleşebilir. | İnsan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir. | 1 |
adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil | Aile içindeki, arkadaşlar arasındaki uyuşmazlıklar yabancılara duyurulmamalıdır. | Tanrı, misafirin yediğinden kat kat fazlasını, misafir ağırlıyor diye ev sahibine verir. | Çaresiz durumlara düşüldüğünde insan kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara sabır göstermelidir. | Konuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımızda sürekli olarak kalmazlar. | 3 |
adam adamdan korkmaz, utanır | Yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer. | Bir yere izinsiz girmek veya bir işe izinsiz el atmak kötü karşılanır. | Yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir. | İnsanları ahlaklı davranmaya iten korku değil, küçük görülme duygusudur. | 3 |
adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir atlastan olsa çulu | Kadın ne kadar bol, değerli çeyizle gelirse gelsin evin bütün eksiklerini erkek sağlar, giderlerini erkek karşılar, evi o geçindirir. | Bir işte düşüncesizce davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katlanır. | İnsanın değeri zengin olmakla artmaz, asıl olan insanlığıdır. | Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur. | 2 |
adam adamı bir kere aldatır | Herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz. | Bir kişinin beğenilmeyen yönlerini düzelt, onu herkesin övüneceği duruma getir. | Bir kimse başka bir kimseyi ancak bir kez aldatabilir, diğeri bir daha aldatmasına izin vermez. | İyi bir ailenin çocuğu kötü de olabilir. | 2 |
adam olana bir söz yeter | Anlayışlı olan kimse için bir şeyin bir kez söylenmesi yeterli olur. | Değerli kimselere sataşan çok olur. | Kötü kimse yer yurt değiştirse de kötü huylarını değiştirmez. | Anlaşan kimselerin birbirlerinden saklısı gizlisi yoktur, başkasıyla böyle bir yakınlık kuramamış olan tek başına kendi yaşantısı içinde kalır. | 0 |
adamak kolay, ödemek zordur | Söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur. | İyice düşünülmeden, tasarlanmadan yapılmaya çalışılan iş sırasında birçok sorun ortaya çıkar ve kolay bir iş bile zorlaşır. | Büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler. | Çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler. | 0 |
adamakla mal tükenmez | Kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar. | Çıkar sağlamaya yardım eden kimseye veya şeye zarar gelmemesine dikkat edilmelidir. | Özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz. | Yardım sözle değil, gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir. | 3 |
adamın adı çıkacağına canı çıksın | Kişinin, yiyemediği malının bir değeri yoktur. | Kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz. | Değersiz kişiler kendilerini değerli ve en güzel şeye layık görürler. | İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir. | 3 |
adamın iyisi işbaşında (alışverişte) belli olur | Herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır. | Başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız. | Bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. | Genel gidişe ayak direten boşuna çaba harcamış olur, bir yere varamaz. | 2 |
adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork | Kişi, özel hayatı ile ilgili ciddi konularda başkasının düşüncesiyle değil kendi düşünceleriyle karar vermelidir. | Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir. | Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır. | İnsanın kendisi herkesten önce gelir. | 1 |
ağa borç eder, uşak harç | Bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım eder. | Ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir. | Ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür. | Borç zamanında ödenmezse borçluluk duygusu gevşer, hastalık uzun süreli olursa ölüme yol açar. | 2 |
ağaca balta vurmuşlar sapı bedenimden demiş | İnsana en yakını bile kötülük edebilir. | Herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez. | Öylesine sinsi ve kurnaz kimseler vardır ki adı zalime, haine ve kötüye çıkmış kimselerden daha tehlikelidirler. | İş ilişkilerine dostluk karıştırılmamalıdır. | 0 |
ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur | Bugün birinin başına gelen kötü bir durum, daha sonra başka birinin de başına gelebilir. | Yetiştirdiğimiz, büyüttüğümüz gençler, bizi beğenmezler. | Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler. | Aile içinde edinilen görgü, eğitimin temelidir. | 2 |
ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz | Davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok. | Arsız hiçbir şeyden utanmadığı için elbise diye çul da giyse salına salına gezer. | Aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır. | Saldırgan biriyle karşılaşma olasılığı bulunan kimse kavgaya hazır olmalıdır. | 0 |
ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür | Uzak bir yere giden kişi dönmeyebilir, dönebilse de ayrılırken bıraktığı yakınlarını bulmayabilir. | İnsan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir. | Bize yardımda bulunan, yarar sağlayan kişiye biz de yardımda bulunur, yarar sağlarız. | Parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar. | 1 |
ağacı kurt, insanı dert yer | Söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır. | Kurt ağacı nasıl içten içe kemirirse dert de insanı içten içe yer bitirir. | İnsanlar şaka yaparken içlerinden geçeni yansıtırlar. | İnsan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir. | 1 |
ağacın kurdu içinde olur | Zarar hangi yönden geldiyse ancak o yönden giderilir. | Kişi, kendi özünü veya asıl özelliklerini değiştirmiş gibi görünse de asla değişmez. | Bir işin nasıl bir sonuç vereceğini ancak Tanrı bilir ama insan da kafasını kullanarak aşağı yukarı bir tahminde bulunabilir. | Bir topluluğu çökertecek olan şey yine kendi içinden çıkar. | 3 |
ağacın meyvesi olunca, başını aşağı salar | Yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur. | Hırslı ve pinti insan her zaman zararlı çıkar. | Ahmak kimse kendisini koruyup gözeten kişiye hizmetine verilmiş biri gözüyle bakar ve saygısız davranışlarıyla onun gönlünü kırarak hizmetinden yoksun kalır. | Gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar. | 0 |
ağaç kökünden yıkılır | Ana babalar çocuklarına, mal sahipleri de mallarına iyi bakarlarsa iyi sonuçlar alınır. | Geçici durumlara güvenmek doğru değildir. | Uygunsuz iş yapan kişi, ne kadar kaçarsa kaçsın, gideceği yer bellidir, kısa zamanda yakayı ele verir. | Bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelin bozulmasıyla yıkılır. | 3 |
ağaç ne kadar uzasa göğe ermez | Kişi yoksul, görgüsüz bir aileden gelmekle değersiz olmaz, toplum içindeki yerini kendisi kazanır. | Dünyada kiminin talihi iyi, kiminin de kötü gider. | Bugün birinin başına gelen kötü bir durum, daha sonra başka birinin de başına gelebilir. | İnsan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur. | 3 |
ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer | Yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır. | Aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister. | Güç ve yeteneğini yitiren insan, basit ve kendini bilmezlerce aşağılanır. | Güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir. | 3 |
ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir) | İnsan önemli işleri akrabası, yakınları, yandaşlarından güç alarak daha kolay yapar. | Kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur. | Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar. | Değerli bir şeyden her zaman istenilen verim alınmaz. | 0 |
ağaç yaş (fidan) iken eğilir | Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir. | Her iş emekle yapılır. | Tutkulu olduğu konuda insan doyumsuzdur, yetinmek bilmez. | İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir. | 3 |
ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin | Avcılar bir av avlayabilmek için dağ demez, taş demez, günlerce taban teperler. | Büyüklerinin sözünü tutmayıp onların gösterdikleri yoldan gitmeyenler toplum içinde ziyan olup giderler. | Her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tarafı vardır. | Erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yükünü hafifletir. | 3 |
ağaçtan maşa olmaz | Her zaman çıkar peşinde koşan kişi, tehlikelerden uzak kalamaz. | Yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz. | Bir yere çağrılmadan gitmek, kişiyi aşağılatan bir davranıştır. | İçinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fırtınaların çıkması da olasıdır. | 1 |
ağalık (beylik) vermekle, yiğitlik vurmakla | Zevk ve sefa içinde ömür sürmüş bir kimse, en sıkıntılı günlerinde bile bu alışkanlığını bırakamaz. | Güçlüler, güçsüzleri ezer. | Sözü geçer bir adam olmak istersen herkese yardımda bulunacaksın, yiğit adam olmak için de savaşta da barışta da vurucu, kırıcı olacaksın. | Bir iş yapılacağı zaman zengin “işte para” diye kesesini döver, fakirse yapmak istediği işi parasızlık yüzünden yapamayacağı için dizini döver. | 2 |
ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz | Büyüklerin tuttuğu yol, küçüklere örnek olur. | Her şey, saklanabilen yerde ve saklamasını bilenin yanında bulunur. | Bir çocuk ne denli sevilse, ilgi görse de öz annesindeki şefkati üvey annesinde bulamaz, üvey anne öz annenin yerini dolduramaz. | İşveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz. | 3 |
ağanın eli tutulmaz | Gerekli olanın niceliğinden çok niteliği önemlidir. | Kişi kendi özelliklerini zaman zaman yabancıdan öğrenir. | Kimsesiz, koruyucusuz kimse ilerleyemez. | Zengin olarak düşünülen kişiden anılmaya değer bir bağış beklenir. | 3 |
ağanın gözü ata tımardır | Borçlu olmaktansa alacaklı olmak iyi bir şeydir. | İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider. | Aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır. | Bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır. | 1 |
ağanın gözü öküzü (ineği) semiz eder | Tanrı, misafirin yediğinden kat kat fazlasını, misafir ağırlıyor diye ev sahibine verir. | Ana babalar çocuklarına, mal sahipleri de mallarına iyi bakarlarsa iyi sonuçlar alınır. | Bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelin bozulmasıyla yıkılır. | Ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur. | 1 |
ağanın gözü, yiğidin sözü | Görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin. | Kişi çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir. | İşi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez. | Çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir. | 3 |
ağanın malı çıkar, uşağın canı | Parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar. | Bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder. | Bir sıkıntının acısını ancak onu çeken bilir. | Kolay ve düzgün başlayan bir iş hep öyle sürüp gitmez, güçlüklerle ve aksaklıklarla da karşılaşılabilinir. | 1 |
ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez | Çevresine yararlı olmayan, elinde avucunda bir şey bulunmayan kişi hep acıklı ve üzüntülü konuşur. | Belirtileri meydanda olan yaşlılık ve izleri ortada duran üzüntü ne yapılsa gizlenemez. | Düşman olsa bile su içen kimseye dokunulmamalıdır. | Çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımında toprağın eve yakın olması daha da önemlidir. | 1 |
ağası güçlü olanın kulu asi olur | Dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca davranır. | Bir işte sorumlu aranırken kusuru olan kimse telaşa düşer. | Hayvanın rengi dışındadır, bellidir ancak insanın ne düşündüğü, ne yapmak istediği kısacası içyüzü belli değildir. | Birkaç kez saklanabilen bir suç günün birinde ortaya çıkarak yapanı kötü bir duruma düşürür, suçlu cezasız kalmaz. | 0 |
ağası güçlü olanın, kulu suçlu olur | Aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. | Kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir. | Baştaki ne kadar güçlü görünürse görünsün, asıl güç halktadır. | Aynı durumdaki kimseler, birbirlerinin hâlini daha iyi anlarlar. | 1 |
ağılda oğlak doğsa ovada otu biter | Tanrı her yarattığının rızkını verir. | Her insan bir gün öleceğini bilmeli, sonu gelmez istekler peşinde koşmamalı, davranışlarını, işlerini bu bilinçle düzene koymalıdır. | Birçok kimsenin kusurunu zenginlik, makam vb. durumlar örter. | Bozulan şeyi düzeltecek etken vardır ancak bu etken bozulmuşsa artık düzeltmeden umudu kesmek gerekir. | 0 |
ağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeli | Üzerinde önemle durarak çağırmadım. | Yemeği çabuk yemelisin, dediğinin anlaşılabilmesi için de sözleri tane tane ve yavaş yavaş söylemelisin. | Başkalarının derdini kendine sorun yapıp da kendi rahatını ve düzenini bozma. | İşi yapmak istemeyen onu mutlaka başkasına ısmarlar. | 1 |
End of preview. Expand
in Data Studio
Data Source & Processing
This dataset is derived from furkanunluturk/turkce-atasozleri. To create a multiple-choice format, we used meta-llama/Llama-3.3-70B-Instruct embeddings to find the top 3 most similar results for each proverb definition, ensuring a similarity threshold of less than 0.92 to prevent duplicate answers. The 0.92 similarity threshold was chosen empirically and may be adjusted in the future.
- Downloads last month
- 33