question
stringlengths
13
90
choice1
stringlengths
20
254
choice2
stringlengths
20
304
choice3
stringlengths
20
332
choice4
stringlengths
20
332
answer
int64
0
3
bin ölçüp bir biçmeli
Yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır.
Gerçekleşmesi doğal olan işler engellenemez.
İşçi, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.
İşbaşına tecrübesiz yönetici getirenler, onun yaratacağı sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdır.
0
bin tasa bir borç ödemez
Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.
En ağır şartlarda bütün güçlükleri yener.
Borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.
Kötü insanlarla düşüp kalkanlar, onlardan kötü huy kaparlar.
2
binicinin sağı solu olmaz
1) Uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur. 2) İşini titizlikle yürüten kişinin, çalışanlarına her zaman iyi davranması beklenemez.
1) Kişiye, beğenmediği şey zorla beğendirilemez. 2) Bir iş insana zor kullanılarak yaptırılamaz.
1) Kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar. 2) Tembel olan işi geç yapar.
1) Çalışmayanın sürekli olarak çalışana borcu vardır. 2) Çalışmayarak bir şeyden yararlanan kişi, bu kolaylığı, çalışıp o şeyi meydana getirene borçludur.
0
bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım
Güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır.
Borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.
Sağlık veya görev değişikliği nedeniyle bir yerden başka bir yere gitmek huzur sağlar.
Tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı için rahat hareket eder.
3
bir adama kırk gün (deli dersen deli, akıllı dersen akıllı olur) ne dersen o olur
Sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir.
Haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda adı ön plana çıkan kişiler asıl haksızlığı ve kötülüğü yaparlar.
Kişi bir işi yapmak istemezse doğrudan doğruya yapmam demez de birtakım gerekçeler ileri sürerek bunu gerçekleştirmenin olanağı bulunmadığını söyler.
Aşağılık duygusu içinde bulunan kişi, kendisini olduğu gibi göstermeye utanır da kötü yönünü gizler, sadece iyi yönüyle övünür.
0
bir ağaçta gül de biter, diken de
Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.
Bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.
Tehlikeler, zararlar olmasa her şey alabildiğine gelişir.
Yaşı ilerlemiş insandan fayda beklenmez.
1
bir ağızdan çıkıp (çıkan) bin dile (ağza) yayılır
Bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiğinde kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.
Ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır.
Hakkını aramasını bilmeyen kimsenin işi görülmez.
Kötü komşu kendisinden emanet olarak istenen şeyi vermez, emanet isteyen de gidip o şeyden satın alır.
1
bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
İnsan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar.
Bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir.
Büyüklük taslayan birinde bitecek bir işimiz varsa biz onun ayağına gidip işimizi görmeliyiz.
Olan olmuş, iş işten geçmiş, artık yapacak bir şey yok.
1
bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun
Emek vermeden beklenen bir sonuca erişilmez.
Baba kaç çocuğu olursa olsun, hiçbir ayrım yapmadan hepsine bakar, onları büyütür; çocukları ise yoksul ve yaşlı durumdaki babalarının bakımını sen bak, o baksın gibi gerekçelerle bir türlü sağlayamazlar.
Altın harcanıp gider, toprak ise sürekli ürün veren, para getiren bir maldır.
Birçok hastalık insana ayağını üşütmesi, ata da tırnağı yoluyla gelir.
2
bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
Uzakta olan sevdiklerimize günün birinde kavuşabiliriz yeter ki yaşıyor olsunlar.
Çok çocuğu olan baba, her çocuk babasına bakılmasını ötekinden beklediği için sıkıntıda kalır.
Kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir.
Güç bir duruma düşüldüğünde ne yapıp edip kendisini veya yakın çevresindekileri kurtaranlar için söylenen bir söz.
1
bir baş soğan bir kazanı kokutur
Kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter.
İnsanlık değerinden yoksun kişi, kılık kıyafetle, makam ve mevkiyle değer kazanmaz.
Her girişilen işin niyeti önemlidir, iyi niyetle girişilen bir işin sonu doğal olarak hayırlı olur.
Yoksul insanla ilgilenmek ancak ona yardım etmekle olur.
0
bir başa bir göz yeter
Hiçbir şeyi tasa etmiyorum, işlerim yolunda.
Azla yetinmek gerekir.
Sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışlarda bulunma.
Tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya niyetim yok.
1
bir buldu iki ister, akça buldu çıkın ister
Herkesin talihi, kazancı bir değildir.
Hep başkalarının verdiği akılla hareket eden kimse, bir yere kadar başarılı olur, daha sonra ne yapacağını bilemez.
Herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.
Hırslı insanlar, hiçbir zaman ellerindekiyle yetinmez, daima daha fazlasını isterler.
3
bir çöplükte iki horoz ötmez
İnsanın alnına yazılmış olan şeyler önlenemez.
Bir yerde iki kişi baş olmaz.
Büyük şeyler beklenen bir işten önemsiz bir sonuç alındığında söylenen bir söz.
Sana sataşan kişiyi hırpalarken onu korumakta olan saygı gösterdiğin kimseyi gücendirmemeye de dikkat etmelisin.
1
bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış
Başkası adına konuşmak, insanın başını derde sokar.
Bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı için pek çok akıllı insan bunu düzeltmeye çalışır, fakat başaramaz.
Kızışmış bir kavgada veya herhangi bir olayda meram anlatmaya fırsat kalmadan olacak olur.
Koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişi, işini kendi başına görmek zorunda kalır.
1
bir dirhem et bin ayıp örter
Arsız hiçbir şeyden utanmadığı için elbise diye çul da giyse salına salına gezer.
Biraz kilo almak pek çok kusuru örter.
Adının anılması gerekmiyor.
Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir.
1
bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar
Bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz.
Çalışkan ve verimli kişi kendini göstermek ve yaptığı yararlı işi herkese duyurmak için sesini yükseltir.
Çoğu elde etmek için azları biriktirmek gerekir.
Meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz.
0
bir elin nesi var, iki elin sesi var
Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.
Alanında uzman olan bir kişi, bir sorunu kolayca çözümleyebilme becerisi gösteriyorsa bu, aynı işe yıllarca verilmiş emeklerin karşılığı olarak değerlendirilmelidir.
Her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez.
Gerekli koşullarını yerine getirmeden bir işe başlayan kişi olumlu sonuç alamaz.
0
bir elin sesi çıkmaz
1) Kişiye, beğenmediği şey zorla beğendirilemez. 2) Bir iş insana zor kullanılarak yaptırılamaz.
1) Karnı doymayan kimse çalışamaz. 2) Bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz.
1) Bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir. 2) Yardımlaşarak işler daha kolay başarılır.
1) Bir yerde baş olan kimse taşıdığı değer dolayısıyla o yere gelmiştir. 2) İş başındaki kişinin işi daima çoktur.
2
bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz
Avcılar bir av avlayabilmek için dağ demez, taş demez, günlerce taban teperler.
Bir evde iki kız olursa her biri bir taraftan aileyi sıkıştırıp giyim kuşam ister, çeyiz ister. Onlar istemese bile aile kendini böyle bir sorumluluk altında bilir ve bunun sıkıntısını çekerler.
Varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.
Geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
1
bir felaket bin nasihatten yeğdir
Kardeş, kardeşe zarar gelmesini istemez ama onun kendisinden üstün durumda olmasını da kıskanır.
Aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
Birisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz.
Yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
3
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı (hakkı) vardır
İyilik küçük de olsa unutulmaz.
Aşağılık kişiler birbirlerini kendi gibilerinin toplandığı yerde bulurlar.
Kötü biri ancak kendisi gibi kötü olan birisiyle arkadaş olur.
Etkili kişi kendi yakınlarına yardımcı olamaz.
0
bir görüş bir kör biliş
Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır.
Kişi kendi özelliklerini zaman zaman yabancıdan öğrenir.
Bir işi tam öğrenmeden, inceliklerini kavramadan, ustalaşmadan o işte bilgiçlik taslanmaz.
Bir kez görmekle bir şey iyice anlaşılmaz, öğrenilmez.
3
bir göz ağlarken öbür göz gülmez
Öz evladı bir gün öksüz kalırsa başkalarının ona kötü davranmasını istemeyen, üvey evladına kötü davranmamalıdır; kızına ileride gelin olarak gideceği yerde kötü davranılmasını istemeyen, kendi gelinine kötü davranmamalıdır.
Keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.
İçinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fırtınaların çıkması da olasıdır.
Yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söylediği sözün dışına çıkamaz.
1
bir günlük beylik beyliktir
Kişi, olumsuz yanlarını gizlemeyi bilir.
Borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir.
Hoşa giden bir durum, kısa da sürse çekici ve güzeldir.
İnsanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.
2
bir inat, bir murat
Özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz.
İnatçı kişi, her inadında istediği bir şeyi elde eder.
Bir kişi önemli bir kaybından dolayı çırpınıp kıvranırken başka bir kişi bu durumdan ne kadar çok yararlanabileceğini düşünür.
İyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir.
1
bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
Sürekli olarak iş değiştiren bir kimse başarı kazanamaz.
Bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir.
Yolsuz ilişkiler kadınlar için hoş karşılanmadığı hâlde erkekler bu gibi ilişkilerden övünme payı çıkarırlar.
Satıcı elinde neyi varsa satar.
1
bir koltuğa iki karpuz sığmaz
Sonunda büyük bir başarıya ulaşmak için yok olma tehlikesi bile göze alınır.
Aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.
Davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok.
İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider.
1
bir korkak bir orduyu bozar
Büyüyeceği belli olan her tehlike daha en başta önlenmeli, düşman güçlenip büyük zarar verecek duruma gelmeden tedbir alınmalıdır.
Kötülük, kötülük yapılarak düzeltilmez ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır.
Bir toplumda korkak kişi, kaygılı, heyecanlı sözleriyle kargaşa çıkarır.
İnsan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir.
2
bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)
Bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.
Tanrı kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu yapacak kimse işin üstüne gelir.
Görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin.
Sakal, kişiye değer kazandırmaz.
0
bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
Zor kullanan kişilere çok güçlü sanılan kimseler bile boyun eğer.
Yakınlık kurduğumuz kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ondan beklemeden kendimiz elde etmeye çalışmalıyız.
İçinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fırtınaların çıkması da olasıdır.
Herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir.
3
bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge
Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
Zengin olana herkes hizmet eder, fakir olana ise kimse yüz vermez.
Birkaç kez saklanabilen bir suç günün birinde ortaya çıkarak yapanı kötü bir duruma düşürür, suçlu cezasız kalmaz.
Kötü gereçle iyi şey yapılamaz.
2
bir tepe yıkılır, bir dere dolar
Kişi ihtiyarlar ama gönlü taze kalır, sevgisi eksilmez.
Her şey zamanında yapılmalıdır.
Dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanır, bir zengin fakirleşirken bir fakir de zenginleşebilir.
İnsanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur.
2
bir varmış bir yokmuş
Bir şeyi elde etmek için bazı sıkıntılara katlanmak gerekir.
Masal gibi geçip gitmiş, artık hayal olmuş.
Komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar.
Üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.
1
bir vuruşla ağaç devrilmez
Olumlu bir sonuç elde etmek için, tek bir girişimle yetinmemeli, o işe devam edilmelidir.
Hayvanın rengi dışındadır, bellidir ancak insanın ne düşündüğü, ne yapmak istediği kısacası içyüzü belli değildir.
Yazın yaşama koşulları kolay kışın zordur, tıpkı bunun gibi bazı olaylar önem vermeye değmez ama bazı olaylar çok dikkatli ve özenli olmamızı gerektirir.
Bir felaket meydana geldiği anda büyük bir tepki ve panik yaratır, daha sonra durumun eski ağırlığı kalmaz.
0
bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
İstenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.
Oturmayacağını belirten konuk yatıya kalır, yemeyeceğini söyleyen de bir türlü doyurulamaz.
Birinin sıkılmayı bir yana bırakarak yalnız çıkarına baktığı anlatılırken söylenen bir söz.
Üzülmenin yararı olmaz.
1
boğaz dokuz boğumdur
Densiz, budala ev sahibi, konuklarından çok kendini ağırlanacak konuk yerine koyar.
Bir söz iyice düşünmeden söylenmemelidir.
Sen başkasına kötülük yapma yolunu tutarsan başkası da sana kötülük yapma yolunu tutar.
Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.
1
borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek
Kimsesiz, koruyucusuz kimse ilerleyemez.
Borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir.
Yiğit kazandığı ünle tanınır.
İnsan doğduğu yeri değil geçimini sağladığı yeri yurt edinir.
1
borç iyi güne kalmaz
Kimileri bedava bulduklarında yenmeyecek şeyleri yerler, işe yaramayan şeyleri alırlar.
Ana babalar çocuklarına, mal sahipleri de mallarına iyi bakarlarsa iyi sonuçlar alınır.
Borcu ilk fırsatta ödemek gerekir.
Zengin ne kadar fakir düşse de yoksula göre yine varlıklıdır.
2
borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir
Birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.
Borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacaklısıdır.
Eğreti olarak alınan şey, dikkatle korunur; bir süre sonra olduğu gibi geri verilir.
Kişi, kendisinin yardıma muhtaç olduğu konuda başkasına yardım edemez.
0
borç ödenir, kira ödenmez
Hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır.
Armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekinir ve mutlaka yapmaya çalışır.
Kiracı olmaktansa, borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.
Herkesi en çok ilgilendiren kendi derdidir.
2
borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
Borç zamanında ödenmezse borçluluk duygusu gevşer, hastalık uzun süreli olursa ölüme yol açar.
Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.
Vakit geçirmeden yola devam edilmeli.
Ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür.
0
borç yiğidin kamçısıdır
Güzellerle zenginler her zaman itibarlıdırlar.
Her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tarafı vardır.
Borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.
Bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.
2
borç yiyen kesesinden yer
İşin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.
Borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de günün birinde mutlaka ödeyecektir.
Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.
Para harcadığında insan istediğini elde edebilir.
1
borçlu ölmez, benzi sararır
İnsan doğduğu yeri değil geçimini sağladığı yeri yurt edinir.
Masrafsız ve emeksiz elde edilen şeyler insana hoş gelir.
Borç kişiyi öldürmez ancak hasta edecek kadar üzer.
En kolay bir iş dahi emek gerektirir.
2
borçlunun dili kısa gerek
Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
Kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez.
Borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır.
İnsan, malına gelen zarardan, canına gelmişçesine acı duyar.
2
borçlunun duacısı alacaklısıdır
Borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacaklısıdır.
Hiçbir iş karşılıksız yapılmaz.
Bir işte aksaklık başta olanlardan kaynaklanır.
Doğru sözlü olan kişi sevilmeyen, istenmeyen kişi olacağı için bulunduğu yerden ayrılmaya hazır olmalıdır.
0
borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir
Başkasına kötülük yapmayı tasarlayan kimse, kötülüğünü yapmaya fırsat bulmadan cezasını görür.
Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.
Yoksulluk ve sıkıntı içinde olup da bey adı taşımaktansa borçsuz ve sıkıntısız bir çoban olmak daha iyidir.
Alçak gönüllü olanları kimse hor görmez, herkes onları korur.
2
borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar)
Borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.
Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.
Para kazanmayı bildiği hâlde dost kazanmayı bilmediği için sevilmeyen, sayılmayan nice insan vardır.
Kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz.
0
bostan gök iken pazar(lık) yapılmaz
İş ilişkilerine dostluk karıştırılmamalıdır.
Bir iş yapmak için gerekli olan şeyler, ölçü biraz geniş tutularak hazırlanmalıdır.
Ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı.
Ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.
2
bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz
Kişi, kendi işi için zaten harcayacağı çabadan dolayı başkasından karşılık beklemez.
Her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez.
Çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse yakalanıp ceza göre göre insanlıktan çıkar.
Bir kişi amaç edindiği işte kazaya uğrar.
2
boş başağın başı dik olur
Bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.
Ahmak kimse kendisini koruyup gözeten kişiye hizmetine verilmiş biri gözüyle bakar ve saygısız davranışlarıyla onun gönlünü kırarak hizmetinden yoksun kalır.
Yolunu, ne yapacağını bilen kimseye başkasının yardımı gerekmez.
Değerli kimselere sataşan çok olur.
0
boş çuval ayakta (dik) durmaz
1) Göz alıcı giysi giyen güzele hemen istekli çıkar. 2) Bir işin yapılışıyla uzaktan bile olsa ilgisi bulunan kimse, o iş üzerindeki eleştirileri üzerine alır.
1) Bir insan hangi işle uğraşıyorsa yakınındakiler de o işi çok sever. 2) Ticaretle uğraşanlar, sattıkları şeylerden evdekilerini yoksun bırakarak onların bu eşyanın özlemini çekmelerine neden olurlar.
1) Güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir. 2) Kendisinden yararlanılamayacak kişiye yararlanmak amacıyla eziyet edilmemelidir.
1) Karnı doymayan kimse çalışamaz. 2) Bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz.
3
boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
Çalışmak insanı tembellikten kurtarır.
Anlayışsız kişi ne kadar yaşlanırsa yaşlansın baş olacak bir olgunluğa ulaşamaz.
Yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır.
Bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur.
0
boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz
Aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
İçinden çıkılamayan güç bir durum karşısında kalındığında söylenen bir söz.
İlerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir.
Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.
1
boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş (az) demiş
Çenesi düşükler umulmadık anlarda densizce konuşabilirler.
Önemli kimseleri çekemeyip onlara dil uzatanlar çok olur.
Bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur.
Dengesiz kimselerden uzak durmak gerekir.
0
böyle başa böyle tıraş
Kişi nasıl birisiyse ona uygun biçimde davranılır.
Birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.
Herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortadaki işi kim yapar?
Her şeyin yenisi sevilir.
0
böyle gelmiş böyle gider
Elde edilmek istenen kimse, daha önce elde edilmiş kimse aracılığıyla tuzağa düşürülür.
Dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirler.
Her zaman böyle olmuş, gene de böyle olacak.
İstemeden iyilik yapan kişi karşısındakini de hoşnut edemez.
2
bu abdestle daha çok namaz kılınır
Çalışmak insanı tembellikten kurtarır.
Bir kimsenin oturduğu yerin durumu, onun kişiliğini belli eder.
Her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır.
Bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur.
3
bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
Yemeği çabuk yemelisin, dediğinin anlaşılabilmesi için de sözleri tane tane ve yavaş yavaş söylemelisin.
Üzerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük bir kusurdur.
Davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok.
Ne yapacaksa yapsın, kendisi bilir.
1
bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Güzel şeylerin çevresinde, ondan yararlanmak isteyen asalaklar dolaşır.
Bu işi yapmak sanıldığı kadar kolay değil, imkânlar sınırlı.
Sözleri ve davranışları birbirini tutmuyor, çelişiyor.
İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
2
bu sıcağa kar mı dayanır?
Bir şey alınması imkânı olmayan yerden, bir şeyler vermesini beklemek boştur.
İnsan mal kazanacağım diye sağlığını tehlikeye atmamalıdır.
Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır.
Aşırı harcamalarla eldeki imkânlar çok çabuk tükenir.
3
bugün bana ise yarın sana
Bugün birinin başına gelen kötü bir durum, daha sonra başka birinin de başına gelebilir.
Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.
İnsan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur.
Üzülmenin yararı olmaz.
0
bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir
Sağlanmış bir kazanç beklenen, umulan daha büyük bir kazanca feda edilemez.
Bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder.
İki kişi ile yapılması gereken bir işi tek kişi ile yapmaya kalkışmak yanlıştır.
Bir işte yetki kimde ise kuvvet ondadır.
0
buğday başak verince orak pahaya çıkar
Ne söylediği anlaşılmaz, söylediği şeylere önem verilmez.
Gereksinim duyulan şey değer kazanır.
Herkes sattığı malı, kendi işini, tutumunu ve davranışını över.
Kişi yoksul, görgüsüz bir aileden gelmekle değersiz olmaz, toplum içindeki yerini kendisi kazanır.
1
buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?
Genel gidişe ayak direten boşuna çaba harcamış olur, bir yere varamaz.
Oturmayacağını belirten konuk yatıya kalır, yemeyeceğini söyleyen de bir türlü doyurulamaz.
Görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin.
Çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir.
2
buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince
Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.
Herkes içinde bulunduğu koşula göre davranır.
Bir şeyin senin olduğundan kuşkun kalmaması için gereken bütün koşullar gerçekleşmelidir.
Bir şey alınması imkânı olmayan yerden, bir şeyler vermesini beklemek boştur.
2
buldukça bunar
Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
Bulduğuyla yetinmiyor da daha çoğunu istiyor.
Herkes dengiyle iş yapar.
Etkili kişi kendi yakınlarına yardımcı olamaz.
1
buldum bilemedim, bildim bulamadım
Çağrıldığın yere gitmekten çekinme, gelme denilen yere de gitme, orada sana ilgi göstermezler.
Herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes hatasının cezasını kendisi çeker.
Yönetimi altında bulunan kimselere sık sık müdahale edenler bekledikleri verimi alamadıkları gibi onları da arsız ederler; yiyecek ve para bakımından da sıkıntıya düşürenler onları hırsızlığa itmiş olurlar.
Kişi elinde fırsat varken bundan yararlanmayı bilmez, yararlanma yollarını öğrendiği zaman da eline fırsat geçmez.
3
büğersen göl olur, açarsan çöl olur
Önceden tasarlanan bir iş umulduğu gibi sonuçlanmaz, düşünüldüğü gibi olmaz.
Birikim, ancak tutmayı bilirsen olur.
Yardım sözle değil, gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.
Eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.
1
bükemediğin/ısıramadığın eli öp başına ko
İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler, haklarında yargıda bulunmakta acele edilmemelidir.
İlişkide bulunduğun kimseleri sözlerinle incitme, kötüleme ki onlar da sana daha büyük kötülük yapmasınlar.
İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.
Düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.
3
bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş
Kişinin yüreğini yakan acı, az zaman sonra küllenir; yerini yeni ve neşeli duygulara bırakır.
İnsanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir.
Başta insanı mutlu eden duygusal ilişkiler zamanla körelir ve sonuçta acı veren birer anıya dönüşür.
Kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler.
3
bülbülün çektiği dili belası
Yakınlarından biri ölenin acısı zamanla küllenir ancak bir yakını deli olanın acısı hiçbir zaman dinmez.
İlerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir.
Kötülük cezasız kalmaz.
Her şeyi öğrenme merakı, insanı birtakım tehlikelerle karşı karşıya getirebilir.
1
büyük balık küçük balığı yutar
Güçlüler, güçsüzleri ezer.
Sözü geçer bir adam olmak istersen herkese yardımda bulunacaksın, yiğit adam olmak için de savaşta da barışta da vurucu, kırıcı olacaksın.
Uygunsuz iş yapan kişi, ne kadar kaçarsa kaçsın, gideceği yer bellidir, kısa zamanda yakayı ele verir.
Kurallara bağlı olmayan kişi istenildiği gibi yönetilemez.
0
büyük başın derdi büyük olur
Doğru sözlü olan kişi sevilmeyen, istenmeyen kişi olacağı için bulunduğu yerden ayrılmaya hazır olmalıdır.
Büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur.
İnsan kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır.
İmkânları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır.
1
büyük lokma ye büyük söz söyleme
Üzülecek bir durum meydana gelirse ne yapılacağını şimdiden kararlaştırmak o üzücü durumun gelmesine yol açmaz.
Başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak da gerekir.
Çok dinleyip az söylemeli.
Başaramayacağın, sonuçlandıramayacağın bir konuda kesin sözler söyleme.
3
cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur)
Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
İnsanların nasipleri arasındaki tutarsızlıkları belirten bir söz.
Evin kadını anlayışlı, idareci ve tutumlu olursa ancak o zaman evde dirlik düzenlik sağlanır.
Kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.
0
cambaz ipte balık dipte gerek
İnsan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.
Kişi, sadece uzman olduğu alanda çalışmalıdır.
Bir yere izinsiz girmek veya bir işe izinsiz el atmak kötü karşılanır.
Para harcadığında insan istediğini elde edebilir.
1
caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur
Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.
Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.
Küçük bir zarara uğramayı kabul etmezse çok büyük bir zarara uğrayacağını anlayan kimse, bu küçük zarara katlanır.
Tanrı bir şeyi size kısmet etmişse o mutlaka size gelir, kısmet etmemişse yapacak bir şey yoktur.
0
can boğazdan gelir (geçer)
Her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tarafı vardır.
Hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyleri sıkıntı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız.
İnsan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir.
Gerekli olanın niceliğinden çok niteliği önemlidir.
2
can bostanda bitmez
Bir işin nasıl bir sonuç vereceğini ancak Tanrı bilir ama insan da kafasını kullanarak aşağı yukarı bir tahminde bulunabilir.
İnsan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır.
Sen bir kimse için fedakârlıkta bulunursan o da senin için fedakârlıkta bulunur.
Yorucu olmayan işlerde kendisinden yararlanılamayan kişi, ağır işlere koşulur.
1
can candan şirindir (tatlıdır)
Çıkar sağlamaya yardım eden kimseye veya şeye zarar gelmemesine dikkat edilmelidir.
Bir kişi için kendi canı, başkasının canından daha tatlıdır.
Bir kişi amaç edindiği işte kazaya uğrar.
Bir şey satın almasını bileyen kimseler alışverişe çıkmamalıdır ancak esnaf da bu gibilerden hoşlanır.
1
can canın yoldaşıdır
Çalışkan ve verimli kişi kendini göstermek ve yaptığı yararlı işi herkese duyurmak için sesini yükseltir.
Bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir.
Basit bir çevrede yaşayan, önemsiz bir görevde çalışan her yönden değerli olan kişi önemsiz bir görevde çalışıyorsa yeteneklerini tam olarak gösteremez, bundan dolayı değeri anlaşılmaz.
İnsan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar.
3
can cümleden aziz
İnsanın kendisi herkesten önce gelir.
Elde edilmek istenen kimse, daha önce elde edilmiş kimse aracılığıyla tuzağa düşürülür.
Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
İyi düşünmeden yaptığımız işlerden pişman olarak geri dönmek isteriz ama artık iş işten geçmiştir.
0
can çekişmektense ölmek yeğdir
Bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan bu işten yararlanan bilmez.
Bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir.
Bir kimse başka bir kimseyi ancak bir kez aldatabilir, diğeri bir daha aldatmasına izin vermez.
Yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın.
1
can çıkmayınca (çıkmadan) huy çıkmaz
Köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygularını belli eder, insan da bundan ders almalı, gördüğü iyiliği unutmamalıdır
İnsanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir
Bir işi görünüşte ve biçimsel olarak yapmakla o iş gerçekten yapılmış ve sonuç elde edilmiş olmaz
Acele ederek yaptığımız işten istediğimiz sonucu alamayabiliriz
1
cana gelecek kaza (zarar) mala gelsin
İyiyi amaçlayanlar iyiye, kötüyü amaçlayanlar ise kötüye ulaşırlar.
Zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir.
Atın doru renkli olanı, kişinin ise gözünü budaktan esirgemeyeni makbuldür.
Bir kimse kimi zaman tedbirsizliği yüzünden öyle yanlış iş yapar, başını öyle derde sokar ki böyle bir kötülüğü başkaları ona yapamaz.
1
canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
Komşudaki uygunsuz kişi, başkalarını incitse de komşusunu rahatsız etmez.
Bir kimsenin acısı, başkalarının umurunda değildir.
Düşmana karşı her zaman uyanık davranmak gerekir.
Güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır.
3
canı yanan eşek attan yüğrük olur
Kişi, olumsuz yanlarını gizlemeyi bilir.
Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.
Zarara veya kötülüğe uğrayan kimse acısını çıkarmak için aşırı çaba harcar.
Zaten var olan ve herkesin işine yarayıp artan şeyin yanına aynı işi görmek üzere bir de daha zayıfını eklemek boşuna yorulmaktır.
2
canımı sokakta bulmadım
Bir işin sonunun nasıl olacağı şimdiki gidişinden belli olur.
Tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya niyetim yok.
Herkesin kendi yarattığı şey çirkin de olsa gözüne güzel görünür.
Misafir, ev sahibinin kendine çok şeyler ikram edeceğini umar ama beklediklerini bulamayabilir.
1
cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez
Kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamaz.
Üstün nitelikli kişinin değeri, bulunduğu yerden uzaklaştırılmasıyla azalmaz.
Yaşanılmış, alışılmış, erişilmiş bir durum veya makam yitirildikten sonra, göz o durum veya makamda kalır.
Sıkıntı çekmemiş olanlar, eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilemezler.
3
cemaat ne kadar çok olsa imam gene bildiğini okur
Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez.
Ağızdan çıkan bir söz, artık gizli kalmaz, herkes onu duyar.
Bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.
Borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.
2
cins cinse çeker
Başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
Mutlu bir yaşayış kişiyi dinç kılar, mutsuz bir yaşam ise yıpratır.
Her insan veya yaratık az çok soyuna benzer.
İnsanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır.
2
cins horoz yumurtada öter
Çocuğun soyluluğu ve değeri daha bebekken her hâlinden anlaşılır.
İnsan kendi yakınlarını ve kendi işlerini yük saymaz.
Tanrı her yarattığının rızkını verir.
Kimi kişiler, kendilerine acıyıp iyilik edenlerin başını derde sokarlar veya bu iyiliği kötüye kullanırlar.
0
cins kedi ölüsünü göstermez
Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
Kurnaz ve hileci kimse ile ortaklık eden kişi hilenin en büyük kurbanı olur.
Soylu kişi, acınacak kötü durumunu kimseye göstermez ve söylemez.
Kişiye kendi işi ve yakınlarının sorumluluğu ağır gelmez.
2
civcivde gözün, et yemeye yüzün olsun
Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
Zor kullanan kişilerin istediğini en güçlü kimseler bile verirler.
Kolay ve düzgün başlayan bir iş hep öyle sürüp gitmez, güçlüklerle ve aksaklıklarla da karşılaşılabilinir.
Birisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz.
0
cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler
Başkalarının pohpohlamalarına kananlar mallarından ve canlarından olurlar.
Kurnaz ve hileci kimse ile ortaklık eden kişi hilenin en büyük kurbanı olur.
Zulüm görenin ahı, zulmedene hayretmez.
Küçük bir zarara uğramayı kabul etmezse çok büyük bir zarara uğrayacağını anlayan kimse, bu küçük zarara katlanır.
0
cömertle nekesin harcı birdir
1) Aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 2) Bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.
1) Güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir. 2) Kendisinden yararlanılamayacak kişiye yararlanmak amacıyla eziyet edilmemelidir.
1) Cömertin de cimrinin de sarıldığı kefen aynıdır. 2) Cimri, ucuz diye her şeyin kötüsünü alır, bunlar işe yaramadıklarından veya çarçabuk bozulduklarından yenilerini almak zorunda kalır ve birkaç kez para harcar; cömert ise bir kez çok para verip her şeyin iyisini alır. Sonuç olarak cimri de, cömert de aynı parayı harcamış olur.
Bir iş yapılacağı zaman zengin “işte para” diye kesesini döver, fakirse yapmak istediği işi parasızlık yüzünden yapamayacağı için dizini döver.
2
cumhura muhalefet kuvveihatadandır
Olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sürekli olamayacağını anlatan bir söz.
Sonunu düşünmeksizin aklına eseni yapan, herkese sataşan kimse bu davranışının büyük zararlarını görür.
Sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.
Zor bir işe giren onun bütün sıkıntılarıyla karşılaşabilir.
0
çabalama kaptan ben gidemem
Bu işi yapacak güçte değilim, zorlamanın yararı yok.
İşini başkasına inanmayarak kendisi yapan, üzülmez, rahat eder.
Bulduğuyla yetinmiyor da daha çoğunu istiyor.
Gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.
0