Unnamed: 0
int64 0
7.98k
| Baslik
stringlengths 13
171
| Ozet
stringlengths 18
904
⌀ | Kategori
stringclasses 1
value | Link
stringlengths 44
201
| Icerik
stringlengths 1
25.9k
|
---|---|---|---|---|---|
7,853 | Kimliği yanında olmayan ilaç alamayacak | Yeni uygulamayla, hasta ve hasta yakınları yanlarında nüfus cüzdanı ve ehliyet gibi nüfus bilgilerinin yer aldığı kimlikler olmadan ilaç alamayacak. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kimligi-yaninda-olmayan-ilac-alamayacak-13962 | Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), ilaç alımında yaşanan suistimalleri önlemek üzere yeni bir uygulama başlatıyor. Türk Eczacıları Birliği (TEB) ile yapılan protokol gereği artık hasta ve hasta yakınları yanlarında nüfus cüzdanı, ehliyet ya da basın kartı gibi nüfus bilgilerinin yer aldığı kimlikler olmadan ilaç alamayacak. Bugüne kadar T.C. kimlik numarası, reçetenin üzerine yazılıyordu ama eczaneden ilaç alınırken nüfus cüzdanı gösterilmiyordu. E-reçeteye geçildiğinden beri artık bu da sorgulanmıyor. Şimdi yeni uygulamayla eczacı isterse veriliş tarihini, isterse aile cüzdan numarasını dahi sorabilecek. SKG ile TEB arasında Eylül ayında yapılan ek protokol değişikliğine göre ilaç alımlarında T.C. kimlik numarasının yanı sıra cilt no/aile sıra no gibi ek doğrulama bilgileri de istenecek.
TEB Genel Sekreteri Harun Kızılay, uygulamanın bugün itibariyle başladığını ancak vatandaşın haberi olmaması nedeniyle bir dizi karışıklık yaşandığını söyledi. Bunun üzerine SGK ile görüştüklerini anlatan Kızılay, vatandaşın bilgilendirilmesi için kısa süreli bir geçiş süreci tanındığını açıkladı.
AMAÇ, USULSÜZLÜKLERİ ENGELLEMEK
Genel Sekreter Kızılay, bu uygulamayla ilacın hasta veya hasta yakını kimseler dışında alınmasının engellenmesi ve birtakım usulsüzlüklerin önlenmesinin amaçlandığını vurguladı. Kimlik doğrulama için ek bilgilerin istenmesi, hastalarımızı ve eczacılarımızı etik dışı uygulamalardan korumak ve kamu yararı sağlamak amacını taşımaktadır dedi.
KİMLİĞİ OLMAYANA İLAÇ YOK
Kızılay, Hasta ve hasta yakınlarını uyarıyoruz. Artık sadece T.C kimlik numarasını söyleyerek eczaneden ilaç alınamayacak. İlacı alacak kişinin yanında mutlaka nüfus cüzdanındaki bilgileri içeren bir kimlik bulunması gerekiyor. Bu Nüfus Cüzdanı olabileceği gibi, ehliyet ya da sarı basın kartı da olabilir. Bu tür kimliği olmayan kendisi ya da yakını için ilaç alamayacak dedi.
HER SEFERİNDE BAŞKA SORU
Kızılay, başkası adına ilaç alımlarının önüne geçmek için bu uygulamanın başladığını belirtirken, Eczacı her seferinde farklı soru sorabilir. Kiminde aile ve cilt no'yu sorarken, kiminde nüfusa bağlı olduğu yeri, kiminde cüzdanın veriliş tarihini, kayıt numarasını sorabilir. Tıpkı kredi kartı ve bankacılık işlemlerindeki kimlik doğrulama gibi sorular her seferinde değişebilir. O nedenle ilaç alacak kişinin yanında mutlaka kimliğinin olması gerekiyor. Kimliğinizle komşunuz, arkadaşınız, anneniz ya da kardeşinizin ilacını alabilirsiniz. Ama MEDULA sistemine ilacı alan kişi olarak sizin bilgilerinizin girilmesi gerekecek diye konuştu. |
2,646 | Son dakika! 6 Ağustos koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat sayısından düşüş | Son dakika haberi: Türkiye'de son 24 saatte 243 bin 280 Kovid-19 testi yapıldı, 23 bin 957 kişinin testi pozitif çıktı, 101 kişi hayatını kaybetti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/vaka-ve-vefat-sayisindan-dusus-2790655 | Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye'nin yeni koronavirüs tablosu açıklandı. 6 Ağustos’ta açıklanan 24 saatlik verilere göre 23 bin 957 vaka tespit edildi. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 101 oldu. Son 1 günde toplam 243 bin 280 test yapılırken, iyileşen hasta sayısı 6 bin 941 olarak kaydedildi.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, aşılama verilerine de yer verildi. En az 1 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 1. doz aşılama ortalama yüzde 67. 02 oldu. 2. doz ortalaması yüzde 45. 91 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 75 milyon 554 bin 132'e yükseldi.
MUĞLA ÖRNEK ŞEHİR OLDU
Verilerde, aşılamada önde giden illere de yer verildi. Bakanlığın tablosuna göre yüzde 88. 7 ile Türkiye'de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Muğla'yı Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Balıkesir, Amasya, Aydın, Eskişehir, Tekirdağ ve İzmir takip etti.
EN DÜŞÜK AŞILAMA ŞANLIURFA'DA
Bakanlığın tablosuna göre yüzde 41. 2 ile Türkiye'de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’nın ardından Mardin, Bitlis, Diyarbakır, Muş, Batman, Bingöl, Gümüşhane, Siirt ve Iğdır takip etti.
BAKAN KOCA'DAN TEDBİR VE AŞI MESAJI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabında yaptığı paylaşımda tedbir ve aşı mesajı vererek, Vaka sayılarının artış hızı istenilen seviyede düşerse daha güvende olacağız. Bunun için iki yol var; tedbir ve aşı. Aşınızı olun ifadelerini kullandı
5 AĞUSTOS KORONAVİRÜS TABLOSU
Sağlık Bakanlığınca dün açıklanan verilere göre, 24 bin 297 vaka tespit edildi. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 108 oldu. Son 1 günde toplam 245 bin 152 test yapılırken, iyileşen hasta sayısı 6 bin 636 olarak kaydedildi. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, aşılama verilerine de yer verildi. En az 1 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 1. doz aşılama ortalama yüzde 66. 77 oldu. 2. doz ortalaması yüzde 45. 32 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 74 milyon 901 bin 234'e yükseldi.
4 AĞUSTOS KORONAVİRÜS TABLOSU
Sağlık Bakanlığı, iki gün önce açıklamış olduğu tabloya göre, 26 bin 822 yeni vaka tespit edildi, 122 kişi hayatını kaybetti. 262 bin 48 Kovid-19 testi yapılırken, iyileşen hasta sayısı 6 bin 96 olarak açıklandı.
Vaka sayılarındaki artışla ilgili 4 Ağustos'ta yaptığı paylaşımla uyarıda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Vaka sayıları sınır kabul ettiğimiz 20 bin sınırının çok üzerinde. Vaka sayılarını bu sınırın altına indirmek elimizde. Aşınızı olun, kalabalıklardan uzak durun ifadelerini kullandı.
Son dakika haberinin ayrıntıları hazırlanıyor
İlgili Haberler
Bill Gates: Koronavirüsten daha beter olacak
Koronavirüs hakkında merak edilen soru cevaplandı: Ne zaman kan verilebilir?
Son dakika haberi: 5 Ağustos koronavirüs tablosu açıklandı: Can kaybı 100'ü aştı
Kolestrol ilacı koronavirüsü yüzde 70'e kadar azaltıyor |
4,935 | Bilim Kurulu üyesi İlhami Çelik'ten çarpıcı uyarı: Korku ve panikle mücadeleyi kazanamayız | Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, "Şu anda bizim toplumu en çok tehdit eden olay bu, korkuyu yenmemiz lazım. Bir maçı asla korku ve panikle kazanamazsınız. Bunun için sakin, tedbirli olmalıyız, panik halinden kurtulmalıyız. Şu anda altından kalkamayacağımız bir hasta popülasyonumuz yok. Süreci daha rahat götürebiliyoruz. İnşallah bu daha da artmaz. Bizim için önemli olan, hızlı pikin oluşmasını önlemek" dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/bilim-kurulu-uyesi-ilhami-celikten-carpici-uyari-korku-ve-panikle-mucadeleyi-kazanamayiz-2702625 | Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, insanlarda Korona korku sendromu oluştuğunu belirterek, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelenin korku ve panikle kazanılamayacağını söyledi.
Prof. Dr. İlhami Çelik, yaptığı açıklamada, evde kalınması çağrısında bulunarak, gerekli olmadıkça dışarı çıkılmaması tavsiyesinde bulundu.
Bu virüsün veba ve tüberküloz gibi algılanmaması, insanların birbirine vebalı gibi yaklaşımda bulunmaması gerektiğine dikkati çeken Çelik, virüsün ömür boyu insan vücudunda kalmayacağını söyledi.
Çelik, koronavirüse yakalanan insanların yüzde 95 iyileştiğini vurgulayarak, Yüzde 5 de yaşlı vatandaşlarımızda can kaybına giden sonuçlar görüyoruz. Bu çok üzücü bir şey. Bizlerin yapmaya çalıştığı şey yaşlıların hayata tutunmasını sağlamak. Bunun için de elimizden geleni yapıyoruz. dedi.
Koronavirüse yakalanıp damgalanma korkusu yaşayan insanların varlığına dikkati çeken Çelik, İki tip vatandaş var. Birincisi 'Ben test yaptırmak için geldim' diyen var. Bu test sadece o anı gösterir. Yarın, bu virüsü almayacağınız anlamına gelmez. Bu adli sicil kaydı gibi bir şey değil. Sizin siciliniz temiz diye ortaya çıkamazsınız çünkü virüsün ne zaman bulaşacağını bilemezsiniz. İkincisi test yaptırmaktan kaçınanlarda damgalanma korkusu var. Bu da yanlış bir şey. Birbirimize bulaşıcı hastalığımız var gibi davranmamamız lazım. ifadelerini kullandı.
Şu anda altından kalkamayacağımız bir hasta popülasyonumuz yok
Prof. Dr. Çelik, şunları kaydetti:
Korona korku sendromu oluştu. Şu anda bizim toplumu en çok tehdit eden olay bu, korkuyu yenmemiz lazım. Bir maçı asla korku ve panikle kazanamazsınız. Bunun için sakin, tedbirli olmalıyız, panik halinden kurtulmalıyız. Bizim de öyle olmamız gerekiyor. Televizyonlar, daha temkinli, korku ve panikten uzaklaşacak şekilde yayın yapmalı. Basın yayının rolü çok büyük bu konuda. Bunun dışında kendi aramızdaki gereksiz dedikodular, fısıltılar ve medya dediğimiz aslında hiç sosyal olmayan vatandaşları korku ve paniğe sevk eden antisosyal dediğimiz medyanın rolü çok daha büyük gibi duruyor. Bunun yenebileceğimiz bir hastalık olduğunu insanlara anlatmamız lazım.
Koronavirüsle mücadelede sosyal izolasyonun önemine değinen Çelik, vatandaşlara evde kalmaları çağrısında bulunarak, Şu anda altından kalkamayacağımız bir hasta popülasyonumuz yok. Süreci daha rahat götürebiliyoruz. İnşallah bu daha da artmaz. Bizim için önemli olan, hızlı pikin oluşmasını önlemek diye konuştu.
Çelik, bu durumu engellemek için vatandaşın sorumluluk alması gerektiğini vurgulayarak, koronavirüs tedavisi için çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü ve Türkiye'de ikinci kez enfekte olan bir vakaya rastlanılmadığını sözlerine ekledi. |
620 | Öğrenince eczanelere koşacaksınız! İşte Vicks'in bilinmeyen faydaları... | İçinde sedir ağacı yağı ve Hindistan cevizi yağı da bulunan Vicks krem yağı, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarına iyi gelmesiyle biliniyor. Ancak Vicks'in bilinmeyen birçok yararı ve özelliği de mevcut. İşte küçücük kutunun şifa deposu olduğunu açıklayan 10 kritik madde... | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/ogrenince-eczanelere-kosacaksiniz-iste-vicksin-bilinmeyen-faydalari-32124 | |
4,183 | 'Kan renginiz vücuttaki oksijeni işaret ediyor' | Prof. Dr. M. Emin Akkoyunlu “Eğer kandaki oksijen miktarı yüksekse yani kan oksijene doymuşsa açık kırmızı görülür. Ama kan eğer oksijene doymamışsa yani oksijen miktarı yetersizse koyu kırmızı görülür. Aslında kana parlak rengi veren oksijendir. Eğer dudaklarımızda, tırnak ve parmak uçlarımızda renk morarmaya doğru gidiyorsa demek ki o bölgede oksijen azlığı var manasına denk gelir” dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kan-renginiz-vucuttaki-oksijeni-isaret-ediyor-2741943 | Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, solunum yetmezliğine ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Akkoyunlu, tüm canlılarda enerjiyi kullanabilmek için oksijene ihtiyaç olduğunu belirterek “Bu oksijenin alınması ve yakılan enerji sonrası açığa çıkan karbondioksitin de atılmasını sağlayan mekanizmaya biz solunum diyoruz. Solunum esnasında birçok organ görev alır. Beyinde her nefes almamızda nefes almayı uyaracak yani nefes al emrini verecek bir merkez vardır bunun farkında değilizdir. Bu sinirler sayesinde kaslara gelir. Kaslarda bir sorun yoksa ve şişirtebilirse biz nefes alırız. Akciğerde bir sorunumuz yoksa biz aldığımız nefesle beraber oksijeni kana geçiririz ve sonrasında üretilen karbondioksiti tekrardan havaya atarak solunumu tamamlamış oluruz. Bu mekanizmanın herhangi bir aşamasında bozukluk yani oksijen almamızı engelleyecek veya karbondioksiti atmamızı engelleyecek bir durum söz konusuysa ve bunlar kritik eşiği aşmışsa bunlara solunum yetmezliği diyoruz” dedi.
“Oksijen düşüklüğü ölüme kadar götürebilir''
Solunum yetmezliği olduğunu anlamanın basit yöntemleri olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Akkoyunlu, “Eğer nefesinizin yetmediğini hissediyorsanız solunum probleminiz var demektir. Mesela sizin yaşınızdakiler uzun yol yürüyebiliyorsa veya sizden daha hızlı yokuş yukarı çıkıyorsa ancak siz tıkanıyorsanız, eğer kalbiniz daha hızlı çarpıyorsa o zaman solunum yetmezliği ile ilgili bir probleminiz var demektir. Solunumla ilgili iki önemli işlev vardır. Bunlar oksijenin alınması ve karbondioksitin atılmasıdır. Karbondioksitin atılması problemini daha çok kronik hastalıklarda, KOAH gibi hastalıklarda veya felç gibi sinir iletiminin bozulduğu büyük problemlerde görüyoruz. Bu nedenle karbondioksitin atılmasını fizyolojik bulgularla görmek çok mümkün değil. Karbondioksitin kandan atılmaması alkol gibi etki yapar. KOAH'ı veya nörolojik bir problemi olan hastalar bu konuda tecrübeli oldukları için bunu tespit etmek biraz daha kolay ve biraz daha özel bir durumdur. Ancak toplumun geneli itibari ile baktığımızda oksijenin düşüklüğü çok daha sık gördüğümüz, hayati öneme sahip hatta ölümlere neden olabilen en önemli problemdir. Bu nedenle oksijen yetersizliğini tespit etmek veya akut döneminde farkına varmak oldukça önemli. Oksijenin yetersizliği tüm vücutta ya da belli organlarda, dokularda olabilir” açıklamasında bulundu.
“Oksijen miktarı yüksekse kan açık kırmızı olur”
Prof. Dr. Akkoyunlu, kanın rengini ve parlaklığını oksijen seviyesinin belirlediğine işaret ederek, “Mesela kalp krizi geçirirken kalpteki bir damara pıhtı atar, ona bağlı olarak göğsünüzde baskı, ezilme hissedersiniz. Bu belli bir dokuda veya organda var olan oksijen yetersizliğini ifade eder. Bacaklarda veya kollarda, ellerde atar damar dediğimiz oksijeni taşıyan damarlarda bir tıkanıklık meydana gelir. Direkt olarak o bölgede morarma görürüz. Oksijenin çok güzel bir belirtisi vardır. Eğer kandaki oksijen miktarı yüksekse yani kan oksijene doymuşsa açık kırmızı görülür. Ama kan eğer oksijene doymamışsa yani oksijen miktarı yetersizse koyu kırmızı görülür. Aslında kana parlak rengi veren oksijendir. Bu nedenle atar damarlar parlak kırmızıyken toplardamarlar koyu kırmızı, kahverengine yakın kanı taşırlar. Bu nedenle tırnak uçlarımıza, dudaklarımıza rengini veren şey kısmen parlak kırmızı ve koyu kırmızı kanın birlikte oluşturduğu kontrasttır” diye konuştu.
“Dudakta ve tırnak ucundaki morarmayı ciddiye alın”
Özellikle vücuttaki bazı sinyallerin oksijen seviyesini gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Akkoyunlu, “Eğer dudaklarımızda, tırnak uçlarımızda, parmak uçlarımızda renk morarmaya doğru gidiyorsa demek ki o bölgede oksijen azlığı var manasına denk gelir. Özellikle dudaklar ve parmaklar bizim için oldukça önemlidir. Vücudun uç kısımları olmasına rağmen genel bir oksijen yetersizliğini gösterir bu bölgeler. Mesela çok üşüyorsanız veya soğuk suya girip çıktığınızda vücut ısıyı artırmak için damarlar büzüşür. Ellerinize, dudaklarınıza çok fazla kan akımı olmaz ve oksijen miktarı azaldığı için kan içerisinden bir morarma meydana gelir. Bunlar geçicidir ama normal şartlarda yani ekstra soğuğa maruz kalma yokken eğer dudak ve parmaklarda morarma varsa o zaman ya kandaki oksijen iletiminde ya da kanın iletiminde bir problem var demektir. Bu durumda bir göğüs hastalıkları doktoruna başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.
“Psikolojik nedenler de nefes darlığına yol açabilir”
Solunum yetmezliğinin altında bazen psikolojik problemlerin olabileceğine değinen Prof. Dr. Akkoyunlu, “Ani bir solunum durmasına bağlı olarak meydana gelen bir olay saniyeler içinde tedavi edilmeli ve hastanın yeniden yaşama döndürülmesi gerekmektedir. Zaten beynin oksijensizliğe dayanabildiği süre en fazla 6 saniyedir. 6 saniye boyunca beyine oksijen gitmezse beyin ölümü meydana gelir, kalp dokuları yani hızlı çalışan organlarımızdaki oksijen ihtiyacı çok fazladır. Bu nedenle solunum yetmezliği eğer ani gelişen bir olaysa o hayati riski ifade ettiği için ani tedaviler kalp masajı ve suni solunumdur. Acilen makinaya bağlanmalıdır. Ancak solunum yetmezliği kronik bir olaysa altta yatan sorun neyse, nörolojik veya sinir iletimi ile ilgili mi ona bakılıp tedavisi yapılır. Şayet akciğerle ilgiliyse daha özel tedaviler yapılır. Kalple ilgiliyse onun özel tedavileri vardır ona göre tedaviler yaparız. Şunu belirtmek lazım ki nefes darlığı solunum yetmezliğinin en önemli belirtisi olmasına rağmen aynı zaman da psikolojik olarak ortaya çıkan problemlerinde en sık görülen bulgusudur. Mesela psikolojik olarak kas ağrıları olan bir kişide halsizlik ve nefes darlığı da görülebilir. Bu nedenle altta yatan neden incelenmelidir” ifadelerini kullandı. |
7,959 | Doktorlardan rahatlatan grip açıklaması | Havaların soğumasıyla birlikte gribal enfeksiyon yüzünden hastanelere başvuranların sayısında belirli bir artış gözleniyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/doktorlardan-rahatlatan-grip-aciklamasi-4176 | Konya'da doktorlar son günlerde gündeme gelen H3N2 virüsüyle çok karşılaşmadıklarını ancak bu mevsimde benzer grip vakaların yaşandığı söyledi.Türkiye genelinde yaşanan soğuk algınlığı vakalarıyla her yıl olduğu gibi bu sene de kış mevsiminde belirli bir düzeyde artış gözleniyor. Konya'da soğuk algınlığı şikayetiyle hastaneye gelenler, Birkaç gün devam eden ve üşütme sonrası ortaya çıkan belirtilerden dolayı doktora geldik dedi.Konya'da yaşanan soğuk algınlığıyla ilgili bilgi veren Konya Farabi Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Uzmanı Op. Dr. İlker Yiğit, Son dönemlerde hem basında hem de halk arasında H3N2 virüsünün yaygın bir şekilde salgının olduğu söyleniliyor fakat son dönemlerde yaptığımız tetkik ve araştırmalar sonucunda bu virüse çok fazla rastlamadık.
Her yıl ekim-kasım gibi başlayıp mart sonunda kadar süren mevsimsel griplerden biri olduğunu düşünüyoruz. Kış döneminde grip salgını, vücut direncimiz düşük olduğu ve kapalı mekanlarda bulunduğumuz için artıyor. Grip ile nezleyi iyi ayırt etmeliyiz. Gripte burun tıkanıklığı, akıntısı, hapşırma dışında nezleden farklı olarak ateş ve hastalarda yorgunluk, halsizlik görülüyor. Gripten korunmak için bol sıvı, C vitramini, portakal ile nar suyu gibi içecekler tüketilmelidir. Onun dışında hapşırırken ellerimizden ziyade kolumuzla kaptmamız lazım. Ellerimizi en az 30 saniye bol sabunlu su ile yıkanmamız gerekiyor. Kış aylarında kalabalıkta kapalı alanlarda fazla durmamamız gerekiyor. Mümkün olduğunca sarılıp öpüşmekten kaçınmak lazım şeklinde konuştu. |
7,972 | Akdeniz Üniversitesi, pediatrik naklin merkezi oldu | Akdeniz Üniversitesi'nde bu yıl 282 böbrek, 40 karaciğer, 4 pankreas, 5 de kalp nakli gerçekleştirildiği bildirdi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/akdeniz-universitesi-pediatrik-naklin-merkezi-oldu-3396 | Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ayhan Dinçkan, 2013 yılında 282 böbrek, 40 karaciğer, 4 pankreas, 5 de kalp nakli gerçekleştirdiklerini bildirdi. Dinçkan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Akdeniz Üniversitesi olarak solid (katı) organ nakilleri bakımından 2013 yılı hedeflerini tutturduklarını belirtti. Böbrek nakillerinde hem kadavra hem de canlı vericiden nakillerde bir önceki yıla göre yüzde 10 artış sağlandığını ifade eden Dinçkan, şunları söyledi:
2013 yılında 282 böbrek, 40 karaciğer, 4 pankreas, 5 de kalp nakli gerçekleştirdik. 282 böbrek naklinden yüzde 14. 5'i pediatrik hastalara yapıldı. Akdeniz Üniversitesi, pediatrik naklin merkezi oldu. Böbrek nakillerindeki hasta sağ kalım başarı oranı, yüzde 98 ile dünya ortalamasının üzerinde. Dinçkan, 40 karaciğer nakli ile bu alanda önceki yıllara göre 3 kat artış sağlandığını vurgulayarak, Nakillerin yüzde 22'sini pediatrik hastalar oluşturuyor. Toplam karaciğer nakillerinde hasta sağ kalım oranı da yüzde 93'tür. 2013 yılında da Türkiye'nin tek pankreas nakli yapan merkezi olduk. 4 pankreas nakli yaptık, hasta ve organ sağ kalım oranı yüzde 100 olarak gerçekleşti dedi. Dinçkan, hastanelerinde 22 beyin ölümü gerçekleştiğini, bunlardan 11'inin ailesinin organ bağışında bulunduğunu kaydetti. |
7,694 | Yüksek tansiyon bunama riskini artırabilir | Yüksek tansiyon, bilişsel becerilerin azalma riskini artırabilir. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/yuksek-tansiyon-bunama-riskini-artirabilir-32141 | Yüksek tansiyon, bilişsel becerilerin azalma riskini artırabilir. ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi'nden bilim adamlarının araştırması, 40'lı yaşlarda tansiyon hastası ve tedavi görmeyen bir kişinin 20 yıl sonra bunama riskinin daha fazla olduğunu gösterdi. Bilim adamları ortalama 20 yıl boyunca 48-67 yaşındaki 14 bin kişinin sağlık durumunu inceledi. 40'lı yaşlarda tansiyonu yüksek olan kişilerin 20 yıl sonra hafıza, konsantrasyon ve diğer bilişsel faaliyet testlerinden aldıkları sonuçların yüzde 6. 5 düştüğü belirlendi. Araştırma ayrıca 40'lı yaşlarda tedavi görenlerin 20 yıl sonra bunama riskinin azaldığını da ortaya koydu. Kalbe iyi gelenin beyne de iyi geldiğini bir kez daha gösteren araştırmanın sonuçları JAMA dergisinde yayımlandı. |
5,974 | Hafızadaki ilk anı kurgusal olabilir | Bilim insanları, kişilerin yaklaşık yüzde 40'ının hafızasındaki ilk anının kurgusal olabildiğini tespit etti... | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/hafizadaki-ilk-ani-kurgusal-olabilir-250361 | Bilim insanları, kişilerin yaklaşık yüzde 40'ının hafızasındaki ilk anının kurgusal olabildiğini tespit etti.
AA'nın Daily Science kaynaklı haberine göre; İngiltere'deki Bradford ve Nottingham Trent Üniversitesinden araştırmacılar, çalışmaya katılan 6 bin 641 kişinin yüzde 38. 6'sının 2 yaş ve öncesini hatırladığını iddia ettiğini belirledi.
Sonuçları Psychological Science dergisinde yayımlanan çalışmaya katılanlardan 893'ü 1 yaş ya da öncesini hatırladıklarını ileri sürdü.
Çalışmada bu durumun, özellikle orta yaşlı ve yaşlılar arasında yaygın olduğuna işaret edildi.
Katılımcıların ilk anısı hakkında da araştırma yapan bilim insanları, belleklerindeki ilk hatırayı ve o zamanki yaşlarını sordu.
İNSANLARIN BÜYÜK KISMI EN ERKEN 3 YAŞINDAKİ ANILARINI HATIRLIYOR
Katılımcılara özellikle hatırladıklarından emin olmaları ve ilk anının sözlü ya da görsel herhangi bir kaynağa dayanmaması gerektiği söylendi.
Katılımcıların en erken bellek tanımlarının içeriğini, dilini, doğasını ve tanımlayıcı detaylarını inceleyen araştırmacılar, kişilerin 2 yaş öncesine ait hatırladıklarını ileri sürdükleri anılarının olası sebeplerini değerlendirdi.
Araştırmacılar, 2 yaş öncesine ait kurgusal anıların bir çoğunun, erken yaşlarda tecrübe edilmiş aile ilişkileri ve üzüntü gibi duygular, fotoğraflardan veya aile sohbetlerinden çıkarılan bebeklik veya çocukluk dönemine ait bazı gerçek veya bilgilere dayandığını kaydetti.
Önceki çalışmalara göre, insanların büyük bir kısmı en erken 3 yaşındaki anılarını hatırlıyor. |
5,219 | Anemiye karşı kimyon ve nane | İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Satı Sena Çoraoğlu "Nefes darlığı, çarpıntı, tırnak kırılması, saç dökülmesi, kulak çınlaması, uyku hali gibi belirtiler anemiyi işaret edebilir. Demirden zengin kuru baklagil, koyu yeşil yapraklı sebze, nane, kimyon gibi besinleri tüketmeye özen gösterin." dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/anemiye-karsi-kimyon-ve-nane-2684471 | Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Satı Sena Çoraoğlu, özellikle kadınlarda ve çocuklarda sıkça görülen demir eksikliğine ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Dr. Çoraoğlu, aneminin ciddiye alınması gerektiğini belirterek, Çevre kanında kırmızı kan hücresi kitlesinde azalma veya hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre normal kabul edilen değerin altında olması durumuna anemi deniliyor. Anemi dünya nüfusunun yüzde 25-30’unu etkiliyor. Okul öncesi çocuklarda ve doğurganlık çağındaki kadınlarda diğer yaş gruplarına göre daha sık anemi görülüyor. ifadelerini kullandı.
Bu belirtilere dikkat
Demir eksikliğinin belirtilerinin aneminin kendisine ve altında yatan hastalığa bağlı olduğunu belirten Dr. Çoraoğlu, Nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, tırnak kırılması, saç dökülmesi, solukluk, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, konsantrasyon azalması, ellerde uyuşma, uyku hali, huzursuzluk, kas güçsüzlüğü, sindirim problemleri, dilde yanma ve yutma güçlüğü, böbrek fonksiyon bozukluğu, sık enfeksiyon, kadınlarda adet dönemi bozuklukları, erkeklerde libido kaybı görülebilir. Belirtilerin şiddeti kişiye göre farklılık gösterebilir. bilgisini verdi.
Dr. Çoraoğlu, demir eksikliğine karşı bazı besinlerin tüketilmesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: Artmış demir kaybına neden olan aşırı adet kanaması, hemoroid, idrarda kanama, balgamla kan gelmesi gibi durumların tedavi edilmesi gerekiyor. Yetersiz alımı önlemek için diyette demirden zengin gıdaların alınması sağlanmalı. Bunlar ise kırmızı et, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, nane, kimyon, tofu, fındık, yulaf gibi besinlerden elde ediliyor. |
1,869 | Son dakika! Koronavirüs Bilim Kurulu toplanıyor: Gündemde Omicron var | Son dakika haberi: Koronavirüs Bilim Kurulu saat 17.00’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında video konferans yöntemiyle toplanacak. Gündeminde Omicron olan toplantının ardından yazılı açıklama yapılacak. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/koronavirus-bilim-kurulu-bugun-toplaniyor-2806944 | Bilim Kurulu Üyeleri, Omicron gündemiyle bugün saat 17.00'de, video konferans yöntemiyle toplantı gerçekleştirecek. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında yapılacak toplantının ardından yazılı açıklama yapılacağı öğrenildi.
Toplantıda, artan vaka sayıları ile Omicron varyantı ele alınırken varyantın yayılma hızına ilişkin yeni önlemlerin de tartışlılacağı biliniyor. Aynı zamanda hatırlatma dozu ve yerli ve milli aşı TURKOVAC da gündem maddeleri arasında yer alacak.
2. 5 AY SONRA VAKA SAYISI 32 BİNİ GEÇTİ
Dünyanın mücadele ettiği Omicron varyantı Türkiye'de de hızla yayılıyor. 28 Aralık Salı günü 32 bin 176 yeni vaka tespit edilirken 84 kişi hayatını kaybetti. Toplam test sayısı 368 bin 842, iyileşen sayısı ise 23 bin 104 olarak açıklandı.
En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 2. doz aşılama ortalama yüzde 82. 95 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 91. 58 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 129 milyon 972 bin 508’e yükseldi.
İlgili Haberler
Son dakika: Sağlık Bakanlığı'ndan 'Omicron' açıklaması! İşte varyantın görüldüğü iller
Omicron için uzmandan hayati uyarı: Bilinenden çok daha tehlikeli
Son dakika! 28 Aralık koronavirüs tablosu: Vaka sayısı 30 bini aştı |
7,077 | Azra bebek lösemiyle, ailesi parasızlıkla mücadele ediyor | Adana'da, 11 aylık Azra Sinem bebek lösemiye yakalanıp 40 gün önce özel bir hastaneye yatırılıp tedavi altına alınırken, işsiz olan baba çıkartılan 12 bin 600 lira hesabın sadece 4 bin 500 lirasını ödeyebildi. Baba, devlet büyüklerinden kızının iyileşmesi için yardım bekliyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/azra-bebek-losemiyle-ailesi-parasizlikla-mucadele-ediyor-111272 | İstanbul'da özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Ali Toktaş (31), 2 yıl önce Iraz Toktaş (21) ile evlendi. Bu evlilikten 11 ay önce çiftin adını Azra Sinem koydukları bir kız çocukları oldu. Ali Toktaş Osmaniyeli olduğu için memleketinde bir iş ayarlayarak İstanbul'dan Osmaniye'ye geldi. Memleketine geldiği sırada kızında yüksek ateş ve deri altında kanama hastalığı oluştu. Kızını hemen Osmaniye'deki özel bir hastaneye götürdü. Hastanede doktorlar hastalığın ciddi olabileceğini bu nedenle Adana'da bir hastaneye gitmeleri tavsiyesinde bulundu. Ali Toktaş, Osmaniye'de daha işe başlamadan arkadaşından aldığı otomobil ile eşi ve çocuğunu 40 gün önce Adana'ya özel bir hastaneye geldi.
Hastanede Azra Sinem bebeğe testler yapıldıktan sonra lösemi tanısı konuldu. Aile bu haberi alınca yıkıldı ancak çocuklarının kurtulması için ne yapılması gerekiyorsa yapılmasını istedi. Azra Sinem bebeğin tedavisi başlatıldı ancak 40 günün sonunda baba hastane muhasebesinden çağrılarak 12 bin 600 lira borcu olduğu ve ödenmesi gerektiği söylendi. Bunun üzerine baba kredi kartlarında ne kadar para varsa hepsini çekip hastaneye 4 bin 500 lira ödeme yaptı. Ancak geri kalan parayı vermeye gücü yetmedi. Baba şimdi kızını kurtarmakla maddi sıkıntı arasında sıkışmış durumda.
Ali Toktaş kızının hastanede yattığı her günün kendisine masraf olduğunu bunu da ödeyecek gücü olmadığını bir taraftan da kızının kurtulmasını istediğini belirterek, Çocuğum 1 yaşına girmek üzere, yaklaşık 40 günden beri bu hastanede yatıyor. Şu anda lösemi tedavisi başladı, 10 gün oldu teşhisi konuldu bu hastalığın. 1 aydan fazla oldu biz burada yatıyoruz teşhisi yeni koyabildiler şuanda da tedavisi devam ediyor. Hastane yönetimiyle konuştum durumumu izah ettim, bu masrafları hiç bir şekilde karşılayamayacağımı dile getirdim. Şimdiye kadar bana 12 bin 600 lira hesap çıkardılar. Para istediler ben de dilekçe şeklinde derdimi anlattım şuan 4 bin 500 lira ödeme yapabildim, imkanlarım doğrultusunda elimden bu geliyor dedim ödedim ve dilekçe olarak yazdım şimdi karar bekliyorum. Güvenlik görevlisi olarak çalışıyordum İstanbul’da çocuğum hasta olunca işi gücü bıraktım buraya geldim. Osmaniye’de iş bulmuştum çocuk hastalanınca işe de gidemedim. Osmaniye’de çocuğum hastalanınca doktora gittik beyin kanaması riski var dedi, acil olarak al Adana’da hastaneye götür dedi. Bende buraya getirdim çocuğumu, o günden beri elimiz kolumuz bağlı buradan çıkamadık. Devlet hastanesinde bunun tedavisi var mı yok mu hastane yönetimine ben derdimi anlattım. Parayı bulamazsam çık derlerse mecbur çıkacağım, evim yok ki evimi satayım arabam yok ki arabamı satayım hiçbir şekilde imkanım yok. Bir arkadaşımdan araba aldım tam 40 günden bu yana arabanın içinde yatıp kalkıyorum dedi.
|
6,348 | Başınız ağrıyorsa tatlı yemeyin! | Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, Baş ağrısındaki en büyük etkinin yüksek miktarda tatlı tüketimi olduğunu söyledi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/basiniz-agriyorsa-tatli-yemeyin-216237 | Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'nun katılımıyla Sağlıklı Yaşam ve Bitkiler adlı söyleşi düzenlendi.
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığınca Ticaret Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen söyleşiye kadınlar yoğun ilgi gösterdi. Prof. Dr. Saraçoğlu'nun doğal bitkisel sağlık ve güzellik kürlerini konu edinen Sağlıklı Yaşam ve Bitkiler adlı söyleşisi, kadınların sorunlarına çözüm yolu sundu.
Dikkat dağınıklığı, çabuk sinirlenme arkasında yatan sebeplerden bahseden Saraçoğlu, en büyük sebebin ekmek olduğuna parmak basarak, dikkat dağınıklığına karşı taze sıkılmış havuç suyunun içilmesi gerektiğini söyledi. Problemli ciltlerden bahseden Saraçoğlu, sivilce kurutmanın doğal yöntemlerini aktardı. Prof. Dr. Saraçoğlu, sivilce kurutmak için soğanın kesilerek üzerine sürülmesini gerektiğini, gözenekler için mısır tüketmek gerektiğini vurguladı. Baş ağrısındaki en büyük etkinin ise yüksek miktarda tatlı tüketimi olduğunu kaydeden Saraçoğlu, migreni olanların biberiye çayı tüketmesi gerektiğini bildirdi. Saraçoğlu, Merkezi sinir sistemi hastalığı olan ve son zamanlarda toplumdaki bilinirliği artan MS hastalığının ortaya çıkışından bahsederek, Anadolu buğdayının kullanılması gerektiğini söyledi.
Vücudun ödem yapmasını engellemek için kurutulmuş kiraz sapını öneren Saraçoğlu, selülit için bol su içilmesine dikkati çekti. Türk kahvesinin az tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Saraçoğlu, kolanın çocukları hiperaktif yaptığını anlattı.Sinüzit, romatizma, alerji, tansiyon, vertigo, şeker hastalığı, bel ve boyun fıtığı gibi konular üzerinde konuşan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, tansiyon ve kolesterol için maydanoz limonla sarımsak tüketilmesi gerektiğini kaydeden Saraçoğlu, sağlıklı yaşam hakkında bilgiler aktaran Saraçoğlu, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. |
649 | Et yiyen bakteri yayılıyor! Çiğ veya az pişmiş deniz ürünlerine dikkat! | Et yiyen bakteri diye anılan "vibrio vulnificus" Kuzey Amerika'da yayılıyor. Çiğ veya az pişmiş deniz ürünlerinden bulaşıyor! | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/et-yiyen-bakteri-yayiliyor-cig-veya-az-pismis-deniz-urunlerine-dikkat-32000 | |
2,940 | Aşıda yeni rekoru Bakan Koca duyurdu | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada 24 saatte 1 milyon 240 bin 311 kişinin aşı olduğunu açıkladı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/son-24-saatte-1-milyon-240-bin-311-doz-asi-yapildi-2785386 | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son 24 saat içinde 1 milyon 240 bin 311 doz aşı yapıldığını duyurdu.
ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLER İÇİN GÜVEN
Bakan Koca sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “1 MİLYON 240 BİN 311. SİZCE NEDİR? 24 saat içinde bu kadar doz aşı, randevu alıp aşı olan bu kadar insan. Önümüzdeki günler için güven. Sağlık çalışanlarımız için tatlı bir yorgunluk” ifadelerini kullandı.
İlgili Haberler
DSÖ Avrupa Direktörü’nden Türkiye’ye tebrik |
2,194 | Göz kararması neden olur? Göz kararmasının sebebi nedir, hastalık belirtisi olabilir mi? | Göz kararması birçok kişinin yaşadığı ve sebebi merak edilen bir sağlık problemidir. Peki, göz kararması bir hastalığın habercisi olabilir mi? Göz kararması neden olur? Göz kararması sık sık yaşanıyorsa ne yapılmalı? Göz kararması nasıl geçer? Detaylar haberimizde! | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/goz-kararmasi-neden-olur-goz-kararmasinin-sebebi-nedir-hastalik-belirtisi-olabilir-mi-2799678 | Göz kararması neden olur, göz kararmasına sebep olan hastalıklar nelerdir? sorularının cevabı birçok kişi tarafından sorgulanmaya devam ediyor. Yorgunluk, uyku düzensizliği, uykusuzluk gibi nedenlerle de yaşanabilen göz kararmasının altında yatan temel neden nedir? Ani göz kararması hangi hastalığın sinyallerini veriyor olabilir? Göz kararmasıyle ilgili merak ettikleriniz her şey haberimizde
GÖZ KARARMASI NEDEN OLUR?
Göz kararması birden fazla nedene bağlı olarak meydana gelebilir. Herkeste farklı nedenlerle oluşan göz kararması, daha önce yaşanan hastalıklardan dolayı da oluşmaktadır. Aniden göz kararmasının sebepleri:
Yüksek sıcaklıkta kalma
Vücutta mineral dengesinin bozulması
Ani tansiyon değişimi
Şeker seviyesinin değişmesi
Yoğun su kaybı
Bazı ilaçların kullanımı
Tiroid bozukluğu
Yoğun tempoda çalışmak ve stres içinde olmak
Migren olabilir. Ani göz kararmasının sebebini öğrenmek için yapılması gereken en önemli şey, göz kararmasının devam etmesi halinde doktora danışmaktır.
GÖZ KARARMASI NEDİR?
Göz kararması, yoğun tempoda çalışan ve masa başında çalışan kişilerde daha sık görülen bir rahatsızlıktır. Uzun süre oturan ve birden ayağa kalkanların beynine kan birden yükselir. Bu sebeple, birkaç saniyelik karanlık görme durumu yaşanır. Göz kararması adı verilen rahatsızlık anlık karanlık görme halidir. Genellikle tansiyon düşmesine ve yükselmesine bağlı olarak yaşanan göz kararması, bireysel faktörlere göre çeşitli nedenlerle de oluşabilir.
Göz kararmasının tekrar etmesi ve sürmesi halinde doktora görünmeniz ve bir an önce önlem almanız gerekmektedir. Aksi durumda ani göz kararması anlık bayılmalar sonucunda üzücü kazalar meydana sebep olabilir.
GÖZ KARARMASINA İYİ GELEN 5 BİTKİSEL ÇÖZÜM
1)Salatalık
Göz kararmasının nedenlerinden biri vücudun susuz kalmasıdır. Bu sorunu çözmek için vücudun su dengesini korumanız gerekir. Gün içinde salatalık tüketerek, yüksek oranda su içeren bu besinden faydalanabilirsiniz çünkü salatalık, susuzluğu gideren vücut hücrelerini yenileyen bir besindir.
2) Meyve Dilimli Su
Göz kararmasından uzak kalmak için bolca su içmelisiniz. Eğer su içmeyi unutuyorum diyenlerdenseniz kendinize bir su şişesi hazırlayın ve içine dilediğiniz meyvelerden birer dilim ekleyebilirsiniz. Meyve dilimli su sayesinde hem göz kararmasını önlemiş olursunuz hem de su içme alışkanlığı kazanabilirsiniz. Gün içinde içmeniz gereken su miktarı 2.5 litre ile 3 litre arasında olduğu için bolca su içmeniz tavsiye edilir.
3) Domates Suyu
Domates suyu göz tansiyonu ve göz kararması için önerilen sağlıklı kürlerden biridir. Taze domateslerin suyunu sıkarak her sabah içmeniz sağlığınız açısından iyi oalcaktır. Eğer sık sık göz kararması yaşıyorsanız, vücudun tansiyon dengesini korumak için sabahları 1 bardak domates suyu içerek güne başlayabilirsiniz fakat bu uzun süren bir rahatsızlıksa mutlaka doktora görünmelisiniz.
4) Çörek Otu
Mineral dengenizi korumanız için çörek otu önemli bir yer tutar. Çörek otu göz kararmasını önleyen faydalı bir bitkidir. Kahvaltıda ve sabahları çörek otu tüketmeniz önerilir. Özellikle de yoğun tempoda çalışan biriyseniz, ufak bir saklama kutusunda çörek otunu yanınıza taşıyabilirsiniz. Göz kararmasını önlemek adına gün içinde zaman zaman yarım çay kaşığı çörek otu tüketebilirsiniz.
5) Havuç
Göz sağlığını koruma söz konusu olduğunda havuç hemen kendini hatırlatır. Göz kararması konusunda da havuç faydaları ile dikkat çeker. Salatalarda, yemeklerde bol bol C vitamini kaynağı havuç kullanabilirsiniz. Havuç suyu tüketerek göz kararması probleminin önüne geçebilirsiniz.
İlgili Haberler
'12 maddeyle kalbinizi hastalıktan koruyun'
Covid-19 ilacının inceleme süreci başladı! Onaylanırsa hastalığın seyri değişecek
Neredeyse gözlerinden oluyordu! İpek kirpik faciası |
4,428 | Türkiye'de Kovid-19'dan 212 bin 557 kişi iyileşti | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu'nda bundan sonra salgın boyunca oluşan uluslararası standarda uygun olarak, ağır hasta sayısı da verilecek." ifadesini kullandı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/turkiyede-kovid-19dan-212-bin-557-kisi-iyilesti-2728444 | Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yeni ve toplam hasta sayısına ek olarak, seyir hakkında detaylı bilgi sunması için zatürre oranının gösterileceğini belirtti.
Sağlık Bakanlığının internet sitesinde yer alan ve Bakan Fahrettin Koca'nın da Twitter'dan paylaştığı, Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosunun güncel verilerine göre, bugün 45 bin 712 test yapıldı, 942 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu. Son 24 saatte 14 hasta vefat etti, 996 kişi iyileşti.
Toplam test sayısı 4 milyon 711 bin 95, vaka sayısı 228 bin 924, vefat sayısı 5 bin 659 olarak kayıtlara geçti.
Ağır hasta sayısı 542, hastalarda zatürre oranı ise yüzde 9. 4 oldu. |
302 | Eris varyantı yükselişe geçti, Bakan Koca 'kapanma ve aşı' iddialarına son noktayı koydu! | Yükselişe geçen Eris varyantı sonrası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kapanma ve aşı iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Koca, yeniden bir kapanmanın ve toplu tedbirlerin artık söz konusu olmadığını söyleyerek, aşı propagandası yapanlara da son noktayı koydu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/eris-varyanti-yukselise-gecti-bakan-koca-kapanma-ve-asi-iddialarina-son-noktayi-koydu-2908909 | Amerika ve Avrupa'da baskın varyant haline gelen eris varyantı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan verilere göre Türkiye'de de görülmeye başladı. Eris varyantı belirtileri, diğer mutasyonlarla benzerlikler taşırken, sık olarak baş ağrısı, kuru öksürük, burun akıntısı ve eklem ağrısı görülüyor.
Eris varyantı yükselişe geçerken, vatandaşlar kapanma olup olmayacağını merak etmeye başladı. Toplu aşılama olacağına dair de ortaya iddialar atıldı. Sağlık Bakanı Koca, bu iddialara ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
AŞI GELİŞTİRİLMESİ NORMAL
Bakan Koca'nın sosyal medya hesabından yaptığı son dakika açıklaması şöyle;
ERİS varyantı niçin toplumsal gündem olacak önemde değil?AŞI PROGRAMI NEDEN GEÇMİŞTE KALDI? Dün basın mensubu arkadaşlarımızın soruları üzerine bu ve diğer bir konu üzerine yaptığım açıklama:
Konular saptırılıyor. Bazı görüşler ve ısrarlı beyanlar kesinlikle bilimsel amaçlı değil.
Salgın boyunca alınan tüm kararların arkasında bilim var. Bilimsel gelişmeleri asla göz ardı etmedik. Mücadeleyi bilimsel verilerle yönetmiş bir ekibin, şayet gerekli olsa her şeyin en kolay olabileceği bir noktada bilime sırt çevirmesi hiç mümkün mü? Bizleri karşıtı imişiz gibi göstermek isteyenler, ülkemizde başarıyla yürütülen aşı uygulamalarını bilemeyecek kadar bilgisiz olamaz. Çocukluk çağı aşılamalarında oran neden %95’in üzerinde?
Covid-19 salgını başladığında aşı çalışmalarının tamamını yakından takip ettik ve kendi aşımızı da en kısa sürede geliştirip üretmeye çalıştık. Sonunda Turkovac da ortaya çıktı. O dönemde hızla ülke sathında bir aşılama kampanyası yürüttük ve sonuçta çok başarılı olduk. Hayatını kaybeden sağlık çalışanı haberleri çok sıktı. Sağlık çalışanları aşılandıktan sonra bu ölümler çok azaldı.
Salgının direncini kırmak için aşı o zaman elzemdi. Virüsle ilk defa karşılaşıyorduk ve bağışıklık sistemimizin virüsü tanıması gerekiyordu. Çok işe yaradı aşılama kampanyamız. Virüs bir RNA virüsü olduğu için çeşitli mutasyonlar geçirdi, virülansı yani hasta etme gücü azaldı. Ya Covid geçirdik ya aşılandık ya da her ikisi birlikte oldu ve sonuçta bünyelerimiz virüsü tanır hale geldi. Virüsün de etkisi azaldı. Mutasyona göre yeni aşılar geliştirilmeye çalışılıyor. Bu normaldir.
TEDBİRLER SÖZ KONUSU DEĞİL
Ancak geldiğimiz noktada bir propaganda yürütülüyor. Toplu aşılama propagandası. Toplu aşılamaya kesinlikle ihtiyaç duyulmayan bir dönemdeyiz. Biz gerekli olduğunda gerekeni yaptık. Kapanma gibi toplu tedbirler artık söz konusu değil. Açıkça söylüyorum: Covid-19 için mevcut kişisel tedbirler dışında yeni bir tedbir asla söz konusu değil.
Türkiye, küresel propagandanın uygulama sahası olmayacak. Türkiye, sağlık konusunda da tam bağımsızdır. Covid-19 aşısının yeniden toplu olarak yapılmasını gerektiren, bilimin teyit ettiği bir durum yoktur. Sağlık ve bilim pazarlamanın alanına dâhil değildir.
İlgili Haberler
Yeniden aşılama olacak mı? Bakan Koca’dan 'Eris varyantı' açıklaması!
Prof. Dr. Ateş Kara'dan 'eris varyantı' açıklaması: Virüsü hiç tanımıyorduk |
5,812 | Kanser tedavisinde 'Tamamlayıcı tıbbi ilaç' üretildi | Kanser tedavisinde 'Tamamlayıcı tıbbi ilaç' üretildi | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/kanser-tedavisinde-tamamlayici-tibbi-ilac-uretildi-21773 | |
4,300 | Türkiye'de ilk defa Tokat'ta görülmüştü, ölüm oranında düşüş yaşanıyor | Türkiye'de ilk defa 18 yıl önce Tokat’ta görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşli Hastalığının (KKKA) neden olduğu ölüm oranlarında son iki yıldır önemli derecece düşüş yaşandı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/turkiyede-ilk-defa-tokatta-gorulmustu-olum-oraninda-dusus-yasaniyor-2735701 | Türkiye’de 7 ilde (Sivas, Tokat, Yozgat, Çorum, Gümüşhane, Bayburt ve Erzincan) görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığından 2020 yılında 61 kişi yaşamını yitirdi. 2002 ile 2017 yılları arasında ise 501 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Hastalığın Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında görüldüğü Tokat’ta ise son iki yıldır ölüm oranlarında ciddi düşüş yaşanıyor. Tokat’ta, geçen yıl ve bu yıl 2 kişi KKKA hastalığından öldü. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde yoğun bakım servisinde tedavi gören son hasta ise durumun düzelmesi sonucu yataklı servise çıkartıldı.
Tokat’ta keneden son 2 yılda 4 ölüm
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Zafer Parlak, geçen yıllar göre kısmi olarak hastaneye KKKA şikayeti ile hasta başvurusunda artış olduğunu kaydetti. Parlak, bu yıl yataklı serviste tedavi gören yaklaşık 100 civarındaki hastadan yoğun bakımda tedavi gören 2 kişinin hayatını kaybettiğini ifade ederek, “Yoğun bakımda hastamız kalmadı, sağlıklarına kavuşarak taburcu edildi. Geçen yılda 2 hastamızı kaybetmiştik, bu yılda 2 kişi bu hastalıktan yaşamını kaybetti. Yalnız vak'a sayısı bu yıl biraz daha fazla. Daha fazla olmasına karşı vefat eden hasta sayımız aynı. Şu anda klinikte tedavi gören 1 hastamız kaldı. Oda yoğun bakımda tedavi görürken stabil duruma gelince 2 gün önce servise aldık. Geri kalan hastalarımızın hepsi iyileşerek taburcu edildi. Tokat’ta önceki yıllara göre keneden ölüm oranlarında düşüş yaşanıyor. 2010-2016 yılları arasında daha fazla hasta oluyordu ve ölüm oranı daha yüksekti. Hasta sayısında geçmiş yıllara göre bir azalma var. Ölüm oranı da geçmiş yıllara göre sevindirici oranda azaldı” dedi.
Keneye karşı insanlar bilinçlendi
Parlak, kene vak'alarında tedavi sürecinin kişiden kişiye göre değiştiğini ifade ederek, “Hastalık çok değişken tablolarda seyrediyor. Bir kısım kişilerde çok hafif semptomlarla geçebilirken başka bir hastada ağır seyredip yoğun bakıma düşebiliyor. Öncelikli olarak ölüm oranlarının bu konudaki bilinçlenmeden kaynaklandığını düşünüyoruz. Çünkü önceki yıllara göre halk daha bilinçli, hastaneye daha erken başvuruyor. Korunma yollarını da daha iyi biliyor. Keneyle temas olduğunda da daha bilinçli müdahale yapılabiliyor. Hastanede de gerekli tüm imkanlar seferber ediliyor. Hastalar için ne gerekiyorsa uygulandığı için tedavi yönünde de en ufak bir aksama olmuyor. Çok şükür ki vefat eden hasta sayısı azalıyor” diye konuştu.
Tedavi sürecinde tüm imkanlar seferber ediliyor
KKKA hastalarına kan plazma tedavisi uygulandığına işaret eden Parlak, “Hastaların öncelikle trombositleri pıhtılaşma hücreleri belirleniyor. Bu oranın düşmesi kanama riskine yol açıyor. Beyin kanamasından tutun sindirim sistemi kanamasına kadar bunları önlemek için trombosit süspansiyonu veriyoruz. Taze donmuş plazma veriliyor. Bu da hastanın kan değerlerine göre ayarlanıyor ve stabil tutulmaya çalışılıyor. Ek olarak birkaç hastamıza ilik tedavisi uyguladık. Bu hastalar başka tedavilere yanıt vermeyen ağır hastalardı. Bu tedavi ile de sağlıklarına kavuştular. Bu yıl başka bir ile hasta sevkimiz olmadı” ifadelerini kullandı.
3 gün yoğun bakımda kaldı, sağlığına kavuştu
İstanbul’dan Tokat’ın Sulusaray ilçesine bağlı Malum Seyit Tekke Mahallesi'ndeki evine yaz ayını geçirmek için gelen 4 çocuk babası Ahmet Dikilitaş (61), tarlada çalıştıktan sonra evinde rahatsızlandı. Önce Sulusaray Devlet Hastanesine birkaç gün sonra da Tokat Devlet Hastanesine başvuran Dikilitaş’a KKKA teşhisi konuldu.
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesinde yoğun bakım servisinde 3 gün tedavi gören Diklitaş, durumunu düzelmesi sonucu normal servise alındı. Hayati tehlikeyi atlatan yaşlı adam yaşadığı sıkıntılı süreci geride bıraktığını belirterek, “Keneyi vücudunda fark edemedim. Hastalık belirtileri sonucu teşhis konuldu. Ölümden döndüm” dedi.
Babasına hastanede refakat eden Nurullah Dikilitaş zor bir süreci atlattıklarını belirterek, “3 günlük yoğun bakımda zor bir süreç geçirildi. Çok şükür şifamızı bulduk, hamdolsun birkaç gün içerisinde taburcu olacak inşallah” diye konuştu. |
6,031 | Yetersiz uyku obeziteye neden olabilir | Uzun süre uykusuz kalan bireylerde yoğun baş ağrısı, sinirlilik hali, dikkat dağınıklığı ve motivasyon kaybı görülebildiği gibi obezite eğilimi de yaşanabiliyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/yetersiz-uyku-obeziteye-neden-olabilir-241315 | Uyku problemi yaşayan kişilere rahat bir uyku sağlayacak besin önerileri sunan İzmir Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ruhan Aşkın Uzel, “Süt, marul, melisa çayı gibi gıdalar tüketilmeli” dedi. “Daha zinde bir beyin ile güne başlamak ve iş temposunu yönetebilmek için sağlıklı ve yeterli beslenilmeli, düzenli ve yeterli uyunmalı, planlı bir iş yükü oluşturulmalı” diyen Dr. Uzel, kas yapım ve onarım faaliyetlerinin uyku halindeyken gerçekleştiğine dikkat çekti.
Hangi gıdalar faydalı
Uyku problemi yaşayan bireylerin hangi gıdaları tüketip tüketmemeleri gerektiğini belirten Dr. Uzel, “Uykuya çok yakın bir saat olmamak şartıyla süt içilebilir. Sütte bulunan triptofan aminoasiti, uykuya daha rahat dalmayı sağlar. Bu olumlu etki muz, bal, badem, ceviz gibi kuruyemişlerden ya da tahıl ürünlerinden uygun miktarda tüketildiğinde de görülebilir. Yine uyku düzenleyici etkiye sahip olduğu için marul tüketilebilir. Yatmadan önce tüketilen 5-6 yaprak marul düzenli ve kaliteli bir uyku sağlar. Özellikle akşam yemeğinde daha az yağlı besinleri tüketmek ve sık ara öğünlü bir beslenme tarzını benimsemek çok önemli. Böylece vücut enerji ve metabolizma dengesini daha iyi kuracaktır ve uyku düzenini sağlayacaktır. Hızlı yemek yenmemelidir. Çünkü hızlı yemek kandaki şeker seviyesinde ani dalgalanmalara yol açabilir, sindirim bozukluğuna neden olabilir. Melisa ve papatya başta olmak üzere bitki çayları da uyku için olumlu etki göstermektedir ifadelerini kullandı. |
3,658 | Biontech-Pifzer aşısı, Kovid-19'un yeni mutasyonuna karşı da etkili oldu | Biontech-Pfizer aşısının koronavirüsün mutasyona uğrayarak daha hızlı yayılan türüne karşı da etkili olduğu ortaya kondu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/biontech-pifzer-asisi-kovid-19un-yeni-mutasyonuna-karsi-da-etkili-oldu-2763128 | ABD'de yapılan bir araştırma, Biontech-Pfizer aşısının yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) mutasyona uğrayarak daha hızlı yayılan türüne karşı da etkili olduğunu ortaya koydu.
ABD'li ilaç firması Pfizer'den yapılan açıklamada, Teksas Üniversitesi Tıp Fakültesi iş birliğinde yürütülen laboratuvar testlerinde, virüsün insan hücrelerine tutunmasını sağlayan diken proteininde meydana gelen değişikliğin aşının etkisini değiştirmediği belirtildi.
Aşıyı vurulan 20 kişiden alınan kan örnekleriyle yapılan testlerde, virüse karşı üretilen antikorların yeni mutasyonu etkisiz hale getirdiği tespit edildi. Kovid-19'un 15 farklı mutasyonunun incelendiği araştırmada, aşının etkinliğine dair olumsuz bir durumla karşılaşılmadı.
Mutasyonun problem oluşturmadığını görmek memnuniyet verici
İngiltere ve Güney Afrika'da ortaya çıkan N501Y adı verilen mutasyon, virüsün diken proteinin tek noktasında ortaya çıkan değişimden kaynaklanıyor. Söz konusu mutasyonun virüsün vücuda daha kolay tutunmasını sağladığı ve böylece bulaşıcılığını artırdığı tahmin ediliyor.
Pfizer Bilim Operasyonları Üst Yöneticisi Dr. Philip Dormitzer, virüste meydana gelen değişikliklerin aşı üzerindeki etkisine ilişkin çalışmaların süreceğini belirterek İnsanları fazlasıyla endişelendiren bu mutasyonun bir problem oluşturmadığını görmek memnuniyet verici. ifadelerini kullandı.
Virüslerin mutasyonun bağlı olarak aşı formüllerinde de değişiklik yapılabileceğine dikkati çeken Dormitzer, RNA temelli aşıdaki virüse ait genetik kodu değiştirerek aşının mutasyonlara karşı uyarlanabileceğini vurguladı.
E484K mutasyonu endişe kaynağı
Virüsün Güney Afrika'da ortaya çıkan E484K mutasyonu, bilim insanlarını endişeye sevk ediyor. Pfizer'in araştırmasında yer almayan yeni mutasyonun, diken proteininde yeni değişimlere yol açtığı ifade ediliyor. |
2,357 | ABD'li şirket duyurdu! Koronavirüse karşı ölüm riskini yüzde 50 azaltıyor | Koronavirüs salgınına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları tüm dünyada devam ediyor. En son ABD’li şirket Merck tarafından geliştirilen hapın, virüse yakalanan kişilerde hastaneye yatmayı ve ölüm riskini yarıya düşürdüğü duyurdu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/abdli-sirket-duyurdu-koronaviruse-karsi-olum-riskini-yuzde-50-azaltiyor-2796851 | Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları devam ediyor. ABD'li ilaç şirketi Merck tarafından yapılan açıklamada, koronavirüse karşı geliştirdikleri deney aşamasından hapın, virüse yakalanan kişilerin hastaneye yatmayı ve ölüm riskini yarı yarıya düşürdüğü duruyurldu.
KULLANIM İZNİNE BAŞVURULACAK
Merck ve ortağı Ridgeback Biotherapeutics şirketinden yapılan açıklamada, Kovid-19 semptomları ortaya çıktıktan sonraki 5 gün içinde molnupiravir ilacını alan deneklerin, plasebo alanlara göre hastaneye yatma ve ölüm oranının yarı yarıya azaldığı bildirildi. Açıklamada, molnupiravir için yakında ABD ve dünyada kullanım izinlerine başvurulacağı da belirtildi.
ÖNCEKİ DENEYLER İŞE YARAMAMIŞTI
Onaylanması halinde Kovid-19’u tedavi ettiği kanıtlanan ilk hap olması beklenen molnupiravirin, salgınla mücadelede önemli bir adım olabileceğine işaret edilen açıklamada, hastaların molnupiravir hapını beş gün boyunca günde iki kez alması gerekeceği kaydedildi. Merck’in ilaç üzerinde yaptığı önceki deneyler, ilacın şiddetli semptomları bulunan ya da hastaneye yatmış hastalara fayda sağlamadığını göstermişti.
İlgili Haberler
Kovid-19 hakkında 100 milyonun üzerinde haber yapıldı
Son araştırmadan olumlu sonuç: Aynı anda grip ve Covid-19 aşısı olmak güvenli
Son dakika! 1 Ekim koronavirüs tablosu: Kritik eşiğin üzerindeyiz |
4,178 | Kovid-19'u yenen Dr. Özyılmaz: Son pişmanlık fayda etmiyor | Kovid-19'u yenen Dr. Özyılmaz, "Evlerinde izolasyona alınan hastalarla görüştüğümüzde, kurallara uymadıkları için pişmanlıklarını ifade ediyorlar ama son pişmanlık fayda etmiyor. Pişman olmamak için önceden önlemlerimizi almamız gerekiyor." dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kovid-19u-yenen-dr-ozyilmaz-son-pismanlik-fayda-etmiyor-2742272 | Yalova Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele Birimi yöneticisi Dr. Derya Kılıç Özyılmaz ve Yalova Devlet Hastanesinde görevli Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ramazan Han, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde tanıklık ettikleri olayları anlattı.
Kentte mart ayından bu yana salgınla mücadelede koordinasyon görevini yürüten dahiliye uzmanı Dr. Özyılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığının talimatlarının uygulanması ve alınan numunelerin sonuçlandırılmasının yanı sıra Hıfzıssıhha Kurulunca alınan kararlar, filyasyon çalışmaları ve hastaların ilaçlarının takiplerinden sorumlu olduklarını söyledi.
Özyılmaz, sağlık personelinin salgının başlamasının ardından çok büyük bir fedakarlık ve özveriyle, canla başla mücadele ettiğini vurguladı.
Sağlık hizmetlerinin tüm kademelerinde çalışan herkesin çaba gösterdiğini dile getiren Özyılmaz, Bu kadar çabalarken insanların uyarılara uymaması, rahat davranması bizi gerçekten çok üzüyor hatta bazen emeklerimiz boşa gidiyor diye bir üzüntüye de kapılıyoruz. Hastanede nefes alamayan, yoğun bakımda can çekişen hastaları gördükçe kurallara uymayanlara daha çok tepki gösteriyoruz. dedi.
Özyılmaz, ekranlarda maske, mesafe ve hijyen kurallarını ihlal edenlerin görüntülerini izlediğinde çok üzüldüğünü ve yoğun bakımda bu nedenlerle tedavi olanları hatırladığını belirtti.
Tedbirlere uymamakta ısrar edilmesine anlam veremediğini anlatan Özyılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
O gördüğümüz görüntülerdeki kurallara uymayan insanlar olmasa belki de salgını çok daha az seviyelere indirmiştik. Şu anda hastanelerimizde yatan hastalarımızın neredeyse yüzde 100'ü kurallara uymadığı için veya kurallara uymayan yakınının bulaştırması nedeniyle bu durumda. Yani o yataklarda yatanlara ya ailesinden kurallara uymayan biri neden oluyor ya da kurallara uymadığı için kendisini bu duruma getiriyor. Eğer hepimiz topyekun kurallara uyarsak hem kendimizi, sevdiklerimizi hem de toplumda yaşayan herkesi korumuş olacağız. Kurallara uymayanlar yüzünden salgın kar topu gibi her gün birilerine bulaştırılmasıyla büyüyüp gidiyor, önünü almak mümkün olmuyor.
Dr. Derya Kılıç Özyılmaz, salgına yakalananları evlerinde takip ettiği sırada hastaların pişmanlıklarına çok şahit olduğunu dile getirdi.
Ev ziyaretlerinde, hastaların kurallara riayet etmediklerini görünce üzüntü yaşadıklarına değinen Özyılmaz, Her gün yapılan uyarıları önemsemediği için salgına yakalanmalarını anlayamıyoruz çünkü bu kurallara uyulmamasının sonucunu defalarca her yerde görüyorlar. Evlerinde izolasyona alınan hastalarla görüştüğümüzde, kurallara uymadıkları için pişmanlıklarını ifade ediyorlar ama son pişmanlık fayda etmiyor. Pişman olmamak için önceden önlemlerimizi almamız gerekiyor. diye konuştu.
Özyılmaz, nisan ayında filyasyon çalışması yaparken virüsün kendisine de bulaştığını belirtti. Hastalığın kendisinde çok ağır seyretmediğini anlatan Özyılmaz, şunları kaydetti:
Kas ve göğüs ağrıları, nefes darlığıyla atlattım ama her gün 'Acaba birine bulaştırmış olabilir miyim, birinin zarar görmesine neden olmuş olabilir miyim?' diye çok endişelendim. Tüm önlemleri almamıza, maske takmamıza, mesafe kuralına uymamıza rağmen her gün o psikolojiyi yaşadım. Aslında aldığımız her önlem sadece kendimizi değil, sevdiklerimizi, toplumda yaşayan herkesi korumaya yönelik. O yüzden biz bunu çok önemsiyoruz ve bütün halkımızın da maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymasını istiyoruz.
Son ağlayış çok bir şey ifade etmiyor
Dr. Ramazan Han da Kovid-19 servisinde kalın kıyafetler içinde güç şartlarda çalıştıklarına dikkati çekti.
Hem kendileri hem de bu hastalıktan dolayı yatanlar için sıkıntılı bir ortam olduğunu dile getiren Han, şunları söyledi:
Hiçbir hastanın burada olmak isteyeceğini zannetmiyorum. Biz birçok hastanın tedbirsizlik yüzünden burada olmanın pişmanlığını görüyoruz. Özellikle aile fertlerinden birinin dışarıdan aldığı virüsü diğer aile fertlerine bulaştırdığına çok fazla tanık oluyoruz. Pandeminin başında 50'li yaşlarda bir çiftimiz vardı. Muhtemelen kocası, kadına bulaştırmıştı. Buradaki serviste tedavi olurken kadın kötüleşince yoğun bakıma almak zorunda kaldık. Maalesef hastamızı kaybettik. Eşini kaybeden hastamızın pişmanlık içinde büyük bir yıkım yaşadığını gördük. Onun bu duygusunu bir miktar biz de yaşamak zorunda kaldık. Ayrıca hastamız çok sevdiği eşinin cenazesine katılamadı, herhangi bir vazifesini yerine getiremedi. Bu son derece trajik bir şey. Onun burada tedavi olurken pişmanlığını yakından yaşadık. Son derece kötü bir şey. Kimsenin bunu yaşamasını istemeyiz. Burada sizin dikkatsizliğiniz sadece sizi alakadar etmiyor. Sizin dikkatsizliğiniz en sevdiğiniz insan başta olmak üzere tanıyıp tanımadığınız birçok insanın hastalığı kapmasına, burada olmasına neden olacaksınız.
Vatandaşlardan hastalığa yakalanmamaları için ellerinden geleni yapmalarını isteyen Dr. Han, maske, mesafe ve hijyen kuralının önemini hatırlattı.
Hastanede sıkıntı yaşamamak için özen gösterilmesi gerektiğini anlatan Han, Lütfen bu sıkıntıyı, baştan tedbir alarak engelleyelim. 'Ben getirdim, aileme ben bulaştırdım' diyen çok hasta gördüm hatta ağlayan hastalar gördüm ama son ağlayış çok bir şey ifade etmiyor. ifadelerini kullandı. |
3,542 | AstraZeneca, AB'ye 9 milyon ilave aşı sağlayacak | Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ilaç şirketleri ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşı tedarikinde yaşanan sorunların ardından AstraZeneca'nın birinci çeyrekte 9 milyon doz ilave aşı sağlayacağını bildirdi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/astrazeneca-abye-9-milyon-ilave-asi-saglayacak-2766695 | Von der Leyen, sosyal medya hesabından, AB aşı stratejisi kapsamında ön alım anlaşması imzalanan BionNTech/Pfizer, Moderna, AstraZeneca, Johnson & Johnson, Curevac ve Sanofi firmalarının üst düzey yöneticileri (CEO) ile gerçekleştirdiği video konferansın ardından paylaşımda bulundu.
AB ülkelerine aşı tedariki konusunda AstraZeneca ile yaşanan sorunların giderilmeye başlandığına işaret eden Von der Leyen, AstraZeneca, geçen hafta yaptığı teklife kıyasla 9 milyon ilave doz sağlayacak ve böylece ilk çeyrekte toplam 40 milyon doz tedarik edecek. ifadesini kullandı.
AstraZeneca'nın aşı teslimatlarına planlanandan 1 hafta önce başlayacağına dikkati çeken Von der Leyen, şirketin Avrupa'daki üretim kapasitesini de artıracağını belirtti.
Von der Leyen, ilaç şirketleri yöneticileri ile yaptığı toplantıda, Kovid-19'un yeni türleri ile mücadele, aşı üretim kapasitesinin arttırılması ve gelecekte yaşanabilecek salgınlara hazırlık konularına odaklandıklarına işaret etti.
AB'de daha önce BioNTech-Pfizer, Moderna ve AstraZeneca şirketlerinin geliştirdiği aşılara kullanım onayı verilmişti.
AB aşı sözleşmeleri
AB'nin opsiyonlar dahil olmak üzere BioNTech-Pfizer ile 600 milyon, AstraZeneca ile 400 milyon, Sanofi-GSK ile 300 milyon, Johnson and Johnson şirketiyle 400 milyon, CureVac ile 405 milyon, Moderna ile 160 milyon doz aşı almak için sözleşmesi bulunuyor.
AB, mevcut aşılama stratejisi çerçevesinde 450 milyon nüfuslu birlik içindeki yetişkin nüfusun yüzde 70'ini 1 Haziran'a kadar aşılamayı hedefliyordu ancak aşı üreticilerinin son haftalarda tedarikte kesinti yapacağını açıklamasıyla AB'de hedefin tutturulamayacağı yorumları arttı.
AB AstraZeneca gerilimi
AstraZeneca'nın geçen hafta aşı teslimatlarını ciddi oranda düşüreceğini açıklamasıyla şirketle AB arasında gerilim başlamıştı. AstraZeneca'nın tedarikinde öngörülen kesintinin yılın ilk çeyreği için yüzde 75 civarında olacağı belirtilmişti.
AB ise firmadan sözleşmesindeki taahhütlere bağlı kalmasını ve AB ülkelerindekinin yanı sıra İngiltere'dekiler dahil olmak üzere tüm tesislerinden AB'ye aşı tedarik etmesini istemişti.
AB, üye ülkelerdeki tesislerden 3'üncü ülkelere aşı ihracatını ön izne bağlayan yeni bir mekanizma yürürlüğe koyarak aşı tedarik sıkıntısını aşmaya çalışıyor. |
3,548 | AB, Kovid-19 aşısı ihracatını sınırlandıracak | Avrupa Birliği (AB), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşı tedarikinde yaşanan sorunları aşmak için üye ülkelerdeki tesislerde üretilen aşıların 3’üncü ülkelere ihracatını izne tabi tutacak. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/ab-kovid-19-asisi-ihracatini-sinirlandiracak-2766222 | Üst düzey AB yetkilileri, AstraZeneca'nın Kovid-19 aşısı tedarikinde kesintiye gideceğini açıklamasının ardından AB ülkelerinden aşı ihracatına sınırlama getirecek bir mekanizmanın yarın başlatılacağını açıkladı.
Buna göre, AB ile Kovid-19 aşısı ön alım anlaşması bulunan firmaların AB ülkelerindeki tesislerinde üretilen aşılar diğer ülkelere izinsiz satılamayacak.
İzin alınması için söz konusu şirketin bu aşamada yılın ilk çeyreğinde AB'ye sağlamayı taahhüt ettiği miktardaki aşıyı iletmesi gerekecek.
İlaç firmaları, aşılarını AB dışındaki bir ülkeye ihraç etmek istediklerinde miktar ve gidecek ülkeyi içeren bir form doldurup tesisin bulunduğu ülkenin gümrük kurumuna gönderecek.
Bu kurum aşı ihracatına izin verilip verilmeyeceği konusunda AB Komisyonu'na danışacak. Komisyon, şirketin aşı sözleşmelerinden kaynaklanan miktardaki üretimi sağlayıp sağlamadığına bakacak ve ilgili ülke gümrük kurumuna bilgi verecek.
Söz konusu izin süreci başvurunun ardından 24 saat içinde tamamlanacak.
Mekanizma şimdilik 2021'in ilk çeyreği için uygulanacak. Gerekli görülmesi halinde mekanizmanın kapsamı aşı üretimindeki ham maddeleri içerecek biçimde genişletilebilecek veya süresi uzatılabilecek. |
5,914 | Fazla tüketildiğinde zehirlenmeye yol açan yiyecekler | Fazla tüketildiğinde zehirlenmeye yol açan yiyecekler | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/fazla-tuketildiginde-zehirlenmeye-yol-acan-yiyecekler-18838 | |
3,864 | Koronavirüs aşısı Sputnik V'nin fiyatı belli oldu | Rusya, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirilen Sputnik V aşısının ne zaman satışa sunulacağını ve fiyatını açıkladı. 2021 başından itibaren satışa sunulacak aşının bir dozu 10 dolardan satılacak. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/koronavirus-asisi-sputnik-vnin-fiyati-belli-oldu-2756867 | Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, BM Genel Kurulu özel oturumunda Sputnik V koronavirüs aşısı ile ilgili sunum yaptı. Telekonferans yoluyla yapılan sunuma Kuzey Kore, Mısır, Beyaz Rusya, Cezayir, Katar, Hindistan, Tacikistan, Özbekistan, Azerbaycan, Singapur, Tayland ve Suriye’nin de aralarında bulunduğu 55 ülkenin temsilcileri katıldı. Önce aşının geliştirilme sürecini aktaran Dmitriyev, daha sonra aşının dağıtımı ve gönderilecek ülkeler ile ilgili bilgileri paylaştı.
Diğer koronavirüs aşılarından ucuz olacak
Kirill Dmitriyev, Rusya’nın geliştirdiği Sputnik V aşısının diğer ülkeler tarafından geliştirilen aşılara oranla en ucuz aşı olduğunun altını çizerek, “Rus Sputnik V koronavirüs aşısının maliyeti doz başına 10 doların altında ve diğer korona virüs aşılarından oranla daha ucuz olacak” dedi.
Sputnik V aşısı için bazı ülkeler ile anlaşıldığını ve bu ülkelerde testlerin devam ettiğini ifade eden Dmitriyev, 2021 yılı başından itibaren aşının diğer ülkelere satışının başlayacağını söyledi.
|
4,442 | Sağlık Bakanı Koca: Rastgele test edilen her 1000 kişiden 2,5’inde test sonucu pozitif çıktı | Sağlık Bakanı Koca, "150 bin kişiyle yapılan Kovid-19 tarama çalışmasında rastgele test edilen her 1000 kişiden 2,5’inde test sonucu pozitif çıktı." dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/saglik-bakani-koca-rastgele-test-edilen-her-1000-kisiden-2-5inde-test-sonucu-pozitif-cikti-2727241 | Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlık tarafından Türkiye genelinde yaklaşık 150 bin kişiyle Kovid-19 tarama çalışması yapıldığını belirtti.
Çalışmada rastgele test edilen her 1000 kişiden 2. 5'inde test sonucunun pozitif çıktığını kaydeden Koca, paylaşımında vaka sayılarına ilişkin şu bilgilere yer verdi:
Salgın boyunca toplam vaka sayısı 223 bin 315'tir. Vakaların yüzde 46'sı İstanbul'da tespit edilmiştir. Kovid-19 kaynaklı vefatlarınsa yüzde 50. 2'si yine İstanbul'da olmuştur. Vakaların yüzde 46'sının tespit edildiği İstanbul'da Bakanlığımızca yapılan tarama çalışmasında, rastgele test edilen her 1000 kişiden 2. 9'unda test sonucu pozitif çıkmıştır. Bu oran, Türkiye genelinden yüzde 13. 8 yüksektir. Hepimizin iyiliği için dikkatli olalım. Hayat riske yenilmesin. |
1,938 | Son dakika! 14 Aralık koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat arttı | Son dakika haberi: Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 13 Aralık koronavirüs tablosuna göre; son 24 saatte 21 bin 477 yeni vaka tespit edilirken, 181 kişi hayatını kaybetti. Tabloda dünkü verilere göre vaka ve vefat sayısında artış gözlendi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kış şartlarında hastalığın bulaşmasının kolaylaşacağı ve havalandırması sınırlı, kapalı ve kalabalık ortamlardan mümkün ölçüde uzak durulması noktalarında uyarıda bulundu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/son-dakika-14-aralik-koronavirus-tablosu-vaka-ve-vefat-artti-2805294 | Sağlık Bakanlığı 13 Aralık 2021 tarihli koronavirüs tablosunu paylaştı. Bakanlığın açıkladığı son verilere bakıldığında tabloda düne göre vaka ve vefat sayısında artış yaşandı.
14 ARALIK 2021 KORONAVİRÜS TABLOSU
14 Aralık’ta açıklanan 24 saatlik verilere göre, 21 bin 477 vaka tespit edildi. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 181 oldu. Bir günde toplam 358 bin 117 test yapılırken, iyileşen hasta sayısı 24 bin 42 olarak kaydedildi.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, 2 doz aşılama verilerine de yer verildi. En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 2. doz aşılama ortalama yüzde 82. 17 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 91. 14 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 121 milyon 935 bin 289’e yükseldi.
2 DOZ AŞILAMADA İLK SIRADA ORDU VAR
Verilerde, aşılamada önde giden illere de yer verildi. Bakanlığın tablosuna göre yüzde 85. 5 ile Türkiye'de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Ordu’yu Osmaniye, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Bartın takip etti.
EN DÜŞÜK AŞILAMA ŞANLIURFA’DA
Bakanlığın tablosuna göre yüzde 58. 2 ile Türkiye'de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Muş, Bingöl, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Bayburt takip etti.
'HASTALIĞIN BULAŞMASI KOLAYLAŞACAK'
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Kış şartlarında hastalığın bulaşması kolaylaşacak. Havalandırması sınırlı, kapalı ve kalabalık ortamlardan mümkün ölçüde uzak durulmalıdır. Aşıların belirtilen sürelere göre yapılmasının daha iyi sonuç verdiği unutulmamalı. Alması tümüyle size bağlı tedbirleri almalısınız” ded
13 ARALIK 2021 KORONAVİRÜS TABLOSU
Son 24 saatlik verilere göre; son 24 saatte 18 bin 796 yeni vaka tespit edilirken, 171 kişi hayatını kaybetti. Toplam test sayısı 351 bin 536, iyileşen sayısı 23 bin 242 olarak açıklandı.
En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 2. doz aşılama ortalama yüzde 82. 10 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 91. 10 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 121 milyon 804 bin 33 ’a yükseldi.
İlgili Haberler
10 Aralık koronavirüs tablosu: Vaka sayısı kritik eşiğin altında
Son dakika! 11 Aralık koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat yükseldi
Son dakika! 12 Aralık koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat düştü
Son dakika! 13 Aralık koronavirüs tablosu: Vaka arttı, vefat düştü |
3,148 | Rus aşısı Türkiye'ye geliyor | Bakan Koca: "Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuz yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda Sputnik V aşısının acil kullanımına onay vermiştir. İki ülke için hayırlı olmasını dilerim. Böylece üçüncü aşı olarak Sputnik V aşısı da ülkemizde kullanıma girecek." | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/rus-asisi-turkiyeye-geliyor-2781369 | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Rusya'nın Kovid-19 aşısı Sputnik V'ye ilişkin sosyal medyadan açıklama yaptı. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun, yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda Sputnik V aşısının acil kullanımına onay verdiğini bildiren Koca, İki ülke için hayırlı olmasını dilerim. Böylece üçüncü aşı olarak Sputnik V aşısı da ülkemizde kullanıma girecek. ifadesini kullandı. |
2,772 | Evde bakım aylığı ne kadar? Evde bakım aylığı nasıl alınır? | Enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından evde bakım aylığı zamlandı. Temmuz enflasyon oranlarının ardında gündeme ‘’Evde bakım aylığı ne kadar oldu? Evde bakım aylığı nasıl alınır? Evde bakım aylığı şartları neler?’’ soruları geldi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/evde-bakim-ayligi-ne-kadar-2788014 | Evde bakım aylığı 2021 Temmuz enflasyon oranlarının açıklanmasının ardından temmuz-aralık ayları arasında geçerli olacak evde bakım aylığı parası da değişti. Evde bakım aylığı devletin özel bakım gerektiren vatandaşlara sağladığı her ay düzenli olarak ödenen bir para yardımıdır. Evde bakım aylığı yardımının verilmesinin amacı, maddi durumu olmayan vatandaşların evde bakım aylığı sayesinde kişisel ihtiyaçlarını alabilmesidir. Peki ‘’Evde bakım aylığı ne kadar? Evde bakım aylığı almanın şartları nelerdir? Evde bakım aylığı başvurusu nasıl yapılır?’’ sorularının cevapları.
EVDE BAKIM AYLIĞI NE KADAR OLDU?
Özel bakım gerektiren vatandaşlara sağlanan evde bakım aylığı enflasyon rakamlarıyla birlikte zamlandı. Bakıma muhtaç vatandaşların bakımına yardımcı olan vatandaşların sayısının 530 bin olduğu öğrenildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, temmuz ayı memur maaşlarında yapılan düzenleme doğrultusunda evde bakım aylığının arttığını belirtti. Buna göre 2021 evde bakım aylığı 1797 lira 97 kuruş oldu. Geçtiğin ilk altı ayda evde bakı aylığı 1657 lira 86 kuruştu.
Bakan Yanık, ağır silikozis hastalarına verilen aylık ücretin 1819 lira 22 kuruşa yükseldiğini söyledi. Bu rakam geçen altı ayda 1677 lira 45 kuruştu.
EVDE BAKIM AYLIĞI ŞARTLARI
Evde bakım aylığı alabilmek için belirli şartların sağlanması gerekiyor. Bu şartları sağlayan vatandaşlar evde bakım aylığı imkanından faydalanabilir. Evde bakım aylığı şartları;
Gelir şartı,
Hastanın bakıma muhtaç olması şartı,
Hastanın ağır engelli raporunun olması,
Yüzde 50 engelli raporu olması ve raporda da “ AĞIR ENGELLİ” yazması.
Evde bakım aylığı için gelir şartından o evde yaşayanların aylık geliri hesaplanması ve ailede bulunan kişi sayısına bölündüğünde asgari ücretin 2/3’ün altında kalması gerekmektedir. Hastanın bakıma muhtaç olması şartında ise; günlük yemek yeme, tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçlarında başkasının yardımına muhtaç olan kişiler kastedilmektedir.
EVDE BAKIM AYLIĞI NASIL ALINIR?
Evde bakım aylığı alabilmek için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tüm il ve ilçelerde bulunan temsilciliklerine gerekli evraklar ve belgeler ile birlikte başvuru yapılması gerekir. Bu belgeler ise;
T.C. Kimlik Numarası beyanı,
Özürlü sağlık kurulu raporu,
Bakmakla yükümlü olunan bireyler kapsamındaki kişilerin gelir ve mal durumuna ilişkin yazılı beyanı ve taahhüdü.
Evde bakım aylığı için başvuran vatandaşların yardımdan faydalanabilmesi için hasta ile hastaya bakacak olan kişinin akraba olması gerekir. Eğer akrabası yoksa evde bakım aylığı mahkeme tarafından belirlenecek olan vasiye gönderilir. |
2,726 | İlk veriler ortaya çıktı! Kovid-19'u atlatanlarda en sık görülen şikayetler | Kovid-19'u atlatanların devam eden sıkıntılarına ilişkin ilk veriler ortaya çıktı. Hastaların Kovid-19'u atlattıktan aylar sonra bile nefes darlığı, halsizlik, kas ve eklem ağrıları ile kalp ağrısı yaşadıkları belirtildi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kovid-19u-atlatanlarda-en-sik-gorulen-sikayetler-2788826 | Koronavirüs tedavisi tamamlananların durumlarının takibi ve kontrolü için Sağlık Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl pilot uygulamaları Ankara ve Eskişehir'de yapılan Kovid-19 Takip Merkezleri koronayı atlatanların geçen 6 aylık süreçte devam eden sıkıntılarına dair ilk veriler ortaya çıktı.
Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kovid-19 Takip Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Cenk Aypak, hastaların Kovid-19'u atlattıktan aylar sonra bile nefes darlığı, halsizlik, kas ve eklem ağrıları ile kalp ağrısı yaşadıklarını belirtti.
İYİLEŞENLERDE EN SIK GÖRÜLEN ŞİKAYETLER
Merkezlerin sorumlusu olan Prof. Aypak, 6 aylık süreçte merkezlerinde 530 hastanın takibini yaptıklarını söyledi.
Koronavirüsü yenen hastaların tedavi sonrası şikayetlerinin tespit edilmesi için yaklaşık 2 yıl boyunca hastaları takip edeceklerini ifade eden Aypak, hastaları merkeze ilk gelişleri ile birinci, üçüncü ve altıncı aylarında olmak üzere 6 aylık periyotta takip ettiklerini söyledi.
Takip ettikleri 530 hastada devam eden şikayetlerle ilgili bilgi veren Aypak, nefes darlığı, yorgunluk, halsizlik, kas ve eklem ağrıları ile kalp ağrısının hastalarda en sık görülen şikayetler olduğunu söyledi. Aypak ayrıca, uyku bozuklukları, hafıza zayıflamaları, unutkanlık şikayetleriyle de karşılaştıklarını belirtti.
Korona tedavisi gören hastaların iyileştikten sonraki 3 aylık süreçte nefes darlığı, kas ağrıları ile unutkanlık görüldüğünü belirten Aypak, 6 aya kadar uzayan süreçte de halsizlik ve yorgunluğun en sık görülen şikayetleri olduğunu bunların beraberinde ise öksürüğünde olabildiğini söyledi.
KRONİK HASTALARIN ŞİKAYETLERİ DAHA FAZLA
Aypak, koronavirüsün atlatılmasının ardından kronik hastalarda devam eden şikayetlerle daha sık karşılaşıldığını belirtti. Aypak, özellikle bağışıklık sistemi yetmezliğine yol açan hastalıklarda, hipertansiyon, diyabet, KOAH olanlarda Kovid-19'a bağlı komplikasyonları daha sık gördükleri bilgisini paylaştı.
VATANDAŞA AŞI OLUN ÖNERİSİ
Kovid-19’a karşı toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi için vatandaşları aşı olmaya çağıran Aypak, İki yıla yaklaşan Kovid-19 salgını sürecinde edindiğimiz tecrübeler var. Burada sosyal mesafe, maske, hijyen tedbirlerinin yanında bilimsel çalışmalar, aşının bizi bu hastalığa karşı, ölümcül komplikasyonlara karşı koruduğunu gösteriyor. Bu yüzden vatandaşlara aşı olmalarını öneriyoruz. Şeklinde konuştu. |
2,161 | Bakan Koca’dan yerli aşı, üçüncü doz ve atama açıklaması | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yerli aşı çalışmaları, 3. doz kararı, sağlık emekçilerinin çalışma şartları, beklenen atama sayısı ve aşı yaşının 12 yaşının altına düşüp düşmeyeceği ile ilgili sorulara cevap verdi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/bakan-kocadan-yerli-asi-ucuncu-doz-ve-atama-aciklamasi-2800323 | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Koca yaptığı açıklamada yerli aşı çalışmalarının devam ettiğini belirterek gönüllü sayısının bin kişiyi geçtiğini duyurdu. Bakan Koca vatandaşları gönüllü olmaya davet ederken, “Turkovac’ın acil kullanımı için seri üretim gerekiyor. Bunun için de 3 bin gönüllüye ulaşmamız lazım. 41 merkezde çalışmalar yapılıyor” ifadelerini kullandı.
OKULLARDA PCR SONUÇLARI AÇIKLANDI
Okullarda yapılan PCR sonuçlarının çıktığını belirten Bakan Koca, “Yapılan taramada toplumdan farklı olarak çok yüksek olmadığını gördük. Tedirgin olacak durum yok. Pandemi nedeniyle okulların kapalı olabilme ihtimali düşünülmemeli. Salgın okul kapanma sebebi olmayacak” şeklinde konuştu.
3. VE 4. DOZ AŞI YAPILACAK MI?
Aşı yaşının 12 yaş altına düşer mi sorusuna Bakan Koca, “3. ve 4. doz aşının yapılıp yapılmayacağı yarın gerçekleştirilecek bilim kurulu toplantısının gündemlerinden biri bu olacak. Alınan kararı sizleri duyuracağız. 12 yaş altına düşürmemiz şuan gündemimizde yok” dedi. Bakan SMA taramasının yakın zamanda başlayacağını belirterek, kit ihalesinin başladığını söyledi.
BAKAN KOCA’DAN ATAMA AÇIKLAMASI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, atama sayısının netleşmediğini belirterek önümüzdeki haftalarda belli olacağını açıkladı. Toplumda bağışıklığın yüzde 80 oranında olması gereken Koca, “Toplumda kapanma gibi durum söz konusu olmayacak. 2. Doz aşı yüzde 59’a ulaştı. Bu oranı yukarı çekmemiz gerektiği ortada. Toplumsal bağışıklığa erişmeyi hedeflemeliyiz kapatmayı düşünmemeliyiz” dedi.
ASİSTAN DOKTORLARIN ÇALIŞMA ŞARTLARI
Bakan Koca, hekimlerin mesai saatleriyle ilgili yazı gönderildi uymayanlara yaptırım gelir mi? sorusuna ise “Asistanlarımızın iş yükünün farkındayız. Asistanlık sınavı uzmanlık eğitimi dahil olmak üzere reform niteliğinde bir takım yaklaşımlar içinde olacağız. Uzmanlık eğitimi için tıpta uzmanlık kurulu dışında uzmanlık oluşturup geniş katılımlı buradan alınacak kararlar. Uygulama noktasında kararlıyız. Ben de o dönemlerden geçtim. Nitelikli eğitim kliniklerinin sayısını arttırmak çalışma şartları düzenlemek olmak üzere hepsi çalışılacak” şeklinde konuştu
İlgili Haberler
1 Kasım koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat sayısı arttı
Son dakika: İllere göre haftalık vaka yoğunluğu haritası açıklandı |
485 | Haftada 3 kere tüketildiğinde kalıcı bronzluğa ulaştıran süper besinler! | Yaz aylarında pürüzsüz ve bronzlaşmış bir ten herkesin hayali. Ancak güneşin altında yatarak bronzlaşmaya çalışmak sağlık için pek iyi sayılmıyor. Uzmanlar bronzlaşmanın hem doğal hem de daha sağlıklı yöntemini bildiriyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/haftada-3-kere-tuketildiginde-kalici-bronzluga-ulastiran-super-besinler-32858 | |
2,527 | Kefir içmek günah mı? Kefirde alkol var mı? | Son yıllarda diyet amaçlı tüketilen kefirin içerisinde bulunan maddeler acısından haram olup olmadığı tartışma konusuydu. Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, kefir hakkındaki kafa karıştırıcı bu konuya açıklık getirdi. Peki Kefir içmek günah mı? Kefirde alkol var mı? İşte detayları... | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kefir-icmek-gunah-mi-kefirde-alkol-var-mi-2942368 | Kefir konusunda ortaya atılan tartışmalar İlahiyatçı Yazar Prof. Dr. Ramazan Ayvallı tarafından son buldu. Ayvallı, kefirin içinde alkol olduğunu bilimsel olarak açıkladı. Ayrıca açıklamalarında kefirin neden günah olduğunu da Hadis-i Şeriflerden örnek vererek açıkladı.
KEFİRDE ALKOL VAR MI?
Kefir, Kafkasya, Balkanlar ve Doğu Avrupa'da yaygın bir şekilde üretilen tüketilen bir içecektir. Görüntüsü ayrandan katı olan ve topaklı bir kıvama sahip olan kefir, keçi ve inek sütünden elde edilir. İçeriğinde torula mayaları, Saccharomyces sp, Lactococcus spp, Lactobacillus spp, Leuconostoc spp gibi mikroorganizmalar mevcuttur. Bu mikroorganizmaların bir araya gelmesiyle süt asidi etil alkol ve karbondioksit oluşur. Yüksek oranda fermantasyona maruz kalan süt asidi parçalandığından ortaya çıkan madde saf alkoldür.
Kefir bileşimi bazında yer alan maddeler; su yüzde 80, süt asidi yüzde 0, 8, etil alkol yüzde 0, 6 oranında var. Bilimsel olarak netleşen bu oranlar nedeniyle kefirde alkol olduğunu kesinleşti. Ramazan Ayvallı'da aynı açıklama içerisinde kefirin alkollü bir içecek olduğunun altını çizdi.
KEFİR İÇMEK GÜNAH MI?
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, bir damla bir etil alkolü barındıran kefirin haram olduğunu belirtti. Tüketilmesinin günah olduğunu belirten Ayvallı, hem Kur'an'da hem de Hadis-i Şeriflerde geçen buyrukları açıkladı. Dinimizislam.com'da da aynı bilgiler yer alıyor.
Ey iman edenler, içki, kumar, putlar, fal okları şeytanın necis işleridir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık hepiniz vazgeçin! [Maide 90. 91]
İçkinin haram olduğuna dair kesin hüküm indi. [Müslim]
İhtimar [alkol teşekkül] etmiş her içki haramdır. [Ebu Davud]
Çoğu sarhoş eden içkinin, azını da içmek haramdır. [Nesai]
İçkide ilaç özelliği yoktur. Hastalık yapar. [Müslim]
İçki, bütün kötülüklerin başıdır. [Taberani]
İçki kötülük doğurur. [Beyheki, Ruzeyn]
İçki her kötülüğün anahtarıdır. [İbni Mace]
İlgili Haberler
Bilim insanlarından net uyarı! Orucu yanlış tutuyorsunuz
Ramazan-ı Şerif ayının en kıymetli gecesi! Kadir Gecesinde ibadetler 80 yıl değerinde |
5,242 | 'Alerjinin doğal seyrini değiştiren tek yöntem: 'Aşı tedavisi' | Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, son yıllarda alerjik rinit, gıda alerjisi, alerjik egzama ve astımın giderek arttığına dikkat çekerek, "Bazı tedaviye yanıtsız, spesifik bir alerjene karşı duyarlılığı deri testi ve kan testleri ile belirlenmiş, klinik bulguları da testlerle uyumlu olan hastalarda aşılama yapılabilir." dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/alerjinin-dogal-seyrini-degistiren-tek-yontem-asi-tedavisi-2682949 | Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, yüzyıldan fazladır kullanılan alerji aşılarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Nacaroğlu, son yıllarda alerjik rinit, gıda alerjisi, alerjik egzama ve astımın giderek arttığına dikkati çekerek Özellikle astım ve alerjik rinitte yani saman nezlesinde ilk planda alerji ilaçları, burun damlaları gibi semptomlara yönelik tedaviler kullanılır. Bazı tedaviye yanıtsız, spesifik bir alerjene karşı duyarlılığı deri testi ve kan testleri ile belirlenmiş, klinik bulguları da testlerle uyumlu olan hastalarda aşılama yapılabilir. Bu alerjen spesifik immünoterapi olarak isimlendirilir. Aşı tedavisi; deri ve kan testi ile gösterilen alerjen maddenin kişide yakınmalara neden olması, alerjenden korunma ve ilaç tedavisinden yeterli fayda görmemiş olması, kişinin uzun süreli ilaç tedavisi istememesi durumlarında kullanılıyor. dedi.
Belirli aralıklarla doz artırılır
İki çeşit aşılama olduğunu belirten Dr. Nacaroğlu, şu bilgileri verdi: Aşılamanın ilk çeşidi subkutan immünoterapi olarak isimlendirilen cilt altına alerjen ekstresinin enjekte edilmesiyle uygulanır. Bu yöntemde düşük doz aşılama ile başlanarak belirli aralıklarla dozlar artırılır. Farklı tedavi protokollerine göre haftalık, 15 günlük, 1 aylık aralarla aşılama yapılır. 3-5 yıl devam edilir, ideali ise 5 yıl aşılamadır. Bu yöntemle ot polenleri, ev tozu akarları, küf mantarları, çeşitli ağaç polenleri, kedi tüyü gibi hayvan epitellerine karşı aşılama yapılabilir. Aşılama sırasında vücutta kurdeşen benzeri döküntüler, aşı uygulanan yerde şişlik, kızarıklık, solunum sıkıntısı ve nadiren hayatı tehdit edici anafilaksi olarak tanımlanan çeşitli alerjik reaksiyonlar gözlenebilir. Bu nedenle cilt altı aşılama mutlaka gerekli müdahalenin yapılabileceği doktor bulunan bir hastane ortamı veya sağlık merkezinde uygulanmalı. Özellikle hastalığın alevlendiği dönemlerde veya yeni şişeye geçildiği dönemlerde reaksiyon riski artmakta.
Dil altı yönteminin riski daha düşük
Dr. Nacaroğlu, ikinci aşılama yöntemini ise şöyle açıkladı: Sublingual/oral immünoterapi olarak bilinen yöntemde spesifik bir alerjeni belirlenen ve semptomatik tedavilere yanıtsız olan hastalarda tablet veya damla şeklinde hazırlanmış dil altı preparatları her gün 3 yıl boyunca kullanılır. İlk birkaç doz hastanede uygulandıktan sonra hasta evde uygulamaya devam eder. Ortaya çıkan yan etkiler genelde ağızda kaşıntı ve irritasyondur, genellikle tedavinin devamında kaybolur. Ses kısıklığı, boğulma hissi ve nefes alamama gibi ciddi yan etki olasılığı çok düşük. Her iki tedavi yöntemi için de tedavinin başarısı düzenli uygulamaya bağlıdır. Doz aşımları ve ara verme tedavinin başarısını düşürür.
5 yaşından küçüklere verilemez
Aşı tedavisinin hem tedavi edici hem de koruyucu etkisi bulunduğuna değinen Dr. Nacaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: Alerjik hastalığın doğal seyrini değiştiren tek tedavi yöntemidir. Tedaviye uyumsuz hastalara, 5 yaşından küçük çocuklara, ağır astımlılara, kanser, bağışıklık sistemi hastalıkları, psikolojik bozukluk, ciddi hipertansiyon ve kalp hastalığı durumlarında aşı tedavisi verilemez. Hamile olduğu bilinen hastalara aşı tedavisi başlanmaz ama zaten aşı almakta olan hasta gebe kaldıysa tedaviye devam edebilir. Aşı tedavisinin anneye veya bebeğe bir zararı yoktur. Aşı sonrası lokal veya genel yan etkiler olabilir. Enjeksiyon uygulanan yerde madeni bir para büyüklüğünde kızarıklık, kaşıntı ve şişlik olması normaldir. Çapı 5 cm ve üstündeki reaksiyonlarda, hasta bir süre gözetim altında tutulur, lokal buz uygulaması ve antihistaminik ilaç verilir. Lokal yan etkilere göre çok daha nadir olsa da tüm vücudu etkileyen yan etkiler ilk 24 saatte ortaya çıkabilir. Kaşıntılı kabarıklıklar, dil veya dudakta şişme, nefes darlığı, ses kısıklığı, göğüste sıkışma hissi, burun akıntısı, tansiyon düşüklüğü ve şuur kaybı oluşabilir. Böyle durumlarda hasta en yakın sağlık merkezine veya kendi alerji hekimine başvurmalıdır. Aşının ilaçların aksine iç organlara zarar verici yan etkisi yoktur. İçinde ilaç veya kortizon bulunmamaktadır, kilo aldırmaz. Aşılar evde muhafaza ediliyorsa buzdolabında raf kısmında bulundurulmalı. Kesinlikle buzluğa koyulmamalı ve dondurulmamalı. Aşı yapıldıktan sonra sıcak banyo, sauna, uzun süreli duştan ve ağır fiziksel aktivitelerden uzak durulmalı. Aşılar düzenli olarak planlandığı günlerde yaptırılmalı. Aşı tedavisi aksatıldığında tedavi yetersiz veya başarısız olacaktır. |
1,214 | Okula dönüşte hayati tehlike: Kanser yapan bu kırtasiye ürünlerinden çocuklarınızı uzak tutun! | Dr. Öğretim Üyesi Hilal Kuday, okula dönüşün başlamasıyla kırtasiye alışverişi yapacak velilere hayati uyarılarda bulundu. Dr. Kunday, Renkli ve kokulu kırtasiye ürünlerinin kimyasal bileşenlere uzun süre maruz kalması nedeniyle solunum yolu hastalıklarına ve kansere davetiye çıkardığını belirtti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kanser-yapan-kirtasiye-urunlerinden-cocuklarini-uzak-tutun-2845666 | Son dönemlerde gelişen üretim teknolojisinin çocukları cezbetmek ve göze hitap etmek için amacıyla ürettiği silgi, defter, çanta kalem ve çok sayıda kırtasiye ürünü farklı renklerde ve şekillerde satışa sunuluyor. Uzun vadede kullanılan bu kırtasiye ürünlerinin içeriğinde kullanılan kimyasal bileşenler ise kişilerde solunum ve üreme problemlerine yol açtığı gibi kanser hastalıklarına kadar sebep olabiliyor.
SOLUNUM YOLU, ÜREME SORUNU VE KANSERE NEDEN OLUYOR
Dr. Öğretim Üyesi Hilal Kuday renkli ve cezbedici kırtasiye ürünleriyle ilgili şu açıklamada bulundu; “Bu ürünler için belirli yönetmelikler var. Kokulu silgi, defter, kalem, kalemlik, plastik suluklar ve beslenme çantaları gibi ürünlerin içerisinde yapılan araştırmalar sonucunda toluen, asetofenon, benzaldehit, polisiklik aromatik bileşikler, uçucu organik bileşikler ya da kurşun, kadmiyum gibi ağır metallerin bulunduğu tespit edildi. Kimyasal olmadan olmaz üretimde tabi ki gerekiyor ancak bunların sürekli kullanımında bu malzemeleri kullanan kişilerde zamanla sağlık sorunları oluşabiliyor. Özellikle alerjik reaksiyonlar sonucu cilt hassasiyetleri, gözde tahriş, uzun süreli kullanımda ise özellikle uçucu organik bileşikler içeren kokulu malzemeler solumaya bağlı olarak ilk etapta baş ağrısı sonrasında solunum yolu hastalıkları, üreme sorunları hatta kanser hastalıkları gibi sorunlar görülebiliyor”
KIRTASİYE ÜRÜNLERİNİN İÇERİĞİNDE BULUNMAMASI GEREKEN BİLEŞENLER
Özellikle çocukların kullandığı kırtasiye ürünleriyle ilgili kesinlikle içeriğinde bulunmaması gereken bileşiklerle ilgili bilgi veren Dr. Kuday, “Ticaret Bakanlığının hazırlamış olduğu Oyuncak Güvenliği Yönetmeliği’ne göre kırtasiye malzemelerinin bazı kimyasal bileşikleri içermemesi gerekiyor. Mesela ksilol, benzil benzoat gibi bileşikleri kesinlikle içermemesi gerekiyor. Ancak bazı maddeler ise imalat esnasında hassasiyet oluşturmayacak şekilde eser miktarda bulunabiliyor. Bunlar arasında D-limonen gibi bileşikler bulunmaktadır. Bunlar için belirlenen miktarlar yönetmelik kapsamında belirtilmiştir. Limitlere uyulduğu müddetçe tercih edilebilir” dedi.
İlgili Haberler
Ünlü fizikçi Stephen Hawking’in hastalığına öldükten sonra umut doğdu!
Hızla yayılan gizemli bir hastalık uyarısı daha yapıldı: Enfekte sayısı sürekli artıyor
“RENKLİ VE KOKULU ÜRÜNLERE DİKKAT EDİN”
Satın alınan ürünlerde Türk Standartları Enstitüsü’nün simgesinin bulunması gerektiğine dikkat çeken Kuday, renkli ve kokulu ürünlerin sağlık açısından daha zararlı olabileceğini söyledi. Kuday “Genel olarak renkli bileşikler azo boyar madde içeriyorlar. Bunlar nitro grubu içeren ürünler. Bunlar da renkli ve parlak oluyorlar. Kokular açısından da bakıldığında mesela alerjik reaksiyon maddesi benzaldehit içeriyor. Eser miktarın üzerinde olduğunda alerjik reaksiyona sebep oluyor. Hatta toluen kanserojen madde belirlenen miktarların üzerinde ise direk kansere yol açabiliyor. Genel olarak kimyasal bileşikler olmazsa olmazımız ama belirli bir limitleri var, yönetmeliklere uyan malzemeleri araştırarak kırtasiye alışverişlerini yaparlarsa rahat ve sağlıklı bir eğitim hayatı geçirmiş olurlar” dedi. |
1,687 | Liposuction Ameliyatı ve Kilolardan Kurtulma Yöntemleri | Merak edilen liposuction üzerinden evet fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Profesyonel zayıflatma merkezinde uygulanan bu etkili uygulama üzerinden fazla kilolarınızdan birkaç gün içerisinde kurtulabilirsiniz. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/liposuction-ameliyati-ve-kilolardan-kurtulma-yontemleri-2819766 | Bu uygulama geçmişten günümüze dek kadınlar tarafından tercih ediliyor. Bölgesel yağların atılmasında da uygulama güvenle tavsiye ediliyor.
LİPOSUCTİON NEDİR?
2022 yılında liposuction hakkında detaylı bilgiler alabilirsiniz. Bu tedavi seçeneği vücudunuzun tüm bölgelerinde meydana gelen fazla yağların alınmasını kapsar. Bunun haricinde liposuctionun en etkili güzellik uygulaması olduğunu da vurgulayabiliriz. Bu uygulama 81 ilimiz üzerinden de yoğun bir şekilde tercih ediliyor. Bu nedenle diğer yöntemlere nazaran daha geniş kitleye hitap eder.
LİPOSUCTİON AMELİYATI NASIL YAPILIR?
Bu uygulamada ilgili bölgeden yağ alınması açısından ilk olarak liposuction uzmanı tarafından özenli bir şekilde çizimler yapılır. Bu çizimler üzerinden vakumlu sistem devreye konularak fazla yağ tabakaları birkaç seans üzerinden eritilir. Uygulama oldukça güvenilirdir. Bu nedenle herhangi ciddi yan etkileri yoktur.
LİPOSUCTİON İÇİN KİMLER UYGUNDUR?
Sadece fazla yağları olanlar liposuctionlar için uygundur. Bunun haricinde obeziteye yakın aşırı kiloları olanlar da bu uygulamadan güvenle faydalanabilir. Bu uygulama diğer zayıflama uygulamalarından oldukça farklıdır. Kesin bir şekilde sonuç verdiğinden fazla kilolarınızdan kurtulmak adına uzun süre beklemeniz gerekmiyor. Uygulamadan ek ücret ödemeden faydalanabilirsiniz.
LİPOSUCTİON YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Birçok farklı yöntemleri olan liposuction bu bağlamda beklentilerinizi de kusursuz bir şekilde karşılar. Islak liposuctionlar, ultrasonik ve son olarak da lazer liposuctionlar olmak üzere toplamda 3 farklı teknik söz konusudur. Vücut yapınıza ve kilolarınıza bağlı olarak güzellik uzmanınız tarafından en uygun yöntem sunulacaktır.
LİPOSUCTİON EN SIK NERELERDE TERCİH EDİLİYOR?
2022 yılında liposuction fiyatları ayrıca göz atabilirsiniz. Bu uygulama en sık karın ve basen bölgelerinde tercih ediliyor. Bu bölgelerde daha çok tercih edilmesinin ana nedeni ise, fazla yağların daha çok bu bölgelerde meydana gelmesidir.
LİPOSUCTİON ÖNCESİ BİLİNMESİ GEREKENLER
Uygulama öncesinde dikkat edilmesi gerekenler vardır. İlk olarak güzellik merkezinden güncel liposuction fiyatları incelenmelidir. Hemen akabinde zayıflatılması gereken beden bölgesi uzman eşliğinde değerlendirilmelidir. Uygulama öncesinde kaliteli uyku alınmasına dikkat edilmelidir. Bunun haricinde yüksek kafein içeren ürünlerden uzak durulmalıdır. Sigara ve alkol gibi zararlı maddelerden kaçınılmalıdır.
LİPOSUCTİON SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Uygulama öncesinde olduğu gibi sonrasında da dikkat edilmesi gereken ayrıntılar söz konusudur. Tedavi işlemi sonrasında fazla yağlara neden olacak tüm besin tiplerinden kaçınılmalıdır. Liposuctionun yoğun olarak uygulanmasının ana nedenleri arasında hareketsiz yaşam biçimi yer alır. Bu nedenle tedavi sonrasında günlük olumsuz alışkanlıklar terkedilmelidir. Mutlaka günlük düzenli olarak egzersiz çalışmaları yapılmalıdır. Hareketsiz yaşam tarzından uzak durulmalıdır.
LİPOSUCTİON SONUÇLARI KALICI MIDIR?
Hayır, en kaliteli bir şekilde uygulanan liposuctionlarda dahi neticelerin kalıcı olması söz konusu değildir. Bu durumun ana nedeni, bireylerin rutin alışkanlıkları doğrultusunda yaşamasıdır. Bu nedenle bölgesel incelme sağlandıktan bir müddet sonrasında yeniden kilo alınabiliyor. Bu durumda tekrardan uygulamaya başvurulabilir.
LİPOSUCTİON TEKNİĞİ HANGİ BÖLGELERE UYGULANABİLİR?
Liposuctionlar vücudun tüm bölgelerinde uygulanabilir. Bunun için herhangi kısıtlama yoktur. Fakat liposuction fiyatları amatör güzellik merkezlerinde yüksek olabiliyor. Bu tip işletmelerde garantili olarak zayıflatma uygulamaları da sunulmaz. Bu da sizlerin her yönden mağdur kalması demektir. Bu nedenle bu zayıflama uygulamasında sadece garantili güzellik merkezi seçmelisiniz.
LİPOSUCTİON FİYATLARI
En çok liposuction fiyatı merak ediliyor. Her bir güzellik ve estetik merkezlerinde zayıflama fiyatları farklıdır. Bu nedenle en düşük fiyatlı fakat kaliteli bir zayıflama merkezi tercih edilmelidir. Güzellik uygulamalarının fiyatları yıllık olarak işletmeler tarafından düzenli olarak güncelleniyor. Bu bağlamda 2022 yılında en güncel liposuctionların fiyatlarına işletme sitesinden bakabilirsiniz. Bu yöntemle daha pozitif bir vücut elde edebilirsiniz. Bölgesel incelme sağlayarak daha fit kalabilirsiniz. Çünkü yöntem başlı başına hayat kalitesini yükseltir.
Kaynak:https://nisantasihastanesi.com.tr/liposuction-yag-aldirma/ |
6,330 | Viral hepatitlere aşı uyarısı | Karaciğer nakline sebep olan en ciddi etkenin siroz, sirozun en önemli nedeninin de viral hepatitler olduğunu hatırlatan Prof. Ender Dulundu, "Aslında siroza neden olan viral hepatitlerin büyük kısmı önlenebilir hastalıklardır. Bunun yolu da aşılanmaktan geçmektedir" dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/viral-hepatitlere-asi-uyarisi-217297 | Fonksiyonları çok önemli olan karaciğerde gelişebilen hastalıkların vücudun tüm dengesini bozacağını belirten Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Karaciğer Nakil Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Ender Dulundu, karaciğerin her türlü hasara dirençli bir organ olduğunu ancak yetmezliğin geri dönülemez sorunlara neden olabileceğini söyledi.
KARACİĞER YETMEZLİĞİNİN EN ÖNEMLİ NEDENİ SİROZ
Türkiye'de karaciğer yetmezliğine en sık sebep olan sorunun siroz olarak karşılarına çıktığını vurgulayan ve hastaların büyük çoğunluğunun önlenebilir sebepler nedeniyle karaciğer nakli olduğuna dikkati çeken Dulundu, şunları kaydetti:
Karaciğer nakline sebep olan en ciddi etken siroz ama bunun da en önemli nedeni viral hepatitlerdir. Aslında siroza neden olan viral hepatitlerin büyük kısmı önlenebilir hastalıklardır. Bunun yolu da aşılanmaktan geçmektedir. Dolasıyla çocukların aşılanması çok önemli. Aynı ev içerisinde hepatitli birey varsa, onun kişisel eşyalarını kullanmamak önemlidir. Hepatitin C türünde kanla geçiş sağlanıyor. Berber, kuaför, sağlık alanlarındaki eşyaların steril ve dezenfekte olması çok ciddi önem taşıyor. Öte yandan, bilinçsiz ilaç kullanımı da karaciğer yetmezliği nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Yine spor yaparken bilinçsizce kullanılan bazı ürünler, mantar zehirlenmeleri, karaciğer yetmezliği nedenidir. Karaciğer hasara uğradığında bütün organlar bundan olumsuz olarak etkileniyor.
İNSANLAR ORGAN BEKLERKEN HAYATLARINI KAYBEDİYOR
Prof. Dr. Ender Dulundu, resmi rakamların, gerçek hasta popülasyonundan farklı olduğunu ifade ederek, Ayrıca pek çok hastayı da nakil yapılamadığı için kaybediyoruz. Karaciğerde, diyaliz gibi bir olay olmadığı için insanlar, organ beklerken hayatlarını kaybediyor dedi. |
6,415 | 'Yeşil yumurtada çok vitamin olduğu şehir efsanesi' | Prof. Dr. Mustafa Tayar, pazar tezgahlarında tanesi 5 liradan satılan mavi ve yeşil tonlarındaki yumurtalarının daha çok vitamin ve mineral içerdiği düşüncesinin "şehir efsanesi" olduğunu söyledi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/yesil-yumurtada-cok-vitamin-oldugu-sehir-efsanesi-209620 | Bursa'nın Nilüfer ilçesinde kurulan İhsaniye Pazarı'nda, en büyük ilgi gören ürünlerin başında yeşil yumurtalar geliyor.
Kahverengi ve beyazların arasında görünüşleriyle dikkati çeken ve birçok vatandaşın özellikle sorduğu yeşil yumurtalar, doğal, hamile ve bebekler için daha yararlı, vitamin ve mineral içeriği bakımından zengin olduğu söylemleriyle tanesi 5 liradan satışa sunuluyor.
Pazarda yumurta tezgahı açan İbrahim Aygen, Yumurtanın farklılığı tavuğun cinsinden kaynaklanıyor. Satışı daha yeni, tezgahımıza yeni koyduk. Vatandaşlara biraz pahalı geliyor.'' dedi.
Renginden başka farkı yok
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeşil ve mavi yumurtanın, Güney Amerika kökenli tavuk ırkının ürünü olduğunu söyledi.
Tayar, bu yumurtaların tanesinin 10 liraya kadar satıldığı duyumunu aldıklarında şaşkınlık yaşadıklarını dile getirerek şöyle devam etti:
''Fiyatlarının çok yüksek olması, tüketicinin talebine bağlı olarak kaynaklanıyor. Diğerleriyle aralarında rengi dışında hiçbir fark yok. Diğer yumurta nasıl 50 kuruşa satılıyorsa yeşil ve mavi yumurtaların da aynı civarda satılması gerekir. Bu yumurtada daha çok vitamin ve mineral var gibi beklentiler tamamen bir şehir efsanesidir. Yumurtanın rengi sadece o yumurtayı yumurtlayan hayvanın ırkına bağlı genetik bir özellik. Renk sadece tüketicilerin tercihidir ama yeşil yumurtaya 5 lira para veriyorsa parası çoksa bu tüketicinin tercihidir.'' |
3,644 | 11 Ocak 2021 koronavirüs tablosu: 10 bin 220 yeni vaka, 174 can kaybı | Sağlık Bakanlığı 11 Ocak 2021 koronavirüs verilerini paylaştı. Türkiye'de son 24 saatte 10.220 yeni koronavirüs vakası tespit edildi, 174 kişi hayatını kaybetti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/11-ocak-2021-koronavirus-tablosu-10-bin-220-yeni-vaka-174-can-kaybi-2763614 | Türkiye'de son 24 saatte 168 bin 289 yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testi yapıldı, 9 bin 537 kişinin testi pozitif çıktı, 181 kişi hayatını kaybetti.
Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, covid19.saglik.gov.tr adresinden paylaşıldı.
Buna göre, son 24 saatte 168 bin 289 Kovid-19 testi yapıldı, 9 bin 537 kişinin testi pozitif çıktı, 181 kişi hayatını kaybetti.
Son 24 saatte 7 bin 902 kişinin Kovid-19 tedavisi/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 190 bin 47'ye yükseldi. Test sayısı 26 milyon 33 bin 695'e ulaştı. Vaka sayısı 2 milyon 317 bin 118, vefat sayısı 22 bin 631, ağır hasta sayısı 2 bin 903 oldu.
Haftalık verilere göre, bu hafta hastalarda zatürre oranı yüzde 4. 3, yatak doluluk oranı yüzde 44. 2, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 61. 7, ventilatör doluluk oranı yüzde 32. 4, ortalama temaslı tespit süresi 10 saat, filyasyon oranı ise yüzde 99. 9 olarak gerçekleşti.
KISITLAMA VE TEDBİRLER NETİCE VERİYOR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından günlük verilere ilişkin yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
Bugün tespit edilen 1103 yeni hasta var. Vaka sayıları düşmeye devam ediyor. Ağır hasta sayısı 3 binin altına geriledi. Kısıtlama ve tedbirler netice veriyor. Birlikte mücadele etmeye ve ülkemizi küresel salgının yıkıcı ektisinden kurtarmaya kararlıyız. |
2,206 | Covid-19 ilacının inceleme süreci başladı! Onaylanırsa hastalığın seyri değişecek | Avrupa Birliği'nin ilaç gözlemcisi Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Merck'in geliştirdiği Covid-19 ilacının inceleme sürecinin başladığını duyurdu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/covid-19-ilacinin-inceleme-sureci-basladi-2799427 | Amerika Birleşik Devletleri merkezli ilaç üretici Merck, bir süredir üzerinde çalıştığı Covid-19 ilacının incelenme sürecine başladığını duyurdu. Avrupa İlaç Ajansı'ndan yapılan açıklamada ''EMA'nın insan ilaçları komitesi (CHMP), yetişkinlerde Covid-19 tedavisi için söz konusu ilacın incelenmesine başladı'' ifadeleri yer aldı.
Açıklamada ön sonuçların ilacın Covid-19'un vücutta çoğalma yeteneğini azalttığı ve bu sayede ilacın hastaneye yatış ve ölümleri azaltabileceğinin altını çizildi. Ancak kurum kesin hükmünü incelemenin ardından açıklayacak.
Öte yandan şirket geçtiğimiz haftalarda acil kullanım onayı almak için ABD Gıda ve İlaç İdaresi'ne (FDA) başvurmuştu. Şirketin bulaşıcı hastalıklar ve aşılar bölümünün başındaki isim olan Jay Gobler, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada geliştirdikleri ilacın aşılardan farklı olduğunu, aşıların aksine virüsün spike proteinini hedef almadığını belirtmişti. Gobler, bu sayede ilacın virüs, insan vücudunda gelişmeye devam ederken de aynı derecede etkili olduğunu belirtmişti.
Koronavirüsün kendi kopyalarını oluşturmasını sağlayan bir enzim olan viral polimerazı hedef alan ilaç virüsün genetik kodlarını bozarak onunla mücadele ediyor.
EN ÇOK ERKEN DÖNEMDE ETKİ EDİYOR
Şirketten yapılan açıklamaya göre, ilaç en çok erken enfeksiyon döneminde uygulandığında etkili oluyor. Şirket tarafından yapılan çalışmaya göre, ilaç yeni Kovid-19 teşhisi konan hastaların hastaneye yatırılma şansını yaklaşık yüzde 50 oranında azaltıyor.
İlgili Haberler
Aşısızların Covid-19'dan ölme riski 11 kat daha fazla
Covid aşı raporu: 8 ayda ölen aşısızların sayısı aşılıların 23 katı
Covid gereğinden bir yıl daha uzun sürecek |
6,038 | Doktor da, kocası da şaştı kaldı! | Diyarbakır'da, özel bir hastaneye şiddetli kasık ağrısı ve kanama şikayetiyle giden evli S.Ç.'nin (30) rahminden 61 miyom (ur) çıkarıldı. Operasyonu gerçekleştiren Doç. Dr. Hakan Çoksüer, meslek hayatında ilk kez böyle bir vakayla karşılaştığını söyledi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/doktor-da-kocasi-da-sasti-kaldi-240971 | Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşayan S.Ç. karnındaki şişlik ve ağrılar nedeniyle birçok hastaneye başvurdu. Doktorlar yaptıkları kontrollerde S.Ç.'nin rahminde miyom bulunduğunu belirledi. S.Ç.'nin rahminin alınması gerektiği belirtildi. Evli ancak çocuğu bulunmayan S.Ç., rahminin alınmasını kabul etmeyerek hastaneden evine döndü. Önceki gün fenalaşan S.Ç., Diyarbakır'da özel bir hastanede görev yapan Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer'e başvurdu. Yoğun kanaması bulunan hastanın burada da yapılan muayenesinde rahimde miyom tespit edildi ve ameliyata karar verildi. Doç. Dr. Çoksüer tarafından yapılan operasyonda, S.Ç.'nin rahminden 61 miyom çıkarıldı. Eşinin rahminde miyomların olduğunu ancak, bu kadar fazla kist beklemediklerini belirten Ş.Ç., Bir çok doktora gittik, Allah'a şükür ameliyatı başarılı geçti. Biz bu kadar çok miyom olduğunu ilk kez gördük, bilmiyorduk diye konuştu.
Operasyonu gerçekleştiren Doç. Dr.Hakan Çoksüer ise meslek hayatında ilk kez bir hastadan bu kadar miyom çıktığını söyledi. Hastanın, kasık ağrısı ve aşırı kanama şikayetiyle kendilerine geldiğini, belirten Doç. Dr. Çoksüer, Hastaya acil müdahale ederek kan transfüzyonu yaptık. Hastada şiddetli kanama mevcuttu. Rahim alınacağı söyleneceği için sürekli hasta ameliyattan kaçmış, ameliyat olmak istememiş. Neticede çocuk isteği de mevcut, çocukları olmadığı için rahmin alınmasına karşı çıkmışlar. Biz ameliyata alırken aslında kaç tane miyom olduğunu bilmiyorduk, çok sayıda miyom var ama ben de mesleki hayatımda ilk defa bu kadar miyoma rastladım. Bu kadar fazla olacağını hiç tahmin edemezdik. Ufak bir kesikle bu ameliyatı gerçekleştirdik. Hastanın anne olma isteği olduğu için rahminin az zarar görerek ve az kanamayla biz bu ameliyatı gerçekleştirdik. 61 tane miyom vardı hepsini tek tek ayıklayarak, hepsini çıkardık. Ameliyathanedeki herkes şoka uğradı. Ameliyat çok başarılı geçti, hastamızı kısa sürede taburcu edeceğiz dedi.
Miyomların genç yaşta görüldüğünü belirten Doç. Dr. Hakan Çoksüer, bunun birçok nedeni olduğunu ancak kesin nedeninin halen bilinmediğini de söyledi. |
519 | Örgünün saçınıza verdiği zararı tahmin bile edemezsiniz! Kel kalmak istemiyorsanız saçlarınıza bu modelleri vermeyin | Şüphesiz ki saçlarımıza en çok verdiğimiz model örgülü saç modelidir. Gerek kolaylıkla yapılması gerekse derli toplu ve güzel görünümüyle tercih ediliyor. Ancak araştırmalar örgü ve bazı modellerin saçlara ciddi ölçüde zarar verdiği yönünde… Öyle ki bu zarar kelliğe kadar götürüyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/orgunun-saciniza-verdigi-zarari-tahmin-bile-edemezsiniz-2892058 | Her gün maruz kaldığımız çeşitli etkenler ve yanlış uygulamalar saçlarımıza zarar verebilir. Saç sağlığı için yapılan hatalardan kaçınmak, saçların dayanıklılığını ve güzelliğini arttırıyor. Bu hatalardan bazıları da saçlarımıza verdiğimiz modeller! Peki, hangi modeller saç sağlığına bozuyor. İşte detaylar…
SAÇLARI ÖRMEK
Listelist’ten derlenen bilgiye göre; Örgü, çoğumuzun severek kullandığı bir saç modeli. Ancak örgülerin düzgün durması için saçları baya sıkmak gerekiyor. Çoğu kuaför kendisi ve müşterileri için bu tür stillerden kaçınıyor. Zamanla, bu modeller saç derisinde travmaya neden olabilir, hatta yer yer kelliğe bile yol açabilir. Bu nedenle saç derisi üzerindeki ağırlığı azaltacak modelleri tercih etmek gerekiyor.
İşte saça zarar veren diğer modeller;
Islak saçların toplanması,
Balerin topuzu,
At kuyruğu,
Maşa kullanılan modeller,
Arkaya doğru yatıştırılmış saç modeli
Postiş kullanılan modeller
Saçlara zarar veren diğer uygulamalar ise şu şekilde…
SAÇ KREMİ KULLANIMI
Çoğumuz saç bakım rutinimizin bir parçası olarak saç kremi kullanıyoruz, ancak bunu nasıl uyguladığımızın önemli olduğunu biliyor muydunuz? Saç kremini köklerinizde değil, saç uçlarınızda kullanmanız gerekiyor. Uzmanlara göre, hepimiz saçlarımızı yanlış şekilde nemlendiriyoruz. İdeal olarak, şampuan ve saç kremi tam tersi şekilde uygulanmalıdır. Genellikle kir ve yağ, saç derisi seviyesinde bulunur. Kuruluk ve hasar ise saçın uçlarında görülür. Bu yüzden de saç diplerinize saç kremi sürmeye gerek yoktur. Her gün doğal olarak salgılanan sebum, saç diplerinizi nemli tutmaya yetiyor.
SADECE SÜLFAT İÇERMEYEN ŞAMPUANLAR KULLANMAK
Çoğu kişi sülfat içeren şampuanların, saçlara kötü geldiğini düşünüyor. Yanlış! Gerçekte, iyi bir saç bakım rutini için hem sülfatsız hem de sülfat içeren şampuanlar kullanılması gerekir. Sülfat içermeyen şampuanlar, sülfatın sağlık sorunlarına yol açabileceği endişeleri nedeniyle popülerlik kazandı. Ancak, sülfatların kanserojen olmadığı yapılan araştırmalarla kanıtlandı. Bazı kişiler bu maddeye karşı duyarlılık yaşayabilir, ancak bu herkes için geçerli değil.
ISI KORUYUCU KULLANMAMAK
Sağlıklı saçlar için dikkat etmeniz gereken şeylerden biri de saçı fazla ısıya maruz bırakmamaktır. Saçlarınızı ısı kullanarak şekillendiriyorsanız, kesinlikle ısı koruyucu ürünleri atlamamalısınız. Çünkü ısı saçınızı uzun vadede mahveder. Çoğu kuaför ısı korumayı birinci öncelikleri olarak kabul ediyor ve ısı hasarının geri dönüşü olmadığına inanıyor. Bu yüzden saçlarınızı korumak, bakım rutininizin ayrılmak bir parçası olmalıdır. Cildinizi zararlı UV ışınlarından koruyan güneş kremi gibi, bir ısı koruyucu da saç telleri ile yoğun ısı arasında bir bariyer oluşturarak nem kaybı, kırılma ve kabarmayı en aza indirir.
SAÇ KURUTMA MAKİNESİ KULLANIRKEN ÖNCE UÇLARI KURUTMAK GEREKİYOR
Saç bakım uzmanları, saçınızı kökten uca doğru kurutmanın en doğru yöntem olduğunu düşünüyor. Uçları önce kuruttuğunuzda, köklerde kalan nem aşağıya doğru hareket eder ve saç tellerinin uçlarını tekrar ıslatır. Bu, sadece istenilen saç modelini bozmakla kalmaz, aynı zamanda sıcak bir saç kurutma makinesi ile tekrar uğraşmanızı gerektirir ve bu da saçınıza zarar verebilir. Kökleri düzgün bir şekilde kurutmak, saçınıza istikrarlı bir temel oluşturmanıza yardımcı olur ve saç stilinizin dayanıklılığını artırır. |
2,245 | Harvard’lı doktor hafıza için 5 besini açıkladı | Harvard Üniversitesinden Tıp Fakültesi öğretim üyesi, beslenme uzmanı Dr. Uma Naidoo, hafızanın kuvvetlenmesi ve konsantrasyonun arttırılması için her gün tüketilmesi gereken 5 ana gıda başlığını açıkladı. Naidoo, konsantrasyon, hareketler, kalp atışı, hafıza gücüyle bazı besinler arasından güçlü bir bağ olduğunu belirtti. Ayrıca bu besinlerin uzun yaşamaya da katkısı olduğunu kaydederek, “Alzheimer ve Parkinson dahil olmak üzere nörodejeneratif hastalık riskini de azaltıyor” dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/harvardli-doktor-hafiza-icin-5-besini-acikladi-25906 | |
7,063 | SGK'lı hastalara Azerbaycan'da muayene imkanı | Bir Türk doktorun Azerbaycan'da kurduğu hastanede SGK'lı Türk hastalar da muayene olabilecek. Gence kentindeki 70 yataklı hastanede Azerbaycan'daki ilk ilik nakli de Türk doktorlar tarafından yapılacak. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/sgkli-hastalara-azerbaycanda-muayene-imkani-113146 | SGK ile muayene olmak artık sadece Türkiye'de değil, Azerbaycan'da da mümkün olacak. Profesör Doktor Süleyman Dinçer'in girişimleriyle Azerbaycan'ın Gence şehrinde, Gence International Hospital kuruldu. Hastane alanında uzman 70 Türk doktor ve 30 hemşire var. Hastane Azarbaycan'a sağlık alanında yapılan dünya ölçeğinde yatırımlardan biri. Profesör Doktor Süleyman Dinçer, Azerbaycan'da ilk defa ilik naklini de Türk hekimlerin yapacağını belirtti. Kanser tedavisindeki son tedavi yöntemleri de uygulamalar arasında Dinçer, şöyle konuştu: Türkiye'den gelmiş hekimlerin oluşturduğu bir hastanemiz var. Bu hastane, SGK anlaşması yapmak için gerekli olan çalışmaları yapıyor. Geçen ay SGK başkanımızla görüştük, her türlü yardımı yapacğaını söyledi. Bununla ilgili önümüzdeki günlerde gelişmeler olkacak ve burada yaşayan emekli, sigortalı 10 binin üzerinde insanın Türkiye'ye gitmelerine gerek kalmayacak. |
3,397 | Bakan Koca: Beklediğimiz cumartesinin ilki, kıymetini bilelim | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede kontrollü normalleşme sürecinin başlatılmasının ardından kısıtlamalarının azaltıldığı ilk hafta sonunda kurallara uyulmasını istedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/bakan-koca-bekledigimiz-cumartesinin-ilki-kiymetini-bilelim-2771975 | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, kontrollü normalleşme sürecinde kurallara uyulmasının önemine işaret etti.
Koca, Beklediğimiz cumartesilerin ilki. Devamı, kıymetini bilmemize bağlı. Kısıtlamaların azalması, kurallara uymanın ödülüdür. Kurallara uyalım. Zor günlere dönüş yolunu kapatalım. Dışarı çıkıyorsak, maske takalım. mesajını paylaştı.
|
2,277 | ABD'de Moderna aşısının 3. dozuna onay | FDA Moderna aşısının üçüncü dozunun 65 yaş üstü ve riskli gruplara 'düşük dozda' uygulanmasını tavsiye etti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/abdde-moderna-asisinin-3-dozuna-onay-2798294 | Geçtiğimiz günlerde ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin (NIH) finanse ettiği çalışmada, Amerikan merkezli firmalar tarafından üretilen ve ülkede de kullanılan 3 aşı incelendi. Pfizer, Moderna ve Johnson & Johnson (J&J) aşılarının mercek altına alındığı çalışmada, Moderna aşısının antikor seviyelerinin diğer aşılara oranla daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
Son olarak ise Federal Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) danışma kurulu, Moderna'nın iki dozluk Covid-19 aşısını olan bazı kesimlere düşük dozlu 3. aşının tavsiye edilmesine onay verdi.
65 YAŞ ÜSTÜ VE RİSKLİ GRUPLAR İÇİN UYGUN
Moderna aşısının destekleyici dozuyla ilgili araştırma verilerini incelemek üzere toplanan danışma kurulu, aşının üçüncü dozunun ikinciden altı ay sonra yalnızca 65 yaş üzerine ve riskli gruplara yapılmasını uygun buldu. Moderna aşısının üçüncü dozunun 50 mikrogramlık yarım doz olmasının yeterli olduğu açıklandı.
Öte yandan bağışıklık sistemi hastalıkları bulunan kişilerin 100 mikrogramlık tam doz aşı olması uygun görüldü.
FDA'in, aşıya kurulun tavsiyesi yönünde resmen onay vermesi durumunda aşının hangi kesimlere yapılacağına, gelecek hafta toplanması beklenen Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) kurulu karar verecek.
Geçen ay FDA ve CDC, 65 yaş üstü ve riskli durumda bulunanlar için Pfizer/BionTech aşısının üçüncü dozuna onay vermişti.
İlgili Haberler
Pfizer-BioNTech ve Moderna aşıları Kovid-19'a karşı yıllarca koruyabilir
İçinden yabancı madde çıkmıştı: Moderna aşısı için yetkililerden açıklama
En etkili Kovid-19 aşısı belli oldu: Antikoru 76 kat artırıyor |
1,308 | Nefes almakta zorlanan yaşlı adamın burnundan 100 gram kitle alındı! Görenler şok oldu! | Trabzon’un Of ilçesinden yaşayan 84 yaşındaki Faik Ramoğlu’nun ameliyatla burnundan 100 gram ağırlığında bir kitle alındı. Ramoğlu, 2 yıl önce oluşmaya başlayan kitlenin burnunu kurcaladığı için hızla büyüdüğünü ve bu sebeple nefes problemleri yaşadığını belirtti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/nefes-almakta-zorlanan-yasli-adamin-burnundan-100-gram-kitle-alindi-2842253 | Trabzon’da yaşayan Faik Ramoğlu, 2 yıl önce burnunda oluşmaya başlayan bir kitle olduğunu fark etti fakat aldırış etmedi. Ramoğlu, zaman geçtikçe büyümeye başlayan kitle için hastaneye gitmek istese de Covid-19 salgını sebebiyle bu durumu sürekli erteledi. Ancak kitlenin büyümesiyle nefes almakta ve aşağıya bakmakta zorlanan Faik Ramoğlu, ailesinin ısrarıyla hastaneye giderek tedaviye başladı.
“BURNUMU KURCALADIĞIM İÇİN İLERLEDİ”
Kulak burun boğaz uzmanı Operatör Dr. Erdal Rahman Köprücü tarafından tedavisine başlanan Faik Ramoğlu, rahatsızlığın burnunda iltihap şeklinde başladığını ancak burnunu kurcaladığı için büyüdüğünü, nefes almakta hayli zorluk çektiğini ve psikolojik olarak çok etkilendiğini ifade etti. Başarılı geçen ameliyatın ardından sağlığına kavuşan Ramoğlu, Çevremdeki insanlar 'Neden ameliyat olmuyorsun, neyi bekliyorsun?' diyorlardı. Çocuklarım İstanbul'da olmamı istedi. O zaman tereddütte kaldım ve uzattık. Gereksiz yere bir rahatsızlık geçirdim ifadesini kullandı.
Operatör Dr. Erdal Rahman Köprücü, hastanın yaklaşık 3 ay önce kendilerine başvurduğunu ve burnundaki kitle nedeniyle farklı tetkikler yapıldığını belirtti. Köprücü; Daha çok yağ karakterli bir kitle olduğu yönünde kanaat kıldık. Bunun cerrahi müdahale ile alınması gerektiğini hastaya bildirdik. Hasta bize güvendi ve ameliyatımızı gerçekleştirdik. Rinofima (gül hastalığı) veya fimotez roza isimli bir hastalık bu. Genelde hastayı meşgul eden ve iyileşmesi zor tedaviler var. Biz farklı şekilde derisini kaydırarak bu hastalığı iyileştirmeye çalıştık. Hastanın uyumuyla güzel bir sinerji yakaladık ve kendisi sıhhatine kavuştu diye konuştu.
BURUNDAN 100 GRAM KİTLE ALINDI
Hastanın burnundan 100 gram civarında bir parça aldıklarını söyleyen Köprücü, 100 gram dediğimiz dile kolay bir şey ama burnunun ucunda bu ağırlıkla yaşadığını düşünürseniz aslında çok kolay değil. Araya pandeminin girmesi, insanların hastaneden korkması ve maske ile bunun gizlenebilmesi bu kadar ilerlemesine neden oldu. Erken vakitte gelseydi kendisi ve bizim için daha konforlu bir ameliyat olabilirdi. dedi.
Anadolu Ajansı
İlgili Haberler
Kırışıkları yok ediyor, cildi dolgunlaştırıyor! Bitkinin hem meyvesi hem yağı şifa kaynağı!
Kardiyologlar uyarıyor: Kalbi çürüten bu besinleri hayatınızdan çıkarın! |
4,776 | MS hastası kadın ve 92 yaşındaki adam koronayı yendi | Manisa'nın Alaşehir ilçesinde korona virüs tedavisi gören 92 yaşındaki Nurettin Durak ve 46 yaşındaki MS hastası Hatice Aktürk yaklaşık 3 haftalık tedavilerinin ardından sağlıklı bir şekilde taburcu edildi. Alaşehir Devlet Hastanesi personeli tarafından alkışlarla taburcu edilen hastaların mutlulukları yüzlerine yansıdı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/ms-hastasi-kadin-ve-92-yasindaki-adam-koronayi-yendi-2708521 | Alaşehir Devlet Hastanesinde 18 gündür korona virüs tedavisi gören 92 yaşındaki Nurettin Durak 19 günlük tedavisinin ardından, MS hastası 46 yaşındaki Hatice Aktürk de 18 günlük tedavisinin ardından korona virüsü yenerek alkışlarla taburcu oldu.
Torunuyla birlikte yattı
Alaşehir Devlet Hastanesinde 13 Nisan'da, 23 yaşındaki torunu Fırat Durak ile birlikte korona virüs teşhisi ile tedavisine başlanan 92 yaşındaki Nurettin Durak tedaviye olumlu cevap vererek sağlığına kavuşup 19 gün sonra taburcu oldu. Durak'ın 23 yaşındaki torunu Fırat Durak'ın ise 13 Nisan'da yattığı hastaneden bir haftalık tedavisinin ardından taburcu edildiği öğrenildi. Korona virüsü yenen 92 yaşındaki Nurettin Durak, Şükür Allah'a. Allah razı olsun bana çok iyi baktılar. Devlet büyüklerimizden, doktorlarımızdan Allah razı olsun. diyerek sağlık çalışanlarına teşekkür etti.
Karantina altındaki mahalleden geldi
Alaşehir Devlet Hastanesinde 15 Nisan günü karantinaya alınan ve 28 Nisan günü itibariyle karantina süresi bir hafta daha uzatılan Caberfakılı Mahallesinde oturan kronik MS hastası 46 yaşındaki Hatice Aktürk de 18 günlük korona virüs tedavisinin ardından sağlığına kavuşarak taburcu oldu. Aktürk, Ben kronik MS hastasıyım. Bu sebepten dolayı buraya gelmiştim. Covid - 19 mikrobu çıktı. Allah’a çok şükür sağlığıma kavuştum. Doktorlarımız, hemşirelerimiz ve sağlık çalışanlarından, çok memnunum. Allah razı olsun iyiyim, vücudumu çok dirençli hissediyorum. Hastaneye 18 gün önce gelmiştim, sağlığıma kavuştum çıkıyorum. dedi.
Evinizde kalın sağlıklı kalın
Alaşehir Devlet Hastanesi Göğüs Uzmanı Dr. Okan Selendili ise şunları söyledi:
Hastamız Nurettin Durak bize öksürük ve ateş şikayetleriyle üç hafta önce gelmişti. Hastamızın çekilen tomografileri Covid-19 ile uyumluydu. Onun için tahlil aldık, örnek aldık ve sonuçları pozitif geldi. Tedavisine hemen başladık. Tedaviden olumlu yanıt aldık. Şu anda tedavimizi tamamladık. Hastamızı taburcu ediyoruz. Evinizde kalın sağlıklı kalın. |
2,378 | Son dakika! 27 Eylül 2021 koronavirüs tablosu: Endişelendiren tırmanış durmuyor | Son dakika haberi: Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan 27 Eylül 2021 tarihli koronavirüs tablosuna göre 27 bin 188 yeni vaka tespit edilirken, 206 kişi yaşamını yitirdi. Vaka sayısında düne göre artış olurken, vefat sayısında ise düşüş yaşandı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/27-eylul-2021-koronavirus-tablosu-aciklandi-2796379 | Sağlık Bakanlığı 27 Eylül 2021 tarihli koronavirüs tablosunu paylaştı.
Son 24 saatlik verilere göre 27 bin 188 yeni vaka tespit edilirken, 206 kişi yaşamını yitirdi. Toplam test sayısı 353 bin 324, iyileşen sayısı 25 bin 160 olarak açıklandı.
TEDBİRLERE UYMALI, AŞIMIZI OLMALIYIZ
Sosyal medya hesabından uyarılarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bugünkü tabloda, 27 bin 188 kişinin, ortalama bir hafta önce, uymaları gerektiğini aslında bildikleri kurallara uymadığını görüyoruz. Muhtemelen risk aldıklarını düşünmüyor, tedbire gerek görmüyorlardı. Kalabalık ortamda, evimizin dışında tedbirlere mutlaka uymalı, aşımızı olmalıyız ifadelerini kullandı.
AŞILAMADA KIRKLARELİ ZİRVEDE, ŞANLIURFA SON SIRADA
Tabloda aşılamada önde giden şehirlere de yer verildi. Paylaşılan verilere göre Türkiye'de en çok aşılama yüzde 77. 9 ile Kırklareli’nde gerçekleştirilirken; onu Muğla, Amasya, Eskişehir, Çanakkale, Ordu, Edirne, Balıkesir, Burdur ve Osmaniye takip etti.
Yüzde 44. 6 ile en az aşılamanın yapıldığı şehir olan Şanlıurfa’yı Mardin, Bitlis, Batman, Muş, Diyarbakır, Siirt, Ağrı, Bingöl ve Şırnak izledi.
BİR İL SARIYA BİR İL MAVİYE DÖNDÜ
Aşı haritasında turuncu kategoride yer alan Düzce sarıya dönerken, sarı kategorideki Osmaniye ise maviye geçti.
26 EYLÜL 2021 KORONAVİRÜS TABLOSU
Dün açıklanan verilere göre 25 bin 861 vaka tespit edildi. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 228 oldu. Dün toplamda 341 bin 221 test yapılırken, iyileşen hasta sayısı 24 bin 875 olarak kaydedildi.
25 EYLÜL KORONAVİRÜS TABLOSU
Sağlık Bakanlığı, önceki gün paylaştığı koronavirüs tablosunda 26 bin 145 yeni vaka tespit edildiğini, 193 kişinin hayatını kaybettiğini bildirmişti. Toplam test sayısı 342 bin 145, iyileşen sayısı ise 19 bin 199 olarak açıklanmıştı.
İlgili Haberler
Koronavirüste 'çocuk' korkusu: Vakalar 5 kat arttı
Covid-19'un varyantlarına dair umut veren açıklamalar: Ölümcül olamayacak
Korona virüs aşısının 4 yan etkisini İngiltere Sağlık Bakanlığı açıkladı |
7,658 | Aile hekimlikleri de 'acil' gibi olacak | Acil hastalar artık sadece hastane acillerine değil aile sağlığı merkezlerine de gidebilecek, mesai saatleri dışında hasta bakacak aile hekimleri nöbet ücreti alacak. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/aile-hekimlikleri-de-acil-gibi-olacak-36367 | Acil hastalar artık sadece hastane acillerine değil aile sağlığı merkezlerine de gidebilecek, mesai saatleri dışında ve hafta sonları da açık olacak yerlerde hasta bakacak aile hekimleri nöbet ücreti alacak. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Vatandaşımız hiç olmazsa gündüz 12 saatlik aktif dilimde kendi aile hekimi veya aile sağlığı merkezindeki aile hekimiyle muhatap olabilecek. Uzun vadede (aile hekimi sayısı) 35-40 binleri bulduğumuzda da 24 saatlik nöbet sistematiğini o zaman düşüneceğiz dedi. Anadolu Ajansı Editör Masasında soruları yanıtlayan Müezzinoğlu, Torba Yasa ile yürürlüğe giren aile sağlığı merkezlerinde mesai saati dışında nöbet uygulamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Aile hekimliğinin, ülkede büyük kabul gördüğünü ancak yeni başlaması nedeniyle sorunları, sıkıntıları bulunduğunu dile getiren Müezzinoğlu, bu alanda da hekim açığı olduğunu, ortalama 4 bin kişiye bir hekim düştüğünü, bu sayının 2 bin-2 bin 500 olması gerektiğini bildirdi.
Ortalama 4 bin olan bu sayıyı 3 binlerin altına, daha sonra da 2 bin 500-2 bine indirmeyi hedeflediklerini dile getiren Müezzinoğlu, sistemin 21-22 bin hekimle yürüdüğünü, oysa 35-40 bin aile hekimi olması gerektiğini, gerekli sayıya 5 yıllık dönemde ulaşmayı planladıklarını, böylece 2 bin 500 kişiye bir aile hekimi tahsis edilebileceğini söyledi.
Fiziki mekanlarla ilgili de sorunlar bulunduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, aile hekiminin hem bina kirasını, hem eleman hem de diğer giderleri tahsis edilen paket ücretten karşılamasının Türkiye genelinde ciddi sorunların yaşanmasına yol açtığını söyledi.
Bu tür giderler her aile hekimi için farklılar arz edebildiği için tasarrufa yönelme zorunluluğu ortaya çıktığını anlatan Müezzinoğlu, kiranın aile hekiminin belirli bir yerde bulunmasını isteyen kişilerce ya da belediyelerce karşılanmasının da farklı sıkıntı getirdiğini belirtti.
Bu sorunların aşılması için yeni bir projeyi yürürlüğe koyacaklarını açıklayan Müezzinoğlu, şu bilgileri verdi:
2 bin civarında aile sağlığı merkezi ve 112 istasyonunun birlikte olduğu Türkiye'nin sağlık hizmeti saygınlığına yakışacak projeler tamamlandı. Hastane konseptinde saygınlığımız oturdu. Şimdi de aile sağlığı merkezlerinde 7 bölgeye ait 7 tip proje çıkardık ve bunları çok hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Aile sağlığı merkezlerindeki aile hekimlerimiz oralarda sağlık hizmeti sunacaklar. Gider, temizlik, kira derdi olmayacak. Sadece hastasını, sağlık hizmeti sunumunu ve mesleğini yapma derdi peşinde koşacak.
Aile hekimliğini dinamik hale getirmem lazım
Nöbet düzenlemesini de değerlendiren Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
Biz aile hekimlerimizin acillerde nöbet tutması gibi bir yasal düzenleme peşinde koşmadık. Aile sağlığı merkezlerinde şimdi aile hekimi sabah 8'de geliyor, 4-5'de gidiyor. Halbuki aile hekiminin devlet memuru gibi 8'de geldiği 4'te gittiği konsepti aile açısından da 5'ten sonra boğazım şişti, ateşim çıktı, başım ağrıdı, annem ya da eşim rahatsız Aile hekimliğini bu anlamda dinamik hale getirmem lazım. Şimdi sabah 8 akşam 8 periyodunda, 4'ten sonrakini nöbetse nöbet, esnek mesai ise esnek mesai planlıyoruz. Cumartesi pazarları, sabah 8 akşam 8. İlk planda bu hedefimiz var. Ama biz baktık ki aile sağlığı merkezlerinde mesai sonrası çalışmaya nöbet ücreti veremiyoruz. Şimdi bu yasal düzenlemeyle cumartesi sabah 8 akşam 8 geldi, nöbet ücreti alacak. Pazar günü diğer arkadaşımız geldi, nöbet ücreti alacak. Vatandaşımız hiç olmazsa gündüz 12 saatlik aktif dilimde kendi aile hekimi veya aile sağlığı merkezindeki aile hekimiyle muhatap olabilecek. Uzun vadede 24 saate, 35-40 binleri bulduğumuzda da bu aile sağlığı merkezinde kaç aile hekimi var 7 tane, 24 saatlik nöbet sistematiğini de o zaman düşüneceğiz.
Bazılarının ideolojik olarak bu düzenlemeyi yanlış yere çektiğini, angarya iddiasında bulunduğunu anımsatan Müezzinoğlu, 8 saatlik bir anlayışla sağlık hizmeti planlayamayız. Aile hekimleri 77 milyonun muhatabı. 77 milyonun muhataplığına, sabah 8 akşam 4'te, ondan sonra kapat dükkanı diyecek bir aile hekimliği sistemi hem verimli olmaz hem doğru olmaz dedi.
Acillere sevkin aile sağlığı merkezlerinden mi yapılacağı? da sorulan Müezzinoğlu, bunun bir zorunluluk olmadığını ama aile hekimi sayısında gerekli düzeye ulaşıldığında bunun mümkün olabileceğini söyledi. Müezzinoğlu, Bundan sonraki sistem, 35 binleri filan bulduğumuzda tabii sevk zinciri doğru olanıdır. Ama şu anda sevk zincirinin hekim alt yapısı, fiziki mekan alt yapısı yok diye konuştu.
Bakan Müezzinoğlu, fiziki mekanların 2 yıl içinde tamamlamış olacağını belirterek, Çünkü toplu ihaleye çıkacağız ama neticede en az 2 bin fiziki mekandan söz ediyoruz. Yaklaşık 500 metrekarelik 2 bin adet ayrı ayrı yer bulmak, bitirebilmek Ama ilk 6 ayda veya yıl sonuna kadar örneklerini 7 bölgede yapacağız. Önümüzdeki yıl bin adetlik projeyi hızla yapacağız. İnşallah iki yıl içinde de bu oturmuş olacak bilgisini aktardı.
Aile hekimlerinin nöbetleri
Bu yılın ilk aylarında çıkarılan Torba Yasa ile aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları için, hastanelerin acil servisleri ile bu hastanelerin semt polikliniklerinde ve 112 acilde nöbet uygulaması getirilmişti.
Geçen hafta çıkarılan bir başka Torba Yasa ile de Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca belirlenen aile sağlığı merkezlerinde çalışma saatleri dışında, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları ile gerektiğinde Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları personeline nöbet görevi verilebileceği hükme bağlanmıştı.
Kanunla ayrıca, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri ile Toplum Sağlığı Merkezlerinde nöbet tutan hekimlere nöbet ücreti verilmesi, yabancı uyruklu hekimlerin de nöbet ücretlerinden faydalanması hükme bağlanmıştı. |
7,822 | Kalitesiz uykunun zararları | Gece kaliteli uyku uyumayanların beyninin daha çabuk yaşlanabileceği belirlendi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kalitesiz-uykunun-zararlari-16078 | Amerikalı bilim adamlarının araştırması, gece iyi uyumamanın, sadece 3 yılda beyin faaliyetlerinde azalmaya yol açtığını, hafıza kaybı ve konsantrasyon eksikliğine neden olduğunu gösterdi. Araştırmada, sadece bir gece bile uykusuz kalmanın beyinde, başa alınan darbeye benzer değişikliklere yol açtığı görüldü. Uykuda beynin kendini zehirli maddelerden arındırdığını vurgulayan bilim adamları, gece uykusunun kalitesinin beyin sağlığında kritik rol oynadığını belirtti. Kalitesiz uykunun beyin faaliyetlerinin yüzde 50'ye kadar ,''tamiri olmaksızın'' azalmasına neden olabileceğini belirten bilim adamları, bunun da beynin 5 yıla kadar yaşlanması anlamına geldiğine dikkati çekti. Beynin yaşlanmasında, uyku saatinden çok uyku kalitesinin daha fazla rol oynadığı açıklandı.Ortalama 76 yaşında 2 bin 820 kişini katıldığı araştırmanın sonuçları ''Sleep'' dergisinde yayımlandı. |
2,653 | Karabük'te karantina kararı: Bazı evlere giriş çıkışlar yasaklandı | Yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Karabük'te, pozitif vaka sayılarındaki artış ek tedbirleri de beraberinde getirdi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/karabukte-karantina-karari-2790496 | Bir yılı aşkın süredir mücadele içinde olduğumuz yeni tip koronavirüs salgınında vaka sayılarının yeniden yükselişe geçmesiyle bazı bölgelerde tedbirlerin sıklaştırılmasına karar verildi. Karabük'ün Eflani ilçesinde de birden fazla poizitf vaka görülen evlerde karantina uygulamasına geçildi.
İlçeye merkezine bağlı Çelebiler Mahallesi ve Osmanlar köyünde bazı evlerde Kovid-19 pozitif vakaları tespit edilmesi üzerine yetkililer harekete geçti. İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, Kovid-19 enfeksiyonunun yayılmasının engellenmesi ve toplum sağlığının korunması amacıyla pozitif ve temaslı vakaların bulunduğu evlerde karantina kararı aldı.
Alınan kararda, Vakaların çok sayıda temaslarının bulunması nedeniyle 04.08.2021 tarihi saat 00.00 itibariyle ikinci bir emre kadar karantina uygulanmasına, Acil sağlık sebepleri dışında giriş çıkışlara müsaade edilmemesine karar verilmiştir ifadeleri kullanıldı.
4 AĞUSTOS KORONAVİRÜS VERİLERİ
4 Ağustos tarihinde, Sağlık Bakanlığının resmi Kovid-19 sağlık sitesinde açıklanan verilere göre, 24 saat içinde, 26 bin 822 poizitf vaka tespit edildi.122 can kaybı yaşanırken iyileşenlerin sayısı ise 6 bin 96 olarak kaydedildi.
Kovid-19 vaka ve vefat sayılarının yer aldığı tabloyu kişisel Twitter hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Vaka sayıları sınır kabul ettiğimiz 20 bin sınırının çok üzerinde. Vaka sayılarını bu sınırın altına indirmek elimizde. Aşınızı olun, kalabalıklardan uzak durun. ifadelerine yer verdi.
İlgili Haberler
Karantinayı delip cenazeye giden aile cezadan kurtulamadı
Zorunlu otel karantinasında 4. kattan çarşaflı kaçış
Vaka sayıları arttı, 3 mahalle karantinaya alındı |
7,074 | Sağlık Bakanlığı'ndan 'Zika virüsü' broşürü | Zika virüsünün özgün tedavisi ve koruyucu aşısının bulunmadığı belirtildi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/saglik-bakanligindan-zika-virusu-brosuru-111430 | Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Hüsem Hatipoğlu, Zika virüs hastalığının, gittikçe yaygınlaşan uluslararası seyahatler nedeniyle bugün tüm ülkeleri tehdit ettiğini söyledi. Ayın başında bu gündemle toplanan Dünya Sağlık Örgütünce virüsün hızla yayıldığı ve salgına dönüşme riski bulunduğunun açıklandığını kaydeden Hatipoğlu, bu konuda küresel acil durum ilan edildiğini vurguladı. Acil durum ilanının, etkilenen bölgelere tıbbi yardım ve aşı araştırmalarının hızlanmasını sağlayacağına işaret eden Hatipoğlu, Ayrıca bu karar, Zika virüsünün en fazla etkilediği kesim olan hamile kadınlar ile çocuklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına ve virüsün yayılmasını sağlayan sineklere karşı da etkili adımların atılmasına yardım edecektir diye konuştu.
Son Zika virüs salgınının geçen yıl mayısta Orta ve Güney Amerika'da başladığını dile getiren Hatipoğlu, şöyle devam etti:Hastalığa, Zika virüsü neden olur ve insanlara aedes türü sivrisinek ısırması yoluyla bulaşır. Bu sivrisinekler tipik olarak kova, kase, hayvan yem kabı, saksı ve vazo gibi yerlerdeki durgun su birikintisi kenarlarına yumurtlayarak çoğalır. Bu vektör sivrisinekler, insanları daha çok gündüz ısırır. Ancak geceleri de ısırabilirler. Bu sivrisinekler, viremik (kanda virüs enfeksiyonu) dönemindeki bir insandan kan emerken enfekte olup, başka insanları ısırarak virüsü bulaştırır.
Zika virüs enfeksiyonu Türkiye'de görülmemiştir
Hatipoğlu, hastalığın genellikle hafif seyirli olduğunu, vakaların yüzde 80'inde belirti vermediğini, yüzde 20'sinde ise ateş, baş ağrısı, gözlerde kızarıklık, döküntü, kas ve eklem ağrıları şeklinde şikayetler görüldüğünü bildirdi.
Hastalığın cinsel ilişkiyle de geçişinin rapor edildiğini anlatan Hatipoğlu, şunları kaydetti: Bugün için kanıtlanmamakla birlikte Brezilya'daki mikrosefali (küçük kafa) ve diğer kötü sonuçlanan gebelikler ile Zika virüs hastalığı arasında güçlü ilişki bulunduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle gebeler veya gebelik ihtimali olanların, bu bölgelere seyahatlerini mümkünse ertelemesi, mümkün değilse doktorlarıyla görüşmesi ve sivrisinek sokmalarından korunma önlemlerini mutlaka alması önerilmektedir. Zika virüsünün özgün tedavisi ve koruyucu aşısı yoktur. Virüsün nasıl bulaştığını, yaptığı klinik tabloyu ve korunma yöntemlerini iyi bilmek gerekir. Bu bilinci oluşturabilmek düşüncesiyle 'Zika Virüs Hastalığı El Broşürü' hazırlanmıştır.
Hastalığın görüldüğü bölgelere gidecek vatandaşlarımıza broşür, seyahat sağlığı merkezlerimizde dağıtılmaktadır. Bu broşür, diğer seyahat sağlığı broşürlerimiz gibi 'www.seyahatsagligi.gov.tr' web sitemizde 'seyahat sağlığı broşürleri' bölümünde de yayınlanmaktadır.
Zika virüs enfeksiyonunun Türkiye'de görülmediğini belirten Hatipoğlu, yolculuğa çıkacakların bilgilenme için seyahat sağlığı sitesi, 444 77 34 nolu Seyahat Sağlığı Danışma Hattı ve seyahat sağlığı merkezlerinden faydalanabileceğini söyledi. |
6,229 | İyi bir uyku için beş önemli ipucu | Bir çok hastalığın nedenlerinin başında uykusuzluk geliyor. Hadda az uyku ölümlere bile neden olabilir. İyi bir uyku düzeni yaşamınızı ve sağlığınızı çok olumlu yönde etkileyebilir. İşte iyi bir uygu için 5 ipucu... | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/iyi-bir-uyku-icin-bes-onemli-ipucu-229981 | Kanserden alzheimer'a, kalp krizine, şeker hastalığı, obezite, felç hatta intihar gibi modern dünyada bizi öldüren hastalıkların hepsinin uyku yetersizliğiyle ciddi ve birçok nedensel bağı bulunuyor. Az uyku birçok nedenle ölüme yol açabilir, erken ölüm habercisi olabilir.
Neden uyuruz kitabının yazarı Prof. Dr. Matthew Walker'dan uykusuzluğa karşı 5 önemli ipucu:
Hafta içi ya da hafta sonu, her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkın.
Modern toplum karanlıktan mahrum bu yüzden akşamları bazı ışıkları söndürün.
Yatak odanız serin olsun, 18.5°C uyku için ideal bir sıcaklık. Uykuya dalmak için vücut sıcaklığının düşmesi gerekiyor.
Yatakta uyanık kalmayın, beyniniz 'yatağa yatmak = uyumak' bağlantısını kurmalı. Eğer 15-20 dakika uyuyamadıysanız, loş bir odaya gidin ve okuyun. Ekrana bakmayın.
Öğleden sonra 2'den itibaren kafein almayın. Sizi uyanık tutar derin uykuyu bloke eder. Akşam alkol almak iyi değil. |
5,829 | "Gilaburu"nun faydaları bilimsel olarak kanıtlandı | Yoğunlukla Kayseri'nin Bünyan ilçesi ile civarında yetişen ve "gilaburu" bitkisi, böbrek taşı düşürme ve ağrı kesici özelliğinin bilimsel olarak kanıtlanmasıyla eczanelerde takviye edici gıda olarak satılıyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/gilaburunun-faydalari-bilimsel-olarak-kanitlandi-261094 | Özellikle böbrek taşı hastalarının yakından tanıdığı, Türkiye'nin farklı bölgelerinde gilabolu, gilaboru, giraboru, kirabolu, frenk üzümü gibi çeşitli isimlerle anılan gilaburu, içeriğindeki mineraller ve asit dolayısıyla gençlik iksiri olarak da anılıyor.
Üzüme benzeyen kırmızı meyvesi ve çalı şeklinde bitkisiyle bilinen gilaburu, yöre halkı tarafından toplanıyor ve meyve suyu olarak tüketiliyor.
Ekim ayının ilk haftasında hasadı tamamlanan gilaburu, salamura olması için şişelere doldurularak bekletiliyor. Kış aylarında meyvesi ezilen gilaburu tatlandırılarak meyve suyu şeklinde içiliyor.
Bazı firmalarca işlenen gilaburu, içecek olarak raflarda, lokantalarda yerini alırken, ilçe halkı tarafından da yol kenarlarında satılıyor.
Bünyan Belediye Başkanı Şinasi Gülcüoğlu, , ilçeye özgü aromatik bir meyve olan gilaburunun tanıtımının yapılması yönünde göreve geldikleri günden bu yana çeşitli çalışmalar yaptıklarını, üreticileri bilgilendirdiklerini, şişelenmesini ve paket çayını hazırladıklarını belirtti.
Coğrafi işaret için de başvuruda bulunduklarını hatırlatan Gülcüoğlu, gilaburunun tıp otoriterilerinin de kabul ettiği birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını dile getirdi.
Ankara Üniversitesi'nin gilaburu üzerinde çeşitli çalışmaları olduğunu anlatan Gülcüoğlu, şunları kaydetti:
Farmakognozi bilimiyle uğraşan bir grup araştırmacı, gilaburu meyvesinin tıptaki yararına ilişkin ciddi çalışmalar yapıyor. Birçok hastalığa, özellikle böbrek taşına, önleyici anlamda kanser hastalığına, tansiyona faydası olduğu bilinen gilaburu, ABD'de tablet şeklinde satılıyor. Belediye olarak biz de bu meyvenin hak ettiği değeri görmesi için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Ciddi bir talep var, Türkiye içinde olduğu gibi yurt dışından da talep alıyoruz.
Gilaburu, ABD'deki raflarda yerini aldı
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan da gilaburu bitkisi üzerinde 2006 yılından bu yana çalıştıklarını söyledi.
Bitkinin halk arasındaki geleneksel kullanımını bilimsel olarak incelediklerini anlatan İşcan, şöyle konuştu:
Biz halkın arasında bilinen faydalarını bilimsel temellere oturttuk. Böbrek taşı düşürmesi özelliğinin klinik öncesi ve klinik çalışmaları yapıldı. Böbrek taşı düşürdüğü doğrulandı bu çalışmalarla. Ağrı kesici etkisi de bilimsel deneylerle doğrulandı. Bu bilimsel çalışmalar ışığında ürünü ticarileştirmek için Ankara Üniversitesi Teknopark'ı bünyesinde bir şirket kurduk. Önce pilot üretim yaptık, daha sonra da endüstriyel üretim yaptık. Bitkinin içindeki klorojenik asit üzerinden bitkisel ekstreyi standart hale getirdik. Şu anda eczanelerde satılıyor. İlk 30 bin kutuyu ürettik. ABD'deki İlaç ve Gıda Dairesinin gerekliliklerine uyarak ham maddeyi ABD'ye ihraç ettik geçen yıl. ABD'de 'Gilaburu PP' adıyla satılıyor. Kayseri'de yetişen bir bitki bugün ABD raflarında. Tarım Bakanlığından onay alınmış takviye edici gıda olarak satılıyor. |
3,614 | Covid'in şifreleri elinizin altında | Platformda, "hastalığı atlatanların aşılanmasına gerek var mı"dan "koronavirüs bilim dünyasında henüz adını duyurmuşken nasıl bu kadar kolay aşısı bulundu"ya kadar pek çok konu aydınlatılıyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/covidin-sifreleri-elinizin-altinda-2764284 | Sağlık Bakanlığı, Covid-19 Aşısı Bilgilendirme Platformu'' oluşturdu. Aşılananların toplam sayısının canlı görüntülenebildiği platformda, aşıların etki süresi ve yan etkisi, kimlerin nerelerde ve nasıl aşı yaptıracağı gibi sıkça merak edilen konular hakkında bilgi veriliyor. İşte Bakanlığın sıkça sorulan sorulara verdiği cevaplar:
HASTALIĞI ATLATAN AŞI OLMALI MI?: COVID-19’u geçirenlerde koruyuculuk bir müddet daha devam etmekte. Bu koruyuculuk düzeyi, kişiyi bir süre daha virüse karşı koruyacağından hastalığı geçirenler, aşı uygulanacak gruplarda değildir.
AŞI NE KADAR SÜRE KORUYOR?: İnaktif aşının hastalığa karşı koruyucu etkisi yüksek; ancak koruyuculuk süresi henüz bilinmiyor. Aşı, +18 yaş grubuna dört hafta ile birer doz olmak üzere toplam iki doz hâlinde yapılır.
HAMİLELERDE İSTEĞE BAĞLI: 18 yaş altındakiler, öncelikli risk grubunda olmadığından çocuklara Covid-19 aşısı uygulanmayacak. Hastalığı ağır geçirme riski yüksek olan emziren kadınlar ile gebelere ise kendi istekleri hâlinde aşı uygulanabilecek. Ancak hamilelerde, gebeliğin ilk üç ayında uygulanmaması tercih ediliyor.
AŞI NASIL KOLAYCA BULUNDU?: Covid-19 aşıları, bilim tarihinde 2009 pandemik domuz gribi gibi aşılardan sonra bu kadar hızlı hazırlanan ilk aşı. Virüs ailesinin tanınıyor olması, koronavirüslerin biyolojisinin ve nasıl davrandığının bilinmesi, moleküler genetik bilimdeki ilerlemeler, cihaz teknoloji ve metotların yıldan yıla gelişmesi, elde edilen bilginin bilim dünuyasında şartsız paylaşımı, klinik çalışmalarda hızlı yol alınması ve acil çözüm çabası; aşı üretim sürecini de hızlandırdı. Korona aşıları da, diğerleri gibi kalite, güvenlilik ve etkinlikte yasal gereklilikler izlenerek geliştirilmektedir.
YAN ETKİ GÖRÜLÜRSE: https://covid19asi.saglik.gov.tr internet sayfasındaki yan etkilerde yapılacaklara yer veriliyor: Ağrı/ şişlik/ kızarıklık varsa, aşı yapılacak kola yüksekte olacak şekilde pozisyon verilmeli, soğuk uygulama yapılmalı. Soğuk suyla ıslatılmış havlu uygulanmalı, cilde doğrudan buz temas ettirilmesinden kaçınılmalı. Bunların dışındaki şikâyetlerde en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. |
2,115 | Son dakika! 10 Kasım koronavirüs tablosu: Vaka düştü vefat arttı | Son dakika: Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 10 Kasım koronavirüs tablosuna göre; 27 bin 259 yeni vaka tespit edilirken, 203 kişi hayatını kaybetti. Düne göre vaka sayısında düşüş gözlemlenirken vefat sayısında ise artış dikkat çekti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/son-dakika-10-kasim-koronavirus-tablosu-vaka-dustu-vefat-artti-2801278 | Son dakika: Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 10 Kasım koronavirüs tablosuna göre; 27 bin 259 yeni vaka tespit edilirken, 203 kişi hayatını kaybetti. Düne göre vaka sayısında düşüş gözlemlenirken vefat sayısında ise artış dikkat çekti. Bir günde toplam 358 bin 251 test yapılırken, iyileşen hasta sayısı 27 bin 513 olarak kaydedildi. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, 2 doz aşılama verilerine de yer verildi. En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 2. doz aşılama ortalama yüzde 79. 60 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 89. 78 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 117 milyon 866 bin 846’ya yükseldi.
AŞILAMADA İLK SIRA ORDU'NUN
Verilerde, aşılamada önde giden illere de yer verildi. Bakanlığın tablosuna göre yüzde 83. 7 ile Türkiye'de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Ordu’yu Amasya, Muğla, Osmaniye, Kırıklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Edirne takip etti. Bakanlığın tablosuna göre yüzde 54. 7 ile Türkiye'de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Diyarbakır, Siirt, Muş, Bingöl, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Bayburt takip etti.
BAKAN KOCA'DAN AŞI ÇAĞRISI
Sağlık Bakanı Koca, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Aşı olmak, yeni dozları gününde yaptırmak, salgın tedbirlerine uymak düşünülenden büyük sonuçlara yol açacaktır. Çünkü Covid-19 aşısı ve tedbirler bizleri koruma altına almakla kalmaz: virüsün yayılma, yaşama alanını daraltır. Yüksek aşı oranı ve tedbir virüsün gücünü kırar” dedi.
10 KASIM KORONAVİRÜS TABLOSU
9 KASIM KORONAVİRÜS TABLOSU
Sağlık Bakanlığı tarafından dün açıklanan verilere göre; 28 bin 662 yeni vaka tespit edilirken, 196 kişi hayatını kaybetti.
İlgili Haberler
Son dakika! 9 Kasım koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat sayısında yükseliş |
3,407 | Bakan Koca'dan aşı değerlendirmesi | Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, kişisel Twitter adresinden Kovid-19 aşısının 3. faz çalışmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/bakan-kocadan-asi-degerlendirmesi-2771635 | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Twitter'dan yaptığı değerlendirmeler şu şekilde:
- FAZ III, SONUÇ I: Kullandığımız aşı, her 100 kişiden 83. 5’inde etkili. Bu sonuç, Sinovac aşısının bugün açıklanan Türkiye Faz III araştırmasında ortaya kondu. Hayat yakında daha da normal olacak!
- FAZ III, SONUÇ II: Kullandığımız aşı, hastaneye yatış ihtiyacını %100 ortadan kaldırıyor. Aşı olan biri, yakalansa bile COVID-19’u hafif geçiriyor. Bu sonuç, Sinovac aşısının bugün açıklanan Türkiye Faz III araştırmasında ortaya kondu. Hayat yakında daha da normal olacak! |
1,122 | 'Göz kuruluğunun altından mite çıkabilir' | Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Aylin Kılıç, kirpik diplerinde bulunabilen demodekslerin göz sağlığına etkisine ilişkin açıklamalarda bulundu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/goz-kurulugunun-altindan-mite-cikabilir-2848829 | Toplumda sık karşılaşılan ve genellikle göz kuruluğuna neden olan göz akarlarına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Aylin Kılıç, “Demodeks olarak bilinen göz akarları kirpik diplerinde haşlanmış pirinç gibi yapışıklıklara neden olabilir. Toplumda rastlanma oranı yüzde 10 ila 80 arasındadır. Tozlu ortamda çalışanlarda, yastık kılıfı, makyaj ve havlu hijyenine dikkat etmeyenlerde daha sık görülür. Bebek şampuanı ile kirpikleri de özenle yıkamak gerekiyor. Göz kuruluğu yaşayanların akıllarına ilk olarak demodeks gelmeli” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Aylin Kılıç, kirpik diplerinde bulunabilen demodekslerin göz sağlığına etkisine ilişkin açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Aylin Kılıç, demodekslerin tedavisinin kısa süreli olabileceğini belirterek, “Demodeksler halk arasında akar olarak bilinir. Tozlarda olan hatta alerji ve astım sebebi olabilecek bir hayvan türüdür. Akarlar kirpik diplerinde yaşarlar, çok küçük oldukları için onları göremeyiz ama bacak hareketlerini hissedebiliriz. Gözümüzde oluşan yağlı salgılar evdeki mitelerin besin kaynağıdır. Kirpiklerimizde yağlı salgı yapan bezeler vardır, bunlar gözyaşımızın buharlaşmaması için önemli rol oynar. Göz yüzeyimizin kaygan ve yumuşak olmasını sağlar” dedi.
MİTERAL HİJYENLE ALAKASIZ OLARAK ÇOĞALMA GÖSTEREBİLİR
Kirpik dibindeki mitelerin hijyenle alakası olmadığına işaret eden Doç. Dr. Kılıç, şu şekilde devam etti: Eğer miteler kirpik dibimize yapıştıysa ve bundan besleniyorlarsa bizim gözümüzde çok ideal bir gözyaşı salınımı olmuyor anlamına gelir. Bu kirpik dibi iltihabı sebebidir, kirpik dibi iltihabına blefarit denir. Tedavisi kısa sürelidir, hayat boyu gelişen yapısal bir durumdur. Aslında hijyenle ilgili değildir. Gördüğünüz en temiz, en hijyenik kişide bile mite olabilir. Tamamen kirle değil vücutta oluşan yağ ile besleniyor. Kurtulmamızın yolu da kirpiklerimizi yıkamamızdır. Mesela duş alırken kirpiklerimizi de yıkamamız lazım bunun için bebek şampuanı kullanabilirsiniz. Tek yıkamayla geçmeyecektir, gözleri düzenli şekilde yıkamak lazım. Göz temizliği konusunda makyaj yapan kadınlar daha şanslı oluyor. Çünkü sürekli makyaj temizliği yaptıkları için kirpik dipleri de daha hijyenik oluyor. Ama bu hem iyi hem kötü bir durum. Çünkü bazı makyaj partikülleri kirpik dibinde kalabiliyor, yüzde 100 temizlenemeyebiliyor. Makyaj partikülleri yağlı salınım yapan bezleri tıkayıp yerleşebiliyor.
SON TEKNOLOJİLERLE KİRPİK DİPLERİ TEMİZLİYORUZ
Doç. Dr. Kılıç, gözde hissedilen batıkların aslında mite olduğuna dikkat çekerek değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: Mitelar başı ve ayakları olan 0. 1 ila 0. 5 mm çapında küçük hayvanlardır. Onların ayaklarının dokundukları yerleri batma olarak hissediyoruz. Muayene sırasında miteleri mikroskopla göremiyoruz ama onun oluşturduğu klinik durumu tespit edebiliyoruz. Tipik olarak kirpik diplerinde haşlanmış pirinç gibi yapışıklıklar görüyoruz. Normal şekilde temizlendiğinde geçecek bir şey olmadığı için mutlaka uzun dönemli tedavi uyguluyoruz. Tedavi sürecinde damlalar veriyoruz, mekanik temizlik veriyoruz ama alternatif olarak teknolojiden de yararlanıyoruz. Son teknolojilerle kirpik diplerine temizlik yapıyoruz. Bu sayede hastalar daha hızlı şekilde düzelebiliyorlar. Toplumda sık rastlanma oranı yüzde 10 ila 80 arasındadır. Tozlu ortamda çalışanlarda, yastık kılıfı, makyaj ve havlu hijyenine dikkat etmeyenlerde daha sık görüyoruz. Sadece gözü yıkamak değil kirpikleri de özenle yıkamak gerekiyor. Kirpikleri saç yıkıyormuş gibi yıkamalıyız. Özellikle bebek şampuanı göz yakmadığı için tercih edebiliriz. Göz kuruluğu yaşayan kişiler acaba bende demodeks var mı diye düşünsünler. Akıllarına ilk bu gelsin. Gözü çok kaşımamak, dokunmamak gerekiyor. Vücudumuzun orijinal yağ bezleri onların yaşam ortamıdır. Odak noktamız göz sağlığımızdır. Gözün kuru olmaması gerekiyor, kuru göz görme bozukluğuna bile yol açabilir. Kirpiklerimizi korumak için düzenli |
1,070 | Küçük kırmızı bir noktaydı; hastaneye vardığında ölümün kıyısındaydı | ABD'de yaşayan 22 yaşındaki genç kız, vücudunu saran kırmızı noktaları fark etmesinden saatler sonra ölümle karşı karşıya geldi. Genç kıza ITB teşhisi kondu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kucuk-kirmizi-bir-noktaydi-hastaneye-vardiginda-olumun-kiyisindaydi-2851427 | ABD'nin Virgina eyaletinde yaşayan Juliana Pascarella, vücudunda çıkan kırmızı noktaları başta ciddiye almadı. Alerjik bir reaksiyon olduğunu düşünen genç kız, hastaneye gittiğinde ölümle burun burunaydı. Kızın kırmızı noktaları fark etmesinden 15 dakika sonra durumu ağırlaşan kız hastaneye kaldırıldı. Vücudundaki bazı bölümler morarmıştı, şişmişti ve burnu durmadan kanıyordu. Doktorlar Juliana'nın vücudundaki trombositlerin aşırı derecede düşük olduğunu fark etti. Kısa bir süre sonra kan nakline ihtiyacı olacak olan Pascarella, aksi halde genç kız beyin kanaması geçirebilirdi.
İlgili Haberler
Bilim insanları 700 yıllık sırrı çözdü: 'Kara ölüm' halen bizimle
SEBEBİ NADİR GÖRÜLEN BİR HASTALIK
Juliana'yı ölümün kıyısına getiren hastalığın immün trombositopenik purpura (ITB) olduğu öğrenildi. Nadir görülen bu immün hastalık, bağışıklık sisteminde oluşan bozukluklar nedeniyle vücudun kendi yapılarına saldırması nedeni ile oluşuyor. Trombositopeni, yani Trombosit (kan pulcukları) sayısının düşüklüğü ile seyrediyor. Trombosit sayısının düşüklüğü deri içine kanama nedeniyle oluşan kırmızı-mor renkte döküntülere sebep oluyor.
CİDDİYE ALMADI
Hastaneye zamanında geldiği için doktorların müdahalesi sayesinde kurtulan genç kız yaptığı açıklamada, Her an hayatımı kaybedebileceğimi bilmek bana yeni bir bakış açısı kazandırdı dedi. ITB tanısı konmadan önce Juliana'da şiddetli yorgunluk, soluk cilt ve iştahsızlık gibi belirtiler vardı ancak genç kız vücudundaki kırmızı noktaları görene kadar bunları ciddiye almamıştı.
Vatmanın refleksi genç kızı ölümden kurtardı
Yürekleri ağza getiren olay Samsun'un İlkadım ilçesinde yaşandı. İlçede tramvay hattının Baruthane İstasyonu’nda, 18 yaşındaki Simay Taşabat’a yaya geçinden karşıdan karşıya geçerken ölümden vatmanın refleksi sayesinde kurtuldu. Yaşanan o anlar güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.
|
3,520 | 5 Şubat 2021 koronavirüs tablosu: 7 bin 901 yeni vaka, 110 can kaybı | Sağlık Bakanlığı 5 Şubat 2021 koronavirüs verilerini açıkladı. Türkiye'de son 24 saatte 7 bin 901 yeni koronavirüs vakası tespit edildi, 110 kişi hayatını kaybetti | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/5-subat-2021-koronavirus-tablosu-7-bin-901-yeni-vaka-110-can-kaybi-2767478 | Türkiye'de son 24 saatte 142 bin 538 Kovid-19 testi yapıldı, 7 bin 901 kişinin testi pozitif çıktı, 110 kişi hayatını kaybetti.
Ağır hasta 1423 oldu, 8 bin 217 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 404 bin 416'ya yükseldi. |
7,406 | Bakanlık'tan iddialara cevap geldi | Sağlık Bakanlığı, Bursa'nın Orhangazi ilçesinde, trafik kazası geçiren bir vatandaş için istenen ambulansın olay yerine geç geldiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını bildirdi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/bakanliktan-iddialara-cevap-geldi-58818 | Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, bazı medya organlarında, Köpekten kaçarken kamyonun altında kaldı başlıklı haberlerde, Bursa'nın Orhangazi ilçesinde trafik kazası geçiren bir vatandaş için ambulansın geç geldiği şeklinde iddialar bulunduğu anımsatıldı. Kazaya ilişkin ihbarın Bursa 112 Komuta Kontrol Merkezine saat 11.52'de yapıldığı kaydedilen açıklamaya, şöyle devam edildi: Ambulans ekibi 11.53'te vakaya çıkış yaparak, 12.03'te olay yerine ulaşmıştır. Burada yapılan ilk ve acil müdahalenin ardından, yaralı vatandaşımız Orhangazi Devlet Hastanesi Acil Servisine nakledilmiştir. Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere, haberlerdeki ambulansın olay yerine geç geldiği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Görevlendirilen ambulans ekibi kaza ihbarından 11 dakikada olay yerine ulaşmıştır. |
3,125 | Son dakika: 4 Mayıs 2021 koronavirüs tablosu: 336 can kaybı, 28.997 yeni vaka | Son dakika: Türkiye’de son 24 saatte 28.997 yeni vaka tespit edildi, 336 kişi hayatını kaybetti | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/son-dakika-4-mayis-2021-koronavirus-tablosu-336-can-kaybi-28997-yeni-vaka-2782082 | Türkiye tam kapanma sürecine geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması ile girmişti. Tam kapanma ile birlikte Türkiye'de vaka sayılarında azalma devam ediyor. Türkiye'de son 24 saatte 241 bin 747 Kovid-19 testi yapıldı, 28 bin 997 kişinin testi pozitif çıktı, 336 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 3 bin 452 oldu, 38 bin 218 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 4 milyon 554 bin 37'ye yükseldi.
İlgili Haberler
Son dakika. En fazla vaka yine İstanbul'da
|
4,252 | Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca, Covid-19 aşı testlerini durdurdu | İngiltere'de korona virüs aşısı üzerinde çalışan Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca ilaç firması, katılımcılardan birinin hasta olmasının ardından deneme sürecindeki Covid-19 aşısının testlerini durdurma kararı aldı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/oxford-universitesi-ve-astrazeneca-covid-19-asi-testlerini-durdurdu-2738624 | Oxford Üniversitesi yaptığı açıklamada, testler sırasında gönüllü katılımcılardan birinin hastalanması üzerine testleri durdurma kararı aldıklarını bildirdi.
İlaç firması AstraZeneca bu durumun bilinmedik bir hastalıkla karşılaşılması halinde rutin bir ara verme olduğunu, aşı testlerindeki sonuçları tüm dünyanın yakından takip ettiğini açıkladı.
Yetkililer İngiltereli gönüllüye, transvers miyelit teşhisi konduğunu ve bu hastalığın omurilik iltihaplanmasına neden olan nörolojik bir sendrom olduğunu açıkladı. Oxford Üniversitesi, şu an hastalığın sebebinin bilinmediğini fakat aşının hastalık ile bağlantısını öğrenmek için bağımsız araştırma yürütüleceğini açıkladı.
Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca firmasının ortak çalışması ile üretilen aşının 1. ve 2. test evrelerinde başarılı olmasının ardından ABD, İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika’dan 30 bin gönüllünün katılacağı 3. test evresine ulaşmıştı.
3. Evreye ulaşan aşıların binlerce gönüllü üzerinde test edildiği ve testlerin yıllarca sürebileceği düşünülüyor. |
399 | Aşırı sıcaklarda beslenmeye dikkat! Diyetisyenlerden kritik uyarı: Dondurmadaki şeker gizli tehlike | Afrika sıcakları pek çok kişinin sağlığını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar uyarı üstüne uyarı yaparken bu su tüketilmesini ve Akdeniz tipi beslenilmesini öneriyor. Peki beslenmede nelere dikkat etmeliyiz? TGRT Haber’de Diyetisyen ve Kaliteli Yaşam Uzmanı Elif Öksüz, sıcak havalarda nasıl beslenilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunurken “Tansiyon ve şeker hastaları dikkat etsin” dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/asiri-sicaklarda-beslenmeye-dikkat-diyetisyenlerden-kritik-uyari-dondurmayi-az-sekerli-yiyin-2900075 | Afrika sıcakları hayatı olumsuz etkiliyor uzmanlar kronik hastalığı olanlar ile kalp rahatsızlığı olanların mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamaları konusunda ve bol su tüketilmesi konusunda uyarıyor. Peki bu gibi aşırı sıcak havalarda nasıl beslenmeliyiz. Hangi gıdalara dikkat etmeyiliz? TGRT Haber’de Diyetisyen ve Kaliteli Yaşam Uzmanı Elif Öksüz, şeker ve tansiyon hastalarını uyardı.
NE KADAR SU İÇİLMELİ?
“Sıcaklarda en önemlisi sıvı tüketimidir” diyen Öksüz, 2 ila 3 litre arasında bir su tüketilmesini önerdi. Ayrıca diğer sıvı kaynaklarıyla da desteklenmesi gerektiğini kaydeden Öksüz, “Gençlerde soğuk çay ve kahve tüketimi sıcaklarda artıyor. Ancak önce almamız gereken su miktarını almış olmamız gerekir. Çay ve kahve sıvı atmasına da neden olur. Ayran ve kefir öneririm” dedim.
AKDENİZ TİPİ BESLENİNİZ! HAZIR YİYECEKLERDEN UZAK DURUNUZ
Öksüz, sıcakta yemek yapmak istemeyen ya da yemek yemek istemeyenlerin olduğuna dikkat çekerek “Fastfooddan kaçınız ve et, tavuk ve balık yediğiniz yerlere dikkat ediniz. Bozulma olabiliyor. Akdeniz tipi besleniniz, sebze, meyve, baklagillerden ve zengin yağlar içeren şekilde besleniniz” dedi.
İlgili Haberler
Uzmandan aşırı terleyenlere uyarı! Bu hastalıkların habercisi olabilir…
Zhanna Samsonova kimdir? Vegan beslenme ölüm getirdi! Instagram ve YouTube'da yayın yapan Zhanna Samsonova öldü
Uzmanlar açıklıyor! Bu 8 alışkanlık ömrünüzü fazladan 24 yıl uzatıyor…
Uzmanlar kavurucu sıcaklıklar için tarih vererek uyardı! 8 ila 10 derece birden artacak
SICAK HAVADA NE YENMELİ? TANSİYON HASTALARI DİKKAT
“Aşırı yağlı, baharatlı ve fastfood tarzı beslenmemeli” diyen Öksüz, şu önerilerde bulundu: “Tansiyon hastaları tuzlu besinlerden uzak dursunlar. Ayrıca kan şekerini yükseltecek besinlerden uzak durmalıyız. Dondurmalara dikkat etmek gerekiyor, meyveli doğal yapılanları tercih ediniz.” |
928 | Kanser hastalığı kroniğe döndü | Hastalıkların korkulu rüyası kanserde son gelişmeler Dünya Aferez Birliği tarafından açıklandı. Kanser tedavisinde başarı oranı yükselirken, kanserin artık kronik hale dönüştüğü değerlendirmesi yapıldı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kanser-hastaligi-kronige-dondu-2942328 | Kanser hastalığında başarı oranları yüzde 80'lere çıktı. Dünya Aferez Birliği Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, korkulan hastalıkla ilgili son gelişmeleri açıkladı.
Dünya Aferez Birliği tarafından, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi. Burada konuşan Dünya Aferez Birliği Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu dile getirerek, “Aslında bir sihirli bir formül yok. Formül; en önemli risk faktörlerinden alkol ile sigara ve tütün mamullerini kullanmamak. Sigara, en az yirminin üzerinde kanserin ana faktörüdür ama akciğer kanserinde en önemli risk faktörüdür. Bir diğer risk faktörü ise obezitedir. Bakıldığı zaman obezitenin toplumda önemli bir problem olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle kanseri önlemek için obeziteyi önlememiz lazım. Bunun dışında ise hareket etmek ve beslenmeye dikkat etmek gerekir” diye konuştu.
Altuntaş, erken teşhisin hayat kurtardığına dikkati çekerek, Sağlık Bakanlığı Ulusal Kanser Tarama Programı ve ücretsiz Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerine başvurulması gerektiği uyarısında bulundu.
KANSER HASTALIĞI KRONİK HALE EVRİLDİ
Kanser tedavisinde başarı oranının yüzde 80’lere çıktığını ifade eden Altuntaş, “Bu büyük bir rakamdır ve her geçen gün bu rakamlar iyileşmektedir. Bu nedenle hastaları umutsuzluğa sevk etmemek lazım. Kanser merkezleri, hastaneler ve özel tıp merkezlerimiz dahil olmak üzere ülkemizin kanser altyapısı son derece güçlüdür” dedi.
Altuntaş, sağlık teknolojisinin gelişmesiyle birlikte son dönemde yapılan ilaç çalışmaları sonucu ortaya çıkan bazı ilaçlar sayesinde artık kanser hastalığının kronik hale evrildiğini kaydetti.
Türkiye’nin kanser yönetiminde dünyanın en iyi ülkelerinden bir tanesi olduğunu belirten Altuntaş, “Kişi başı geliri 20 bin dolar ve üzerinde olan ülkelere bakıldığı zaman rakamlar milyonda 60’ın üzerinde. Kendi nüfusumuza baktığımız zaman geçen yıl biz de 6 bin civarında kök hücre nakli var. Kök hücre kategorisinde gelişmiş ülkelerin standartlarını yakalamışız. Bizim gelişmişlik düzeyimize bakıldığı zaman ise çok öndeyiz” açıklamasında bulundu. |
5,767 | Topraktan böcek ilacı geliştirdiler | Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde tek hücreli su canlılarının fosilleşmiş kalıntılarından oluşan diatom toprağından organik böcek ilacı geliştirildi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/topraktan-bocek-ilaci-gelistirdiler-2622226 | Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde (KSÜ) bilim insanları, tek hücreli su canlılarının fosilleşmiş kalıntılarından oluşan diatom toprağından organik böcek ilacı geliştirmeyi başardı.
KSÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Arda Işıkber, 3 yıl önce Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Sağlam yürütücülüğünde, yüksek ziraat mühendisleri Hüseyin Bozkurt ve Recep Şen'in destekleriyle Çeşitli Türk Diatomik Topraklarının Depolanmış Tahıl Zararlılarının Mücadelesinde Kullanım Olanakları Projesi hazırladı.
1001-TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı'na başvuran Işıkber, projenin, TÜBİTAK tarafından desteklenmesiyle çalışmalara başladı.
Tek hücreli su canlılarının fosilleşmiş kalıntılarından meydana gelen topraklardan oluşan diatom toprağının yoğunlukta bulunduğu İç Anadolu Bölgesi'ndeki rezervlerden alınan numunelerle üniversite laboratuvarında denemeler yapan ekip, sulu ve toz bazlı ilaç geliştirdi.
Böceklerde yüksek derecede öldürücü etkiye sahip olduğu belirtilen ilaç, ruhsat çalışmalarının ardından piyasaya sürülecek.
Yerli böcek öldürücü bir ürün yok
Prof. Dr. Ali Arda Işıkber, Türkiye'de yaklaşık 125 milyon ton diatom toprağı bulunduğunu söyledi.
Bu rezervlerin İç Anadolu'da bulunduğunu dile getiren Işıkber, Bu bölgelerden numuneler alıp böcekler üzerinde deneme yaptık. Araştırmalar sonucunda çok etkili olan böceklere karşı diatomları belirledik. Yerli ve milli bir böcek ilacı ortaya koymak için tekrar çalışmalarımıza başladık. Projemiz TÜBİTAK tarafından desteklendi. dedi.
Işıkber, geliştirdikleri bu ilacın ev haşerelerine, depolardaki buğday ve mısır gibi ürünlerin üzerinde bulunan zararlı böceklere karşı kullanılabileceğini aktardı.
Organik tarımda da rahatlıkla kullanılabilir
Özellikle yumurta tavukçuluğunda kırmızı tavuk akarına karşı kullanımına yönelik milli ve yerli ürün geliştirdiklerini söyleyen Işıkber, bu ilacın sulu ve toz halde olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ali Arda Işıkber, şunları kaydetti:
İlacımız tamamen doğaldır. Böcekleri kimyasal yolla öldürmemektedir. Genellikle böceklerin derisine yapışıp buradaki yağı emiyor. Sonra böceğin deri geçirgenliğini kaybetmesini sağlıyor. Su kaybı yaşayan böceğin ölümü gerçekleşiyor. Tamamen fiziksel yolla böceği öldürüyor. Doğal bir ilaç olup organik tarımda da çok rahat kullanılabilir. Ruhsatlandırma çalışmalarımız devam ediyor. Ülkemizde diatom toprağıyla ilgili yerli böcek öldürücü bir ürün yok. Biz de bu geniş rezerve sahip toprağı yaptığımız çalışmalar sonucunda yerli olarak ülkemize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. |
2,370 | 1 dilim ekmek kaç kalori? Hangi ekmek kilo aldırır? | Yedilerine dikkat eden kişileri sık sık besinlerin kalori değerini araştırıyor. Özellikle diyet yapanlar 1 dilim ekmek kaç kalori sorusunun cevabını merak ediyor. Ekmeklerin kalori değeri çeşitlerine göre farklılık gösterir. Peki 1 dilim beyaz ekmek kaç kalori? 1 dilim çavdar ekmeği kilo aldırır mı? | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/1-dilim-ekmek-kac-kalori-hangi-ekmek-kilo-aldirir-2796483 | Yedikleri tüm gıdaların kalorilerini araştıranlar 1 dilim ekmek kaç kalori merak ediyor. Uzmanlar ekmeklerin besin değerleri ve kalorilerinin çeşitlerine ve miktarına göre değiştiğini vurguluyor. İşte 1 dilim ekmek kaç kalori sorusunun cevabı.
1 DİLİM EKMEK KAÇ KALORİ?
Sabah kahvaltısı, öğle arası ve akşam yemeklerinde sıklıkla tercih edilen ekmek en sık tüketilen besinlerin başında geliyor. Diyet yapmak ve yediklerine dikkat etmek isteyenlerin ilk azalttığı yiyecek olan ekmek ''1 dilim ekmek kaç kalori?'' sorusunu gündeme getirdi. Buna göre ortalama 1 dilim ekmek 90 kaloridir. Ekmeğin çeşidine göre kalorisi de değişiklik gösterir. 1 dilim beyaz ekmek %74 karbonhidrat, protein ve %8 yağ gibi besin değerlerini içerir.
Beyaz ekmek lif oranı düşük olması nedeniyle kan şekerini çabuk yükseltir buna karşılık çabuk da acıktırır. Çavdar, tam buğday ya da kepek ekmeği beyaz ekmeğe oranla daha az kalori içerir. 1 dilim kızarmış ekmek 37 kalori değerindedir.
HANGİ EKMEK KAÇ KALORİ İÇERİR?
Yediklerini dikkat eden ve kilo vermek isteyenlerin ilk değişikliğe gittiği besin ekmektir. 1 dilim ekmek kaç kalori araştırması yapanlar ''Hangi ekmek kaç kalori?'' sorusunun cevabını merak ediyor. Örneğin 1 dilim tam buğday ekmeği veya 1 dilim kepekli ekmek ortalama 65 kaloridir. Diyet yapanlar genelde beyaz ekmek yerine 1 dilim kepekli veya tam buğday ekmeği tercih eder. İşte çeşitlerine göre 1 dilim ekmek kalori oranları:
1 dilim beyaz ekmek 90 kalori
1 dilim çavdar ekmeği 75 kalori
1 dilim kepekli ekmek 65 kalori
1 dilim tost ekmeği 75 kalori
1 adet beyaz sandviç ekmeği 136 kalori
1 adet hamburger ekmeği 165 kalori
1 dilim mısır ekmeği 105 kalori
1 dilim kızarmış ekmek 37 kalori
GÜNDE KAÇ KALORİ ALMAK GEREKİYOR?
Kişinin gün içerisinde alması gereken kalori miktarı yaş, cinsiyet, yaşam şekli ve hastalıklarına göre değişiklik gösteriyor. Kalori; besinlerle alınabilen fiziksel aktivite ile harcanan ya da vücudun metabolik faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli enerji birimine verilen addır. Günlük alınan enerji birimi de kalori cinsinden hesaplanır. Kalori cetveli ise, besinlerin veya yiyeceklerin 100 gram bazında ne kadar kalori içerdiğini gösteren tabloya verilen isimdir. Uzmanların kadınların günde ortalama 2000-2200, erkeklerin ise ortalama 2500 kalori almaları gerektiği söylüyor.
Buna göre bazı yiyecek ve içeceklerin kalori miktarı:
Mocha 330 kalori
Latte 190 kalori
Elma 1 adet 60
Kayısı 1 adet 8 kalori
Muz 1 adet 100 kalori
Hurma 1 adet 15 kalori
Mandalina 1 adet 50 kalori
Bisküvi 100 gr 470 kalori
Mercimek (kuru) 100 gr 314 kalori
Arpa (kuru) 100 gr 367 kalori
Mısır (kuru) 100 gr 342 kalori
Buğday (kuru) 100 gr 364 kalori
Susam 100 gr 589 kalori
Makarna (kuru) 100 gr 339 kalori
Makarna (haşlanmış) 100 gr 85 kalori
Kuskus (kuru) 100 gr 367 kalori
Pirinç (kuru) 100 gr 357 kalori
Bulgur (kuru) 100 gr 371 kalori
Pirinç (haşlanmış) 100 gr 125 kalori
Biftek (ızgara) 100 gr 278 kalori
Tavuk (ızgara) 100 gr 132 kalori
Tavuk göğsü (haşlanmış) 100 gr 150 kalori
1 dilim beyaz ekmek kaç kalori? 1 dilim çavdar ekmeği kilo aldırır mı? Hangi ekmek kilo aldırır? Kalorisi düşük yiyecek ve içecekler nelerdir? sorularını cevapladık. Siz de 1 dilim ekmek kaç kalori sorusu hakkında görüşlerinizi yorumlara yazabilirsiniz.
İlgili Haberler
Yeşil elma kalori miktarı besin değerleri yeşil elma diyeti, yeşil elma diyeti nasıl yapılır
Bitter çikolata nasıl yapılır içinde neler var bitter çikolata kalori ne kadar
En Çok Yağ Yaktıran Spor Dalları Hangileri?, Hangi Spor Dalı Kaç Kalori Yaktırır? |
1,412 | 3 günde bayram kilolarına veda edin! İşte en hızlı ödem attırıcı gıdalar! | Bayram sonrası alınan kiloları hepimizin kronik sorunu haline geldi. Hal böyle olunca etkisini hızlıca görmek istediğimiz şok diyetlere yöneliyoruz. Bu da vücuttaki yağ yerine kaslardan çalarak direncimizi düşürüyor. Oysaki bilinçsizce yapılan sağlıksız diyetler yerine, yağ yaktırarak metabolizmayı hızlandıran sağlıklı besinler tüketmek hem vücutta toplanan sıvının atılmasında hem de kilo verme aşamasında çok daha etkili olabiliyor. Peki, ödem attırıcı bu besinler neler? Ne sıklıkta tüketmek gerekiyor. Haberimizin devamında… | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/3-gunde-bayram-kilolarina-veda-edin-2837916 | ÖDEM NEDEN OLUR?
Bayram, tatil gibi özel günler sebebiyle hızlı alınan kilolar büyük oranda ödem olarak alınıyor. Ödem genel olarak tuza, şekere fazla yüklenme sonucunda ve hareketsiz kalma durumlarında ortaya çıkan, vücudun farklı bölgelerinde sıvı toplayarak vücudun şişmesi durumu olarak biliniyor. Az su tüketimi de bedeninizin ödem oluşturmasında önemli rol oynuyor. Ancak doğru besinler ve günlük en az 20 dakika yürüyüşle ödemden birkaç günde kurtulabileceğiniz gibi bunu rutin haline getirdiğinizde kısa sürede kilolarınızdan da kurtulabilirsiniz.
ÖDEM ATTIRICI BESİNLER
ANANAS
Ödem attıran besinlerin başında ananas geliyor. İçeriğindeki yoğun lif ve C vitamini içeriği ile bağışıklığınızı güçlendirerek kolajen üretiminizi destekliyor. Sindirim sistemine destek olarak şişkinliği azaltıyor. Kan dolaşımını hızlandırarak selülitleri azaltıyor ve kilo kontrolünde etkin rol oynuyor. Uzmanlar her gün taze olarak birkaç dilim ananas ya da taze sıkılmış bir bardak ananas suyu öneriyor.
YEŞİL ÇAY
Yeşilçay diürektik yani vücuttaki fazla sıvıyı atıcı bir etkiye sahiptir. içeriğinde barındırdığı bileşenler sayesinde ödem attırıcı bir etkiye sahiptir. düzenli olarak yeşil çay tüketen bireylerde yağ yakımı hızlanır. Bunun sebebi ise metabolizma hızının artıyor olmasıdır. Bununla birlikte yeşil çay, diğer çay çeşitlerine kıyasla yüksek miktarda mineral içerir. Bu da vücuttaki mikro besin ögelerine olan ihtiyacın karşılanması konusunda fayda sağlar.
YOĞURT
İçeriğinde bulundurduğu probiyotiklerle vücuttaki ödemin hızlıca atılmasında ve vücudun temizlenmesinde önemli bir rolü olan yoğurt, sağlıklı beslenmedeki demirbaş besin olarak biliniyor. Yoğurt, detoks ve diyetlerde destekleyici ve doyurucu bir rol oynuyor, aynı zamanda yüksek kalsiyum oranı, vitaminler ve protein içermesi nedeniyle dünyada tüketimi en yaygın ve besleyici gıda olarak görülüyor. Uzmanlar yetişkinlerin ve çocukların düzenli olarak her gün bir kase yoğurt tüketmesini öneriyor.
İlgili Haberler
Şifalı bitki sarı kantaron hasadı başladı! İşte sarı kantaronun faydaları!
KAYISI
Günde ortalama 3-4 adet tüketmek vücuttaki ödemin atılmasını kolaylaştırıyor. Nedeni kayısının potasyum açısından son derece zengin olması… Potasyumdan zengin besinler, vücut sıvılarında sodyum-potasyum dengesinin sağlanmasına yardım ediyor ve ödeme karşı etkili oluyor.
SALATALIK
Yüzde 96'sı sudan oluşan salatalık, içeriğindeki beta karoten ve C vitamini antioksidanları bulunduruyor. Dolayısıyla vücuttaki fazla sıvının atılmasında etkili bir rolü var. Yine düzenli tüketim söz konusu olduğunda ödemin birkaç günde atılması mümkün oluyor. Her gün 2 salatalık tüketmek ya da tüketeceğiniz 1 litre suyun içine bir salatalığı dilimleyerek eklemek ödemlerinizden kurtulmak için etkili bir yöntem olabiliyor. |
2,085 | Son dakika! 17 Kasım koronavirüs tablosu: Vaka sayısında düşüş | Son dakika: Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 17 Kasım koronavirüs tablosuna göre; 23 bin 867 yeni vaka tespit edilirken, 229 kişi hayatını kaybetti. Düne göre vaka sayısında düşüş olması dikkat çekti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 'Yakınınızda kimse yoksa maske gereksiz, insan yoğunluğunun fazla olduğu ortamlardaysa maske vazgeçilmezdir' uyarısında bulundu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/son-dakika-17-kasim-koronavirus-tablosu-vaka-sayisinda-dusus-2802172 | Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye'nin yeni korona virüs tablosu açıklandı. 17 Kasım’da açıklanan 24 saatlik verilere göre 23 bin 867 vaka tespit edildi. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 229 oldu. Bir günde toplam 358 bin 784 test yapılırken, iyileşen hasta sayısı 28 bin 543 olarak kaydedildi.
AŞILAMA VERİLERİ PAYLAŞILDI
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, 2 doz aşılama verilerine de yer verildi. En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 2. doz aşılama ortalama yüzde 80. 30 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 90. 12 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 118 milyon 883 bin 70’e yükseldi.
2 DOZ AŞILAMADA İLK SIRADA ORDU VAR
Verilerde, aşılamada önde giden illere de yer verildi. Bakanlığın tablosuna göre yüzde 84. 2 ile Türkiye'de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Ordu’yu Amasya, Osmaniye, Muğla, Kırklareli, Çanakkale Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Burdur takip etti.
EN DÜŞÜK AŞILAMA ŞANLIURFA'DA
Bakanlığın tablosuna göre yüzde 55. 5 ile Türkiye'de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Diyarbakır, Siirt, Muş, Bingöl, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Bayburt takip etti.
17 Kasım koronavirüs vaka tablosu:
'MASKE VAZGEÇİLMEZDİR'
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Tedbir, gerekli olduğu yerde alınmalı. Örneğin yakınınızda kimse yoksa maske gereksiz, insan yoğunluğunun fazla olduğu ortamlardaysa maske vazgeçilmezdir. Şartlar zamanla tedbir yorgunluğuna ve ciddi ihmale yol açtı. Mevsim kış. Tedbirleri makul şekilde tekrar uygulamaya koyalım” dedi.
16 KASIM KORONAVİRÜS TABLOSU
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 16 Kasım koronavirüs tablosuna göre; 25 bin 101 yeni vaka tespit edilirken, 227 kişi hayatını kaybetti. 15 Kasım'a göre vefat ve vaka sayısında artış olması dikkat çekmişti.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda, 2 doz aşılama verilerine de yer verildi. En az 2 doz aşı olmuş 18 yaş üzeri nüfusu kapsayan verilere göre Türkiye'de 2. doz aşılama ortalama yüzde 80. 20 oldu. 1. doz ortalaması yüzde 90. 07 olurken, 1., 2. ve 3. doz aşısını olan vatandaş sayısı toplamda 118 milyon 727 bin 805 ’e yükseldi.
16 Kasım koronavirüs vaka tablosu:
İlgili Haberler
Son dakika! 14 Kasım koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat sayısında düşüş
Son dakika! 15 Kasım koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat sayısında artış
Son dakika! 16 Kasım koronavirüs tablosu: Vaka ve vefat sayısında artış |
2,975 | Türkiye'de yapılan aşı sayısı 32 milyonu geçti | Sağlık Bakanlığınca, Kovid-19'la mücadele kapsamında uygulanan birinci ve ikinci doz aşı miktarı 32 milyonu aştı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/turkiyede-yapilan-asi-sayisi-32-milyonu-gecti-2784909 | Türkiye’de ilk aşı 13 Ocak’ta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın olması ile başladı. Koca, kameralar karşısında bilim kurulu ile birlikte Ankara Şehir Hastanesinde aşı oldu. Tarihler 14 Ocak'ı gösterdiğinde ise artık Türkiye'de aşılama programı resmen başladı. İlk olarak koronavirüs ile mücadele veren sağlık çalışanların aşılanmasına başlandı. Sağlık Bakanlığınca, Kovid-19'la mücadele kapsamında uygulanan birinci ve ikinci doz aşı miktarı 32 milyonu aştı.
İlgili Haberler
45 yaş ve üzeri vatandaşlar aşılanmaya başladı
65 YAŞ VE ÜSTÜ AŞILANDI
Sağlık çalışanların aşı programı devam ederken 65 yaş üstü kişilerin aşı çalışması 12 Şubat tarihinde başladı. Kademli olarak 70 yaş üzeri kişilerin aşı uygulaması hızla devam etti. Sağlık çalışanları kar-kış demeden 65 yaş üstü ve evlerinden çıkamayan kişilere aşı yapmaya gitti. 90 yaş üstü kişiler başta olmak üzere sırayla 85-89 yaş arası bireyler aşılarını oldu. Sıralama 65 yaşa kadar kademeli olarak devam etti.
AŞILAMADA İKİNCİ GRUBA GEÇİLDİ
Aşı takviminde planladığı gibi uygulandı ve ilk grubunun tamamlanmasının ardından ikinci gruba geçildi. Bu grupta Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, kritik görevdeki kişiler, zabıta ve özel güvenlik, Adalet Bakanlığı, cezaevleri, eğitim sektörü, gıda sektörü, taşımacılık sektöründe çalışanlar ve 50 yaşa kadar olan bireyler yer alıyor.
BAKAN KOCA’DAN AŞILAMADA YAZ HEDEFİ
1 Haziran'dan itibaren 50 yaş üzeri vatandaşların aşılanması başladı. Haziran ayında yeni gelecek aşılarla birlikte 20'li yaşlara kadar inilmesi planlanıyor. Fahrettin Koca 8 Haziran itibarıyla aşı programına yeni grupların da dahil edildiğini duyurdu.Müzisyen, film ve dizi prodüksiyon ekipleri ile üniversitede görevli öğretim üyeleri ve personel bugünden itibaren aşılanmaya başlayacak.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ 13 EYLÜL’E KADAR AŞILANACAK
Bakan Koca sosyal medya hesabından üniversite öğrencileri için de aşı programının hızla devam edeceğini söyledi. Koca, 13 Eylül'den önce üniversite öğrencilerimiz de aşılarını olacak. Artık salgın ülkemizin gündeminden çıkacak diyerek üniversite öğrencilerine seslendi. |
3,342 | 21 Mart 2021 koronavirüs tablosu: 102 can kaybı, 20.428 yeni vaka | Türkiye'de son 24 saatte 189 bin 906 Kovid-19 testi yapıldı, 20 bin 428 kişinin testi pozitif çıktı, 102 kişi hayatını kaybetti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/21-mart-2021-koronavirus-tablosu-102-can-kaybi-20428-yeni-vaka-2774299 | Sağlık Bakanlığının Covid-19 bilgilendirme sayfasında Türkiye’nin güncel korona virüs tablosu kamuoyuyla paylaşıldı. Tabloya göre, son 24 saatte 102 kişi korona virüsten hayatını kaybetti, toplam can kaybı 30 bin 61’e yükseldi. Toplamda 36 milyon 355 bin 374 test yapıldı. Bugün yapılan 189 bin 906 testten, 20 bin 428 yeni vaka sayısı, 965 de yeni hasta sayısı olduğu belirtildi. Toplam vaka sayısının 3 milyon 13 bin 122 olduğu, bugün iyileşen 17 bin 615 kişiyle birlikte toplam iyileşen hasta sayısının 2 milyon 825 bin 187'ye yükseldiği, toplam hastalarda zatürre oranının yüzde 3. 2, ağır hasta sayısının ise bin 568 olduğu açıklandı. |
5,724 | Meme kanseri hastalarına 'genetik test' önerisi | Cerrahlar, meme kanseri teşhisi konan tüm hastalar için genetik test yaptırılması gerektiğini belirtti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/meme-kanseri-hastalarina-genetik-test-onerisi-2629783 | CNN'in haberine göre, Amerikan Meme Cerrahları Birliği, kalıtsal kanser riskleri arttıkça genetik testlerin önünde bulunan engellerin azalması gerektiğini ifade etti.
Geçmişte test yaptıran ve yaptırmayan meme kanseri hastalarında benzer oranda gen mutasyonları bulunduğuna ilişkin bir çalışmanın geçen aralık ayında yayımlanmasının ardından birlik, meme kanseri teşhisi konan tüm hastalara genetik test yapılması önerisinde bulunulan kılavuz yayımladı.
Kılavuzda ayrıca, yeni tanımlanmış meme kanseri bağlantılı genleri kontrol etmek için geçmişte genetik testlerden geçen meme kanseri hastalarının yeniden değerlendirilmesi önerildi.
Herkesin sahip olduğu tümör baskılayıcı BRCA1 ve BRCA2 genlerinin birinde veya ikisinde bir kusur veya mutasyon meydana gelmesi halinde meme kanseri olasılığının arttığı belirtildi.
Çalışmanın yazarlarından Dr. Peter Beitsch, BRCA1 ve BRCA2 de dahil olmak üzere belli başlı 11 gende mutasyonun meme kanserine yol açabileceğinin bilindiğini söyledi.
Dr. Beitsch, geçmişte genetik test yapmanın zor ve pahalı olduğuna işaret ederken, Amerikan Meme Cerrahları Birliği Başkanı Dr. Walton Taylor da test yaptırma masraflarının zaman içinde düştüğünü ifade etti.
Diğer yandan, tüm meme kanserlerinin yüzde 10'unun kalıtsal olduğu biliniyor. |
4,423 | Tüberküloz nedir / Türberküloz nasıl bulaşır / Türberkülozun belirtileri | İnsanda hastalığa neden olan birçok hastalık mikroorganizmaların birçoğu hayvanalardan ve hayvansal gıdalardan bulaşmaktadır. Bu hastalıklardan biri olan tüberkuloz da özellikle kurban bayramında et tüketiminin ve kesiminin arttığı dönemlerde ciddi kaygıya neden olmaktadır. Peki tüberküloz hastalığı nedir, belirtileri nedir, hayvanlardan insana bulaşabilir mi? İşte detaylar... | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/tuberkuloz-nedir-turberkuloz-nasil-bulasir-turberkulozun-belirtileri-2729034 | Hayvan sağlığının güvence altında olmadığı durumlarda, insan sağlığı ve sürdürülebilir gıda güvenilirliğini temin etmek mümkün değildir. Çünkü insan sağlığını tehdit eden mikroorganizmaların birçoğunu hayvansal gıdalardan ve hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar oluşturur. Tüberküloz özellikle hayvansal gıda arzında, gıda güvenilirliğini tehdit eden hastalıklardan biridir.
TÜBERKÜLOZ NEDİR
Tüberküloz, halk arasında bilindiği şekliyle verem hastalığıdır. Bulaşıcı bir hastalık olan tüberküloz, enfeksiyon kaynaklıdır ve bu nedenle bulaşıcılık oranı yüksektir. Öksürme ve hapşırma gibi yollarla yayılabilen tüberküloz, hayvanlarda da görülebilmekte, bulaşıcılığı bu şekilde de sağlayabilmektedir.
TÜBERKÜLOZ BELİRTİLERİ NELERDİR
Tüberküloz mikrobu ile karşılaşan kişiler aylar boyunca hiçbir belirti göstermeksizin sağlıklı yaşamlarına devam edebilir. Bu dönemde kişinin bağışıklık sistemi Mycobacterium tuberculosis bakterisi ile savaşarak hastalığın gelişmesini önlemeye çalışır. Ancak bağışıklık sisteminin yeterli direnci gösteremediği durumlarda tüberküloz mikropları aktif hale gelir ve verem hastalığı ortaya çıkar.
Hastalığın başlangıcından itibaren gözlenen tüberküloz belirtileri şöyle sıralanabilir:
- 15 günden uzun süren öksürük şikayeti,
- Yüksek ateş, gece terlemesi,
- Şiddetli göğüs ağrısı,
- İştahsızlık, hızlı kilo kaybı,
- Halsizlik, yorgunluk,
- İlerleyen dönemlerde kanlı balgam görülmesi.
TÜBERKÜLOZ TEDAVİSİ
Tüberküloz tedavisi için geliştirilmiş olan ilaçlar, hastalığın başlangıç evresinde yüksek oranda iyileştirici etki göstererek kişinin sağlığına hızlı şekilde kavuşmasını sağlar. En etkili tedavi uygulamasını sunan dört farklı ilaç çeşidi bulunur. Bu ilaç uygulamaları ile hastaların neredeyse tamamı son derece başarılı bir şekilde tedavi edilir. İlaç tedavisi için belirlenen süre en az altı ay olmakla birlikte hastalığın şiddetine, toplumda görülme sıklığına, kişinin yaşına ve diğer hastalık öykülerine göre tedavi süresi değişik gösterebilir. Hastalığın doğası gereği hastalık boyunca kilo kaybetmiş hastaların ilaç tedavisine başlandıktan kısa bir süre sonra iştahı açılır ve kaybettiği kiloları geri alır. Bu dönemde hastayı gereğinden fazla beslemek olumsuz etkiler oluşturabilir. Tüberküloz, hastanın tedavisinin ardından daha sonraki hayatı için herhangi bir kısıtlanmaya yol açmaz.
TÜBERKÜLOZ HAYVANDAN İNSANA BULAŞIR MI?
Tüberküloz insan ve hayvanların çeşitli organlarında yerleşerek tipik bozukluklar yapan ve genellikle kronik seyreden bir hastalıktır. Hayvanlarda tüberküloz etkenleri vücuda genellikle solunum ue sindirim yoluyla girerek hastalık meydana getirir. Hayuanların barınaklarda çok sıkışık bulunmaları, hijyenik koşulların iyi olmaması, uygun olmayan bakım ue beslenme koşulları, temiz haua ue egzersiz yetersizliği, dışarıdan sürüye kontrolsüz hayuan girişi, enfekte hayuanların sütleriyle buzağıların beslenmesi hastalığın bulaşmasını ue yayılmasını kolaylaştırır. İnsanlara bulaşma genelde enfekte et ue sütün tüketilmesiyle gerçekleşir. |
7,577 | Sürekli kemikleriniz ağrıyorsa bu habere dikkat! | Uzun süre geçmeyen, hafif-orta düzeyde devam eden ağrılar, kemik kanserinin en önemli belirtisini oluşturuyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/surekli-kemikleriniz-agriyorsa-bu-habere-dikkat-42797 | Kemikte kontrolsüz şekilde büyüyerek sağlıklı kemik dokusunun yerine geçen kötü huylu tümörler, özellikle 5-20 yaş arasındaki çocuklarda ve gençlerde ortaya çıkıyor. Hastalığın en önemli belirtisi olan sürekli ağrıların büyüme ağrılarıyla karıştırılması, kemik kanserinin tanı sürecini zorlaştırıp hastaların yaşamını tehdit ediyor. Hastalığı tetikleyen faktörlerin tam olarak bilinmediği kemik kanserinde, genetik ve çevresel unsurlar ile yüksek oranda radyasyona maruz kalmanın hastalığın ortaya çıkma riskini arttırabiliyor. İstanbul İli Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği-Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Klinik Koordinatörü Doç. Dr. Bülent Erol, Türkiye’de her yıl 700-750 kişide primer kemik kanseri görüldüğünü belirtti. Erol, “Kemikte kontrolsüz şekilde büyüyerek başta akciğerler olmak üzere vücudun başka bölgelerine sıçrayabilen primer kemik kanserleri (örnek, Osteosarkom, Ewing’s sarkomu), yani kötü huylu kemik tümörleri, her yaş grubunda görülebilmekle beraber, çocuklarda ve gençlerde daha sık izlenir. Bunun yanı sıra daha sık olarak erişkin dönemde ortaya çıkan kemik kanserleri de (örnek; Kondrosarkom) mevcuttur” dedi.
KANSER GENELLİKLE İLİKLERDE BAŞLAR
Çeşitli tümör tiplerinin, kemiğin belirli bölgelerinde daha sık izlendiğini vurgulayan Doç. Dr. Bülent Erol, kemik tümörleri ile diz çevresi başta olmak üzere kalça, omuz ve leğen kemiğinde de sıkça karşılaşıldığının altını çizdi. Ailelerin çocuklarının kemik-eklem ağrısı şikâyeti karşısında çok duyarlı olmaları gerektiğini belirten Doç. Dr. Bülent Erol, “Kemik kanseri genellikle kemiğin ilik kısmında başlar, zamanla kemiğin sağlam dış çeperini parçalayarak dışa doğru bir büyüme gösterir ve o bölgede bir şişlik oluşturur. Bu şişlik ve ağrıların sıklıkla bir düşme veya çarpmaya bağlanması ve ‘büyüme ağrısı’ şeklinde yorumlanması, tanının çoğu zaman gecikmesine sebep olur. Daha nadir olarak ise tümöre bağlı zayıflamış kemikte basit bir travmayla veya herhangi bir travma olmaksızın gelişen bir kırık ilk başvuru şikayetini oluşturabilir” dedi.
ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ
Erken teşhis sayesinde kemik kanseri hastalarının yüzde 60-70’ini kanserden kurtarabildiklerini ifade eden Doç. Dr. Bülent Erol, tedavi yöntemleriyle ilgili olarak ise şunları söyledi: “Çocuklarda ve gençlerde en sık görülen primer kemik kanserleri olan Osteosarkom ve Ewing sarkomunda, operasyon öncesinde ve sonrasında kemoterapi uygulanır. Operasyon öncesi kemoterapinin amacı, kitleyi küçültmek ve tümörün vücudun diğer bölgelerine yayılımını önlemektir. Operasyonda geride kanser dokusu bırakılmaması hedeflenir; kitle çevresinde sağlam bir doku kılıfı bırakılarak geniş cerrahi sınırlarla çıkartılmalıdır. Bu işlemi çoğu zaman hastanın uzvunu koruyarak (ekstremite koruyucu cerrahi) gerçekleştirmek mümkündür. Fakat nadiren amputasyon (tümörlü uzvun uygun seviyeden kesilmesi) gerekebilir. Tümörün çıkartılması sonrası oluşan büyük kemik boşluklar, tümör protezleri, yapısal allogreftler (belirli işlemlerden geçirilmiş hazır kadavra kemiği) veya kemik transferleriyle yeniden yapılandırılır. Radyoterapiye bazı durumlarda ihtiyaç duyulabilir, fakat ileri yaşlarda radyoterapiye bağlı kanserlerin gelişebileceği unutulmamalıdır.”
ÖZELLİKLE ÇOCUKLARDA
Kemik kanserinin özellikle yetişme çağındaki çocuklarda görülmesi, onların sosyal hayatlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Doç. Dr. Bülent Erol, tanı koyulduktan sonraki süreçte moral ve motivasyonun hastalığın tedavisinde çok önemli rolü olduğunu belirtirken, sözlerine şöyle devam etti: “Kemik kanseri tanısı alan bir çocuğa erişkinlerden farklı olarak özel ilgi gösterilmelidir. Tedavi sürecinde şartlar elverdiği ölçüde sosyal hayattan ve arkadaşlarından kopmamalı ve mümkünse eğitimine devam etmelidir. Çocuk tanı aldığından itibaren tüm aile etkilenir. Bu sebeple çocuğa ve aileye sağlanacak psikolojik-psikiyatrik destek, tedavinin her yönüyle daha etkili yürütülebilmesine olanak verecektir.”
İHA |
3,173 | Son dakika: İllere göre haftalık vaka sayıları açıklandı | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, illere göre 7 günlük her 100 bin kişide görülen Kovid-19 güncel vaka sayılarını açıkladı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/son-dakika-illere-gore-haftalik-vaka-sayilari-aciklandi-2780566 | Koca, Twitter hesabındaki paylaşımında, 17-23 Nisan'da il bazında 100 bin nüfusa karşılık gelen haftalık Kovid-19 vaka sayılarına yer vererek, Evimiz en güvenli kalemiz. Bir süre mücadeleyi evimizden sürdüreceğiz. Bu fedakarlığın sonu bayram olsun. ifadelerini kullandı.
Koca'nın paylaştığı Türkiye haritası üzerinden yayımlanan verilere göre, haftalık Kovid-19 vaka sayısı her 100 bin kişide İstanbul'da 854. 75, Ankara'da 567. 88, İzmir'de 335. 09 oldu
Haftalık verilere göre İstanbul, Çanakkale, Tekirdağ, Kırklareli ve Giresun, 100 bin kişide en çok Kovid-19 vakası görülen iller oldu.
Bu kapsamda, 100 bin kişideki vaka sayısı Çanakkale'de 838. 89, Tekirdağ'da 772. 20, Kırklareli'nde 721. 80 ve Giresun'da 706. 23 oldu.
Haftalık verilere göre Şırnak, Mardin, Şanlıurfa, Van ve Siirt, 100 bin kişide en az Kovid-19 vakası görülen iller olarak kayıtlara geçti.
Vaka sayısı her 100 bin kişide Şırnak'ta 55. 04, Mardin'de 95. 00, Şanlıurfa'da 104. 24, Van'da 104. 49 ve Siirt'te 123. 84 olarak belirlendi.
İllerin 17-23 Nisan haftasındaki her 100 bin kişide görülen Kovid-19 vaka sayıları, en yüksekten en aza doğru şöyle sıralandı:
İstanbul (854. 75), Çanakkale (838. 89), Tekirdağ (772. 20), Kırklareli (721. 80), Giresun (706. 23), Kocaeli (679. 88), Yalova (638. 65), Erzincan (632. 17), Bayburt (601. 88), Zonguldak (578. 82), Ankara (567. 88), Düzce (567. 88), Erzurum (555. 73), Malatya (540. 59), Konya (538. 57), Edirne (536. 83), Eskişehir (535. 87), Ordu (528. 24), Bilecik (525. 79), Kastamonu (522. 88), Bartın (519. 65), Kayseri (517. 92), Rize (508. 19), Bolu (504. 13), Bursa (502. 41), Balıkesir (496. 34), Samsun (481. 90), Çorum (467. 25), Nevşehir (463. 34), Sinop (445. 35), Kırıkkale (444. 92), Karabük (435. 11), Kütahya (427. 44), Amasya (423. 26), Afyon (417. 01), Tokat (416. 65), Sakarya (414. 52), Niğde (407. 65), Sivas (402. 90), Kırşehir (399. 52), Çankırı (394. 43), Ağrı (389. 96), Yozgat (388. 93), Aksaray (388. 41), Karaman (364. 43), Kilis (354. 36), Trabzon (353. 74), Isparta (351. 35), Kars (351. 32), Iğdır (348. 71), İzmir (335. 09), Gümüşhane (333. 80), Manisa (326. 62), Antalya (324. 57), Tunceli (318. 78), Elazığ (300. 70), Osmaniye (292. 22), Gaziantep (287. 89), Aydın (274. 87), Burdur (274. 81), Bingöl (271. 15), Ardahan (269. 34), Muğla (250. 91), Artvin (250. 15), Uşak (240. 10), Hatay (239. 74), Kahramanmaraş (239. 09), Denizli (232. 39), Mersin (208. 91), Adıyaman (200. 01), Adana (192. 54), Bitlis (186. 33), Batman (182. 50), Muş (153. 00), Hakkari (150. 79), Diyarbakır (143. 60), Siirt (123. 84), Van (104. 49), Şanlıurfa (104. 24), Mardin (95. 00), Şırnak (55. 04). |
916 | Bir gecede parmağını bile oynatamaz hale geldi, fizik tedaviyle hayata döndü | Bir gecede adeta parmağını bile oynatamaz hale gelen 42 yaşında Levent Fıçıcılar, fizik tedavi ile hayata göndü. Kızına dokunamadığı anlar kameraya yansırken Fıçıcılar, “Öncesinde doktora giden biri değildim geçer diye önemsemedim. Sorumlu olduğum bir kızım var, hayata tutunma tarafını seçtim, hiç vazgeçmedim. Bir gecede parmağımı kımıldatamaz duruma geldim, her şeyin olumlu tarafından bakarak bugün kendi ihtiyacımı kendim karşılayabiliyorum” dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/bir-gecede-parmagini-bile-oynatamaz-hale-geldi-fizik-tedaviyle-hayata-dondu-2859821 | Halsizlik, geçmeyen ishal gibi şikayetlerini önemsemeyen, 1 çocuk babası Levent Fıçıcılar, 2019 yılı eylül ayında bir anda rahatsızlandı. Uyandığında hareket etmekte zorlandığını ifade eden Fıçıcılar, ailesinin yardımıyla doktora gitti. Yapılan tetkiklerde edinilen bilgiye göre sinir sisteminde meydana gelen, vücutta kas güçsüzlüğüne, refleks kaybına neden olan, geçici felç hali oluşturan ve kesin tedavisi olmadığı ifade edilen ancak etkisi azaltılabilen bir nörolojik hastalık olan guillain barre teşhisi konuldu. Multidisipliner sürdürülen tedavi sürecinde Fıçıcılar’ın vücudun bağışıklık sisteminin kendi doku ve organlarına saldırması olarak ifade edilen lupus hastası olduğu da belirlendi.
Kilo problemi de bulunan, bir gecede neredeyse parmağını dahi hareket ettiremez hale gelen Fıçıcılar için uzun tedavi süreci başladı. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde önce nöroloji ardından Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği’ne yatışı yapılan, multidisipliner bir yaklaşımla süren tedavisi çerçevesinde zor günler geçiren Fıçıcılar, azimle tedavilerine yöneldi. Yakınlarının kızını hastaneye getirdiği ancak ellerini ve ayaklarını hareket ettirememesi nedeniyle kızına sarılamayan Fıçıcılar’ın o anları yürek burktu.
Fizik tedavi ve egzersizlerin etkisiyle zamanla ufak hareketler yapmaya başlayan, yakınlarının desteğiyle ayağa kalkan Fıçıcılar, kızı ve ailesine yeniden dokunabilmek için doktorlarını harfiyen dinledi. Uzun ve yorucu geçen tedavi süreçlerinin ardından bugün baston yardımıyla yürüyebilen ve vücudunu hareket ettirebilen 42 yaşındaki Fıçılar yaşadıklarını anlattı. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mehmet Toptaş ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Ebru Aytekin de klinik ve sürece ilişkin bilgi verdi.
“AİLELERDEN DE ÇOK GÜZEL GERİ DÖNÜŞLER VAR”
Fizik tedavi ve rehabilitasyon çalışmalarıyla birçok hastada çok önemli gelişmeler yaşandığını aktaran İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mehmet Toptaş, “Özellikle kas, iskelet sistemi, ortopedik hastalıklar, nörolojik, ramotolojik ve geriatrik hastaların artmasıyla beraber hastanemizin fizik tedavi ünitesine ve servisine olan ihtiyaç artmıştı. Biz 27 yataklı bir klinik kurduk ve ünitemizi de büyüttük. Buraya sedye ile getirdiğimiz birçok hastaların burada uzun süre tedavi aldıktan sonra yürüyerek gittiğini görmekteyiz. Bu bizi çok mutlu etmekte, hakikaten profesyonel çalışan iyi bir ekibimiz var. Biz de hastane yönetimi olarak bu ekibe elimizden geldiğince destek olmaya çalışmaktayız. Boyundan alt kısmı tamamen tutmayan bir hastamız vardı, o hastayla ilgili fizik tedavi hekimlerimizin hem medikal hem de fizyoterapi tedavileriyle birlikte buradan yürüyerek çıktı. Bu hastaları görünce hem ekip hem bizim motivasyonumuz çok artmakta. Buna benzer bir hasta yine hala yatıyor burada, sedye le getirilmişti önce opere ettik. Daha sonra bir Covid geçirdi, yoğun bakımda yattı tekrar fizik tedavi ünitesine aldık, yürüyemez haldeydi şimdi gayet güzel yürüyor. Ailelerinden de çok çok güzel geri dönüşler var. Hakikaten şuaradan çıkan hastaların ve yakınlarının mutluluğu görülmeye değer” şeklinde konuştu.
“HASTALARI YÜRÜYEREK ÇIKARTTIĞIMIZDA MUTLU OLUYORUZ”
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Ebru Aytekin hastalardaki gelişiminin kendilerini çok mutlu ettiğini anlatarak, “Birçok alana yönelik rehabilitasyon yapıyoruz. Örneğin; ortopedik, nörolojik rehabilitasyon solunum, lenfödem rehabilitasyonu bir takım girişimsel işlemlerimiz var. İnsanların bir anda vücutlarında kas iskelet sistemlerinde yetersizlik oluşmasıyla beraber tüm hayatları bir günde değişebiliyor. Hiçbir ekstremitesini hiçbir eklemini, kolu bacağını oynatamayan hastaları yürüyerek çıkarttığımızda onları ailelerine kavuşturduğumuzda psikolojik yönden iyi olduklarını, işlerine başlayabildiklerini, çocuklarına sarılabildiğini gördüğümüzde oldukça mutlu oluyoruz. Hastamız Levent Bey de bizim en korktuğumuz şey; solunum kaslarının tutulup yoğun bakım sürecine girmesi, Allah’tan hastamız o aşamaya gelmedi. Solunum kasları da etkilenince bizim için çok daha zor olabiliyor. Hastamızda bir gün içinde hızla gelişen kollarda ve bacaklar güçsüzlükle giden nörolojik bir tabloyla bizim hastanemizin nöroloji kliniğine yatırıyor” dedi.
“KOLLAR VE BACAKLARDA HİÇBİR HAREKET, OTURMA DENGESİ YOKTU”
Levent Fıçıcılar’ın tedavisine ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Aytekin, “Biz bu hastamızı servisimize aldığımız zaman hastamızın dört ekstremitesinde kollar ve bacaklarda hiçbir hareketi yoktu, gövde, oturma dengesi yoktu. Gerçekten hastamız o dönemde de obez bir hastaydı, yaklaşık 130 kilo kadardı. Biz bu hastamızı araştırdık altta yatan ramotolojik bir sebep tespit ettik. Buna yönelik hastamıza çok ileri tedaviler, örneğin; hastamıza plazma değişimi, immunoglobulin tedavileri bunun dışında steroid tedavisi ve birtakım tedaviler uygulayarak hastamızın kol ve bacaklardaki kuvvetsizliğinin gerilemesini hızlı bir şekilde geri döndürmeye çalıştık. Bu tedavilerle büyük bir ilerleme kaydettikten sonra ve hastamıza verdiğimiz rehabilitasyon hizmetiyle hastamız önce oturur duruma geldi sonra ayağa kaldırdık. Paralel barda yürüme çalışmalarına başladık. Onun dışında en son olarak tek bastonlu bağımsız kendine bakabileceği bireysel olarak tamamen özgür olduğu bir konuma getirebildik” diye konuştu.
“BİR GECEDE PARMAĞIMI KIMILDATAMAZ DURUMA GELDİM”
42 yaşındaki 1 çocuk babası Levent Fıçıcılar kızı için yeniden eski haline dönmek için büyük çaba gösterdiği anlatarak şöyle konuştu:
“2019 yazında eylül ayında rahatsızlandım, öncesinde 1 ay kadar bir halsizliğim vardı, ama ben önemsemedim. Gece uykuda rahatsızlanmışım farkında olmadan sabah uyandığımda kollarımı kaldıramıyordum. Geçmeyince acile başvurdum. Orada tekitlerden sonra guillain barre teşhisi konuldu. Yavaş yavaş kas hareketlerimi kaybetmeye başladım, sadece boynumu oynatabiliyordum. Hemen hastanede tedaviye başlanıldı bu nefes kaslarıma kadar geldi, yoğun bakımlık olacakken tedaviye başlandığı için yoğun bakıma alınmadım. 1 ay kadar nörolojide devam etti tedavim. Lupus hastalığı teşhisi de konuldu. 1 ay kadar nörolojide 6-7 ay kadar da fizik tedavide yattım tedavilerim devam etti. Toplamda 7-8 ay sonrasında benim parmak hareketlerim başladı. 5. 10. 20 derken 1 saat ayakta durmaya başladım. 1 buçuk, 2 yıl kat ettikten sonra sanki yeni doğmuş bir bebek gibi emekleyerek işlerimi hallediyordum daha sonra walker ile, değnek ile yürümeye başladım 3 sene zarfında, şimdi Allah’a çok şükür ince motor becerileri haricinde kendi ihtiyacımı kendim hallediyorum. Sorumlu olduğum bir kızım, çocuğum var onu daha çok düşündüm. Hayata tutunma tarafını seçtim, hiç vazgeçmedim hala fizik tedaviye devam ediyorum hayatımın bir parçası oldu. Bir gecede parmağımı kımıldatamaz duruma geldim, sonuçta hayat devam ediyor her şeyin olumlu tarafından bakıp bu duruma kadar geldim, kendi ihtiyacımı kendim karşılayabiliyorum” |
6,785 | Uzmanlar kestane hakkında uyarıyor | Uzmanlar kestane hakkında uyarıyor | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/uzmanlar-kestane-hakkinda-uyariyor-8323 | |
2,925 | 18 yaş üstü nüfusun yarısı aşılandı | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 18 yaş üstü nüfusun yüzde 50'sinin aşılandığını açıkladı. Türkiye üst üste kırılan rekor ile dünyada çift doz aşı yapılan ülkeler sıralamasında 9'uncu oldu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/18-yas-ustu-nufusun-yarisi-asilandi-2785598 | Türkiye, koronavirüsle mücadelede önemli bir başarıya imza attı. Dünya genelinde en çok aşı yapılan ülkeler listesinde ilk 10'da bulunan Türkiye, nüfusunun önemli kısmını aşıyla buluşturdu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 18 yaş üstüne yönelik aşılama çalışmaları hakkında sevindiren gelişmeyi paylaştı. 18 yaş üstü nüfusun yarının aşılandığını bildiren Bakan Koca, Twitter hesabındaki paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
Aşı programında yer alan 18 yaş üstü nüfusun yüzde 50'sinin tam doz veya ilk doz aşısı tamamlanmış durumda. Program, kısa sürede, beklediğiniz başarıya ulaşacak. Aşısı henüz yapılmayanların sayısında geri sayım başladı.Dünya genelinde COVID-19'a karşı uygulanan aşı 2 milyar 540 milyon dozu aştı.
TÜRKİYE EN ÇOK AŞI YAPILAN 9. ÜLKE
Nüfusa oranla en fazla doz aşı yapılan ülke, her 100 kişiye düşen doz sayısı 143. 39 ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) oldu. Türkiye en çok aşı yapılan 9'uncu ülke oldu. Sağlık Bakanlığının verilerine göre, Türkiye'de bugüne kadar 40 milyon COVID-19 aşısı yapıldı.
Türkiye, toplam aşı sayısı bakımından dünyada 9. sırada yer alırken; her 100 kişiye düşen aşı sayısı 46. 77 oldu. 25 milyon 456 bin 405 kişiye ilk doz, 14 milyon 237 bin 818 kişiye de ikinci doz aşı uygulandı.
DÜN REKOR KIRILMIŞTI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün yaptığı açıklamada 24 saat içinde 1 milyon 582 bin 232 doz aşı yapıldığını duyurdu. Bakan Koca, bu önemli gelişmeyi şu ifadelerle paylaştı:
Bugün 1. 5 milyonuncu doz aşı, saat 21.43'te uygulandı. Aşı ordumuz, 2 saat 17 dakika içinde 82 bin 232 doz aşı daha yaptı. Böylece son 24 saat içinde 1 milyon 582 bin 232 doza ulaştık. 24.00 itibarıyla yeni günün mesaisi başladı. İçiniz rahat uyuyun. Hayırlı geceler.
İlgili Haberler
Vaka sayısı artan ve azalan iller
İlgili Haberler
SGK aşı randevusu alma: SGK’lı aşı randevusu nasıl alır?
İlgili Haberler
Bakan Koca açıkladı! Günlük aşılamada yeni rekor
İlgili Haberler
Aşı odalarında görevli personele ek ödeme |
2,904 | 21 Haziran 2021 koronavirüs tablosu: 51 can kaybı, 5.294 yeni vaka | Türkiye’de son 24 saatte 5.294 yeni vaka tespit edildi, 51 kişi hayatını kaybetti | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/21-haziran-2021-koronavirus-tablosu-2785847 | Sağlık Bakanlığının Covid-19 bilgilendirme sayfasında Türkiye’nin güncel korona virüs tablosu kamuoyuyla paylaşıldı. Tabloya göre son 24 saatte 51 kişi korona virüsten hayatını kaybetti, toplam can kaybı 49 bin 236’a yükseldi. Toplamda 58 milyon 773 bin 835 test yapıldı. Bugün yapılan 221 bin 52 testten, 5 bin 294 yeni vaka sayısı, 429 kişi de yeni hasta sayısı olduğu belirtildi. Toplam vaka sayısının 5 milyon 375 bin 593 olduğu, bugün iyileşen 5 bin 93 kişiyle birlikte toplam iyileşen hasta sayısının 5 milyon 237 bin 731’e yükseldiği, toplam hastalarda zatürre oranının yüzde 2. 9, ağır hasta sayısının ise 808 olduğu açıklandı.
20 HAZİRAN KORONAVİRÜS TABLOSU
Sağlık Bakanlığının Covid-19 bilgilendirme sayfasında Türkiye’nin korona virüs tablosu kamuoyuyla paylaşıldı. Tabloya göre 63 kişi korona virüsten hayatını kaybetti, toplam can kaybı 49 bin 185’e yükseldi. Toplamda 58 milyon 552 bin 783 test yapıldı. Dün yapılan 213 bin 297 testten 5 bin 91 yeni vaka sayısı, 409 da yeni hasta sayısı olduğu belirtildi. Toplam vaka sayısının 5 milyon 370 bin 299, bugün iyileşen 4 bin 219 kişiyle toplam iyileşen hasta sayısının 5 milyon 232 bin 638’e yükseldiği, toplam hastalarda zatürre oranının yüzde 3. 4, ağır hasta sayısının ise 813 olduğu açıklandı.
TAM KAPANMA SONRASI VAKALARDA DÜŞÜŞ
Nisan ayında hızla yükselişe geçen koronavirüs vaka sayıları 60 bine kadar yükselirken, Kabine Toplantısı'nın ardından tam kapanma kararı alındı. Kararın ardından vaka sayıları kademeli olarak gerilemeye başladı. Hızla düşen vaka sayıları kısa sürede 10 binin altına kadar düştü. Bu süreçte vefat ve ağır hasta sayıları da düşüş gösterdi
İlgili Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Yasak 1 Temmuz'da kalkıyor
|
645 | 73 yaşında kırışıklığı yok! Ünlü modacı güzellik sırrını paylaştı! | Kırışıklık kadınların en büyük korkulu rüyalarından biri. Kolajenin azalmaya başlamasına bağlı olarak cilt yüzeyinde kırışıklıklar meydana gelir. Pahalı kremler, güzellik merkezlerinin kapısını aşındırma derken 73 yaşındaki modacı Vera Wang, güzellik sırrını paylaştı. Tek bir noktanın üzerinde durdu. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/73-yasinda-kirisikligi-yok-unlu-modaci-guzellik-sirrini-paylasti-2883314 | 73 yaşına rağmen yaşıtlarına göre daha genç gözüken ve kırışıksız cilde sahip olan ünlü modacı Vera Wang, güzellik rutinlerini açıkladı. Hayatındaki önemli güzellik malzemesini anlatan modacı, sırlarını tek tek sıraladı.
DÜNYACA ÜNLÜ MODACI GÜZELLİK SIRLARINI PAYLAŞTI
73 yaşındaki Amerikalı bir moda tasarımcısı olan Vera Wang, New York'ta Çinli göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Artistik patinajcı olarak başladıktan sonra moda endüstrisine girdi ve sonunda dünyanın en önemli dergilerinden birinin en genç editörü oldu. Sportif kişiliği ve yüzünde yok denecek kadar olan kırışığı ile bilinen modacı sırrını paylaştı. Güneş kremini günlük ritüelimin bir parçası haline getirmekte geç kaldım, ama artık benim için vazgeçilmez. diyen Wang, her gün mutlaka güneş kremi sürdüğünü ve gün içinde tazelediğini dile getirdi.
ARAŞTIRMA GÜNEŞİN ZARARLARINI ORTAYA KOYDU
ABD’nin Chicago Üniversitesi’ndeki bilim insanları 28 yıl boyunca tır şoförlüğü yapan adamın yüzünün güneşi daha fazla gören kısmında oluşan deformasyon üzerinden bir araştırmaya imza attı.Kamyon sürücüsü olan ve güneşi sürekli olarak soldan alan kişinin yüzünün sol yanının daha çarpıcı bir şekilde yıprandığının görüntüsü yer aldı. |
3,916 | Bakan Koca 10 ilin sağlık müdürü ile görüştü | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 10 ilin sağlık müdürü ile video konferans yöntemiyle görüştü. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/bakan-koca-10-ilin-saglik-muduru-ile-gorustu-2755288 | Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Şanlıurfa, Ankara, Adana, Konya, Manisa, Kayseri, Sakarya, Samsun, Antalya, Diyarbakır sağlık müdürlerimizle yaptığımız video konferans toplantılarında, salgınla mücadelede bulunduğumuz noktayı, sağlık çalışanlarımızın ihtiyaçlarını ele aldık. Desteğinizin önemi artmış durumda” ifadelerini kullandı.
|
2,212 | Çocuklarda 'yabancı cisim yutma' vakası arttı! 19 aylık Murat'ın midesinden 17 boncuk çıktı | Denizli'de 19 aylık Murat Özdemir'in rahatsızlanınca götürüldüğü hastanede, midesinden 5 mm çapına 17 adet boncuk mıknatıs çıkarıldı. Acil ameliyata alınan Murat bebeğin tedavisi devam ederken ameliyatı gerçekleştiren doktor, pandemi döneminde bu tür vakaların eskiye oranla daha sık görüldüğünü belirterek ebeveynleri uyardı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/pandemide-cocuklari-bekleyen-buyuk-tehlike-2799302 | Denizli'deki Pamukkale Üniversitesi Hastanesine getirilen 19 aylık Murat bebeğin midesinden, piyasada oyuncak olarak satılan boncuk şekildeki mıknatıslardan 17 tane çıkarıldı.
Pamukkale ilçesinde yaşayan Özdemir ailesinin 19 aylık çocukları Murat, geçen hafta aniden rahatsızlanınca özel bir hastaneye götürüldü. Akciğer enfeksiyonu şikayeti üzerine çekilen röntgende, çocuğun midesinde yabancı cisim bulunduğu tespit edildi.
OPERASYON 2 SAAT SÜRDÜ
Pamukkale Üniversitesi Hastanesine götürülen çocuk için burada acil ameliyat kararı alındı. Çocuk Gastroenteroloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Kocamaz ve ekibi, Murat'ın midesindeki 5 milimetre çapındaki 17 boncuk mıknatısı yaklaşık 2 saat süren operasyonla çıkardı.
Midedeki boncuk şeklindeki mıknatısların bir arada toplanması, röntgen ve endoskopi görüntüsüne de yansıdı.
Operasyonun ardından normal servise alınan Murat Özdemir'in tedavisi sürüyor.
1 AYIR MİDEDE OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUZ
Doç. Dr. Halil Kocamaz, çocukların küçük cisimleri yutabildiğini ve bunun bazen kötü sonuçlara yol açtığını ifade etti. Çocuğun midesinden çıkardıkları mıknatısların kendilerini de şaşırttığını aktaran Doç. Dr. Kocamaz, şunları söyledi:
Operasyonda gerçekten midede boncuklardan oluşan bir halka olduğunu gördük. Bu yuvarlak cisimlerin midenin içini delerek gömüldüğünü fark ettik. Biz bunu çıkartmaya çalıştığımızda da bizim metal aletlerimize mıknatısların yapıştığını gördük. Dolayısıyla mıknatıs olduğunu anladık. Çocuklarda mıknatıs yutmak çok tehlikeli bir durumdur. Bu cisimlerin yaklaşık 1 aydır midede olduğunu tahmin ediyoruz.
PANDEMİYLE BİRLİKTE VAKALAR ARTTI
Küçük çocuğu olan aileleri, oyuncaklardaki yaş sınırına dikkat etmeleri ve yutulabilecek boyuttaki cisimleri ortalıkta bırakmamaları hususunda uyaran Kocamaz, Pandemiyle birlikte, çocuklarda yabancı cisim yutma vakası arttı. Mıknatıslar fark edilmeseydi midedeki deliği daha da büyüterek çocuğun sağlığını ciddi bir tehlikeye sokabilirdi. diye konuştu. |
172 | Uzman isimden korkutan uyarı: Kütletme inmeye yol açabilir | Prof. Dr. M. Koray Akkan, son zamanlarda birçok yerde uygulanan boyun kütletme tedavisinin inmeye yol açabileceğine dikkat çekti. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/uzman-isimden-korkutan-uyari-kutletme-inmeye-yol-2931178 | Prof. Dr. M. Koray Akkan, birçok kişiyi yakından ilgilendiren inme rahatsızlığına yönelik açıklamalarda bulundu. İnmeyi hastalarda görünen beyin fonksiyonlarının ani şekilde ortadan kalkması olarak tanımayan Prof. Dr. M. Koray Akkan, inmenin 2 şekilde ortaya çıktığını belirtti.
Son zamanlarda birçok yerde uygulanan boyun kütletme tedavisinin inmeye yol açabileceğine dikkat çeken Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) ve Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. M. Koray Akkan, “Yüksekten suya atlayan insanlarda da boynunu çarpmasından dolayı damarların iç dokusunda yırtılmalar olduğunu görmekteyiz. Bu tür hareketler oldukça tehlikelidir. Profesyonel fizyoterapistler bazen boyunda manevralar yapıyorlar, bu işin bu tür kişiler tarafından yapılması çok önemli” dedi.
Prof. Dr. M. Koray Akkan, “En çok görülen hemorajik inme dediğimiz bir beyin kanamasının eşlik ettiği haldir. Hastalarda bilinç kaybı olur, bilinç kaybı ile birlikte acil servise başvuru yapılır. İkincisi ise beyin kanamalarının tam tersi olarak pıhtı ile tıkanması sonucu ortaya çıkar. Bir felç halidir, hem beyin kanaması hem de beyin damarlarının tıkanması felce yol açabilir” dedi
İNMEYE YOL AÇAN DIŞ ETKENLER DE OLABİLİR
İnmenin ileri yaşlarda daha sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. M. Koray Akkan, “60’lı yaşların üzerinde daha sık karşımıza çıkıyor. Buna sebep olan bazı faktörler var; ailevi damar hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kolesterol ve tansiyon yüksekliği gibi durumlar bu tip sıkıntılara yol açabilir. Bizim tedavisini çok hızla gerçekleştirmemiz gerekenler beyin damarlarının tıkanmasına bağlı olarak geçirilen felç durumlarıdır. İnmeye yol açan dış etkenler de olabilir. Bazen travma sonrasında boyundan beyne giden damarlarda ortaya çıkan damar iç duvarındaki yırtılmalar, o bölgede ani bir pıhtı oluşumu ile beyin damarlarına ilerler. Hatta literatürde boynunu sert ve hızlı bir şekilde çeviren insanların boyun damarlarında bu tür etkilenmeleri gördüğümüz durumlar var” dedi.
BU TÜR HAREKETLER OLDUKÇA TEHLİKELİDİR
Son zamanlarda birçok yerde uygulanan boyun kütletme tedavisinin de buna yol açabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. M. Koray Akkan, “Bu bazen boyun damarlarında yırtılmaya yol açabiliyor. Ani boyun hareketleri, bazen yüksekten suya atlayan insanlarda da boynunu çarpmasından dolayı damarların iç dokusunda yırtılmalar olduğunu görmekteyiz. Bu tür hareketler oldukça tehlikelidir. Profesyonel fizyoterapistler bazen boyunda manevralar yapıyorlar, bu işin bu tür kişiler tarafından yapılması çok önemlidir” açıklamasına yer verdi.
KRİTİK SÜRE ÖN BEYİN DOLAŞIMINDA 6 ARKA BEYİNDE 8 SAAT
Prof. Dr. M. Koray Akkan, inmenin tedavisinin nasıl olduğu hakkındaki soruya ise şu cevabı verdi:
“Hastaya doğru müdahale için kritik süre ön beyin dolaşımında yaklaşık 6 saat, arka beyin dolaşımında 8 saat olarak biliyoruz. Bu biraz değişti, süreleri farklı teknolojik yöntemlerle biraz uzatmayı başardık. Beyin dolaşımının ne kadarı gerçekten ölmüş, ne kadarını tekrar kan gönderilirse geri toparlayabiliriz, bunları karşılaştırıyoruz. Bunları MR ya da tomografi ile yapabiliyoruz. Bunları karşılaştırdıktan sonra beyin dokusunda kurtarabileceğimiz alan varsa mutlaka tedaviye alıyoruz. Ne kadar erken o kadar iyidir. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerde nöbet sistemi var. 112 çalışanları hangi hastaneye götüreceğini biliyor” dedi.
YÜZDE KAYMALAR OLUR KONUŞMA BOZULUR
İnmenin cerrahi tedavisinin olmadığını belirten Prof. Dr. M. Koray Akkan, “Kanamalı hastalarda cerrahi müdahale yapılabilir. Uzun vadede tıkanan damar kaybedildikten sonra beslenme bozukluğu bir yerleri etkileyecekse cerrahi olarak kafa derisinden beyin içerisine by-pass tedavileri sınırlı olsa da var. Asıl acil dönemde, hastayı felçli durumdan kurtarmak için yapılacak tek tedavi girişimsel radyolojik yöntemle girilerek pıhtının çıkarılmasıdır. İnmenin çok klasik bazı belirtileri var; bunu herkesi bilmesi gerekir. Mutlaka yüzde oluklarda kaymalar olur, yüzde ağızda kenara çekilme olarak konuşma bozulur, vücudunun bir tarafındaki kol çalışmaz hale gelebilir. Bu durumlarda inme halinden şüphelenerek hastayı hızla acile başvurulması gerekir” sözlerine yer verdi. |
4,488 | 'Manuel terapi hastayı hem fiziksel hem psikolojik olarak destekliyor' | Fizik tedavide manuel terapinin hastayı hem fiziksel hem psikolojik olarak desteklediğini söyleyen Fizyoterapist Ahmet Burak Sezgin, "Manuel terapi özellikle boyun, bel ve sırt çevresindeki kaslardaki şikayetleri gidermede iğnesiz, ameliyatsız olarak uygulanması etkili bir çözümdür." dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/manuel-terapi-hastayi-hem-fiziksel-hem-psikolojik-olarak-destekliyor-2723762 | Fizik tedavi (fizyoterapi), hastaların yaralanma, sakatlık, yaşlılık, hareket yetersizliği ve hastalık durumlarında ağrıyı azaltma, hareketi tekrar kazanma ve vücut işlevini geri kazanmalarına yardımcı olduğu biliniyor. Ayrıca egzersiz başta olmak üzere, hareket eğitimi, beslenme ve manuel terapi uygulamaları ile hastaların sorunlarını çözülebileceği belirtiliyor. Manuel terapi alanında ortopedik manipulatif fizyoterapi üzerine uzmanlığını yapan Ahmet Burak Sezgin, bu yöntemin hastalıkları tedavi etmesinin yanında hastalık önleyici olduğunu da belirterek konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sezgin; fizik tedavide manuel terapinin hastayı hem fiziksel hem psikolojik olarak desteklediğini ancak çalışmanın çok kapsamlı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini söyledi. Fizyoterapide mutidisipliner (tedavide çok branşlı yaklaşım) çalışmanın önemine değinen Sezgin; ameliyatsız, iğnesiz ve ilaçsız tedavi manuel terapi yöntemine hekim tarafından yönlendirilmeden başlamanın faydadan çok zarar getirebileceğini kaydetti.
Bu tedavi vücuttaki rahatsızlıkları iyileştirmek amacıyla kullanılan uygulamalı bir yöntem
Manuel terapinin yüzyıllardır kullanılan bir fizik tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Sezgin, Tıbbın babası sayılan Hipokrat, skolyoz (omurga eğriliği) tedavisi için manipülatif tekniklerini kullanmış. İbni Sina da kitabında bu tekniklerden bahsetmiş. Bugünse resmen yeniden keşfedilmeye başlanmıştır. Manuel terapi, vücuttaki ağrıları ya da rahatsızlıkları iyileştirmek amacıyla kullanılan uygulamalı bir yöntem. Bu yöntemde makine, cihaz ya da iğne kullanılmamaktadır. Ellerle uygulanan bir fizyoterapi şeklidir. Hekim teşhis ve tanısı sonrasında sadece bu alanda uzman fizyoterapistler tarafından uygulanır. Kimi zaman yaralanma ve hastalıkları teşhis etmekte de kullanılan yöntemin hastalık önleyici işlevi de olduğu söylenebilir. Manuel terapi, fizyoterapist tarafından vücuttaki farklı bölgelere uygulamalı olarak belirli miktarda elle basınç uygulanarak tedavi yapılmasıdır. Fizyoterapist, hafif basınç ve dirençle birlikte hastanın kaslarını ve eklemlerini germe, açma veya eklemde var olan blokajı (kısıtlılık) açma gibi hareketler uygular. diye konuştu.
Manuel terapi kas ve doku sistemindeki dengesizlikleri düzeltiyor
Sezgin, manuel terapinin kas ve doku sistemindeki dengesizlikleri düzelttiğini söyleyerek, Vücuttaki kan akışını düzenler. Sonuç olarak manuel terapi özellikle boyun, bel ve sırt çevresindeki kaslardaki şikayetleri gidermede iğnesiz, ameliyatsız olarak uygulaması etkili bir çözümdür. şeklinde konuştu.
Manuel terapi tekniklerinin mobilizasyon ve manipülasyon denilen yöntemlerden oluştuğunu vurgulayan Sezgin, Uygulama, manuel terapide altında elle uygulanabilen tüm uygulamaları içerir. Uygulama kişiler için konforlu ve ağrısız olduğu için psikolojik olarak da hastayı destekler. Çoğu insan bel ve boyun fıtığı sorunu yaşar ama fark etmez. Açıklanamayan kol, kalça, bel, boyun gibi diğer ağrıların sebebi bu fıtıklar olabilir. Öncelikle her yaştan insana hekim teşhis ve tanısı doğrultusunda uygulanabilir. Bu yöntem özellikle; bel fıtığı problemlemlerinde, boyun fıtığı problemlerinde, sırt ağrılarında, vücut yapılarındaki ve dokulardaki anormal bozukluklarda, eklemlerdeki hareket kısıtlığı ve yanlış hizalanmalarda, skolyoz (omurga eğriliği) probleminde, omurilikte kanal daralması, bel düzleşmesi, boyun düzleşmesi gibi problemlerin tamamında güvenle uygulanabilir ve kullanılabilir dedi. |
8 | Kanser hastalığı kroniğe döndü | Hastalıkların korkulu rüyası kanserde son gelişmeler Dünya Aferez Birliği tarafından açıklandı. Kanser tedavisinde başarı oranı yükselirken, kanserin artık kronik hale dönüştüğü değerlendirmesi yapıldı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kanser-hastaligi-kronige-dondu-2942328 | Kanser hastalığında başarı oranları yüzde 80'lere çıktı. Dünya Aferez Birliği Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, korkulan hastalıkla ilgili son gelişmeleri açıkladı.
Dünya Aferez Birliği tarafından, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi. Burada konuşan Dünya Aferez Birliği Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu dile getirerek, “Aslında bir sihirli bir formül yok. Formül; en önemli risk faktörlerinden alkol ile sigara ve tütün mamullerini kullanmamak. Sigara, en az yirminin üzerinde kanserin ana faktörüdür ama akciğer kanserinde en önemli risk faktörüdür. Bir diğer risk faktörü ise obezitedir. Bakıldığı zaman obezitenin toplumda önemli bir problem olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle kanseri önlemek için obeziteyi önlememiz lazım. Bunun dışında ise hareket etmek ve beslenmeye dikkat etmek gerekir” diye konuştu.
Altuntaş, erken teşhisin hayat kurtardığına dikkati çekerek, Sağlık Bakanlığı Ulusal Kanser Tarama Programı ve ücretsiz Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerine başvurulması gerektiği uyarısında bulundu.
KANSER HASTALIĞI KRONİK HALE EVRİLDİ
Kanser tedavisinde başarı oranının yüzde 80’lere çıktığını ifade eden Altuntaş, “Bu büyük bir rakamdır ve her geçen gün bu rakamlar iyileşmektedir. Bu nedenle hastaları umutsuzluğa sevk etmemek lazım. Kanser merkezleri, hastaneler ve özel tıp merkezlerimiz dahil olmak üzere ülkemizin kanser altyapısı son derece güçlüdür” dedi.
Altuntaş, sağlık teknolojisinin gelişmesiyle birlikte son dönemde yapılan ilaç çalışmaları sonucu ortaya çıkan bazı ilaçlar sayesinde artık kanser hastalığının kronik hale evrildiğini kaydetti.
Türkiye’nin kanser yönetiminde dünyanın en iyi ülkelerinden bir tanesi olduğunu belirten Altuntaş, “Kişi başı geliri 20 bin dolar ve üzerinde olan ülkelere bakıldığı zaman rakamlar milyonda 60’ın üzerinde. Kendi nüfusumuza baktığımız zaman geçen yıl biz de 6 bin civarında kök hücre nakli var. Kök hücre kategorisinde gelişmiş ülkelerin standartlarını yakalamışız. Bizim gelişmişlik düzeyimize bakıldığı zaman ise çok öndeyiz” açıklamasında bulundu. |
5,991 | Kanser hastalarının tedavisi ücretsiz oldu | SGK'nın Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişiklikle kanser hastalarının tedavisi tamamen ücretsiz hale getirildi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kanser-hastalarinin-tedavisi-ucretsiz-oldu-248479 | Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Kanser cerrahisi için yılda 240 milyon TL ödüyorken söz konusu düzenleme ile bu ödemeyi yılda yaklaşık 750 milyon TL'ye çıkartarak kanser hastalarımızın tedavilerini tamamen ücretsiz hale getirdik. Hem kanser hem de diğer tüm hastalıkların tedavisine ve önlenmesine ilişkin yine maliyet unsuru gözetmeksizin iyileştirmelerimiz hızla ve artarak devam edecek dedi.
24 Haziran seçimlerinin ardından güçlü Türkiye adına çalışmalara hız kesilmeden devam edildiğini kaydeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Resmi Gazete'de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Uygulama Tebliğine (SUT) ilişkin yeni düzenlemelerin yayımlanmasını sağladıklarını anımsattı. Yayımlanan tebliğde, yapılan düzenlemeler ile kanser hastalarına bu hastalıkla mücadelede her an yanlarında olma sözünü yerine getirdiklerini dile getiren Sarıeroğlu, Kanser tedavisi, cerrahisi ve ilacına ilişkin yani kanser hastalığına ilişkin her türlü ilave ücret ve fark ödemesini kaldırdık. Vatandaşlarımızdan, SGK ile sözleşmeli/protokollü sağlık hizmeti sunucuları sunmuş oldukları bu hizmetler (Kanser tedavisi, cerrahisi, ilacı) nedeniyle hiçbir şekilde ilave ücret almayacak, vatandaşlarımız ceplerinden hiçbir ücret ödemeyecek. Düzenleme öncesi kanser cerrahisi için yılda 240 milyon TL ödüyorken söz konusu düzenleme ile bu ödemeyi yılda yaklaşık 750 milyon TL ye çıkartarak kanser hastalarımızın tedavilerini tamamen ücretsiz hale getirdik. Hem kanser hem de diğer tüm hastalıkların tedavisine ve önlenmesine ilişkin yine maliyet unsuru gözetmeksizin iyileştirmelerimiz hızla ve artarak devam edecek diye belirtti.
SUT'UN 3 BİN 550 İŞLEM KODUNDA FİYAT ARTIŞI YAPTIK
2008'den beri Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) çeşitli düzenlemeler yapılsa da bir yıla yakındır çok ayrıntılı ve teknik bir çalışma ile 7 bin 400 işlem kodu bulunan SUT'un 3 bin 550 işlem kodunda fiyat artışı yapıldığını aktaran Sarıeroğlu, Yapılan değişikliklerle yüzde 14 ila yüzde 225 arasında fiyat artışı sağlandı. Bu düzenlemeyle başta üniversitelerimiz olmak üzere kamu sağlık hizmeti sunucuları ile özel sağlık hizmeti sunucularının sunmuş olduğu hizmetlerin mali karşılığını alması ve finansal durumlarının iyileştirmesini sağlamış olduk. Tebliğdeki değişikliklerle sigortalılarımız ve sağlık hizmeti sunucularının sorunlarının çözümüne ilişkin çok büyük bir bütçe imkanı sunmuş olduk. SUT düzenlemesi ile sağlık hizmet sunucularına her yıl için yaklaşık 2. 5 milyar TL kaynak artışı sağladık. Bu kaynağın sigortalılarımızın sağlık hizmetine erişimi, hizmetin yaygınlığı ve kalitesinde çok önemli artışlara dönüşmesini öngörüyoruz. Yayımlanan tebliğle sağlık hizmeti sunumunda hiçbir zaman maliyet unsuru gözetmediğimizi, insana ve hayata verdiğimiz değeri ve önemi bir kez daha açıkça ifade etmiş olduk. Sağlık hizmet sunumu sektöründe bir arz-talep dengesi kurarak, ülkemizdeki sağlık hizmeti yatırımlarının artırılmasına da bir olanak sağlayarak sektörde buna bağlı kalite, erişilebilirlik, yaygınlık ve istihdam artışı bekliyoruz. Bu vesileyle hasta vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, yeni uygulamanın tüm vatandaşlarımıza sağlıklı bir yaşam getirmesini temenni ediyorum ifadelerini kullandı. |
795 | Strep A'da ölümlü vakadan sonra Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'dan kritik uyarı: Virüslerle birleştiğinde daha ölümcül | Ankara’da Aras Sönmez’in Strep A bakterisinden dolayı hayatını kaybetmesi vatandaşta telaşa neden oldu. Peki gerçekten korkmalı mıyız? Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Strep A bakterisinin Koronavirüs, rino, RSV ve enflüanza gibi virüslerle entegre olmasının tehlikeli olduğunu söyledi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik-videolari/strep-ada-olumlu-vakadan-sonra-prof-dr-mehmet-ceyhandan-kritik-uyari-viruslerle-birlestiginde-daha-olumcul | |
6,231 | Dünya şokta! 'Teşhis edilemeyen hastalık' ölüm saçıyor | Dünya şokta! 'Teşhis edilemeyen hastalık' ölüm saçıyor | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/dunya-sokta-teshis-edilemeyen-hastalik-olum-saciyor-9943 | |
424 | Kavurucu sıcakların ardından yeni salgın uyarısı: Buzulların altından çıkıp mahvedebilir | Covid-19 salgını geride kalırken, bilim insanlarından yeni salgın uyarısı geldi. Araştırmalara göre, salgın, küresel ısınma sonucu eriyen buz tabakalarının altındaki patojenlerin yeryüzüne çıkmasıyla patlak verecek. Bilim insanları, 'Beklenmedik sonuçlar doğurabilir' dedi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/yeni-salgin-uyarisi-buzullarin-altindan-cikip-mahvedebilir-2898858 | Dünya Covid-19 pandemisini atlatmaya çalışırken, bilim insanlarından korkutan yeni bir salgın uyarısı geldi. Yapılan araştırma, binlerce yıldır yeraltında gizlenen çok eski patojenlerin dünyayı kuşatacak bir sonraki salgının patlak vermesine yol açabileceğini ortaya koydu.
Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi'nden bilim insanlarının araştırmasına göre, “zamanda yolculuk eden” eski tarihlerden kalma çok tehlikeli patojenler şu anda toprak altında mahsur kalmış durumda ve ortaya çıkmaları halinde dünya büyük bir salgın riskiyle karşı karşıya kalacak.
'HER AN TOPRAK ALTINDAN SIZABİLİR'
Bilgisayar simülasyonları ve yapay zeka teknolojisi kullanan bilim insanları, küresel ısınmayla birlikte birçok yerde buz tabakasının eridiğini ve patojenlerin her an toprak altından sızabileceğini vurguladı.
‘BEKLENMEDİK SONUÇLAR DOĞURABİLİR’
Antik dönemlerden kalma virüsler binlerce yıl boyunca buz tabakaları altında yaşayabiliyor ve değişim geçiriyor. Bu virüslerin daha tehlikeli hale gelmiş olabileceğini kaydeden araştırmacılar, patojenlerin yeraltından çıkarak bakteri tarzı canlıların üçte birini öldürebileceğine dikkat çekti.
İlgili Haberler
Güney Kıbrıs’ta ‘FİP’ salgını! Yüzbinlerce kedi 7 ayda öldü İnsana bulaşır mı? sorusuna uzmanlar cevap verdi
Yeni virüs hayalete dönüştürüyor! Vakalar artışa geçti
Araştırmada, bu patojenlerin insan hayatını tehdit etmenin yanı sıra büyük ekolojik değişimlere yol açarak doğayı mahvedebileceği kaydedildi. Modern bakterilerin eski virüslere karşı direnme gücünü kaybetmiş olabileceğini söyleyen bilim insanları, eski patojenlerin baskın hale gelmesinin dünya üzerinde büyük değişimler yaratacağını ve “hiç beklenmedik sonuçlar” ortaya çıkarabileceğini ifade etti.
48.500 YILLIK VİRÜS CANLANDIRILMIŞTI
Geçen sene bilim insanları, Sibirya'da buzullara gizlenmiş 48 bin 500 yıllık eski bir virüsü yeniden canlandırdıklarını açıklamıştı. Çalışma o dönemde de endişelere yol açmış, antik virüslerin modern dünya için ölümcül riskler barındırdığı uyarıları yapılmıştı.
Yeni araştırmaya göre, virüsler genel olarak insanlar için ölümcül görülmese de çok eski virüslerin Covid-19 sonrası yeni pandemilere yol açabileceğinden endişe ediliyor. Örneğin Alaska'da buzullara gizlenmiş influenza virüsü 1981'de ortaya çıkmış ve hızla yayılmıştı. |
5,845 | Dikkat ölüme sebep oluyor! | Dikkat ölüme sebep oluyor! | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/fotogaleri/dikkat-olume-sebep-oluyor-20609 | |
3,643 | DSÖ: Japonya'da Kovid-19'un mutasyona uğramış başka türü tespit edildi | Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Kovid-19'un mutasyona uğramış daha hızlı yayılan türünün varlığına ilişkin Japonya'nın kendilerini bilgilendirdiğini söyledi. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/dso-japonyada-kovid-19un-mutasyona-ugramis-baska-turu-tespit-edildi-2763639 | Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) mutasyona uğramış daha hızlı yayılan türünün varlığına ilişkin Japonya'nın kendilerini bilgilendirdiğini belirterek Kovid-19 ne kadar çok yayılırsa virüste yeni değişiklik (mutasyon) şansı da o kadar yüksek oluyor. En dikkati çekeni, virüsün bazı türlerinin bulaşabilirliğinin artıyor görünmesidir. uyarısında bulundu.
Ghebreyesus, DSÖ'nün Cenevre'deki merkezinde video konferans yöntemiyle basın toplantısı düzenledi.
DSÖ uzmanlarının, Kovid-19 kökeniyle ilgili incelemelerde bulunmak üzere perşembe günü Çin'e gideceğini belirten Ghebreyesus, Tıpkı Kovid-19 aşılarının (etkinliğini ve güvenliğini) araştırmayı ve kullanıma sunmayı dört gözle beklediğimiz gibi kökeni üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. On kurum ve ülkeden seçkin uzmanlardan oluşan uluslararası bilim insanları ekibinin, Kovid-19'un kökenleri üzerine Çinli meslektaşları ile bilimsel araştırmalara katılmak ve bunları incelemek için Çin'e seyahat edecek olmalarından memnuniyet duyuyoruz. dedi.
Ghebreyesus, misyona katılan Avustralya, Danimarka, Almanya, Kenya, Japonya, Hollanda, Katar, Rusya, Sudan, İngiltere, ABD, Vietnam ve Çinli bilim insanlarına teşekkür etti.
DSÖ bilim heyetinin Vuhan kentinde virüsün kökenini belirlemek için çalışmalar yapacağını anlatan Ghebreyesus, Bilimsel kanıtlar hipotezleri yönlendirecek ve bu da daha uzun vadeli çalışmalar için temel oluşturacak. Bu yalnızca Kovid-19 için değil, küresel sağlık güvenliğinin geleceği ve pandemi potansiyeli olan yeni ortaya çıkan hastalık tehditlerini yönetmek için de önemlidir. değerlendirmesinde bulundu.
Ghebreyesus, heyete Çinli meslektaşlarıyla etkin çalışma alanı verilmesi çağrısı yaptı.
Japonya DSÖ'yü bilgilendirdi
Japonya'da hafta sonu Kovid-19'un daha hızlı yayılan türünün varlığına ilişkin DSÖ'nün bilgilendirildiğini belirten Ghebreyesus, Kovid-19 ne kadar çok yayılırsa, virüste yeni değişiklik (mutasyon) şansı da o kadar yüksek oluyor. En dikkati çekeni, virüsün bazı türlerinin bulaşabilirliğinin artıyor görünmesidir. uyarısında bulundu.
İngiltere ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ortaya çıkan Kovid-19'un daha hızlı yayılan türünün ardından Japonya'da başka bir türün ortaya çıkmasının risklerine işaret eden Ghebreyesus, Bu, Kovid-19 vakalarında ve hastaneye yatışlarda artışa neden olabilir. Sağlık çalışanları ve zaten kırılma noktasına yakın hastaneler için oldukça sorunlu bir durum. değerlendirmesini yaptı.
Toplu taahhüt çağrısı
Ghebreyesus, 100 gün içinde tüm ülkelerde sağlık çalışanları ve yüksek risk altında olanlar için aşılama çalışmalarının başlaması için toplu taahhüt çağrısında bulundu.
Kovid-19 için yeni tedavilerin yolda olduğu ve ciddi hastaların dahi hayatının kurtarılabileceği bilgisini paylaşan Ghebreyesus, Şimdi temel halk sağlığı önlemlerine her zamankinden daha fazla riayet etmemiz gerekiyor. dedi.
Ghebreyesus maske, mesafe, el hijyeni ve temizlik gibi temel kaidelere uyulması gerektiğini kaydetti.
Çin bilim heyetine engel çıkarmıştı
DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, 5 Ocak'ta yaptığı açıklamada, Kovid-19'un kökenini araştırmak için Çin'e gitmesi beklenen uluslararası bilim insanlarının durumuna ilişkin Çinli yetkililerin Çin'e gidecek heyet için gerekli izinleri henüz tamamlamadığını öğrendik. Ekibin iki üyesinin (Çin'e) yolculuklarına çoktan başlamış olması ve diğerlerinin de son dakikada seyahat edememesi nedeniyle bu haber beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. ifadelerini kullanmıştı.
DSÖ Acil Durumlar Programı Direktörü Mike Ryan ise vize sorununun DSÖ bilim heyetinin Çin'e girişine engel olduğunu söylemişti. |
1,428 | Afrika ülkesinde çocuk felcine karşı harekete geçildi: 7 milyon çocuk aşılanacak | Hint Okyanusu kıyısındaki Afrika ülkesi Mozambik'te 5 yaş altı 7 milyon çocuğun çocuk felcine karşı aşılanacağı açıklandı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/afrika-ulkesinde-cocuk-felcine-karsi-harekete-gecildi-7-milyon-cocuk-asilanacak-2836993 | Afrika ülkesi Mozambik'te çocuk felcine karşı aşılarla tedbir alınıyor. Sağlık Bakanı Armindo Tiago, çocuk felcine karşı yapılan aşılama kampanyasının 3. aşamasının dün başladığını açıkladı.
Tiago, çocuk felci ile mücadele için ülke genelinde 5 yaş altı 7 milyon çocuğun aşılanacağını belirtti. Aşı kampanyası ile ülkedeki tüm çocukların aşılanmasını hedeflediklerini aktaran Tiago, çocuk felcinin önemli bir konu olduğunu ve bununla mücadelede koordineli hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Aşılama kampanyası evlerin yanı sıra anaokulu, market ve farklı toplanma alanlarında yapılacak.
5 YIL SONRA İLK VAKA
Malavi'de 17 Şubat'ta 3. 5 yaşındaki bir çocukta ilk vaka tespit edilmişti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bunun Afrika'da yaklaşık 5 yıl sonra görülen ilk çocuk felci vakası olduğunu açıklamıştı. Söz konusu virüsün, Pakistan'da görülen virüsle bağlantılı olduğu anlaşılmıştı.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 21 Mart'ta, Afrika'da 23 milyon çocuğun, çocuk felcine karşı aşılanacağını duyurmuştu. İlk adımda Malavi'de başlayacak aşılama kampanyasının Mozambik, Zambiya ve Tanzanya gibi ülkelerde devam edeceği kaydedilmişti.
İlgili Haberler
Çocuk felci aşısı için gelen sağlıkçılara saldırı: Kısırlaştıracaklar deyip öldürdüler
Sudan ve Yemen'de çocuk felci salgını yayılıyor
Çocuk felci, 5 yaşından küçük çocuklarda görülen ve aynı isimli virüsün neden olduğu bir hastalık olarak tanımlanıyor. Virüs, her 200 vakadan birinde omuriliğe sirayet ederek geri dönüşü olmayan felce yol açıyor. Felç olanlardan yüzde 5 ila 10'u, solunum kasları etkilendiğinde hayatını kaybediyor. |
6,071 | At eti ve eşek eti nasıl anlaşılır? | Kırmızı et fiyatlarının artmasının ardından piyasaya dana eti adı altında at ve eşek eti süren dolandırıcıların sayısı giderek artıyor. Siz bu durumu ayırt etmekte zorlanıyorsanız size vereceğimiz önerileri dikkatlice okumanızı tavsiye ediyoruz. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/at-eti-ve-esek-eti-nasil-anlasilir-238140 | Kırmızı et fiyatlarının artmasıyla birlikte insanlar, et yiyebilmek için bütçesine uygun olanını almaya çalışıyorlar. Ancak bu durumu fırsat bilen dolandırıcılar kimi zaman piyasaya at ve eşek eti sürebiliyorlar. Sizler bu konuda bilgi sahibi değilseniz size vereceğimiz önerileri dikkate alabilirsiniz.
Etleri renklerine göre karşılaştırarak ne eti olduğunu anlamak mümkündür. At eti tam kırmızı renge sahip değildir. Dışarıdan bakıldığı zaman ciğeri andıracak koyu kahverenginde olduğu görülüyor. Dana eti ise kan kırmızı renge sahiptir. Sadece renk kıyaslamayı yaparak bir etin at ve eşek eti mi yoksa dana eti mi olup olmadığını anlayabilirsiniz.
At ve eşek eti binek hayvanları olduklarından dolayı dana etine göre daha fazla lifli yapıdadır. Bu lifli yapı nedeniyle aşırı derecede serttirler ve çiğnenmeleri aşırı derecede zordur. Aldığınız bir eti tüketirken çiğnemekte zorlanıyorsanız bu durum tüketmiş olduğunuz etin at ya da eşek eti olmasından kaynaklanabilir.
At ve eşek etinin üzerindeki yağ tabakası dana etine göre daha sarı renktedir. Normalde dana etinin üzerinde yer alan yağ sizlerin de bildiğiniz gibi beyaz renktedir.
|
2,824 | Koronavirüsü atlatana aşı tek doza düştü | Koronavirüse yakalanıp hastalığı geçirenlere tek doz aşı yapılması kararı alındı. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kovid-19u-atlatana-tek-doz-asi-2787068 | Koronaviirüse karşı aşılamada bir uygulama değişiklik yapıldı. Yapılan değişikliğe göre .Kovid-19'a yakalanıp hastalığı atlatanlara tek doz aşı olacak..
KOVİD GEÇİRENE TEK DOZ AŞI
Koronavirüs hastalığını geçiren kişilere hastalığın üzerinden 6 ay geçtikten sonra aşı hakkı veriliyordu. Bugünden itibaren bu süre 3 aya indirildi. Buna göre Kovid-19’u atlatan kişiler hastalığın üzerinden 3 ay geçtikten sonra hatırlatma dozu olarak tek doz aşı olacak. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada bu sürenin 3 aya düştüğünü duyurmuştu.
BIONTECH’TE İKİNCİ DOZ 4 HAFTA SONRA
Bilim Kurulu’nun değerlendirmesine göre elde edilen veriler ışığında ilk dozunu Biontech aşısı olan vatandaşlar ikinci dozlarını 4 hafta sonra olmak için randevu alabilecek. |
565 | Erkeklerde ve kadınlarda en çok görülen kanser türleri | Dünya genelinde 2'nci en yüksek ölüm nedeni kanser hastalığında erkeklerde "akciğer", kadınlarda da "meme kanseri" vakaları başı çekiyor. | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/erkeklerde-ve-kadinlarda-en-cok-gorulen-kanser-turleri-2942431 | Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, habis tümör veya ur olarak da adlandırılan kanser hastalığı, dünya genelinde 2'nci en sık ölüm nedeni olarak öne çıkıyor.
İnsan vücudunun herhangi bir kısmında anormal hücrelerin kontrolsüz şekilde büyüyerek diğer organlara yayılmasıyla başlayabilen geniş hastalık grubu olarak tanımlanan kanserin oluştuğu dokuya göre isimlendirilen 200’den fazla türü biliniyor.
Akciğer, meme, cilt, prostat, mide, kalın bağırsak (kolon), rahim ağzı (serviks) kanseri ve lenf bezi tümörleri, kanserin en yaygın türleri arasında yer alıyor.
Genetik yatkınlığın yanı sıra sigara ve alkol kullanımı, yoğun güneş ışınına, radyasyon ve kanserojen olarak anılan bazı kimyasallara maruz kalmak, bazı virüsler, kötü beslenme alışkanlıkları ve hava kirliliği gibi dış faktörlerin de kansere neden olduğu biliniyor.
KANSER VAKALARININ 3'TE 1'İ ÖNLENEBİLİR
DSÖ’ye göre, kanser vakalarının yaklaşık 3'te 1'i sigara ve alkol kullanımı, yüksek vücut kitle indeksi, sağlıksız beslenme düzeni, az meyve-sebze tüketimi ve fiziksel aktivite eksikliğinden kaynaklanıyor.
Her kanser türü önlenemese de vakaların yaklaşık 3’te 1’inin sağlıklı beslenme düzeni, normal vücut kitle indeksi ve fiziksel aktiflik yoluyla önlenebileceğini vurgulayan DSÖ, 15 kanser türüne yol açtığı bilinen sigaradan uzak durmanın bu hastalık riskini azaltmada birinci faktör olarak altını çiziyor.
DSÖ, alkol alımını azaltmanın da kanser riskini düşürmede oldukça etkili olduğunu kaydederek, sağlıklı yeme düzenini sürdürmenin ve fiziksel olarak aktifliğin de birçok kanser türüne karşı önlem için yeterli olduğunu aktarıyor.
Dünya genelinde son yıllarda daha sık görülmeye başlayan cilt kanserinin önlenmesi için de yoğun güneş ışınına maruz kalmaktan kaçınılması, mevsim fark etmeksizin güneş koruyucu krem kullanılması, vücudun mümkün olduğunca örtülmesi tavsiye ediliyor.
EN YAYGIN KANSER TÜRÜ AKCİĞER OLDU
DSÖ'ye bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansının (IARC) son yayımladığı rapor, 2022 yılına ait verileri içeriyor.
Rapora göre, 2022'de yaklaşık 19. 97 milyon yeni kanser vakası kaydedilirken, bunun 10. 31 milyonu erkeklerde, 9. 66 milyonu kadınlarda görüldü.
Hastalığın kadınlarda en sık rastlanan ve ölümcül türü meme kanseri olurken; bunu kolorektal, akciğer, rahim ağzı ve tiroit izledi. Erkeklerde ise en fazla akciğer, prostat, kolorektal, mide ve karaciğer kanseri tespit edildi.
Dünya genelinde 2018-2022 döneminde 53. 5 milyon kanser vakası kaydedilirken, 2022’de 9. 7 milyondan fazla kişi kanser nedeniyle yaşamını yitirdi.
Kanser vakalarının yüzde 49. 2'si Asya'da, yüzde 22. 4'ü Avrupa'da, 13. 4'ü Kuzey Amerika'da, yüzde 7. 8'i Latin Amerika'da, 5. 9'u Afrika ve yüzde 1. 3'ü Okyanusya'da tespit edildi.
Diğer yandan 2022’de kanserden ölümlerin yüzde 56. 1’i Asya’da, yüzde 20. 4’ü Avrupa’da, yüzde 7. 8’i Afrika’da, yüzde 7. 7’si Latin Amerika’da, yüzde 7. 2’si Kuzey Amerika’da ve yüzde 0. 6’sı Okyanusya’da kayıtlara geçti.
Küresel olarak 2022'de akciğer, meme ve kolorektal kanserleri hastalığın en sık rastlanan türleri oldu.
Akciğer kanseri, 2. 5 milyon yeni vaka ile toplam yeni vakaların yüzde 12. 4'ünü, meme kanseri 2. 28 milyon yeni vaka ile yüzde 11. 5’ini, kolorektal kanser ise 1. 92 milyon yeni vaka ile yüzde 9. 6’sını oluşturdu.
En fazla ölüme yol açan kanser de akciğer kanseri olarak kayıtlara geçti. 2022’de akciğer kanseri nedeniyle 1. 8 milyon, kolorektal kanser nedeniyle 900 bin kişi, karaciğer kanseri nedeniyle 760 bin kişi, meme kanseri nedeniyle 670 bin kişi yaşamını yitirdi. Akciğer kanseri ölümleri, kanserden kayıpların yüzde 18. 7’sine karşılık geldi.
KANSER TEDAVİSİNDE ERKEN VE DOĞRU TEŞHİS EN ÖNEMLİ TEDAVİ YÖNETİMİ
Tüm kanser türlerinde ve hastalarında etkili tedavi yöntemi henüz bulunamamış olsa da bugün kanserde iyileşme oranları ortalama yüzde 50'nin üzerine çıkmış durumda.
DSÖ, birçok kanser türünde de erken, doğru tanı ve uygun tedaviyle iyileşme şansının yüksek olduğunu bildiriyor.
Kanserli dokuların ameliyatla alınması, kanser hücrelerinin ilaçlarla tedavi edilmesi kemoterapi, kanser hücrelerinin radyasyon yoluyla öldürülmesi için radyasyon terapisi, daha yüksek kemoterapi yapılmasına ya da hastalıklı kemik iliğinin değiştirilmesine olanak sağlayan kök hücrelerden kan hücresi üreten kemik iliğinin hastanın kendinden ya da tam uyumlu donörlerden nakli halen en yaygın kanser tedavi yöntemleri olarak uygulanıyor.
Bunların yanı sıra kanser ile savaşmak için vücudun bağışıklık sistemini kullanan immünoterapi, meme ve prostat gibi vücut hormonları tarafından beslenen kanser türlerinde hormonların vücuttan çıkarılması ya da etkilerinin önlenmesi şeklindeki hormon tedavisi, kanser hücrelerinin yaşamasına imkan veren anomalileri hedef alan ilaç tedavisi, kanserli dokuların dondurularak öldürülmesi kriyoablasyon ya da iğne aracılığıyla alternatif akım verilen kanserli doku içerisindeki iyonları ileri geri hareket ettirip ısı oluşturarak dokunun öldürülmesi radyofrekans ablasyon yöntemi de kanser tedavilerinde uzun süredir uygulanıyor.
Umut verici çok sayıda girişimsel kanser tedavi yönteminin klinik deneyleri halen sürüyor. |
1,523 | Kavunun kabuklarını atıyorsanız hemen bundan vazgeçin! Böbrek taşlarını yok ediyor, sedef, egzama ve saç dökülmesini anında önlüyor! Sakın atmayın bu yöntemle 5 kilo verin | Kavunun kabuklarını çöpe atıyorsanız bunu yapmaktan hemen vazgeçin. Çöpe attığınız kavun kabuklarının öyle faydaları var ki duyunca çok şaşıracaksınız. Yaz mevsiminin en sevilen meyvelerinden olan kavun kabuklarıyla da şifa dağıtıyor. Tıbbın Babası olarak bilinen İbn-i Sina, kavun kabuklarının cilt hastalıklarını gidermede inanılmaz etkileri bulunduğunu ve daha birçok hastalıkları önlemede şifa deposu olduğunu belirtiyor. İşte çöpe attığınız nimet kavun kabuklarının faydaları… | Sağlık | https://www.tgrthaber.com.tr/saglik/kavun-kabugunun-faydalari-nelerdir-2830600 | Kavun yaz mevsiminin en sevilen meyvelerindendir. Mis gibi kokusu ve dolaptan çıkan buz gibi esintisiyle anında serinlik verir ve susuzluğu gidermede oldukça etkilidir. Sadece lezzeti değil faydaları da oldukça fazla olan kavun, binbir derde şifa oluyor. Sadece kavun değil kavunun kabukları da birçok hastalığı önlemede adeta şifa deposu görevi görüyor. Özellikle kış aylarında kuruyan ve yıpranan cildi sağlıklı görünümüne kavuşturmak için kavun kabuklarını kullandığınızda inanılmaz etkilere şahit olun. İbn-i Sina’nın bile önerdiği kavun kabuğunu cilt bakımı rutininize eklemenin zamanı geldi de geçiyor bile. Sadece cilt bakımı değil kavun kabukları zayıflamada bir numaralı yardımcınız olacak. İşte kavun kabuklarının saymakla bitmeyen faydaları…
KAVUN KABUĞUNUN FAYDALARI
İbn-i Sina El Kanun Fi't-Tıbb adlı kitabında kavun kabuklarının faydalarını belirtiyor. Kabuklu meyve olan kavun kabuğunun faydaları şu şekilde:
Kavunun kabuğu alına koyulursa göze iyi gelir
İçeriğinde bulunan A Vitamini sayesinde göz sağlığını destekler.
Cildi besler, güzelleşmesini ve daha canlı olmasını sağlar.
Cildi temizler, nemlendirir
Cildi ölü hücrelerinden arındır
Sivilceleri iyileştirir
Hormonlar üzerinde olumlu etkisi vardır. Bu yüzden sivilcelere ve aşırı terlemeye olumlu etki eder.
Vitiligoya iyi gelir
Kökünün kurutucu etkisi vardır
Böbrek ve mesane taşlarına iyi gelir
Kaynatılıp içildiğinde sindirim sistemini düzene sokar
Tokluk hissi vererek kilo vermeye etki sağlar
Bağışıklık sistemindeki hasarlı hücreleri tamir eder
Sedef ve egzama hastalıklarına iyi gelir
Kaynatılan kavun kabuğunun suyuyla saçlar durulanabilir. Saç derisinde oluşan deformasyonu engeller. Egzama ve sedef rahatsızlıklarında kullanılabilir.
Saç dökülmesine iyi gelir
Regl döngüsünü düzene sokar
Kalpteki ritim bozukluğunu önler
Kalp ve damar hastalıklarında fayda sağlar
Mide asidini dengeleyerek mide yanmasını ve ağrısını giderir
Böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlar
Kavun çekirdekleri kaynatılıp suyu içilirse böbrek taşlarının daha kolay dökülmesine yardım eder.
Diş ve diş etlerini temizler
Akciğerde oluşan toksinlerin dışarı atılmasını sağlar.
Kavun kabuğu C Vitamini içeriğiyle dikkat çeker. Bu nedenle bağışıklık sistemimizi destekler.
Düşük tansiyona iyi gelir. Tansiyonun dengelenmesine yardımcıdır.
Doğal şeker içerdiğinden şeker hastaları tarafından kontrollü olarak tüketilebilir.
Kavun kabuğu suyu kadınlarda görülen adet düzensizliklerine iyi gelebilir.
İlgili Haberler
Romatizma ve varisi bitiriyor, kan şekerini düzenliyor, günde 1 tatlı kaşığı ile yaradan eser kalmıyor
Kavunun zararları var mıdır, faydaları nelerdir? Dikkat: Bu durumlarda tüketmek risk taşıyor!
KAVUN KABUĞU NASIL DEĞERLENDİRİLİR?
Kavun kabuklarını 5 dakika kadar kaynattıktan sonra gargara yaparak diş ve diş eti temizliği yapılabilir.
Çay gibi demlenen kavun kabuklarını saç diplerinize uygulayarak dökülmeyi azaltabilirsiniz.
Demlediğiniz kavun çayını pamuk yardımıyla cildinize uygulayarak tonik gibi kullanabilirsiniz.
Aç karna içilen kavun çayı metabolizmayı harekete geçirerek yağ yakımını hızlandırır, ödem ve şişkinliğe iyi gelir.
Zayıflamak isteyenler kavun kabuklarını kaynatıp sabah kahvaltıdan önce bir bardak tükettiğinde midenin tokluk seviyesini kontrol altına almış olurlar. Bunun yanı sıra metabolizmayı hızlandırarak önceki yağların yakılmasını destekler.
Vitamin ve mineral deposu olan kavun hastalıklara karşı vücut direncini artırır.
İçerdikleri sayesinde bağışıklık sisteminin hasara uğramış hücrelerini yenilemesinin yanı sıra vücudun deforme olmuş birçok bölgesindeki problemlere de iyi gelir.
Tıbbi tedavide ilaç olarak kullanılan kavun mevsim geçişlerinde vücudun sıvı oranını koruyarak böbrek bezlerinin çalışmasını destekler.
KAVUNUN ZARARI VAR MI?
Midede fazla bekler ve bozulursa toksik etki gösterir. Böyle bir durumda hasta hemen kusturulmalıdır.
KAVUNUN ZARARLARI VAR MI? SORUSUNUN AYRINTILI CEVABI İÇİN TIKLAYIN |
Subsets and Splits
No saved queries yet
Save your SQL queries to embed, download, and access them later. Queries will appear here once saved.